Yeni Anayasa referandumuna ilişkin Saadet Partisi İl Başkanı Seyfettin Tıkız, gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Son zamanlarda siyasi partilerin yeni anayasa ile ilgili görüşleri netleşmeye başlarken, bu süreçte en kritik partilerden birisi olan Saadet Partisi referandumda “hayır” diyeceğini açıklamıştı.

İl Başkanı Seyfettin Tıkız, yeni Anayasa referandumda niçin “hayır” diyeceklerini ayrıntılı olarak anlattı.

Meclis’in vesayet altında olmasının kabul edilemeyeceğini ve bu sistemin özet olarak tek adam sistemi kuracağını söyleyen Tıkız, referandum sürecine yönelik gazetemize yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:

 

ÖZELLİKLE 5-6 MADDE VAR Kİ BUNLARA EVET DİYEMEYİZ”

Allah biliyor ki niyetimiz halis gerçekten. Allah rızası için bir şey yapmaya çalışıyoruz yani Saadet Partisi ile alakalı kısa bir çerçeve sunmak isterim bu konuda.

Şimdi Saadet Partisi şöyle düşünüyor: Yaptığımız her işi yalnız ve yalnız Allah rızası için yapmayı hedefleriz ve buradan baktığımız zaman ebedi âlemi gözümüzün önüne alarak karar verme çabasındayız. Bu anlamda biz aslında bu soruya şöyle cevap verebiliriz. Biz evet diyemiyoruz bunun altını çizmek istiyorum çünkü neden Milli Görüş olarak Milli Görüş’ün daha önceki siyasi partileri muhterem Erbakan hocamıza,rahmetliye aslında başkanlık sistemi daha önce teklif edilmişti. Ancak teklif edilen başkanlık sistemi bugün getirilmeye çalışılanla hiç alakası olmayan bir sistem.

Niye şimdi bugün 18 maddelik bir değişiklik yapılacak, bu 18 maddelik değişikliği bizim partimizin hukukçuları da detaylı incelediler orada çok kritik gördüğümüz özellikle 5-6 madde var ki bunlara evet diyemeyiz neden evet diyemeyiz baştaki söylediğim esaslara dayanarak evet diyemeyiz.

Yani Allah CC rızasına mugayir, muhalefet olduğunu düşündüğümüz için evet diyemiyoruz yoksa şu parti bunu demiş, bu parti onu demiş, o parti hayır demiş bizi hiç bağlamıyor.Bizim düşüncelerimize uygun biz hayır cephesinde gösterilip birileri de siz filancalarla aynısınız gibi yakıştırmalar yapılacaktır. Bu süreçte bu çok önemli değil şöyle ki evet biz kendi referanslarımız noktasında bir karar aldık şimdi Ahmet gelip Mehmet gelip ben de senin gibi düşünüyorum dediği zaman hayır kardeşim sen benim gibi düşünme mi diyeceğiz, yani böyle bir saçmalık olur mu?

BİR ADAM SEÇİLDİ DİYELİM SADECE VE SADECE AMACI BU DÜNYALIK, SAMİMİ SÖYLÜYORUM BU MÜSLÜMAN MİLLETİN CANINI OKUR.

Bizim çekincelerimiz nelerdir:

En birincisi bu yapılan değişikliğin özeti aslında tam bir tek adamlık yani denetlenemez,hiçbir şekilde sorgulanamaz yani Allah muhafaza bir adam seçildi diyelim sadece ve sadece amacı bu dünyalık hiç ilahi hesaplarla işi olmayan bir adamın seçildiğini varsayalım samimi söylüyorum bu Müslüman milletin canını okur.

Biz 28 Şubat gibi bir şey yaşadık, kişiye özel bir darbe yaşadık ben de o zaman Bozüyük’te ilçe başkanıydım o zaman yaşadıklarımızı ben biliyorum ki bugünkü yetkilerle o gün ki cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in organizasyonuyla bu iş yapıldı ve gerçekten o günü düşünüp bugüne geliyorum.Yani bugünkü yapılacak değişikliklere baktığımız zaman o yetkiyle olsaydı Süleyman Demirel var ya biz kaçacak delik bulamazdık o kadar büyük yani düşünsenize nedir bu açalım hemen efendim Cumhurbaşkanı seçildi bir kere şöyle bir şey olamaz %51 ile seçilen cumhurbaşkanı %100 ile seçilen meclisi nasıl fesheder yahu bu nasıl bir mantık böyle bir şey olamaz yani adam %51-%55 oy aldı geldi meclisin tamamını feshetme yetkisine sahip bu çok sakıncalı çünkü böyle bir meclis vesayet altındadır ve özgür iradesini koyup asla karar çıkartamaz yani birisi hımm ettiği zaman o meclis geri adım atmak zorundadır.

BİR MECLİSİN VESAYET ALTINDA OLMASI KABUL EDİLEMEZ

Bu tezimi bir delille kanıtlamak istiyorum; ''nasıl, bu anayasa değişikliği Meclise geldiği zaman özellikle MHP’den ve AKP’nin birkaç milletvekili, bu işe sıcak bakmadıklarını ama Devlet Bahçeli ve sayın Başbakan demişlerdi ki bu Meclis’ten geçmez ise erken seçim olur al sana bir vesayet ve tıpış tıpış o milletvekilleri gittiler oy verdiler.Çünkü insanlar ne yazık ki eline geçirdikleri bu milletvekilliği fırsatını sanki dünyanın sonu kabul ediyorlar.

Elhamdülillah ben 30 senedir çalışıyorum işsiz de kaldım,sıkıntılar da çektim ama yaşıyorum.Dolayısıyla asıl konuya gelecek olursak bir meclisin vesayet altında olması kabul edilemez.Meclisin Cumhurbaşkanını denetleme yetkisi olmalı, biz buna kuvvetler ayrılığı ilkesi diyoruz.Kesinlikle etkin bir meclisin olması lazım.Bu durumda en birinci çekincemiz de şudur; Cumhurbaşkanının meclise hiç bir bilgi vermeden bakanları atıyor olmasıdır.

Yani biz diyoruz ki İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı gibi milleti direk ilgilendiren bakanlıklara atama yaparken nezekatende olsa vatandaşa sorulması hem vatandaşa hemde halkın büyük kitlesine güven verecektir.düşünsenize bir adam geldi çat çat bakanları atadı, iyi de o iktidar sahibi olan partiye oy vermeyen ben, bu hükümetin, bu icraatın, bu devletin neresinde olacağım?
      Sıradan bir vatandaş olarak benim yukarıya bakış açım ne olacak? düşünsenize nereden baksanız iktidara oy vermeyen halkın %40-45 ini teşkil edecek.Bu da yaklaşık 30 milyon insan yapar.Yani bu 30 milyon insan hiç umursanmayacak mı? Bir diğer çekincemiz de bakanlar hakkında gensoru verme yetkisinin  kaldırılıyor olmasıdır.

Bir diğer çekincemizde kim denetleyecek bunları? diğer bir konu ise cumhurbaşkanının yardımcı atama meselesi.cumhurbaşkanı kendisine yardımcı atarken kimseye hesap vermeyecek ve  bu yardımcıların sayısı belli olmayacak.

İşte Irak Saddam Hüseyin, işte Suriye Türkiye'nin de gideceği nokta budur.Bakın Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı 12’ye düşürülecek 7’sini Cumhurbaşkanı atayacak.Bu durumda  hakimler nasıl karar verecek?Bu konu ile ilgili genel başkanımızın ayrıntılı açıklamasıda var.seçim barajı meselesi mecliste en yüksek oyu alan parti bulunacağına kaldıralım seçim barajını bitsin.

Bizim en önemli çekincelerimiz bunlar genel başkanımız bu çekincelerimizide bir mektup halinde  başta sayın cumhurbaşkanı olmak üzere başbakanımıza,cumhurbaşkanımıza,siyasi parti liderlerine hepsine iletti.Olur ki geri adım atılır ve tekrar bir istişare yapılır. 

Yine  genel başkanımızın bir cümlesi oldu referandumda evet mi diyeceksiniz, hayır mı? düşünmeden evet derim dedi.Ama düşünürsem hayır derim dedi yani biz düşünüyoruz ve insanların da düşünmesini istiyoruz.Birkaç gün önce  bir hastane açılışında cumhurbaşkanımızın yaşadığı olayı gördünüz ne kadar önyargılı insanlar kendilerini kaptırmışlar aslında hayır demesi gereken yerde  evet diyorlar.

Millet aslında cumhurbaşkanının sorusuna orada hayır demesi gerekirdi.Neden çünkü evete odaklanmış insanlar.Biz  böylesini istemiyoruz, insanlar sorgulasın.Bakın bahsettiğimiz endişeleri giderebiliyorlar ise biz evet deriz çok net açık bir şekilde söylüyorum.

İNŞALLAH HEPİMİZ İÇİN HAYIRLI OLAN BİR SONUÇ ÇIKSIN

Referandum sürecine gelirsek siyasi partiler mutlaka kampanya yürütecekler biz seçim kampanyası gibi bir kampanya yapmayı düşünmüyoruz.

Biz daha çok böyle ev toplantılarında insanlara az önceki söylediğim çekinceleri anlatmayı düşünüyoruz . Yani toplumu bilinçlendirme adına böyle salon toplantıları, ev toplantıları yapmayı düşünüyoruz yoksa tabiki çıkıp meydanlara görsel anlamda bir kampanya yapmayacağız.

Genel merkezimizin aldığı  karar bu sonuçta ne çıkar tabi bilemiyorum,yani maç tahmini yapar gibi tahmin yapmak çok zor gerçekten inşallah hepimiz için hayırlı olan bir sonuç çıksın çünkü hakikaten tahminde bulunmak zor.Çünkü; toplum çeşitli basın yayın organlarıyla acayip şekilde yönlendiriliyor.Yani şu andaki tablo %50 %50 ise bir ay sonra bu çok farklı bir tablo olabilir.Çünkü,insanlar ne yazık ki hiç düşünmüyor tamamen taraftarlık ile saf belirliyorlar ondan dolayı referandum sonucu söylemek zor gerçekten.

ÖZELLİKLE SOSYAL MEDYADA BİZİ BİR YERLERE YAPIŞTIRDILAR

Diğer siyasi partiler ile  görüşme de yaptık bu konuda biz parti olarak  pozisyonumuz gereği çok rahat değiliz. Demokrat Parti olsun,Vatan Partisi olsun, Cumhuriyet Halk Partisi olsun onların bu kampanyayı yürütmeleri çok da sıkıntı değil bizim şöyle bir çekincemiz ve endişemiz var.Şu anda da sadece bütün bu endişelerimizi dile getirmiş olmamıza rağmen özellikle sosyal medyada bizi bir yerlere yapıştırdılar.

Dolayısıyla bizim  onlarla görüntü vermemiz biraz sıkıntı olacak. Çünkü neticede biz de insanız,etkileniyoruz. Ak Parti’nin tabanındaki insanlar bizim akraba tabanımız,çoğu bizden gitme insanlar biz bu insanlarla taban tabana zıtlaşmak istemiyoruz.Gerçekten netice itibari ile biz bir siyasi partiyiz,oya talibiz,bize oy vereceğini düşündüğümüz en yakın taban da mutlaka Ak Parti tabanıdır.

Bakın bizim onlarla birçok ortak yönümüz var dolayısıyla biz onlara karşı  katı bir şekilde hayır noktasında bulunmamız çok da doğru değil.Bu durum bizi rahatsız ediyor gerçekten ortada net bir şey olmamasına rağmen sosyal medyada bizi bir yerlere oturttular ve inanın hakaretler ediliyor, genel başkanımıza,bizlere,hepimize hakaretler ediliyor.Dediğim gibi neticede insanız etkileniyoruz.Biz bunları hak etmedik ama olsun bu süreci bir şekilde atlatacağız. İnşallah hakkımızda hayırlısı diyelim.

EKONOMİ OLARAK DUVARA TOSLAMIŞ DURUMDAYIZ, KİM NE DERSE DESİN

Bir tercih yapılıyor bu tercih neticesinde Allah CC’nün bir kanunu vardır. Allah bizim bundan sonraki kaderimizi belirler ana kaideler vardır.Bizim cüz-i iradede belirleyeceğimiz kararlar geleceğimizin şekillenmesinin temellerini atar dolayısıyla bir tercih yaparken falancı istedi, filancı istemedi diye değil yani ben bu tercihi yapıyorum ama çocuklarıma nasıl bir ülke bırakıyorum,yani gelen bu yeni sistemle iradeyi eline alan kişiler  bizim varislerimize torunlarımıza nasıl bir muamele yapacaklar.Hakikaten vatandaş olarak özgürce birbirimizin inançlarına saygı içerisinde gerektiği zaman eleştirebilecek miyiz? diye düşünüp,taşınıp bugün olarak değil veya  birkaç yıl olarak değil,torunlarımız için,yani torunlarımız 20 yıl sonra bizim bu dedelerimiz ne yaptı?bizim başımıza nasıl bir sistem getirdiniz ?derse ne yapacağız.

Ben bunu istiyorum ben torunlarımın en azından şunu demesini istiyorum evet çıkar hayır çıkar bilemem.Ama geriye dönüp baktığı  zaman böyle bir sistem gelmiş ama en azından benim dedem, benim babam bu işle mücadele etmiş demesini isterim.

Kaldı ki şu var diyelim ki bugün evet çıktı Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntıların hangisini çözecek? diyelim ki hayır çıktı bu bulunduğumuz durumdan daha kötüye mi gideceğiz?Ekonomik olarak duvara toslamış durumdayız, kim ne derse desin.

Dış politika olarak o kadar çok zikzaklar yaptık ki yani bugün işte Suriye bataklığındayız inşallah bir an önce askerlerimiz oradan çıkar gelirler inanın çok büyük endişe duyuyoruz, iç politika dersen şuan Türkiye’nin en büyük sorunu içeride milletin kutuplaştırılması, ötekileştirilmesi.

Yahu biz T.C. öncülüğünde ortak paydasında buluşabilmeliyiz işte şuymuş buymuş inanın önemi yok.Hele ki aynı Allah’a, aynı kitaba inanan insanlar nasıl bir ortak noktada buluşamaz ki! biz istiyoruz ki asgari konularda bir araya gelelim,kol kola girelim ve Allah için birbirimize tebessüm edelim.Asık suratlardan gerçekten bıktık meclisteki olayları televizyondan izliyoruz,yahu bu nasıl bir fotoğraf inanın ufak çocuklarla izlemekten ar ediyorum yani koskoca adamların ne olur bir tebessüm edin,bir latife yapın.Gerçekten Allah için bunu istiyoruz teşekkür ederim.

Editör: TE Bilişim