2. OSB'deki rant ne kadar?

2.OSB ve Özel İdare neden mahkemelik oldu?

Fabrikalar şehre gereken sosyal desteği yapıyor mu?

Yağcı, sanayicilerden ne istedi?

Sanayicilerle şehrin arası açık mı?

Fabrikalar neden eleman sıkıntısı yaşıyor?

Son 15 yılda Bilecik'e büyük firma neden gelmedi?


Cafer Elmas

Mahkemelik olan 2. OSB ile Valilik arasındaki anlaşmazsızlıkta tarafları biraraya getirip arabuluculuk yapabileceğini belirten Belediye Başkanı Selim Yağcı, Bilecik gündemine ve sanayicilerimize ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bilindiği gibi 2. OSB’deki fabrikalar OSB yönetimini devralmak için İl Özel İdare’ye başvurmuş ve bu taleplerine ret cevabı almalarının ardından durumu yargıya taşımışlardı. 2. OSB’deki bazı fabrikaların dilekçe ile OSB hesaplarının incelenmesi için Bakanlık’tan Müfettiş istediklerini haberimizde kamuoyuna duyurmuştuk. Bu gelişmelerin ardından, yaşanan anlaşmazlıkların nedenini Belediye Başkanı Selim Yağcı'ya sorduk.

Başkan Yağcı, 2. OSB ve Özel İdare arasında yaşanan anlaşmazlığın yargıya taşınma sürecinde gelişmelere müdahil olduğunu ve konuyu bildiğini söyledi. Yağcı, anlaşmazsızlığı gidermek için, Bilecik'in faydası adına Belediye Başkanı olarak tarafları biraraya getirerek arabuluculuk ve hakemlik yapabileceğini söyledi.

Başkan Yağcı, konuyla ilgili gazetemize yaptığı değerlendirmelerde 3. OSB’nin hemen kurulması adına 2. OSB’deki yerleri dolu gösterdiklerini, bu durumun da bu olaya etkisi olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Konunun yargıya intikal ettiğini ve yargıdan çıkacak sonuca herkesin saygı duyacağını belirten Belediye Başkanı Selim Yağcı, davanın taraflarının devamlı aynı masada oturduğunu, yargıdan gelecek sonucu beklemeden kendi aralarında bu işin çözülebileceğine inandığını, bu sebeple konuda arabuluculuk - hakemlik yapmaya hazır olduğunu aktardı.

Bugüne kadar sanayicilerin yanında olduğunu,  kendilerine her zaman birlikte yürüyelim dediğini,  gerektiği zaman önlerinde, gerektiği zaman arkalarında yürüdüklerini ve yürütmeye de hazır olduklarını aktaran Başkan Yağcı, İdareciler olarak şehirdeki görev süreleri bittiğinde yarım saat içinde ikametgahlarını alıp gidebileceklerini, fakat sanayicilerin yaptıkları yatırımlar neticesinde şehirde daima kalacaklarını söyledi. Sanayicilerin  bu şehrin gerçek  sahibi olduğunun altını çizen Selim Yağcı, fakat sanayicilerin şehre tepeden bakma ve idarecileri hor görme lükslerinin de olmadığını belirtti.

Yağcı, Bilecik’teki idarecilerin İstanbul Valisi, İstanbul Belediye Başkanı ,İstanbul Üniversitesi Rektörü ne ise aynı yetkide ve eşit değerde olduğunu  vurguladı.

Birlikte yürünülüp birlikte hareket edilmesi durumunda sanayicilerin de Bilecik'in de büyüyeceğine inandığını belirten Başkan Yağcı, fabrikaların işçi bulamamasını fabrikaların kalifiye elemanlarına gerekli imkanı sunmamasına bağladı ve işverenler olarak biraz daha fedakarlık yapmaları gerektiğini söyledi.

Sanayicilerimize ve Bilecik'e ilişkin Belediye Başkanı Selim Yağcı ile gerçekleştirdiğimiz gündem yaratacak söyleşimizin ayrıntıları şöyle:

“2. OSB yönetimi ile firmalar arasındaki durum başka şehirlerde olabilir, başka şehirlerin şartları bunları kaldırabilir. Ama biz Bilecik’te mütevazi ölçekte yaşamını devam ettiren bir şehirdeyiz. Hepimiz birbirimize diğer şehirlerdeki vatandaşlarımızdan çok daha fazla muhtacız. Her zaman söylediğimiz gibi biz birlikte Bilecik’iz. Dolayısıyla, kamusuyla, yerel idaresiyle, ticaretle, askeri-mülki erkanıyla şehirde yaşayan vatandaşlarımızla hep birlikte bir değeri ifade ediyoruz. Bunlardan biri boynu bükük olduğu zaman şehrimizde istediğimiz oranda keyfi ve mutluluğu bulamayız. Onun için bu sorunları öncelikle aramızda anlaşarak giderilmesi noktasında çaba harcamalıyız. Görüşme konuşma platformlarını zorlamalıyız ve ortak bir noktada buluşmalı ve buluşturmalıyız.

“Ortada belirgin bir hasıla var”

Tabi ki ben konuyu bilen bir insanım. Taraflar arasındaki görüşmelerde bir sonuç elde edilemeyerek mahkeme süreci başlatılmış. Burada Özel İdaremiz, Valiliğimiz diyor ki; sanayinin devredilmesi için yeterli oranda yapılaşma burada sağlanmamıştır. Yeni 2B ile gelenlerin arazilerin de katılımıyla burada yapılaşma oranı %70’in üzerine çıkmamıştır. Sanayi yönetimini talep eden serbest girişimci kardeşlerimiz de sanayicilerimiz de diyor ki; burada oransal bu oluşmuştur artık bunun yönetimi bizler yapalım. Tabi ortada ekonomik anlamda elde edilecek belirgin bir hasıla da var.

“2. OSB’nin gelirlerinin belli bir oranı ilimizin sosyal hayatında kullanılabilir”

Bu zaman kadar 2. Organize Sanayimizin belirgin bir oranda altyapısı bitmiş, artık parselasyonları yapılmış, kalan parsellerden de net gelir elde edilecek pozisyonlar da var. Bunların ortak bir platformda düşünülmesi gerek. Sonuç olarak hepimizin ortak paydasında Bilecik var, Bilecik'in kendisi var. Bu oluşan gelirlerin belirgin bir oranını, bir ilke kararı, prensip kararı, centilmenlik kararı alarak, Bilecik'in sosyal kültürel hayatında kullanılmak gibi ara formüller de bulunabilir. Belki bu, sanayi yönetiminin kendi mevzuatı içerisinde çözümlenemeyebilir ama taraflar karşılıklı oturduklarında biz de bu olaya hakemlik yapabiliriz.

“Girişimci, yönetimin devrini istedi, Valilik kabul etmedi”

Burada aslında davalık denilen olay şu; sanayi yönetimi bize “genel kurulu toplayın ve burada artık bu devir işlemleri gerçekleşsin” dedi. Az önce bahsettiğim gerekçelerle de Özel İdare, Valiliğimiz, “yönetim kurulunun toplanmasına gerek yok çünkü bu oran oluşmamıştır” iddiasında oldu. Bu oranın oluşup oluşmadığının tespiti için sanayicilerimiz yargıya müracaat etmişler. Yargı, toplantı yapılmasına karar verirse taraflar biraraya gelecek ancak bu, işin esasına yönelik bir şey değil. O toplanmada oluşacak kararların ne şekilde tezahür edeceğini de bilemiyoruz. Yani Bakanlık da burada net bir görüş ortaya koymadı.

“3. OSB’nin arsalarını daha fazla yapılmış gösterme eğilimindeydik”

Şöyle bir gerçeği de bilen bir insan olarak şunu da ifade edeyim; bizim, 3. Organize Sanayimiz şehrimize bir an önce gelsin diye 2. Organize Sanayi’deki arsaların parsellerini daha fazla yapılmış gösterme noktasında bir eğilimimiz var. Bu da, Bilecik'in faydasına olsun, 3. Organize Sanayi'yi bir an önce açalım hesapları yapılırken, diğer taraftan böyle bir konu gündeme geldi. Bu olayda bunun da etkisi olduğunu düşünüyorum. Şu anda gerçek parseller, mahkemenin takdiri çerçevesinde, bilirkişilerin incelemeleri sonucunda hesaplanacaktır.

“2.OSB ilk aşamada 200 trilyonluk gelir elde edecek”

Bence, Bilecik’te biz aynı masada konuşan sohbet eden insanlar olarak, yargının kararını beklemeden ortak bir platformda buluşup bu kararı kendimiz verebiliriz. Sonunda bu karar verilecek, mevzuat açık. Hiç kimse kanunun üstünde değil. Belirli bir orana ulaştığı zaman bunlar özerkleşecek, devlet elini çekecek ve oradaki girişimcilere devredilecek. Bunu daha çabuklaştırabiliriz. Orada oluşabilecek hasıladan Bilecik de faydalanabilir. Burada ciddi rakamlardan bahsediliyor. Bu hasılayla sanayi içerisinde bir meslek okulu yapabiliriz. 2 yıllık meslek yüksek okulu yapılıp ya da lise yapılarak sanayinin ihtiyaç duyduğu ara elemanları yetiştirmek için bir yatırım yapılabilir. Orada oluşacak hasıladan sanayicimiz belli bir taahhüt içerisine girerler, Bilecikspor gibi ilimizin sportif hayatına katkı sağlayabilirler. Böyle olunca da kamuoyunda bir hoşluk olur. Ben kimseyi bu noktada töhmet altında bırakmak istemiyorum ama, duyduğum kadarıyla 2. OSB’nin satışa hazır arsalarından ilk aşamada 200 trilyonun üzerinde bir gelir elde edilecek.

“Şehrin gerçek sahibi sanayicilerdir”

Sanayicimiz bizim sanayicimiz. Göreve geldiğim ilk günden itibaren hep şunu dedim: Bir şehrin gerçek sahipleri sanayicilerdir. Ben belediye başkanıyım ama yarım saat içerisinde ikametgahımı alıp gidebilirim. Ama sanayici yatırımını buraya yapmış bir insan olarak kolay kolay buradan gidemez. Yatırımının sonuçlarını görmek zorundadır. Biz sanayicilerimizi de şehrin gerçek sahipleri olarak görüyoruz ama sanayicilerimizin de şehrin gerçek sahipleri gibi Bilecik’in sosyal ve kültürel hayatına katkı sağlamaları gerekir.

“Sanayici, şehrin sosyal kültürel hayatına dokunmalı”

Bir kere sosyal sanayicimiz çok az. Sanayi kuruluşlarımız Türkiye sıralamasına girdik diye reklamlar yapıyorlar. Bunlardan sonra derece gurur ve mutluluk duyuyoruz. Ama ben şuna inanıyorum; sanayicilerimiz kendi programları içerisinde şehre pozitif anlamda sosyal, kültürel, sportif yaşantısına kapılarını açsalar küçük dokunuşlar yapsalar bugün Bilecik’te kültürel ve eğitim anlamında ne bursa ihtiyacı olan öğrencimiz kalır, ne sıkıntı çeken spor kulübümüz kalır, ne de kültürel noktalar da bir etkinlik ihtiyacımız kalır.

“Sanayicimizin şehre katkısını yeterli bulmuyorum”

Her sanayicimizin reklam portföyünün belirli bir oranda olduğunu biliyorum. Ulusal düzeyde yaptıkları reklamın yüzde 1’lik oranını Bilecik’e sevketseler, Bilecik’te tanınırlığa ihtiyaçları olmayabilir ama, Bilecik’in sosyal, kültürel, sportif hayatına gelişimi noktasında çok büyük katkıları olur. Çok daha etkin ve yetkin konuma gelirler. Sanayicilerimiz şehre hiç destek vermiyor demiyorum. Yapanlara, yaptıkları destekler sebebi ile ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dönem dönem bizim de müracaat edip kendilerinden destek aldığımız projeler oluyor. Bunu da gururla kamuoyuna yansıtmışızdır. Geçen dönem 1. OSB yönetimi engellilere yönelik olarak bizlere araç bağışladı. Arslan Alüminyum 2004-2005 yıllarında Şelale Park’ın yapımında bize katkı sağladı. 10 yıldır tabelası orada duruyor. Kaç bin insan o tabelanın önünde fotoğraf çektiriyor. TEKMAR, Çocuk Sineması’nın yapımında destek sağladı. Bugün kendileri yok ama o eser kendilerini temsil ediyor. GRANİTAŞ, üst geçidi yaptı. Kullanılmasa da onurla onun markasını orada taşıyoruz. Sanayicilerimiz değişik etkinliklerde katkı sağlıyorlar. Ama Bilecik adına sanayicilerimizin büyüklüğüne bakarak bunları yeterli görmüyorum. Onlar daha üst seviyede bizlere destek verebilirler.

“Sanayicilerimiz şehre yukarıdan bakıyorlar”

12 yıllık Belediye Başkanı olarak söylüyorum: Birlikte yürüyelim. Önden yürümemi istiyorsanız önden yürüyüp hedef olayım. Arkadan yürümemi istiyorsanız arkadan yürüyeyim. Yanınızda yürümemi istiyorsanız yanınızda yürüyeyim. Yeter ki birlikte yürüyelim. Çünkü Bilecik’in buna ihtiyacı var. Ama sanayicilerimiz de lütfen şunu yapmasın; “Bilecik küçük bir şehir, Bilecik’teki yöneticilerden ne olacak? Ebadı nedir? Kaç bin kişilik bir şehri yönetiyorlar?” gibi bakış açısıyla idarecilerimizi hor görmesinler. Buradaki Vali, İstanbul’daki Vali neyse odur. Belediye Başkanı, İstanbul’daki Belediye Başkanı neyse odur. Buradaki tüm yöneticiler emsalleriyle en azından eşittir. Herkes saygının en yükseğini hakeder. Ben sanayicilerimizin şehrimize biraz yukarıdan baktığını düşünüyorum.

“Neden hiçbir sanayicimizin Bilecik’te okulu yok?”

Bu zamana kadar bu samimi duygularımı çok paylaşmadım. Hepimiz birbirimizi biliyoruz ve şunu da çok iyi biliyoruz; birlikte olursak başarırız. Birlikte olursak bu şehirde yaşamanın, üretmenin keyfi daha yüksek olur. Bu birlikteliği bu zamana kadar devam ettirdik bundan sonra daha üst seviyelere çıkarmamız lazım. Onların çok ciddi sanayi ve hayat deneyimleri var. Bundan sonra şehir adına tecrübelerinden ve imkanlarından daha fazla faydalanmak istiyoruz. Hakkımızı almak istiyoruz. Şehrin her yanına baktığımda bir sanayicimizin sosyal hayatta eserini görmek istiyorum. Sadece Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılan sanayiciliği istemiyorum. Niye sanayicilerimizin hiçbirinin Bilecik’te bir okulu yok? Yapamayacak durumdalar mı? Birçok yerde yapıyorlar. Yani mutlaka sanayicilik zor bir iştir, girişimcilik vardır ama bu şehrin değeri yok mu?  Bu şehirde 20 yıldır üretim yapıyorlar.

“3.OSB yeni göçü beraberinde getirecek”

Bilecik’te eleman sıkıntısını Belediye olarak biz de çekiyoruz. Kalifiye eleman veya belirgin iş kollarında vücutla çalışılacak işlerde eleman bulmakta maalesef güçlük yaşıyoruz. 3. Organize Sanayi’yi oluştururken, şehrin büyüyeceğini ve yeni yerleşim alanlarının açılacağını da düşünüyoruz. Şu anki insan envanterimiz 3.Organize Sanayi’yi kaldıracak güçte değil. Dolayısıyla 3. OSB yeni göçü getirecektir. Yeni göçün planlı ve düzenli şekilde gelişmesi ve şehrin büyümesine katkı sağlaması için projelerimizi bu günden yapmamız lazım. Yoksa burada göçebe bir toplum oluşur ve mantar gibi gecekondulaşma oluşur. Bunun da planlamasını yapıyoruz.

“Sanayiciler işçileri için gayrimenkul yatırımı yapsın”

Şu da bir gerçek, elemanlar sık sık yer değiştiriyor. A fabrikasında da çalışsa asgari ücret, B fabrikasında da çalışsa asgari ücret alıyor. Kendine inanan, güvenen eleman, biraz daha iyi imkan sunulduğunda işini değiştiriyor. Bu yüzden kalifiye elemanı tutmak için sanayicilerimiz imkanlarını biraz daha zorlamalılar. Çalışanlarına daha iyi sosyal imkanlar sunan kuruluşlar var. Önümüzdeki yıllarda şunu da teklif edeceğim: Her sanayi kuruluşu çalıştırdığı işçisi için belirgin bir oranda gayrimenkul yatırımı yapsın, konut yapsın. Hem şehrin gelişimine katkı sağlasın, hem elemanı ile kendi arasında “ceketimi alır giderim” anlayışını yıksın. Daha farklı bağ oluştursun, güç oluştursun. Bir takım ruhunun oluşmasına katkı sağlasın. Bugün bu alanda başarılı olan, 300-500 tane konutu olan sanayi kuruluşları da var. Onları bu anlamda kutluyorum. Bilecik’te 3. OSB ile birlikte ciddi bir göç dalgasının olacağını düşündüğümüz için planlarımız içerisine bunları da koyuyoruz.

“Bilecik’te yatırımcıya tek parça büyük arsa veremiyoruz”

Güçlü ve büyük firmalar yatırım yapmak için büyük arsalar istiyorlar. Şu anda bizim Organize Sanayi bölgemizde yargıdan dönen arsa haricinde büyük tek parça halinde arsalarımız yok. Şu anda kalan yerler fiziksel olarak uygulanabilirliği zor olan alanlar. Yeni bir alan, yeni bir yapılaşma olursa 1000-1500 dönümlük alanları tek kalemde kullanabilecek sanayi kuruluşları şehri tercih edebilir. Elginkan Holding, “Söğüt’te yatırımlarımı yönlendireceğim” dedi ve oradaki yeri tek parça olduğu için aldı. SERANİT, ek yatırımı Bilecik’te yapmayı çok arzu etti ama yapamadı. İnönü’den fabrika aldı. Neden? Tek parça halinde 400 dönümlük arazi buldu. Bilecik’te biz toplama ile 100 dönümü zor yapıyoruz. Beni arayıp “Bize 200 dönüm arazi lazım” diyorlar ama altyapısı olan tek parça yer veremiyoruz.

“3. OSB’de Otomotiv gibi sektörleri Bilecik’e getirmek istiyoruz”

Her olay kendi şartlarını doğurur. 3. OSB alanının altyapısını oluşturursak bu alan kendi müşterisini çıkarır. Kaldı ki biz, 3. OSB’de şehre marka değeri katabilecek, otomotiv sektörü gibi sanayi kollarının gelmesini istiyoruz. Ama biliyorsunuz 3’üncü sanayinin kurulabilmesi için mevcut sanayilerin %70 doluluk oranına ulaşması lazım. Bu anlamda yeni sanayi alanları açıldıkça, genişlemeler yapıldıkça bu oran düşüyor. Biz orada özel bir hükümden faydalanmaya çabalıyoruz. 3. OSB alanının harita alt yapısını, mülkiyet alt yapısını bitirdik. En azından elimizde bir envanter oluştu. Seçimlerde mutlak bir tablo çıksaydı bu konuda bir gelişme de sağlayabilirdik. Ama bu siyasi sürecin de belirsiz gitmesi bu anlamda bizim yönetim olarak hamlemizi biraz öteledi.”

Editör: TE Bilişim