15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü münasebetiyle Tüketici Hakları Derneği Bilecik  Şube Başkanı Cüneyt Taşkesen bir basın açıklaması yayınladı.

SAĞLIKLI VE YETERLİ GIDAYA ERİŞİM EVRENSEL TÜKETİCİ HAKKIDIR

Tüm Dünyada 15 Marl Dünya Tüketici Haklan Günü nedeniyle, Tüketici Hakları Derneğinin de üyesi olduğu Uluslararası Tüketici Örgütü tarafından belirlenen konu üzerinde çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Bu yılın 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü nedeniyle “Sağlıklı ve Yeterli Gıdaya Erişim” konusu gündeme alınmıştır. Tüketici Haklan Derneği, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Gününü bir hafta şeklinde ele alarak belirlenen konu üzerinde çeşitli etkinlikler yapmaktadır.

Derneğimiz, uzun yıllardan beri gıda konusunda yaşanan sorunları çözüm önerileri ile birlikte çeşitli şekillerde dile getirmektedir. Tüketicilerin evrensel haklarından birisi sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim hakkıdır. Türkiye’de bu konuda bir çok sorun yaşanmaktadır. Bu sorunları çözümleriyle birlikte ele alacağız.

SAĞLIKLI GIDA VE BESLEME İLE İLGİLİ TANIMLAR Sağlıklı Gıda: Besleyici değerini kaybetmemiş, fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikeler açısından temiz, kronik hastalıklardan koruyucu, lezzetli ve bozulmamış gıda demektir.

Sağlıklı Beslenme: Besin değeri yüksek, günlük olarak alınması gereken hayvansal, bitkisel protein, yağ, mineral, vitamin ve karbonhidratı içeren gıdadır.

Satın Alınabilir Gıda: her gelir grubunun satın alabileceği gıda.

Gıda Güvenliği: Sağlıklı ve kusursuz gıda üretimini sağlamak amacıyla gıda hammaddesinin eldesi, üretimi, işlenmesi, saklanması, dağıtılması ve tüketimi sırasında gerekli kurallara uyularak alınması gerekli önlemlerdir.

ÜLKEMİZDEKİ GIDA VE TARIM POLİTİKALARI

Ne yazık ki, ülkemiz dünyada tarımsal açıdan en uygun koşullara ve zengin biyoçeşitliliğe sahip olmasına karşın, tarımda ithalatçı konuma düşürülmüştür. Tarımımızın ve gıdamızın belkemiğini oluşturan kırsal kesim çökertilmiş ve kentlere göçe zorlanmıştır. Artık, kırsal kesimde üretim yapacak nüfus hızla azalmaya devam etmektedir. Büyükşehirlerin sayısının artması da kırsal kesimdeki nüfusun ve tarımsal üretimin azalmasını daha da hızlandırmıştır. Bununla birlikte, tarım toprakları hızla betonlaşmakta ve üretim dışında bırakılmaktadır. Giderek azaltılması ve devre dışına bırakılmasının yanı sıra, kullanılan kimyasal tarım gübresi ve tarımsal ilaçlar nedeniyle, tarım topraklarının hızla kirlenmesine de neden olunmaktadır. Bunun yanı sıra, söz konusu kimyasal gübre ve tarım ilaçları yer altı ve yer üstü sularının hızla kirlenmesine de neden olmaktadır. Kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanımı tarımsal ürünlerin kimyasal yönden kirlenmesine neden olmaktadır.

Diğer taraftan, tarımsal üretimde bir planlama olmaması ve üretimin hızla endüstriyel büyük tarım şirketlerine terk edilmesi hem üretimin azalmasına hem de sağlıksız tarımsal ürün üretimine neden olmaktadır. Öte yandan, gerek küçük aile çiftçiliğinin ve tarımsal üretim kooperatifçiliğinin çökertilmesi gerekse piyasanın özel firmalara ve aracılara terk edilmesinden dolayı da tarımsal ürünlerin pahalılığına neden olunmaktadır.

SON BİR YILDA GIDA FİYATLARI REKOR DÜZEYDE

Şubat 2014 sonu ile Şubat 2015 sonu itibariyle bir yıllık dönemde tüketicinin gıda enflasyonu son oniki yılın rekorunu kırmıştır. Gıda enflasyonu normal enflasyonun 2 katına çıkmıştır. Son bir yıl içerisinde çalışan, emekli memur ve öğretmenler ile emekli işçilerin 68 temel gıda maddesinde, çalışan asgari ücretli işçinin ise 54 temel gıda maddesinde satın almak güçleri düşmüş ve yoksullaşmalardır. Tüketiciler, artık, 2014 Şubat ayma göre 2015 Şubat ve Mart aylarında daha az peynir, daha az et, daha az sebze ve meyve, daha az zeytin, zeytinyağı, tereyağı, çay ve daha az ekmek alabilmektedirler.

TÜİK’in açlık sınırı rakamına göre, Türkiye’de 14 milyon dolayında kişi açlık sınırında yaşamaktadır. Türk-İş’in açlık sınırı rakamına göre ise, Türkiye’de 54 milyon dolayında kişi açlık sınırında yaşamaktadır. Tüketiciler, zorunlu harcamaları olan kira, elektrik, yakıt, su, ulaşım ve okul masraflarını gıda harcamalarından keserek karşılamak zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle de dar gelirli yoksul tüketiciler yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenemedikleri için çeşitli hastalıklara yakalanmaktadırlar.

GIDALARIMIZDA SAĞLIK RİSKLERİ VE TEHLİKLERİ

Gıda sağlığını ( güvenliğini) tehdit eden başlıca unsurlar fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikelerdir.

Fiziksel Tehlikeler: Gıdalarda bulunmaması gereken cam kırıkları, plastik, kemik, kağıt, taş, toprak, tahta, metal parçaları, saç, tırnak, sigara külü, sinek, böcek, radyoaktivite ve çeşitli kirler gibi yabancı maddeler fiziksel tehlikelerdir. Bunlar, hammadde elde edilmesi, üretim, saklama, paketleme, taşınma veya tüketim aşamalarında çevreden gıdalara bulaşabilirler veya hile ile eklenebilirler. İnsanların derisi veya gözlerine zarar verebilen veya kansere neden olabilen diğer bir fiziksel tehlike de radyasyondur.

Biyolojik Tehlikeler: Gıdalardaki biyolojik tehlikeler üç gruba ayrılabilir. Birincisi: gıda bileşiminde doğal olarak bulunan zehirli kimyasal maddelerdir ( örneğin, yeşillenmiş ve filizlenmiş patateste oluşan solanin, zehirli bal, zehirli mantarlar, bazı bitki meyvelerindeki siyanatlar gibi ). İkincisi: gıdalara bulaşan ve uygun koşullarda üretilmeme veya saklanmama nedeniyle hızla üreyen mikroorganizmalar ( küfler, parazitler, bakteriler), virüsler ve mikrobiyal toksinlerdir. Üçünçüsü: Genetiği Değiştirilmiş Organizmalardır ( GDO).

Gıda Zehirlenmelerine Neden Olan Bakterilerden Bazıları: Patojenik Escherichia coli, Salmonella, Bacillus cereus, Staphylococcus aureus, Clostridium botulinum, C. Perfringens, Listeria monocytogenes.

Mikroorganizmaların Başlıca Bulaşma ( Kontaminasyon) Kaynakları: Toz, toprak, hava, haşereler, kemirgenler ve diğer hayvanlar çiğ gıdalar, çöpler, gıda üretiminde kullanılan araçlar- gereçler ve insanlardır. İnsanlar, birçok patojen bakterinin ( hastalık oluşturan canlılar, mikroplar) kaynağıdır. İnsanın boğazı, burnu, elleri, derisi, bağırsakları ve dışkısı bakterilerle yüklüdür. Bu nedenle hastalık oluşturan bakterilerin ( mikropların) çoğunluğu insanlar tarafından gıdalara bulaştırılır.

Kimyasal Tehlikeler: Gıdalara katılan gıda katkı maddeleri ( GKM). Tüketiciler, her gün onlarca farklı gıda katkı maddesi ve gıdalara bulaşan diğer kimyasal maddelerin etkisinde kalmaktadır. Gıda katkı maddeleri ve gıdalara dışarıdan bulaşan kimyasallar insan ve hayvan organizmasında metabolize edilmeyen, hücreler içinde yabancı ( toksit ) maddelerdir. Kimyasal tehlikeler, gıdanın içinde saklandığı ya da bekletildiği kaptan çözülme sonucu geçen veya çevresel atıklardan bulaşan metaller ( ci va, kurşun, kadmiyum gibi), dioksinler, tarım ilaçları, iyi durulanmayan kaplardan geçen deterjan atıkları, gıda ambalajlarından bulaşan kimyasallar, pestisitler ( tarım ilaçları) ve veterinerlik ilaç kalıntıları, önerilen miktarların üzerinde kullanılabilen gıda katkı maddeleridir.

GENETİĞİ    DEĞİŞTİRİLMİŞ     ORGANİZMALAR  ( GDO)

Doğrudan tüketilmese de genetiği değiştirilmiş mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakkaroz, fruktoz içeren başlıca gıdalar; bisküvi, kraker, kaplamalı çerezler, pudingler, bitkisel yağlar, şekerlemeler, tatlılar, pasta, reçel, süt ürünleri, çikolata, gofretler, meyve aromalı yoğurt, dondurma, kek, kurabiye, tart, jöle, kola, gazlı içecekler, meyve suları, mayonez, salata sosları, salamura, hazır çorbalar, tatlı ekmekler, helvalar. Özellikle de büyük endüstriyel hayvan çiftliklerinde büyükbaş hayvanlar, küçükbaş hayvanlar ve kümes hayvanları gdo’lu yemlerle beslenmektedir. İster doğrudan, isterse dolaylı yollardan tüketilsin GDO’lar ve GDO’lu ürünler ve gıdalar, bir çok bilim insanının yapmış olduğu araştırmalar sonucunda insan ve hayvan sağlığı, biyoçeşitlilik ve toprak açısından ileride telafisi mümkün olamayacak büyük tehlikeler içermektedir.

ÇAPRAZ BULAŞMA

Eğer doğal bulaşma olan bir gıda maddesi diğer bulaşma olmayan bir gıdaya katılırsa buna çapraz bulaşma denir. Bakterilerin çiğ et, yıkanmamış sebzeler gibi çiğ gıdalardan, pişmiş et, peynir, salatalar gibi yenmeye hazır, çabuk bozulan gıdalara, kirli eller, temiz olmayan alet, ekipman yoluyla geçmesidir. Bakteriler, bir gıdanın diğer bir gıdaya doğrudan teması veya damlaması yoluyla kolaylıkla bulaşabilir. Örneğin; eller, alet-ekipman, giysiler, bıçak ve diğer aparatlar ile bulaşma olabilir. Çapraz bulaşma GIDA ZEHİRLENMESİNİN başlıca sebeplerinden birisidir.

HAZIR GIDALAR

Tarladan soframıza gelinceye kadar bir çok işlemden geçmiş olan, içinde gıda katkı maddeleri ile çok yüksek tatlandırıcı özelliğine sahip olan ve mısırdan elde edilen fruktoz şurubunun kullanıldığı amlajlanmış gıda maddeleridir. Bununla birlikte, hazır gıdalarda genellikle fiziksel, biyolojik ve kimyasal diğer tehlikeli kirliliklerin bulunma olasılığı çok yüksektir.

Diğer taraftan, hazır gıdalar, genellikle besleyicilik değerini ve doğal özelliğini kaybetmiş gıdalardır.

HAZIR GIDALARIN NEDEN OLABİLECEĞİ HASTALIKLAR

Hazır gıdalar çocuklarda ve gençlerde gelişim sürecini yavaşlatmakla birlikte, obeziteye, şişmanlığa, kalp-damar hastalığına, hipertansiyona, diyabete, osteoporoza ( kemik erimesi), kansere, karaciğer yağlanmasına, alerjiye neden olabilmektedir.

Hazır gıdaların tüketilmesi sonucu yetişkin bireylerde yüzde otuz, çocuklarda ise yüzde altmış kanser riski vardır. Dünya Sağlık Örgütü, 2020 yılına kadar kanser hastalıklarının yüzde altmış oranında artacağını vurgulamıştır. Bu artıştan yüzde 35 oranında gıdalara katılan veya bulaşan kimyasal maddelerin sorumlu olacağını belirtmiştir.

Hazır gıdalarda kullanılan mısır şurubu ( fruktoz) doyma hissini geçiktirmekte, acıkma hissini öne almaktadır. Fruktoz hızla yağa dönUştüğü için diyabete, kalp-damar hastalığına, karaciğer yağlanmasına ve hipertansiyona yol açmaktadır.

KİMYASAL TATLANDIRICILAR

Sıfır kalorisi olduğu gerekçesiyle hazır gıdalarda aspartam ve sakarin gibi kimyasal tatlandırıcılar şeker yerine kullanılmaktadır. Tatlandırıcılar şekerden yüzlerce kat daha tatlıdır. Örneğin, aspartam şekerden 200 kat, sakarin ise şekerden 300 kat daha tatlıdır. Bu kimyasal tatlandırıcıların kullanıldığı başlıca hazır gıdalar şunlardır: Diyet kola, düşük kalorili yoğurt, şekersiz sakız, aromalı süt, meyve suyu ve diğer içecekler, tatlı, çerez, şekerleme, boğaz pastili, kakao, kuru meyve, dondurma, soslar, hardal, çorba, reçel, jöle, marmelat, meyve konservesi, balık, kahvaltılık tahıl, fırıncılık ürünleri, kilo verme amaçlı gıdalar, diyet gıdalar, gıda takviyeleri, bira, elma ve armut şarabı, baklava, helva, sütlü tatlılar.

Aspartamın Zararları: Başağrısı, unutkanlık, eklem ağrısı, bulantı, uyuşukluk, kas spazmları, şişmanlık, döküntü, migren, depresyon, yorgunluk, huzursuzluk, uykusuzluk, görme kaybı, işitme kaybı, çarpıntı, solunum güçlüğü, korku atakları, ağzı dolanma, tat kaybı, kulak çınlaması, baş dönmesi, parkinson, kanser.

GIDA REKLAMLARI

Gıda reklamları genellikle aldatıcı, yanıltıcı ve istismar edici niteliktedir. Ayrıca, gıda reklamlarında çocukların kullanılması ve oynatılması tehlikeyi daha da arttırmaktadır. Ancak, ne yazık ki, Tüketici Hakları Derneği olarak, çocukların gıda reklamında oynatılmaması konusunda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a bir hüküm konulmasını istemiş olmamıza karşın, önerimiz kabul görmemiştir.

OKUL KANTİNLERİ

Tüketici Hakları Demeği olarak, 2007 yılında okul kantinlerinde satılan yiyecek ve içeceklerin çocuklarda neden olabileceği sağlık sorunları ile çözüm önerileri konusunda 8 üniversitenin halk sağlığı anabilim dallarından beslenme ve diyetetik bölümlerinden ve diğer ilgili bölümlerinden görüşler aldık. Aldığımız görüşlerde okul kantin ve kafeteryalarda satılan bisküviler, kekler, şekerlemeler, cipsler, çikolatalar, gofretler, sucuklu, salamlı tost ve sandviçler, kola, gazlı içecekler, hazır meyve suları gibi yiyecek ve içeceklerin şu hastalıklara neden olduğu belirtilmiştir: Obezite, hipertansiyon, diyabet, kroner arter hastalığı, osteoropoz ( kemik erimesi), kanser, alerji.

Demeğimize gelen görüş ve önerileri Milli Eğitim Bakanlığına, Sağlık Bakanlığına, o zaman ki Sanayi ve Ticaret Bakanlığına, RTÜK’e bildirerek gerekli önlemlerin alınmasını istedik. Ancak, 2012 yılından itibaren kantin ve kafeteryalarda kola, cips ve gazlı içeceklerin satılması yasaklandı ancak, diğer hazır ve ambalajlanmış unlu ve şekerli gıda maddelerinin satılmasına karşı herhangi bir önlem alınmamıştır. Kantin ve kafeteryalarda yaptığımız yeni araştırmalarda, satılması istenilen yararlı yiyeceklerin büyük bir çoğunluğunun kantinlerde satılmadığını gördük. Çocuklarımız harçlıklarının nerede ise tamamını okul kantinlerindeki çocukların sağlığı açısından çok zararlı olan unlu ve şekerli hazır gıdalara harcadıklarına ilişkin araştırmalar bulunmaktadır. Bu konuda acilen ilgili bakanlıkların ve Hükümetin önlem almasını ve kantinlerde bu tür zararlı hazır gıdaların üniversitelerin önerdiği şekilde satılmamasına ilişkin önlem alınmasını tüm veliler, okul aile birliği yöneticileri,öğretmenler olarak istemeliyiz ve mücadele etmeliyiz.

HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

Hayvan hastalıkların önlemesi, kontrolü ve büyümenin hızlandırılması amacıyla hayvan yetiştiriciliğinde antibiyotik kullanımına ilişkin Uluslararası Tüketici Örgütünün Mart 2014 tarihli raporunda şu tehlikelere işaret edilmektedir. Çiftlik hayvanlarındaki dirençli mikroorganizmalar, kontamine gıda tüketimi, hayvanlarla doğrudan temas, veya kirlenmiş toprak veya su gibi çevresel ortamlar yoluyla insana geçebilmektedir. Antimikrobiyal direncin (AMR) kodlandığı genler, hayvanların taşıdığı mikroplardan insanda hastalık yapabilen mikroplara transfer olabilirler.

Antibiyotiklere karşı bakteriyel direnç bütün ülkelerde artmaktadır. Bu E-coli, Salmonella ve Campylobacter gibi gıda kaynaklı patojenlere karşı direncin artışını da içermektedir. Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde Tüketici grupları tarafından yaptırılan gıda güvenliği testlerinde, et ve kümes hayvanlarında antibiyotiklere karşı dirençli bakterilerin endişe verici düzeyde olduğu saptannııştır.Çiftliklerde yapılan çalışmalarda, carbapenem- dirençli enterobacteriaceae’dan metisilin-dirençli staphlococcus’a kadar çeşitli dirençli bakteri türleri görülmüştür. Antibiyotik direnci, ciddi hastalıkların artmasını, hastaneye yatış oranlan ile ölümlerin artmasını da beraberinde getirmektedir.

•          SAĞLIKLI VE YETERLİ GIDAYA ERİŞİM EVRENSEL TÜKETİCİ HAKKIDIR

•          RANT İÇİN DEĞİL, HALK İÇİN GIDA VE TARIM POLİTİKASI

•          YANLIŞ GIDA VE TARIM POLİTİKALARI TERK EDİLMELİDİR

•          GIDADA HER GEÇEN GÜN AÇLIK VE YOKSULLUK ARTMAKTADIR

•          SAĞLIKSIZ VE YETERSİZ BESLENME KADER DEĞİL, YANLIŞ GIDA VE TARIM POLİTİKALARININ BİR SONUCUDUR.

•          İŞLEM GÖRMEMİŞ DOĞAL, EKOLOJİK VE SAĞLIKLI GIDALARI TERCİH EDELİM

•          HAZIR GIDALARDAN ÇOCUKLARIMIZI VE KENDİMİZİ KORUYALIM

•          KÜÇÜK AİLE ÇİFTÇİLİĞİ VE KIRSAL KALKINMA GELECEĞİMİZDİR.

BU KONUNUN TEMEL BİR GIDA VE TARIM POLİTİKASI OLMASI İÇİN MÜCADELE EDELİM.

BİLİNÇLİ TÜKETİCİ KİMDİR?

*          Haklarını bilen, arayan, haklarına sahip çıkan ve savunan

*          Toprağımızın, suyumuzun, havamızın, bitki örtümüzün, kısaca çevremizin kirlenmemesi, sağlıklı ve yeterli gıda için mücadele eden

*          Gıdamız üzerinde oynanan oyunlara karşı çıkan ve gıda egemenliğimize sahip çıkan

*          Ekolojik tarım üretiminin ve ürünlerinin ülkemizde yaygınlaşmasına ve bu ürünlere tüketicilerin ulaşabilirliğinin sağlanmasına çalışan

*          Küçük aile çifçiliği ve kırsal kalkınmanın temel bir gıda ve tarım politikası olması konusunda mücadele eden

*          Çevreye karşı duyarlı olan, Yurdumuzun ve Dünyanın her köşesini kendi evi gibi düşünen

*          Tüketici haklarının uygulanması, savunulması ve geliştirilmesinin, ancak, tüketicilerin bir araya gelerek örgütlenebilmeleriyle sağlanabileceğine inanan

Kişi Bilinçli Tüketicidir.

Editör: TE Bilişim