Başkan Karaahmet ile olağanüstü kurultaydan, Deniz Baykal’ın Bilecik’e geldiği süreçte burada bulunmamasından, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinde Gazilerin elini sıkmamasından, parti içerisinde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan konular üzerinden bir sohbet gerçekleştirdik. Kamuoyunda ve basında çıkan birçok haber üzerinde açıklamalarda buluna Karaahmet,  olağanüstü kurultayda ise mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini söyledi.

Gerçekleşecek olan olağanüstü kurultay hakkında değerlendirmeler yapan Karaahmet, kurultayda aday olan iki ismin de partiyi yüksek yerlere getirmeyi ve iktidar olmayı amaçladıklarını söyledi. Karaahmet’in kurultay üzerine yaptığı değerlendirmede şu görüşlere yer verdi:

“Pati İçi Demokrasiyi Yaşatmaya Çalışan Tek Partiyiz”

“Cumhuriyet Halk Partisi parti içerisinde demokrasiyi yaşatmaya çalışan tek partiyiz. Bize genel başkanımızın yanlışlarını eleştiriyoruz, parti organlarımızı eleştiriyoruz, yönetimlerimizi eleştiriyoruz ve bizi de eleştiriyorlar. Biz eleştiri kültürü ile devinim sağlıyoruz. Şahsiyetlere indirgememek koşulu ile her eleştiriden bir ders çıkarıyoruz. Kurultaylarda partilerin silkinerek ayağa kalkma ve ileriye doğru kendi programını daha net bir şekilde ayarlayabilme, delegelerin bir araya gelerek görüştükleri, eksiklerini giderdikleri bir oluşumdur. Kurultay sonucunda seçilecek olan genel başkan adayı iki kişidir. Bu iki adayında amacı her partili arkadaşımız gibi Cumhuriyet Halk Patisini daha iyi bir yere taşımaktır, partiyi iktidar yapmaktır. Ben bir siyasi partide 4 yılda bir genel başkan değiştirmesini doğru bulmuyorum. Genel başkanımızın yanlış yaptığını düşünmüyorum. Türkiye konjoktürüne baktığımız zaman bu yapı altında genel başkanımız canla başla mücadele etmektedir. Arka arkaya gelen seçimler sonrası gelen başarısızlıkların neye karşı mücadele ettiğimizi halk görmüyor mu? Devletin gücüne karşı, paraya karşı, kamudaki gruplaşmaya, kamu kurumlarını sarmış yandaş ve parti kimliğini oluşturmuş insanlara karşı mücadele ediyoruz. Yandaş medyaya karşı, yandaş iş adamlarına, müteahhitlere karşı büyük bir mücadele veriyoruz. Karşımızda aslında olmaması gereken maalesef AKP’nin alt üst ettiği bir devlet yapısı var. Bunun da her olanağını kullanan bir güce karşı mücadele ediyoruz. Bu koşullar göz önüne alındığında Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirilecek hiçbir yanı yoktur.

“Her Kesimden İnsana İhtiyacımız Var”

Eleştirilerden birisi de Cumhuriyet Halk Partisinin sol değerlerden uzaklaşması yönündedir. Cumhuriyet Halk Partisinin milyonlarca üyesi vardır. Bunlardan on tane merkez sağda görev yapmış insanlar gelerek parti içerisinde görev almış. Bu durumun eleştirilmesi yanlıştır. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak her kesimden insana ihtiyacımız var. Çünkü biz bir kitle partisiyiz, böyle de olmak zorundayız. 10 tane adam mı Cumhuriyet Halk Partisinin ideolojisini değiştirecek. Bu on kişi arasında Faik Tunay vardır. Kendisi Bilecik’ten sorumlu milletvekili olduğu için kendisini yakından tanıyorum. Tunay’ı çok çalışkan buluyorum, bu insanlar bize sağdan oy getirecektir. Cumhuriyet Halk Partisi bu şekilde soldan uzaklaşmaz. Bunu iddia edenler 2011 yılında yayınladığımız seçim bildirgesini mutlaka okusunlar. O zaman sosyal adalet içerisinde aile sigortası diyerek ülkemiz sadaka devleti olmasın dedik. Herkes sosyal devlet anlayışı gereği banka hesabına yatan parayı kullansın istedik. Sağ elin verdiğini sol el görmesin dedik. Bunlar gibi açıktan kömür, makarna dağıtmayalım, Sosyal Güvenlik Kurumu şemsiyesi altında ihtiyacı olanlara yardım yapılmasını hedefledik. Biz taşeronluğu son, öğrenciler için birçok proje üreterek özerk üniversite için YÖK’ü kaldıracağız dedik. Baktığımız zaman bunlar sosyal politikalardır.” 

“6 Ok Cumhuriyet Halk Partisinin Temelidir”

“Değişmeyen bir şey vardır. O da değişimin kendisidir. Mutlaka günün koşullarına göre herkes kendini yenilemelidir. Ama temel ideolojimiz olan 6 ok ile kimse uğraşamaz. Kimse Cumhuriyet Halk Partisinin 6 Ok’un birini eksik kullanalım, diğerini kullanmayalım, 4 veya 3’e indirelim diyemez. Böyle bir şeyi ağzına bile alamaz. 6 ok Cumhuriyet Halk Partisinin temelidir. Kesinlikle bu altı görüşün bir tanesinin kaybolmasına izin vermeyiz. Böyle bir durum olursa en büyük mücadeleyi ben veririm. Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğu için bu 6 Ok’un yapısı günümüze göre tartışılır. Bu temel üzerinde harç karılıp partiyi yukarıya doğru çıkarmak zorundayız.”

Parti içi meselelerin kamuoyu önüne çok çıkarıldığını bunun da partiye zararı olduğu belirten Karaahmet şu ifadeleri kullandı:

“Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum”

Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini yapılan il başkanları toplantısında açıklayan Karaahmet, toplantıda il örgütünü temsilen bulunmadığını söyleyerek il başkanı olarak kendi fikrini beyan ettiğini belirtti. Karaahmet il delegelerine danışmadan bu açıklamayı yaptığı iddiasına şu ifadeler ile açıkladı: “Benim üzerimden siyaset yapıp partiyi zarara uğratan, kamuoyunu ve basını yanlış yönlendiren bir takım kötü niyetli unsurların ortaya çıkardığı bir söylemdir. Ben Nevşehir’deki bölgesel il başkanları toplantısında katıldığımda kurultay ile ilgili bir gelime yoktu. Hacı Bektaş şenlikleri sonrasında kurultay Türkiye’nin gündemine oturdu. Bu kurultaya ilişkin olarak il başkanlarının yapmış olduğu toplantı Salı veya Çarşamba günü İstanbul’da olacaktı. Ben Cuma günü Hacı Bektaş’taydım, cumartesi törenlere katılarak aynı gün öğleden sonra Bilecik’e geri döndüm. Kurultay kararı sonrası salı gününe ya da Çarşamba gününe bir toplantı gerçekleşecek, bu toplantıya ilişkin Bilecik’te değerlendirme yapmak için cumartesi öğleden sonra buraya geldim. Ancak daha sonra İstanbul il başkanı davetiyle Pazar günü sabah yola çıkarak tekrar Nevşehir’e döndüm. Böyle bir program önceden belirlenmiş olsa Bilecik’e geri dönmezdim. Birkaç gün önce İstanbul’da olacak toplantıyı, Nevşehir ülkenin ortasında olduğu için her ilden katılımın kolay olduğu için 10 il başkanımız karar alarak toplantı Nevşehir’de olsun demişler.

“Basın Bildirisini Kamuoyu Net Olarak Okumalıdır”

Bu süreç çok hızlı gelişen bir süreç oldu. Ama bu süreç içerisinde de ilin kurultay delegeleri ile telefon ile görüşmeler yaptım. Nevşehir’de 8 saat kadar süren bir il başkanları toplantısı yaptık. Bu il başkanları toplantısında oluşacak olan parti meclisine, üretilecek olan politikalar veya parti içerisinde yapılan olumlu ve olumsuz işlere yönelik il başkanlarımız fikirlerini beyan etti. Burada il başkanlarımız inisiyatif ve bir tavır ortaya koydular. Toplantı sonrası açıklanan basın bildirisini kamuoyu net olarak okumalıdır. O toplantıda il başkanları kesinlikle örgütlerini temsilen değil, il başkanları olarak Kemal Bey’in politikalarını, alınan kurultay kararını destekliyoruz denildi. Kemal Bey’in demokratik bir şekilde imza toplanmasına olanak sağlanmadan kurultay çağrısını demokrasimiz açısından ders verici bir davranış diye bir basın bildirisi yayınladık. Basın bildirisinde il başkanları olarak denilmesinden bunun çıkarılması gerekir. Dikkat edilirse bu toplantıdan sonra il başkanları illerine giderek ilçe yönetimleri ve kurultay delegeleriyle görüşmelerini gerçekleştirmişlerdir. Ben de bu görüşlerimi Bilecik’te ilçe başkanlarımı toplayıp onlara sundum. Görüşmeleri kurultaya bir hafta kala ilçe başkanları ile toplantımı yaptım. Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum. Ben bir kurultay delegesiyim, CHP il başkanıyım ama önceliğim kurultay delegeliğidir. Benim oyum Kemal Kılıçdaroğlu’nadır. Ama benim Bilecik’i temsil eden 4 kurultay delegem daha vardır. Kurultay delegelerinin elbette kendi inisiyatifleri ve görüşleri vardır. İl başkanları toplantısındaki basın açıklamasına bakıldığında da il başkanlarının ve benim tavrım açık ve nettir.”

“Kurultay Delegelerinin İradelerine Kesinlikle Engel Olmam”

“Parti üyelerimiz kurultay delegelerimizi seçmişlerdir. Bu kurultay delegelerinin inisiyatifinde olan bir noktadır. Kurultay delegelerimiz arasında Metin Bey’in farklı bir düşüncesi mevcuttur. Ben kurultay delegelerinin iradelerine kesinlikle engel olmam. Oy kullanmadan önce aynı yerde olacağız. Burada görüşeceğiz, düşüneceğiz yine tartışacağız. Ona göre de bir tavır ortaya koyacağız.”  

 “Eski Genel Başkanımız Deniz Baykal Örgütçü Bir Adamdır”

Geçtiğimiz ay Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ilimizi ziyaretinde burada bulunmaya Karaahmet, bu durumun farklı yönlere çekildiğini vurguladı. Baykal’ın ziyaretinden haberi olduğunu ancak önceden program yaptığını söyleyen Karaahmet, Baykal ile görüşerek durumu anlattığını ve onay aldığını söyledi. Bilecik’te Baykal’ı karşılamamasına yönelik çıkan söylemleri değerlendiren Karaahmet şu ifadeleri kullandı: “Bu kesinlikle bir algı operasyonuydu. Eski genel Başkanımız Deniz Baykal’ın Bilecik’e geldiği zaman benim burada bulunamamamdan dolayı karşılayamamam söz konusu oldu. Partinin bir kurumsal kimliği olduğunun altını çizerim. Dolayısıyla o gün için il başkanlığı temsili için iki arkadaşımızı görevlendirdim.  Bu arkadaşlarımız Deniz Baykal’ı Bozüyük’te karşıladılar. Kasti mi değil mi onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum ama bu konuda yanlış yönlendirmeler oldu. Yanlış bir spekülasyon yaratma çabası olduğunu görüyorum. Olayın gelişimi ise, o hafta sonu Eski Milletvekili Yaşar Tüzün’ün danışmanı Ali Özdemir Bey’in oğlunun nikâhı vardı. O hafta içerisinde Ali Özdemir Bey bana telefon açarak Sayın Baykal’ın nikâh törenine katılma ihtimalinin olduğunu söyledi. Baykal’ın ilimize gelebileceğini bana bildirdi. Ama Baykal’ın gelmesinin kesin olmadığını sadece gelme ihtimalinin olduğunu söyledi.

“Deniz Baykal İle Telefonda Bizzat Görüştüm”

Ben daha önceden Nevşehir’de gerçekleşecek bölgesel il başkanları toplantısına Cumhuriyet Halk Partisi Amasya İl Başkanının tarafından davet edildim. Amasya il başkanımız bu toplantıya 20’ye yakın il başkanlarının katılacağını söyledi ve beni de bu toplantıya davet etti. Hatta ertesi gün Hacı Bektaş şenlikleri var, buraya da genel başkanımız gelecek konuda karşılayacağız dedi. Cuma günü toplantıyı gerçekleştiririz, bir sonraki gün ise şenliklerde genel başkanımızı karşılarız diye beni davet etti. Bu olay Ali Bey’in Baykal’ın gelme ihtimalinin olduğunu söylemesinden birkaç gün önce gerçekleşti. Bende program yaparak Nevşehir’e gideceğimi belirttim. Hacı Bektaş’ı merak ediyordum. Hem turistik gezi olur hem de il başkanları arkadaşlarımızda durum değerlendirmesi yapıp ardından genel başkanımız ile görüşürüz diye bu sözü vererek programımı yaptım. Sonra Çarşamba günü Ali Bey’in araması üzerine program yaptığımı kendisine ilettim. Ali Bey’e Bilecik’te olmayabilirim dedim. Deniz Bey’in Bilecik’e gelmesi özel bir durum yani nikâh için mi geliyor yoksa partiye yönelik mi geliyor diye sordum. Kendisi bana bu konuda net bir açıklama yapmadı.  Deniz Bey’in geleceği kesin değil dedi. Ertesi gün Merkez İlçe Başkanı Gültekin Çalışkan beni arayarak bana Deniz Bey’in Bilecik’teki programını verdi. Programda Deniz Bey’in Bozüyük ilçe örgütüne, Merkez ilçe Örgütüne, Vezirhan Belediye başkanlığına uğrayarak nikâha geçeceğini söyledi. Ben de ilçe başkanımıza dedim ki Deniz Bey’in gezisi örgüt ziyareti olarak değil, özel bir nikâha katılım olarak biliyorum. Bu programda örgüt ziyareti var ise, burada bir hata yapılmış. Sayın Eski Genel Başkanımız Deniz Baykal örgütçü bir adamdır, ilçeleri ziyaret eder ama il başkanlığına da mutlaka uğrar diyerek programda eksikliğin olduğu söyledim ve düzeltilmesini istedim. Programın nasıl yapıldığını ve kim tarafından yapıldığını sorduğumda ilçe başkanı bilgisi olmadığını söyledi. Ben de Bilecik’te olamayacağımı söyledim ve kurumsal yapıyı sürdürecek başkan yardımcılarımız var onlar Deniz Bey’i karşılayacak dedim. Bunun akabinde Sayın Eski Genel Başkanımız Deniz Baykal ile telefonda bizzat görüştüm.”

“Deniz Bey Bana Oğlum, Evladım Diye Hitap Eden Bir İnsan”

Kaldı ki rahmetli babam Murat Karaahmet’in il başkanlığı döneminde Deniz Bey ile babamın çok yakın diyalogları vardı. Ben çocukluk dönemimden beri ailem vasıtasıyla siyasetin içerisinde olan biriyim. Eski tarihlerde Deniz Bey’in Ankara’daki evini ziyaret etmemiz, Deniz Bey’in Bilecik’te bizzat bizim evimizi ziyaret etmesini biliyorum.  Deniz Bey bana oğlum, evladım diye hitap eden bir insan. Bırakın genel başkanlığı bu kadar yakınlığı olan bir insanı karşılamaktan nasıl çekinirim, nasıl kaçarım? İşte bu söylemlerin altında pis bir koku var. Sayın Deniz Baykal’ı programını öğrendiğim zaman hemen aradım. Deniz Bey, “Ben programın böyle yapıldığını bilmiyorum il binasına uğramamak gibi bir şey olamaz. Ama senin Bilecik’te bulunamayacağını öğrendim. Programını bozma, Nevşehir’e git. Oradaki toplantına katıl, il başkanlarına da benden selam söyle” dedi. Deniz Bey’e il yönetiminden görevlendirdiğim arkadaşların kendisini karşılayacağını belirterek bu gezinizin örgüt ziyareti olmadığını düşünüyordum. Ama örgüt ziyaretleri de olacağını öğrendiğim zaman gerekenlerin yapılacağını söyledim. Hatta programımı iptal edebileceğimi söyledim ama Deniz Bey programımı iptal etmemi istemedi. Dolayısıyla ben de Nevşehir’e gittim. O süreç içerisinde zaten kurultay kararı netleşmemişti. Kurultayın olması ile ilgili Deniz Bey ile yarım saate yakın bir sohbetimiz oldu. Süreç bu şekilde gelişti, kamuoyuna aksettirilen il başkanı gitti Deniz Baykal’ı karşılamadı gibi söylemler tamamen spekülasyondan ibarettir. Bu süreci kimse bilmiyor. Bilgi sahibi olunmadan yapılan söylemler kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Kemal Bey öncesinde genel başkanlık yapmış olan bütün genel başkanlarımıza saygım sonsuzdur. Ayrıca Deniz Bey’e babamdan gelen bir yakın münasebet söz konusudur. Ben çocukluğumdan beri parti yapısı içerisindeyim. Böyle bir davranışın olması mümkün müdür. Biz bu partinin ahlakını, etiğini almış bir insanız.“

“Gazilerimiz Bizim Onurumuzdur”

30 Ağustos Zafer Bayramı sonrasında Gazilerin elini sıkmaması dolayısıyla yapılan haberlerin art niyetli olduğunu belirten Başkan Karaahmet, bu tarz haberlerin sansasyon yaratmak için yapıldığını söyledi. “Gazilerimiz bizim onurumuzdur” diyen Karaahmet, “Bu tür haberlere gülüyorum. Nedense iki yıldır alternatif olarak kutladığımız milli bayramları haber yapmıyorlar. Tutuyorlar çok basit bir konuyu kamuoyunda sansasyon yaratmak için haber yapıyorlar. O günün anlam ve önemine ilişkin olarak yapılan kutlamalar yetersizdi. 30 Ağustos Zafer Bayramı ordunun bayramıdır. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bu bayramı orduya armağan etmiştir. Gazetecilerin, köşe yazarlarının ordunun düştüğü halin tartışılması gerekirken, orduyu bu hale getirenlerin hakkında yazı yazması gerekirken, tutmuşlar gazilerin elini Karaahmet sıkmadı diye haber yapmışlar. Böyle bir söylem olabilir mi? Neden bu kadar yüzeysel bir şekilde kamuoyunu yönlendiriyorlar. Bakın 30 Ağustos Zafer Bayrımı kutlamalarındaki gelişme çok enteresandır. Bayramlarda tören alanının mülki ve askeri erkânı arkasından dolaşarak yerimizi almıyoruz. Mülki ve askeri erkânı önünden geçerek yerimizi alıyoruz. mülki ve askeri erkânın önünden geçerken herkesin elini tek tek sıkmak mümkün değil. Kalabalık bir şekilde arkamdan da partili arkadaşlarıma geliyor. Tören alanına girdiğimizde bütün orada bulunan mülki ve askeri erkâna ve Bilecikli vatandaşlarımıza selamlarımızı iletiyoruz. Sözlü olarak herkesin bayramını kutluyoruz. Elini uzatan vatandaşlarımızın elini sıkıyoruz. Ama kendimize ayrılan yerin sonrasında değerli gazilerimiz ve diğer erkâna doğru yönelerek 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun dedim. Baştan sona kadar olan erkânın elini sıkmam mümkün değildir. Bunun bana göre haber değeri bile yoktur. Ama maalesef bu şekilde bir haber yapılmış. Basın mensubu kardeşimin görevidir, elbette haberlerini yapacaklar. Ama bunun altında kötü niyet aranmaması gerekiyor. Gazilerimiz bizim onurumuzdur.

“Biz Kuvayı Milliye Geleneğinden Geliyoruz”

Hiçbir şekilde Cumhuriyet Halk Partisinin bir organı bir üyesi gazilerimize kötü gözle bakmazlar. Biz Kuvayı Milliye geleneğinden geliyoruz. Bu vatan için can vermiş, sakat kalmış, mücadele etmiş gazi unvanını almış insanlar bizim başımızın tacıdır.  Tören alanında bize ayrılan yere kadar olan alandaki insanların elini sıktık. Ama yerimize geçtiğimizde tören başlayacağı için eğilerek gazilerimizin ve onların yanında bulunanların bayramını kutladım. Bu haberler gereksiz şekilde partime ve bana saldırıdır, bunu da doğru bir şey olarak görmüyorum.” İfadelerini kullandı.

 “İncinsem De Kimseyi İncitmem”

“Bunlar basına sızan olumlu veya olumsuz haberlerdir. Parti içerisindeki meseleler parti içerisinde kalır. İlçe başkanlarımız ile biz her gün her zeminde bir araya geliyoruz En az bir telefon kadar ilçe başkanlarımız ile yakınız. Bu meseleler ile Bilecik’te gündem yaratmaya gerek yoktur. Bugün AKP içerisindeki karışıklıklar, Cumhurbaşkanlığı sonrasındaki gelişen olaylar, Abdullah Gül’ün diskalifiye edilmesi ve Bilecik’te AKP içerisindeki karışıklıklar hiç kamuoyunun dikkatini çekmiyor. Ama ilimizde de Türkiye genelinde olduğu gibi bir medya yapısı var. Bunlar nedense sürekli Cumhuriyet Halk Partisi’nin içini karıştırma peşindeler. Ben bunlardan dolayı hiç üzülmüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi geçmişten bu yana Türkiye’nin umududur. Türkiye’nin dört gözle izlediği bir siyasi oluşumdur. Cumhuriyet Halk Partisi umut ışığıdır, o yüzden kamuoyu Cumhuriyet Halk Partisi ile bu kadar ilgileniyor. Parti içerisindeki meselelerin kamuoyu ve basının önünde tartışılmasını tasvip etmiyorum. Bu zaman kadar benimle röportaj yapmak isteyen hiçbir gazeteci arkadaşımı geri çevirmedim. Ama kendi aleyhime olan, şahsımı konu alan hiçbir konuda basında haber yazan, yorum yazan ve bazı konuları dile getiren kişilere karşı hiçbir cevap vermedim. Biz Cumhuriyet Halk Partisinin ilkelerini özümsemişiz, bunlar kamuoyu önünde önemli olan kişiler değildir. Partiyi kamuoyu ve basının önünde tartışmaya ne bu partinin etiği ve ahlakı izin verir ne de benim aldığım parti terbiyesi buna izin vermez. Aslı astarı olmayan şeylerin basında bir şekilde patimize ve şahsıma karşı bir takım söylemler gerçekleştiğinde incinsem de kimseyi incitmem. Bu söylemlere ahlakım gereği cevap vermedim, bundan sonra da vermeyeceğim. Tutup medya maymunluğu yapmanın anlamı yoktur.  Parti içerisindeki meseleler parti içerisinde görüşülür ve çözüm bulunur.”

“Yılgınlığı Gerek Yok”

Sohbetimizde birçok konuyu değerlendiren Karaahmet, olağanüstü kurultay sonrası çalışmalara başlayacaklarını söyledi. “Burada hiç çırpınmaya, yılgınlığı gerek yok.” Kendi içerimizdeki kırgınlıkları, küskünlükleri, sıkıntıları çözeceğiz.” diyen Karaahmet, halka kendilerini anlatarak iktidar olmak için mücadele edeceklerini söylerek sözlerine son verdi.

 

Editör: TE Bilişim