“PARTİDEN İHRAÇ EDİLMELİ”

Ne yazık ki evvelsi gün, çok değişik bir olay oldu arkadaşlar. Erdoğan’ın A takımındaki profesör, ne yazık ki çok utanılacak, “Türk diye bir ırk yoktur” diye bir beyanat verdi. Ve bu beyanata Adalet ve Kalkınma Partisi’nden hiçbir yönetici tepki göstermedi. Binlerce yıllık bir medeniyet kurmuş, birçok devletler kurmuş insanlara karşı çıkıp da buna karşı kimse ses çıkarmıyor anlamak mümkün değil. Türk demenin suç olduğu, Türk Bayrağı demenin suç olduğu, Türk Milleti demenin suç olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Çıkıp bir profesörün böyle bir açıklama yapmasına “yazıklar olsun” diyorum. Unvan sahibi olan bir kişi nasıl bu mesnetsiz lafı söyleyebiliyor? Hem Türkiye’de, hem Türkiye dışındaki birçok bilim adamının Türklükle ilgili yazılı eserleri, fikirleri, düşüncelerinin olduğu dünyada, böyle bir profesörü çok ayıplıyorum ve AKP tarafından partiden ihraç edilmesini, şahsım olarak istiyorum.”

Biz bu topraklarda kim yaşarsa yaşasın, hangi mezhepten, hangi memleketten, hangi kültürden olursa olsun, Cenab-ı Allah’ın bir emanetiyiz diyoruz insanlara. Evet, biz kimiz? Biz Türk’üz. Türk olmaktan da gurur duyuyoruz.”

Dershanelerin kapanmasına bağıranlar nerede?

Bahattin Şeker, BDP kongresinde Türk Bayrağı’nın indirilmesinden de bahsetti. Elindeki fotoğrafları gösteren Şeker: “Yaşanan yer Türkiye arkadaşlarım. Sonradan polisler olaya karışınca, milletvekilleriyle beraber, hepimizin gururu olan Türk Bayrağı yerine asılıyor. O kongrede bir diğer köşede pkk’nın bayraklarını görüyorsunuz. Dershanelerin kapatılmasına karşı çıkıp bağıranların, dışarıdaki her türlü etkinliğe bağıran sayın Başbakan’ın da, sayın milletvekili ve yöneticilerin de hiç sesi çıkmıyor. Türkiye’nin ne hale geldiğini, bu olaylarla bir kez daha görüyoruz.”

Bu nasıl adalet?

Ak Parti’nin temayül yoklamasının sonuçlarının Bilecik’te değil, Ankara’da açıklanmasına da değinen Şeker: “Sayın Başbakan adaylarını açıkladı. Bilecik’te de şimdiki belediye başkanı arkadaşımız aday. Kendisine başarılar diliyoruz. Tabi anlamak mümkün değil. Biz başka partilerin işlerine karışmıyoruz ama, sandık yapıyorsunuz, sandığa her zaman saygılıyız diyorsunuz ama sandığı götürüyorsunuz Ankara’ya, ve sonra da sandıktan şu çıktı bu çıktı diyorsunuz. Nasıl bir adalet sistemi, nasıl bir seçim sistemi buna halkımız karar verecek.” diye konuştu. 

Yüksek Seçim Kurulu’nun kararına dikkat çeken Şeker, “Bakanlık yapıyorsunuz, belediye başkanlığına aday oluyorsunuz, “bakanlıktan istifa etmeyeceğiz” diyorsunuz. Böyle bir sistem, girdiğiniz yarışta bir haksızlık. Nasıl bir haksızlık? O ile geleceksiniz, o ilde kırmızı plakayla gezeceksiniz, vali emrinizde olacak, diğer görevliler bürokratlar emrinizde olacak, ve karşıdaki kişilerle yarışacaksınız. Bunu diğer partiler de yüksek mahkemeye götürüyorlar, ama bana göre çok büyük bir haksızlık.” açıklamasını yaptı.