Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Toprak Bayramı'nı düzenlediği konferansla kutladı. Şeyh Edebali Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa Vali Ahmet Hamdi Nayir, İl J. Komutanı J. Albay Alper Sır ve Belediye Başkan Yardımcısı Nihat Can’ın yanı sıra çok sayıda izleyici katıldı. Programda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan sinevizyon gösterisinin ardından Doç. Dr. Turgut Kutlu tarafından “Toprağın Ruhu” konulu sunum gerçekleştirildi.

Aşık Veysel’in “Dost dost diye nicesine sarıldım. Benim sadık yarim kara topraktır. Beyhude dolandım, boşa yoruldum. Benim sadık yarim kara topraktır.” Sözleriyle başlayan programın açılış konuşmasını Bilecik Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Vekili Mehmet Kocabaş yaptı. Kocabaş konuşmasında, tarım alanında son dönemde yapılan kanuni değişikliklere vurgu yaptı. Kocabaş şunları söyledi:






















“Bugün biz Toprak Bayramı’mızı kutlarken aslında 2 bayramı birden kutluyoruz. Bunlardan ilki gerçekten Toprak Bayramı, diğeri de Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu’na eklenen bazı maddelerle topraklarımızın asgari büyüklüğe kavuşturulması ve bölünmesinin engellenmesi yönünde konulan maddelerle inşallah topraklarımızı daha iyi bir şekilde koruyacağız. Topraklarımızın kıymetini hepimiz az veya çok bilmekteyiz. Ancak şunu özellikle belirtmek gerekiyor; ülkemizdeki topraklarımız 80 milyona yakın insanımızın beslenmesi, ihracatımıza katkı vermesi, istihdam sağlaması, tarımsal ihracatımızın 18 milyar dolara yaklaştığını düşünürsek, önemli oranlarda katkılar sağlamaktadır. Biz tabiki topraklarımızın bölünmemesi, parçalanmaması yönünden çok gayretle sarf etmiştik. Ancak bu güne kadar gelen zaman içerisinde bu bölünmeyi engelleyememiştik. Toprak Kullanma ve Arazi Kullanma Kanunumuza bu maddenin eklenmesi suretiyle, inşallah Tarım İl Müdürlüğü teşkilatı olarak çiftçi ailesi işletmeleri olarak daha büyük çalışmalar yaparak ülkemizin üretimine önemli katkılar sağlayacağız.






















Ülkemizin 238 milyon dekar civarında tarım alanı var. Az önce söylediğim tüm ihracatı bu topraklardan elde etmekteyiz. İlimizin de 1 milyon 400 bin dekar tarım alanı var. Oranladığımızda, %0.75’i Bilecik’te bulunmakta. Ancak Türkiye’deki tarım sorunlarından ayırt edemediğimiz gibi ilimizde de arazilerimizin ekilmemesi. Özellikle 400 bin dekar tarım alanımızın hiç ekilip biçilmemesi, 156 bin dekar alanımızın da ‘nadas’ dediğimiz bir yıl ekilip bir yıl ekilmemesi suretiyle boş bırakılarak iyi bir şekilde değerlendirilememesidir.






















Toplam 1 milyon 400 bin dekar arazinin biz eğer gelirini elde edebilirsek, çiftçi ailesi işletmelerinin gelirleri daha da artacak. Ancak özellikle sulama ve arazi yolları üzerinden inşallah ileriye doğru güzel çalışmalar yapacağımıza inanıyorum. Çünkü bu arazi toplulaştırılması, arazilerin bölünmemesi çalışmaları yapıldıktan sonra bunun üzerine konulacak diğer çalışmalarımız vardır. Yeterli gelirli işletme büyüklüğüne ulaştırılmadan bu tür çalışmaların yapılması da son derece zor olmaktaydı. Şimdi bunun önü açılmış oluyor. Yıllardır büyüyen bir sorun giderilmiş oluyor. İnşallah önümüzdeki günlerde iyi bir çalışma yapacağız. Hepinizin Toprak Bayramı’nı kutluyorum. Saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.”






















Kocabaş’ın ardından söz alan Vali Ahmet Hamdi Nayir de toprağın önemine vurgu yaptığı konuşmasında;
“1945’te kabul edilen bir kanunla biz Toprak Bayramı’nı kutluyoruz. Her ne kadar bu kanunun dayanağı olan ‘Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’ 1945’te çıkmış, 1973’te Toprak ve Tarım Reformu Kanunu’yla kaldırılmış olsa da, bu kanun kaldırılmamış. Kanunla kutlanıyor diye “toprağın önemi yok” demek mümkün değil.  Yani, bu önem fark edilmemiş ki bir kanun çıkarmak zorunda kalmışlar dememiz mümkün değil. Canlıların varlığını devam ettirmesi için 3 temel unsur; su hava ve toprak, mutlaka var olması gereken unsurlar. Bunların biri diğerinden daha önemli dememiz mümkün değil.






















Toprak hem havayla hem de suyla çok yakından irtibatlı. Eğer havanın temizliği lazımsa, toprağa ihtiyaç var ki, bitkiler, ormanlar yetişsin de havamız temiz kalabilsin. Suyun temizliği için de toprak gibi bir filtreye ihtiyaç var. Kültürümüze baktığımızda da, yine toprak yardır, sevgilidir. Sahip olduğumuz varlıklar içerisinde uğruna ölünesi bir varlığımızdır. Toprak aynı zamanda canlıdır. İçerisinde milyonlarca organizmayı barındırır. Bizim gibi nefes alır. Ve toprak çok zor elde edilen bir varlığımızdır. Binlerce yılda ancak santimleri oluşur. Eğer bir tarım toprağına ihtiyacınız varsa, 40-45santim derinlikli bir toprağa ihtiyacınız varsa, 20-25 bin yıl bekleneniz lazım. Bu kadar kıymetli bir varlığa elbette doğumumuzdan ölümümüze kadar ihtiyacımız var. Yine inancımıza göre, bizler topraktan yaratılmışız, ve öldüğümüzde kucağına gireceğimiz yer yine topraktır.






















Bütün bunlarla birlikte baktığımızda, bir kanunun emri olarak değil, yaratılan her şeyin kıymetini bildiğimiz gibi bir gönüllü olarak toprağın kıymetini bilmek, ve tevazunun simgesi olan toprağı daha iyi anlamak için bir farkındalığın gelişmesine gerek var. Bu toplantılar da onu sağlayacak diye düşünüyoruz. Biz toprağımıza sahip çıktıkça geleceğimize, havamıza, suyumuza, besinimize de sahip çıkmış olacağız.” ifadelerini kullandı. 

            Tarım Bilimleri Teknoloji Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç Dr. Turgut Kutlu tarafından toprağın ruhu konulu  sunum yapıldı.

            Kutlu, sunumunda, “Sayın valim, sayın protokol üyeleri değerli katılımcılar size toprak ana temalı sunum hazırladım çok bilimsel ağırlıklı değil ama Anadolu insanı ve toprak toprağa olan inançları hakkında bir sunum olacak.






















Toprak Ana Anadolu’dan toprağa ana demişiz aynı zamanda delirdi baba demişiz toprak anaya ana dememizin sebebi üretken olması insanı beslemesi ona ürünler sunmasından kaynaklanır devlet baba ise üzerinde toprak vereceği insanları korur. Toprak üzerinde yaptığımız tarım en önemli geçim kaynağımızdır aynı zamanda toprak bizim için vatandır. Birçok şeyin kökü toprağa dayanmaktadır. İnsanımız topraktan barınacağı evi yapmıştır kerpiç ile daha sonra pişirmeyi öğrenmiştir tuğla yapmıştır her ikisini kullanmıştır bağdadi yapı demiş olduğumuz yapılardan topraktan evini yapmıştır çatısı olmayan evlerde dam olarak kullanmış olduğundan çorak toprağı almıştır suyu sızdırmasın diye arkadaşlar kil ve pak tuzunu yine kullanmıştır her zaman toprağa Anadolu ‘da yaşamda önemli bir yeri olmuştur. Toprağı işlemiştir tarım yapmıştır tarım yapmayı öğrenmiştir pekmeze toprağa katık yapmıştır birçok alanda kullanmıştır yine hala kazılarda ortaya çıkıyor. Anadolu’da birçok yerde kendi ihtiyaçlarını gidermek amacıyla tabağını testisini yapmıştır, küpünü yapmıştır yani anlayacağınız kundaktan mezara hep toprakla iç içeyiz topraktan geldik toprağa gideceğiz. Yine  Âşık Veysel Şatıroğlu şairimiz söylemiş “Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sâdık yârim kara topraktır Beyhude dolandım boşa yoruldum Benim sâdık yârim kara topraktır Nice güzellere bağlandım kaldım  Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum  Her türlü isteğim topraktan aldım Benim sâdık yârim kara topraktır  Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile döğmeyince kıt verdi  Benim sâdık yârim kara topraktır “ evet en önemli şey arkadaşlar topraklarımız Anadolu bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır Afrika’da da toprak var evet ama şanlıyız biz bir başkadır benim memleketim 4 mevsim havası suyu kendi insanımız için yeterli düzeyde ama muhafaza etmeyi bilmemiz öğrenmemiz gerekiyor. Tarih boyunca önemli  olduğu için özellikle verimli topraklara sahip olmak için insanlar devletler mücadele etmişlerdir verimli topraklar Mezopotamya Anadolu da birçok  farklı medeniyet kurulmuştur bizim Anadolu bitki örtüsüyle insanıyla çok farklı binlerce yıllık  toprağımız öylesine zengin ki özümüz değerimiz bizi biz yapan bize kişilik kazandıran çıkıyor toprağın altından sayısız birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış toprağından birçok din çıkmış Anadolu’dan” dedi.

Sunumun ardından Toprak konulu resim yarışmasında dereceye giren öğrencilere çeşitli ödüller verildi ve öğrencilerin resimlerinden oluşan sergi gezildi.

 

Editör: TE Bilişim