Sağlık-SEN Bilecik Şubesi’nin mülkiyetini aldığı hizmet ofisinin açılışı bugün gerçekleşti. Şube Başkanı İrfan Yelken’in girişimleri sonucu hizmete giren yeni şubenin açılışına Sağlık-SEN Genel Başkanı Metin Memiş ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerinin yanı sıra İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz ve Halk Sağlığı Müdürü Ömer Balcı katıldı. Sendika bundan böyle faaliyetlerine İstiklal Mh. Ali Rıza Özkay Cd. Cihan Apt. Kat 4’te bulunan bürosunda devam edecek.

Açılış için Bilecik’e gelen Sağlık-SEN Genel Başkanı Metin Memiş, açılışta yaptığı konuşmada, Şube Başkanı İrfan Yelken’i gayretleri için kutladı. Bilecik’in üye sayısının az olmasına rağmen büro açan 33 ilden biri olduğunu belirten Memiş, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:


“Sadece ‘ücret sendikacılığı’ yapmıyoruz!”

“Memur sen deyince, bu ülkede mazlumların sesi olan, milletin sesi olan, kamu çalışanlarının haklarını gerçek anlamda arayan, ücret sendikacılığı değil, hizmet sendikacılığı anlayışıyla hizmet eden bir sivil toplum örgütüyüz. Tabi bu sivil toplum örgütü, bugün eğer Türkiye’de yeni Türkiye söyleminden bahsediliyorsa, bu söylemin oluşmasında, yani Türkiye’de millet iradesinin sandığa yansıtılmasında, vesayetin son bulmasında ve yeni Türkiye’nin oluşmasında elbette ki Memur-Sen’in büyük emeği ve katkısı var. Bizler birileri gibi sendikacılığı sadece ücret ya da ideolojik sendikacılık arasına sıkıştırmıyoruz, bizler Akif İnan ağabeyimizin söylediği gibi “çağı kurtarmanın bir eylemidir çağdışı görünen ilgimiz bizim” sözünden de anlaşılacağı gibi, yeni bir sendikacılık modelini kurulduğumuz günden sonra getirdik. Tabi bu yeni sendikal anlayışımızla beraber de sadece kamu çalışanlarımızın değil milletimizin değil, tüm İslam aleminin, tüm mazlumların, dini, dili, ırkı ne olursa olsun dünya üzerindeki tüm mazlumların sesi olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Elbette ki böylesi güzel bir mekanın sendikamıza kazandırılması çok çok önemli.


“Önemli olan zora talip olmak”

Bilecik’in şartları belli. Bilecik’in üye olacak potansiyeli belli. Bilecik’in üye sayısı belli. Ama işte dava adamlığı, gönül adamlığı böyle bir şey olsa gerek. Hazıra talip olmak değil, kolayı yapmak değil, zora talip olarak, “Evet ben bugün varım, yarın olmayabilirim. İnsandır, bugün var yarın yokuz, ama eserlerimiz kalıcı” diyerek, sadece manevi anlamda yapılan hizmetlerin yanında böyle maddi bir imkanı da, böyle güzel bir mekanı da güzel Bilecik’imizde bizlere kazandırmış olması dolayısıyla şube başkanımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Türkiye genelinde 33 ilimizin yeri var. Ama o diğer illerimizin maddi anlamda kaynakları çok çok iyi. Bunlar içinde Bilecik şubemiz gelir bakımından en düşüklerinden biri olmasına rağmen böyle bir mekanın alınmasına girişilmesi bile gerçekten dava adamlığıdır. Ben bir kez daha huzurlarınızda başkanıma, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, temsilci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu hizmet binamızın Bilecik’imize, Sağlık-Sen’imize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Burada, ülke için, Milletimiz için,  geleceğimiz için, kamu çalışanlarımız için hayırlı güzel kararların alınmasını Cenabı Hak’tan temenni ediyorum.


“Türkiye, 2 milyona yakın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yapıyor”

Bugün Bilecik şubemizin mülkiyetini almış olduğu hizmet ofisimizin açılışı için buradayız. Tabi Bilecik’te Sağlık-Sen’imiz yetkili bir sendika. Burada olduğu gibi Türkiye’de de 206 bin üyemizle Türkiye’nin sağlık hizmetleri kolunda en büyük yetkili sendikasıyız. Sağlık hizmetleri kolunda. Bu anlamda Türkiye’deki yeni sendikacılık anlayışıyla beraber hem hak arama mücadelesinde hem de millet adına söz söyleme mücadelesinde hem tüm mazlumların sesi olma konusunda Memur-Sen olarak göstermiş olduğumuz Akif İnan ağabeyimizin bize çizmiş olduğu yolda bu sendikal mücadeleyi veriyoruz. Elbette ülkemizde demokrasinin taşları yeni yeni yerine oturmaya başladığı bu süreç içerisinde birçok badireleri millet olarak hep beraber atlattık. Öncelikle Türkiye’nin güçlü bir ülke olmasını istemeyen başta küresel güçler ve onun işbirlikçileri ülkemiz üzerinde derin oyunlar oynamak istediler. Gezi eylemleriyle beraber başlattıkları bir milletin iradesini elinden alma sürecinde başarılı olmadılar. 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarıyla bu süreci devam ettirmek istediler. Yine bu planları da bozuldu. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yine birtakım ayaklanmalarla mezhep çatışmaları başlatmak istediler. Bu da olmadı. Şu an toz pembe olan Türkiye’de son günlerde bakıyoruz ki ülkeyi kan gölüne çevirmek isteyen yine Türkiye’deki milletin birlik ve beraberliğini bozmak isteyen küresel güçlerin oyunuyla maalesef karşı karşıyayız. Elbette bölgemiz ateş çemberi içinde.


“Kobani’de 200 bine yakın Kürt kardeşimiz ülkemize getirildi”

Bölgemizde, özellikle Suriye’deki yıllardan beri süren, Irak’taki süren savaş, Mısır’daki demokrasinin askıya alınması ve coğrafyamızdaki Filistin’deki Filistinli kardeşlerimizin İsrail tarafından katledilmesi bunların hepsine bakacak olursak arada kendisini koruyacak olan, muhafaza eden, demokrasiyi geliştiren, milletine sahip çıkan bir ülke Türkiye var. O zaman Türkiye üzerinde de oyunlarımızı oynayalım. Türkiye’yi de bölelim, Türkiye’yi de zayıf bir ülke haline getirelim mücadelesi var. Tabi şöyle bakacak olursak Türkiye 2 milyona yakın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yapıyor.  Allah kimseyi evinden barkından uzak etmesin. Şimdi tabi oradaki insanlar savaş nedeniyle ülkemizdeler. Elbette ki millet olarak bizler ensarlık görevimizi yapacağız. O kardeşlerimize kucak açacağız. Bugün açtığımız gibi yarın da açacağız. Ama İşid’in Kobani’ye saldırmasını bahane ederek bu ülkede milletin bölünmesine neden olmasına çalışanları, bu ülkede nasıl ki Kobani’de İşid bir katliam yapıyorsa aynı katliamı kendi kardeşlerine yaparcasına bir sokak eylemleri başlatılmasını kabul etmiyoruz. Bunun ülkemiz üzerinde elim bir oyun olduğunu düşünüyoruz. Ama milletimizin feraseti, milletimizin birliği ve beraberliği bu oyuna müsaade etmeyecek. Bakın Kobani’de 200 bine yakın Kürt kardeşimiz ülkemize getirildi. Getirilmeden önce bugün açıklama yaptı hükümet yetkilileri. Oraya her ay 200 tır dolusu gıda yardımı yapıldığını söylediler. Ama Kobani’yi bahane ederek bu ülkede kardeş kavgası başlatmak isteyenler bu ülkede milleti birbirine kırdırmak isteyenler özellikle çok iyi giden çözüm sürecini sabote etmek kaydıyla tüm kentteki bu Çanakkale ruhunu canlanmasını istemeyenler düğmeye bastılar. 



“Çözüm sürecinin kesinlikle sekteye uğramaması gerekiyor”

İnşallah bu oyunlar tutmayacak. Bize millet olarak birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi  bozmadan bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak çözüm sürecinin de sonuna kadar sağlamak düşüyor. Bu yapılan oyunların hiç birine millet olarak gelmememiz gerekiyor. Orada bu eylemleri yapan Vandallığın ötesinde bir şeydir ama bir milletin tamamını bu Vandallığı yapıyor gibi göstermek de yanlış olur. oradaki bir grup terör gurubunun yapmış olduğu bu eylemler nedeniyle çözüm sürecinin kesinlikle sekteye uğramaması gerekiyor.  Biz yeni Türkiye'nin yeni döneminde özellikle çözüm sürecinin aynı kararlıkla devam etmesini yeni anayasanın mutlaka bir an önce yapılması gerektiğini hep beraber gördük. Yani yapılan son seçimlerle beraber gördük. Eğer bu ülkede yargı bağımsızlığını çok önemsiyorsak yeni bir anayasa, milletin anayasının bir an öne yapılmasının gerekliliğini gördük ki yeni Türkiye söylemi söylemde kalmamalı mutlaka yeni ana yasa yapılması iktidarıyla muhalefetiyle milletin seçtiği bütün Milletvekillerinin elini taşın altına koymak kaydıyla yeni anayasanın yapılmasının da bir an önce devamı getirilmeli. Çünkü 2011 yılından bu yana süre gelen bir yeni ana yasa çalışması var ama yarıda kaldı bunun devam etmesi gerekiyor.

“Sağlıktaki memnuniyetin 39'lardan 76'lara çıktı”

Tabi bu yeni Türkiye döneminde özellikle son 10 12 yıldır Sağlık çalışanları sağlıktaki dönüşümden bahsediliyor, sağlıktaki memnuniyetin 39'lardan 76'lara çıktığından bahsediliyor, sağlığa erişimin 2'den 9'lara çıktığından bahsediliyor. Bir memnuniyetten bahsediliyor. Ama bu memnuniyetten bahsederken sağlık çalışanlarına teşekkür ötesinde bir iyilik neredeyse yapılmadı. Sendikamızın almış olduğu kazanımlar dışında. O zaman bu önümüzdeki yeni dönemde sağlık çalışanlarının yeni Türkiye'de yeni bir dönüşüme ihtiyacının olduğu kesin. bu anlamda kesinlikle sağlıktaki şiddetin önüne geçilmesi ve şiddete sıfır tolerans verilmesi bunun yanında mobbingin, sağlıktaki mobbingin bir an önce bitirilmesi iş yükünün azaltılması bir istihdam politikalarının yeniden yapılandırılması döner sermaye adaletsizliğinin ortadan kaldırılması. Sağlık çalışanlarının almış oldukları ek ödemelerinin emekliliğe yansıtılması gibi birçok sorunlarında bu yeni Türkiye döneminde gündeme gelmesi ve çözülmesi gerekiyor.


“Sağlık çalışanları yıpranma payı hakkı kazanacak”

Biz sorumlu sendikacılık anlayışımızla bugüne kadar 2009 yılında yetkili sendika olduk, o günden bu güne kadar birçok kazanımlar elde ettik. Ama bizim en büyük kazanımımız 13 Mayıs tarihinde 12 Mayıs Hemşireler günü dolayısıyla yapmış olduğumuz bir toplantı vardı ki o toplantıya Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman başbakandı davet etmiştik hemşireler günü programımıza ve orada gür bir sesle şunu ifade ettik, evet sağlıkta bir başarı var, sağlıkta bir memnuniyet var bu başarıyı sağlayan sağlıkta dönüşümün gerçek mimarları sağlık çalışanları ama sağlık çalışanları bu dönüşümde hak ettiklerini alamdılar onun için de öncelikle biz sağlık çalışanlarına yıpranma payı istiyoruz dedik. Yıpranma payı talebimizi yaparken de şöyle bir örnekle yola çıktık. Bir kaza yerine ambulans gidiyor polisi gidiyor Polisin olmadığı yerde jandarma gidiyor, olay yerini temizlemek için itfaiye gidiyor, haber yapmak içini gazeteciler gidiyor bütün meslek mensuplarının yıpranma payı var ama sağlık çalışanlarının yıpranma payı yok. Biz sağlık çalışanlarına yıpranma payı istiyoruz dediğimizde sayın Cumhurbaşkanımız orada kürsüde sağlık çalışanlarına 5'yılda bir yıpranma payı verilmesi noktasında çalışma yapılması talimatını verdi. İnşallah bu konu meclis açıldı meclise gelecek ve gündem inşallah bunu biz bir çalıştay oluşturmak kaydıyla Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle bir çalışma yapmak kaydıyla hangi sağlık çalışanına ne kadar yıpranma payı verilme konusunda çalışacağız ve inşallah ya bir kanun teklifi olarak ya da torba yasa düzenlemesiyle sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmesini ümit içerisinde elde edeceğiz. Bunun yanında lisans tamamlama konusu da 3-4 yıldır üzerinde durduğumuz konu Ebelik Hemşirelik ve Sağlık memurluğu konularında lisans tamamlama yapıldı bunun dışında kalan bölümlerde 10 bin arkadaşımızın beklediği lisans tamamlama konusunda da şu an çalışmalar bitmiş olmasına rağmen YÖK bu konuda adım atmamıştı. Bu konuda da orada talepte bulunduk Cumhurbaşkanımız orada da yine yıpranma payı ve lisans tamamlama konusunda da talimat verdi inşallah bu konuyu da takip ediyoruz 100 bin arkadaşımızın lisans tamamlamasını sağlamış olacağız.

“Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması konusu…”

Bunun yanında bürokratik oligarşiye takılan aslında imkanı olduğu halde yapılmayan kreşler yani sağlık çalışanlarının çocuklarını güvenli bir yere bırakma isteğine karşın kimi yerde keyfi uygulama, kimi yerde imkansızlıklar nedeniyle yapılamayan kreşler vardı bu konuda da Başbakanımızdan talepte bulunduk bu konuda da geçtiğimiz haftalarda sağlık bakanlığı bir genelge göndermek kaydıyla imkanı olan yerlerde kreşlerin bir an önce açılması imkanı olmayan yerlerde de yeni fiziki mekanlar oluşturulmasıyla bir genelge göndererek inşallah sağlık çalışanlarımızın bu mağduriyetleri de ortadan kalkmış olacak. Bizim sağlık çalışanları adına en önemli talebimiz ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması konusu yani bugün döner sermayeden almış olduğumuz ek ödemelerimiz maalesef emekliliğe yansımıyor sağlık çalışanları gelecek endişesi yaşıyor biz bu gelecek kaygısının ortadan kaldırılmasını ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasının mücadelesini veriyoruz inşallah önümüzdeki süreçte bizim Sağlık Sen olarak en temel talebimiz ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması konusu olacak.

“Bilecik’e hayırlar getirmesini temenni ediyoruz”

Bunun yanında vekil ya da hemşire,  kamu dışı aile sağlığı  çalışanları, 4C’liler ve veri hazırlama kadrosu bekleyen 2 bin 351 arkadaşımıza da kadro verilmesi konusunda yakından takip ediyoruz. Sağlık- Sen ailesi olarak bizler sorunlardan nemalanan değil sorunların çözümlerini ortaya koyarak, diyaloğa açık, müzakereci bir sendika anlayışımızla bugüne kadar ne kazandıysak bundan sonra da inşallah aynı mücadelemizde sağlık çalışanlarımızın, sosyal hizmette çalışanlarımızın haklarını aranması mücadelemizde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Elbette ki insanlar kalıcı değil mekanlar kalıcıdır. Burada da güzel bir mekanın Bilecik’e kazandırılmış olması sendikacılık açısından önemli bir hizmettir. İrfan başkanımız uzun yıllardan beridir Sağlık-Senimize gönül insanı olarak hizmet ediyor. Bu hizmeti yaparken de böyle güzel bir eseri sağlık çalışanlarımıza, Sağlık-Senimize alarak hediye etmesi elbette ki önemli. Ben sizlerin huzurunda, başkanımıza, yönetim kuruluna da teşekkür ediyorum. Sağlık-Senimize, sağlık çalışanlarımıza, Bilecik’e hayırlar getirmesini temenni ediyoruz.”

 Sağlık-SEN Genel Başkanı Metin Memiş’in konuşmasının ardından şube başkanı İrfan Yelken Memiş’e bir teşekkür plaketi takdim etti. Kısa bir açıklama yapan Yelken şunları söyledi:

“Yeni şube binamızın, Bilecik’imize, sağlık çalışanlarımıza, arkadaşlarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum. İnşallah hayırlara vesile olur. Katkıları olan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ayrıca açılışa gelen genel başkanımıza da ayaklarına sağlık diyorum. Teşekkür ediyorum.”

İl Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz’a bir teşekkür plaketi veriliren Sağlık-SEN Genel Başkanı Metin Memiş, “Burada maksat sivil toplum örgütleriyle çalışanlar arasında bir birliktelik olması gerekiyor. Bu anlayışla çalışanlarla idare arasında köprü görevini Sağlık Sen’in görmesi noktasındaki katkılarından dolayı bu plaketi veriyoruz.” dedi.

Halk Sağlığı Müdürü Ömer Balcı’ya da bir plaket veren Memiş, “Yine aynı şekilde müdürümüzün de sendikacılığa büyük hizmetleri var. Bu hizmetler sadece sendikacılığın dilini anlayarak çalışanlara katkı sağlamalarından dolayı.” dedi. Balcı ise “Sayın genel başkanım ortak paydamız sağlık çalışanlarımız bizim amacımız sağlık çalışanlarımızın memnuniyetini maksimum düzey olan yüzde 100’e çıkartmaktır. Bu amaçla buradayız zaten. Genel başkanımız tekrar hoş geldiniz ayağınıza sağlık.” diyerek teşekkür etti.

Editör: TE Bilişim