Kıymet Aslan


Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı Tarih Şeridi Projesinin son durumu hakkında konuştu.

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın, tarihi Bilecik bölgesinin canlandırılmasına ilişkin sorunların ortadan kaldırılmasına dair gazetemize yaptığı açıklamanın ikinci kısmında tarihi Bilecik’in ortaya çıkması ve Bilecik’in adının ulusal ve uluslar arası arenada duyulması için başlattıkları “Osmanlı Tarih Şeridi Projesi” hakkında son durumunu anlattı.

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı projenin detaylarına baştan sona yer vererek, hem bölgenin durumunu, şartlarını hem de tarih projenin eğitim açısından arz ettiği önemi ifadelerle anlattı;

“Hem eskinin yaşatılması, hem de günümüz hayat tarzına uyumu”

“Bilecik’in genel tarihi, kuruluşu, nüfusu, şehirdeki gelir kaynakları, mimari özellikleri gibi birçok bilgisi toplanarak “Osmanlı Tarih Şeridi Projesi” oluşturuldu. Projenin amacı eski Bilecik’in, şehir alanını yapı itibariyle harap olmuş fakat tarihi hüviyet ve hükmü şahsiyet açılarından korunması, eserleri itibariyle eski Bilecik alanını simgesel ölçekte olmak üzere yapılması ve sürdürülebilir bir Bilecik ortamı ile entegrasyonu. Yani hem eskinin yaşatılması hem de günümüz hayat tarzına uyumu amaçlanmaktadır.


Yaklaşık 10 tane odak nokta seçilerek camilerin etrafına eski Bilecik evlerinin yerleştirilmesi esas alınıyor. Hatta 700. Yıllarda Harun Reşit gelmiş ve onunda bir hamamı olduğu rivayet ediliyor. Bu yapılan yapılar içerisinde sonradan konut, kreyş, çocuk oyun merkezi fonksiyonu olarak tanıtım gösteri salonu, kütüphaneler, el sanatları eğitim merkezleri, belediye teknik hizmet fonksiyonları yapılacak. İnsanlar buralara gelerek alışverişlerini yapacak ve akşamda  konaklayacakları alanlar oluşturulacak. Bu bölgede önceden bir ırmakta varmış, yukarıdan bakıldığından vadinin içinde bir yaşam alanı üretmek üzere bir tasarım projesi olacaktı.

Değişik ev tipleriyle buralarda turistlik yeni yaşam alanları oluşturulacaktı. Bu anlayışla 2005-2006 yılında kurula gidildi. Bilecik ev projelerinden esinlenerek yapılan bir çalışma projenin yapımı 18 ay sürdü.

Özel ev tipleri belirlenerek o bölgede ev tipleri gerçekleşecekti. Ama bunların yapılabilmesi için o bölgede arkeolojik sitin, kentsel site dönüştürülmesi gerekiyor. Kurul o kararı vermesi gerekiyor.

“Osmanlı tarih şeridi projesi dediğimiz inşallah yakında ihaleye çıkaracağımız projedir”

O dönemden esinlenerek günümüzün şartlarına uyan kullanışlı binalar olacaktı. Mimarisi, tarihi, Osmanlı dönemine ait olan Jumbolu yapılar olacaktı.

Koruma İmar Planı çerçevesinde yaptırdığımız bir başka proje ise, Osmanlı tarih şeridi projesi dediğimiz inşallah yakında ihaleye çıkaracağımız projedir. İlk çizdirdiğimiz projede kurul bu projeyi çok beğendi. Fakat bu projenin kendi orijinal malzemesiyle yapılması gerektiğini belirtti. Osmanlı Padişahları anlatılacak Tarih Şeridi projesinde, Osmanlı Kuruluş dönemi padişahlarını, kuruluş mimarisini kullanalım diye düşündüğümüzde burada ne yapar Muradiye Külliyesini baz alalım dedik. Yükselmede ise Topkapı Sarayını kullanalım dedik. Tabi Kurulda dedi ki, Topkapı sarayının sütununu yapıyorsanız mermer yontma ise mermer yontma yapacaksınız. Topkapı sarayını taklit edemezsiniz, orjinaline uygun yapmalısınız. Araştırdık ne onu yapacak usta var ne de onu yaptıracak bizse maliyet var. Bu defa yaptırılan yeni proje de günün şartlarına uygun bir tarih kapak tasarım oluşturuldu. Burada 16 Türk Devletini temsil eden 16 kubbe koydurduk. Projenin şuandaki durumu içindeki eserlerin yapımı bitti. Şuanda üst kapağın ihalesini yapacağız. Projenin yapılacağı yer ise şu aşamada şadırvanın arka tarafı Edebali’ye doğru kaplayan kısımdır.

Projenin özü de Osmanlı Padişahları öz vatanında dedeleri Şeyh Edebali huzurunda buluşması şeklinde tasarlanıldı.

Yarım hilal şeklinde herkesin yüzü Şeyh Edebali’ye dönük şekilde 36 Osmanlı Padişahı, padişahların 3 boyutlu büstleri olacak. Bunun çalışmasını yapıyoruz.

“Jeoradar ekibi getirdik ve yerin tam zemine kadar olan alanın röntgeni çektirdik”

Ciddi senaryo ve benzeri çalışmaları yaparak Bu projeyi hazırladık. Projenin tüm ayrıntılarını belirledikten sonra kurulumuza sunduk. Projenin yapılması için yapısal bir şeylerin olması lazım ve alana ihtiyacımız var. Bu alanında 1. Derece sitten 3. Derece site dönüşmesi lazım. Kurul Projeyi beğendi ve dedi ki “Evet, yapılması lazım ama burası sit alanı altında ne olduğunu bilmiyoruz. Biz bunun nasıl derecesini düşürelim.”deyince bizde dedik ki, özellikle ben çocukluğumdan da bilirim. Şadırvanın o olduğu bölge dolgu topraktır. Kurul ikna olmadı. Biz Anadolu Üniversitesinden Jeoradar ekibi getirdik ve yerin tam zemine kadar olan alanın röntgeni çektirdik. Radar taramasını yaptırdık ve bizim dediğimiz gibi dolgu toprak olduğunu, orijinal yarım -1 metrelik kazılar yapılarak buraların tarihe bir zarar veremeyeceğini, kentsel sit alanına dönüştürülmeyişinin bir zarar oluşturmayacağına, mekan değişikliklerinin yapılması gerektiğine ve tarihin burada canlandırılmasına ışık tutacak projenin faydalı olduğuna ilişkin kurulumuz karar verdi ve o karar çerçevesinde bizde artık yakında projenin ilk etabını, sanatsal bölümünü tamamladık. Kuruldan bu şekilde geçtikten sonra artık yapısal bölümlere ilişkin olarak ihalemizi önümüzdeki 1 ay içinde tamamlayacağız. İhalemize çıkacağız.


Bu proje hem bir tarih projesi hem bir eğitim projesi olarak görüyoruz.

Üst yapısal Projemizi gerçekleştirdikten sonra içindeki sanatsal eserlerinde montajını yaparak gelen ziyaretçilere tarihi canlandırma noktasında güzel bir hizmeti sunmuş olacağız. Bu proje hem bir tarih projesi hem bir eğitim projesi olarak görüyoruz. Osmanlı Tarihinde kısa bir eğitim  hem de Osmanlıyla günümüz dünyasıyla, oradaki padişahlarla bir mensubiyet projesi olarak görüyoruz. Yani projenin içerisinde “Evladım ben deden Fatih Sultan Mehmet, ben deden Kanuni Sultan Süleyman” dediğinde onu dinleyen çocuk ciddi şekilde benim dedemmiş noktasında sahiplenme hissiyatı olacak. Oraya koyacağımız bilgi bankaları, kiokslarla da tarihin derinlemesine analizini yapabilecek. .  Fatih döneminde, Osmanlı Devletinin haritası nerelere gitmiş, nereler fethi edilmiş  görebilecek gibi. Bilgi bankaları aracılığıyla bu bilgileri vermeyi düşünüyoruz.

3 BOYUTLU SİNEMADA TANITIM

Önce gelenler 3 boyutlu sinemada 10 dakika bu tanıtımı izleyecekler. Burada Bilecik’in fethini, Osmanlı Devletinin kuruluşunu izleyecekler. Sonra bu şeride girecekler. Şeyh Edebalının sözleriyle başlayacak, Osmangazi ile devam edecek. 36 Osmanlı Padişahını sırasıyla gezecekler ve her dönemde yapılan eserlerini görecekler. Kanuni döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ı görerek, yapılan Kanuni Sultan Süleyman Camii’ni, preveze deniz savaşını görecekler, Mısır’ın fethini görecekler gibi. Aynı zamanda bu proje eğitim projesi olacak. Bu proje sıkıcı olmaması için tek düze değil, bazı yerler rölyef, seramik, cam olacak ve insanlarda devamlı bir hareketlilik olacak. İnşallah başarabilirsek padişahların kendi sesiyle anlatımı olacak. Sensorlu kulaklık sayesinde kişiye “Evladım en Deden Yavuz Sultan Selim” diyerek söze başlayacak. Proje öyle bir anlayış içerinde başlanılması hedefleniyor.

Normal şartlarda şu dönem içerisinde bitmesi lazımdı. Gecikmesinin sebebi projeyi değiştirmek zorunda kalmış olmamızdır. Çünkü Kurulun önceki projeye ilişkin istekleri ekonomik ve teknik anlamda gerçekleştirmek bizim şartlarımızda bu kadar kısa sürede yapmak zordu. Yapılabilir belki ama daha uzun süreye yaymak gerekir.


“Polemiklere söz le değil, icraatla bir cevap”

 Peki bu yeterli mi? Bu da yetmez dedik ve bunun üzerine 3 boyutlu Osmanlı Devletinin kuruluşu, Bilecik’in fethi, Bilecik’in il baş şehri vurgusunun yapılacağı bir tanıtım filmi hazırlatıyoruz. İnşallah orada 3 boyutlu bir sinema salonu bu ihaleyle birlikte oda olacak. Yaklaşık 1 otobüsü düşündük. 45-50 kişinin tur ile geldiği ziyaretçiler bu tanıtımla bilgi sahibi olacak. Aynı zamanda bu filmi Türkiye’deki tüm okullara göndereceğiz. Bilecik’in rastgele bir toprak parçası olmadığını, Osmanlı’nın kalbinin attığı bir yer olduğu noktasında, biraz da kamuoyunda son zamanlarda oluşan Yalova veya başka bir polemiklere de söz le değil, icraatla bir cevap verme noktasında insanlarda bu algının oluşmasına ilişkin bunu da gerçekleştireceğiz. İleride de bu alana yönelik çok özel projelerimiz var. Çok özel simülasyonlarımız var. Yani işin özü Bilecik’te turizm mekanı olduğunda, tabi arz talep dengesi içinde zamanla düşüncelerimiz var.

“Projelerimiz hayata geçtiğinde turizm olayı gerçekleşecek”

Osmanlı El Sanatlarını biz boşuna kurmadık. Mahalle konaklarımızı şuanda rast gele yapmadık. Oralardaki kursiyerlerimize rastgele eğitim vermiyoruz. Emin olun 3-5 yıl sonra kurs almış bütün kardeşlerimizin,  hanım kardeşlerimiz el emeklerini gelecek zaman dilimi içinde değerlendirecek mekanlar ve imkanlar oluşturacağız.

Çünkü bu projelerimiz hayata geçtiğinde turizm olayı gerçekleşecek. Bu mekanlarda el sanatları gibi değerlerimizi de sunmak gerekecek.


Kayalıklar arasından çıkan Şeyh Edebali silüeti ile öğütler

Örneğin ileriki zamanlarda belli bir gün ve zaman dilimi belirlenerek Şeyh Edebali’nin öğütlerini kayaların arasından çıkan şeyh Edebali silueti ile öğütlerini dinletmek. Örneğin Turizm kafilelerine 21.00 -22.00 arasında Şeyh Edebali’nin öğütlerini kayanın arkasından çıkan ses ve görüntü sayesinde dinlemek mümkün. Elin insanı bir fıskiye yapıyor. Şu saatler arasında su gösterisi yapıyor, insanları oraya topluyor. Biraz turizm pazarlama sanatıdır. Gelecek zaman diliminde Şeyh Edebali türbesinin olduğu bölgeyi araçla giriş olarak düşünmüyoruz. Otogarımızı aşağıya naklettiğimizde otoparkımız otogarın olduğu yere olacak. Gelen turist kafileleri otogarın olduğu yerde duracaklar. Bu aradan onları golf arabalarıyla belki özel yapacağımız arabalarla veya yaya yürüyüşleriyle belki de küçük raylı bir sistemle oranın trafiğine hiç zarar vermeden götüreceğiz.

Biz otogarın olduğu yere otopark yapacağız. 5 dönüm yer var. Normal şartlarda iyi, verimli kullanıldığı zaman hem şeyh Edebali türbesine gelecek noktalarda oluşacak hem de şehir içi ihtiyacı karşılayacak düzeyde şehir adına belirgin bir otopark ihtiyacı kısmen karşılayacak bir noktada olacak.

Ama hayalleri olmayanın, hedefleri olmaz.

Tabi tek noktada olmayacak. İmarethanenin olduğu yeri özel planlama alanı dedik. Oraya da bir bekleme noktası yapacağız. Oraya gelen araçları da karıya geçirmeyeceğiz. Bir takım şeylerle şeyh Edebali türbesine çıkış sağlanacak. Yürüyüş yolunu yaptık. Yürüyüş yolunu yaptık, hamsu köprüsünden geliş imkanı olacak. Kentsel Dönüşümü inşallah gerçekleştirdiğimizde zincirlik kayanın olduğu yerden yatay asansörlerle iniş koyacağız. Zincirli kayanın üst tarafına otoparklar yapacağız. Belki önümüzdeki 5 yıl içinde olmayabilir ama Gelen araçlar otoparktan çıkmadan direk asansöre gelecek ve aşağıya iniş sağlanacak. İlerleyen zamanda belki şelale park, şehy Edebali Türbesi, akasya altı, kent ormanı arasında teleferik sistemi olacak. Bilecik adına gelecek zaman dilimi içersinde Planlarımız ve projelerimiz sürekli yenileniyor.

Tabi şimdi bugün bunlar hayal gibi gelebilir. Ama hayalleri olmayanın, hedefleri olmaz. Hedefleri olmayan insanın da geleceği olmaz. Biz bu zamana kadar bazı şeyleri dediğimizde de, örneğin hamsu vadisinin ilk etabı dediğimizde hayal demiştiler. Hayal denilen konu gerçekleşti. Kültür ve Kongre Merkezini nasıl yapacaksınız? 15 bin m2 bir alan dediler, bitirdik. Bu anlamda Bilecik’in her yeri sıcak asfalt ve parke olacak dediğimizde, Bilecik’te 5 km sıcak asfalt yoktu. Ama bugün Bilecik’in çok şükür her yeri sıcak asfalt ve parke olmasının son aşamasına geldik. İnsanlarımızla el birlik olursak, inanırsak ve yapılanında arkasında durma becerisi ve hoşgörüsüne sahip olursak  bu elimizdeki değeri de en iyi şekilde kıymetlendirmiş oluruz. Kıymetine de kıymet katmış oluruz. Zaten çok önemli bir değer ama biz hem değerden değer bulacağız hem de değeri gerçek seviyesine ulaştırmış, iade-i itibarda bulunacağız. Bu topraklar hakkaten bir devrin kurulduğu topraklardır. Şeyh Edebali’nin gözünün feri Osmangazilerin, Ertuğrul Gazilerin ayaklarının izi olan topraklar.

“Şehircilikte yapılan hatayı veya eksikliği telafi etmek çok zamanlara mahal oluyor”

Şuanda şehrimizin yanlış yapılaşmasından içimizde sızlasa da her şeyini de düzgün yaptığımızı söyleyemeyiz. Çünkü coğrafi şartlarımız maalesef bazı şeylerde içimizde sızlasa değiştiremiyoruz. Yolun alt kotuna evler yapılmış. Hemen o evlerin akar sistemini, kanalizasyon sistemini yenileyemiyorsun. Adam evinin tüm sistemini oraya göre yapmış. Belediye olarak güçlü olup tüm evlerin maliyetini ödeyerek birden de kaldıramıyorsun. Yani şehircilikte yapılan hatayı veya eksikliği telafi etmek çok zamanlara mahal oluyor. Düşünün yolun üst tarafındaki kottan şehir giderini gittiğini düşünün, alt kotada bina yaptırırsanız ne olur? Sıkıntı oluyor. Bu toprakları hak etmiş oldukları, torunları olarak bizim üzerimize vazife olan noktaya değerlerini vermeliyiz.

“10 yıldır Belediye Başkanısınız niye yapmadınız”? Sorularına başkandan cevap…

“Tarihimi kurtaralım derken bu günümüzde zafiyete düşmüş olurduk”

Şu denilebilir, peki iyi güzelde siz 10 yıldır Belediye Başkanısınız niye yapmadınız? Bu dertle dertlendiğimiz için 2005’te gelir gelmez buna başladık ama zemin, imkanlar, o şartlar içerisinde bu anlamda tam kurgulanmadığı için, eksiklikler olduğu için ve ekonomik şartlarda her şeye imkan vermediği için maalesef onu belirgin bir süre bu anlamda dondurma durumunda kaldık. Eğer biz o dönem 2004-2005-2006 veya 2010 Bilecik’in de insanlarımız yoluyla suyuyla vb. noktalarda kendileri güncel yaşamlarında dertleri varken, biz Şeyh Edebali Türbesinin olduğu o bölgede büyük yatırımlar yapsaydık bu defa mevcut şartlarda yaşayan insanımıza haksızlık yapmış olacaktık. Tarihimi kurtaralım derken bu günümüzde zafiyete düşmüş olurduk. Bilecik Belediyesi bunların hepsini aynı anda o dönemler içinde hepsini götürme  imkanına sahip değildi. Biz önce yaşamı kolaylaştırıcı tedbirleri alma noktasında hareket ettik. Bir taraftan da o anlattığım o projeleri de takibe aldık. Bunlara ilişkin olarak yapım noktasında bir hamle,  fırsatımız, hukuki sebepler ve ekonomik sebeplerden istenilen oranda olmadı. Ama bugün Bilecik, artık mevcut şartlar içinde kentsel dokusunu, verilerini asgari düzeyin üzerine çıkarmış bir belediyecilik anlayışı sergiledi. Bugün Bilecik’te alt yapı ve şehircilikte olmazsa olmaz denilen hizmetlerin büyük bir başarıyla belirgin bir noktaya geldiğine inanıyorum. Bunu bu noktaya Bilecikli hemşerilerimle hep birlikte götürdük. Artık zaman tarihimize de daha fazla vakit, imkan ayırarak verileri de çok daha üstüne düşüp değerlendirerek geçmişimizle geleceğimizle daha güçlü bir köprüyü ve bağı oluşturmak istiyoruz.

“Bilecik’i hem tarihiyle hem bugünüyle önce ülkemize sonrada Dünya’ya tanıtabilmek” isteniyor

 Bununla birlikte tarihimizden aldığımız güçle birlikte de dış dünyayla turizm atağına girişmek, bu noktada entegrasyonu sağlamak ve Bilecik’i hem tarihiyle hem bugünüyle önce ülkemize sonrada Dünya’ya tanıtabilmek. Bunun planlamasını, çalışmalarını yapmamız lazım. Bunu yapmamız içinde bir taraftan tarihi envantere sahip çıkarken, bir taraftan da günümüzün yaşam standartlarına uygun yani konaklama tesisleri gibi yatırımları yapmamız lazım. Yani Bilecik’e gelen bir insanın Bilecik yemeklerini yiyeceği mekanları oluşturmamız lazım. Bunları söylüyoruz istenilen oranda cevap verilmiyor, gerekirse Bilecik Belediyesi olarak gelecek zamanda teşvik vermeyi de düşünüyoruz.  Menüsünde bizim tespit ettiğimiz Bilecik yemeklerini bulunduran  restoranların teşvik edilmesi gibi..

Bundan sonra bu tarihimizi canlandıracak günümüzle iç içe olacak çalışmaları yapmamız lazım. Çünkü bir yere birisi geldiğinde orada özeli yaşamak istiyor. O bölge ile her şeyi görmek istiyor. Önce tarih varsa tarihi olayları kafasında mitolojik anlamda, görsel anlamda canlandırmak istiyor. Ona ilişkin eserleri ortaya koymak  lazım. Gelen insan geldiği yerde aynı zamanda turist olduğu için rahat bir ortamda dinlenmek istiyor. O bölgeye özgü yemek yemek istiyor, hediye almak istiyor ve o bölgeyi orada yaşamak istiyor. O noktada bizler de bu ihtiyacı karşılamak için gerekli çalışmaları yürüteceğiz. Niye Safranbolu’ya gidiyoruz, günümüzde internete girsek dahi Safranbolu evlerini görebiliriz. Niye insanlar Ankara’da Beypazarı’na gidiyorlar, Beypazarı’nı o mekanda yaşamak daha güzel olduğu için elbette. Onu mekanında kendine özgü ortamında yaşamak güzel oluyor. Hemşerilerimiz bu anlamda hiç endişe etmesinler, idare olarak bu noktada hakikaten ciddi çalışmalarımız var. Bundan sonra çok daha şanslıyız, üniversitemiz var. Güzel Sanatlar bölümleri var ve çok değerli rehber hocalarımız var. Arkeoloji bölümümüz var, önceden bizim için arkeoloji çalışmaları imkanları zorluyorken artık kendi arkeoloji bölümümüz var. Üniversitemizde el ele kazı gereken noktalarda kendimizde yapabilir güçteyiz. Tarihimizden bize kalan emanetleri en iyi şekilde ortaya çıkarıp gelecek nesillerimize aktarabiliriz.

“Devletimiz, Bilecik’i özel bir turizm alanı ilan ederek buralara özgü daha yatırım alanını daha fazla vermesini arzu ediyoruz”

Ben röportajlarınızda ve haberlerinizde bu hassasiyeti gösteren tüm hemşerilerimize teşekkür ediyorum. Mutlaka buraların kapsamlı değerlendirilmesi lazım. Ama şu da bilinmelidir ki, onların gösterdiği hassasiyet oranında, Belediye Başkanlığımızda geldiğimiz günden itibaren bu kaygıyı, bu hassasiyetin ve bu dert içindeyiz. İfade ettiğim şekilde bazı çalışmaları gerçekleştirdik bazılarını da çalışma şartlarının uygun olmaması sebebiyle şuanda duraksadı, donduruldu ama bu ertelenmiş değil. Bundan sonraki süreçler içerisinde devam etmesi tabi tüm temennimiz. Devletimizin de burasını özel bir turizm alanı ilan ederek buralara özgü daha yatırım alanını aha fazla vermesi ve özel ödeneklerin bu anlamda bu bölgeye verilmesini arzu ediyoruz. Hatta sadece Bilecik Şeyh Edebali türbesinin olduğu bölge değil, Bilecik, bir devletin kurulduğu topraklar olması nedeniyle, kuruluş ve kurtuluşun şehrine bir bütünü itibariyle bir konsept içerisinde bütün olarak planlanması yani Söğüt’üyle, Bozüyük’üyle, Pazaryeri ve Osmaneli’siyle, İnhisar, Gölpazarı, Yenipazar olarak bir bütünün bu anlamda kurgulanması gelen kafilelerin bu anlamda şehrimizde daha uzun kalması ve tarihten izlere rastlaması son derece önemli. Çünkü Avrupa’ya gittiğimizde bırakın böyle bir devletin kurulduğu topraklar, devlet büyüklerinden birisinin ayaklarının izleri olduğu çok daha büyük senaryolarla bizlere anlatıyorlar.

Onun için Şeyh Edebali Hazretlerinin öğütlerinin verildiği topraklar bu mekanlar. Bu mekanların daha üst seviye de de kurgulanması lazım.  Bizlerde bunun takipçisiyiz. Bu topraklara ilgi, dünden daha fazla. Ama yarın daha üst seviyede olacağından kimsenin de şüphesi olmasın. Bende bu anlamdaki ilginize, alakanıza, katkınıza teşekkür ediyorum.” Diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Eski Bilecik’in sit alanı ve özel mülkiyet alanı olması nedeniyle canlandırılmasının önünde bulunan engelleri gündeme getirmiştik. Yaptığımız sokak röportajlarıyla, hem vatandaşların hem de dernek olarak yapılan açıklamalara gazetemizde yer verdik.

Belediye Başkanı Selim Yağcı oluşan kamuoyuna açıklık getirerek, hazırlık çalışmaları  2005’te başlayan Osmanlı Tarih Şeridi Projenin hayata geçmesi için tüm sorunların giderilmesine çalışacaklarını ve bölgeyi canlandırma girişimlerinde bulunacaklarını dile getirdi. Bölge üzerinde yapılacak düzenlemelerin hayata geçip geçmeyeceğini ise  zaman gösterecek. 

Editör: TE Bilişim