Ben Bilecik Cumhuriyet mahallesinde ikamet eden ve başımdan geçen bir olay sonucu böyle bir yazı yazmayı okuyucularla ve yetkililerle paylaşmayı düşünerek onu kaleme döken mahalle sakiniyim.
                                                                                                           

Bugün 20-11-2013 günlerden Çarşamba öğle yemeğine eve çıkarken mahallemizde oturan iki kişi daha doğrusu yaşları epeyce olan amcalarımızla yolda karşılaştım hal ve hatırlarını sordum, Cami den çıkmışlar dertleşerek evlerine gidiyorlar fakat çok sıkıntılı ve dertli görünüyorlar neden mi ,Ben nasılsınız Mehmet amca diye sorduğumda, “Hiç iyi değiliz be oğlum. Rahmetlik baban sağolaydı bize bir yol gösterirdi, yardımcı olurdu” diye cevap verdi. Birden içim sızladı. “Hayır olsun neden?” dedim. “Ah be oğlum, ne olacak bizim halimiz? Kimse bir şey söylemiyor, bu gidişle bizi evlerimizden edecekler, ne istiyor bu insanlar bizden?” dedi ve ben de, “Olur mu Mehmet amca, ne alakası var?” dedim. O da bana şöyle söyledi: “Oğlum bu kentsel dönüşüm dedikleri şey neyse pek anlamayız ama evlerimizi yıkacaklarmış biz bu yaşlı halimizle ne yaparız nereye gideriz o kadar kırık dökük eşyamız var nereye sığdırırız? İyi kötü bahçemize çıkıp vakit öldürüyoruz, marul, maydanoz dikiyoruz, bize bir meşgale oluyor. Kötüde olsa o evlerde hatıralarımız var, yolda yürürken yada camiden çıkınca yanımıza bir arkadaş bulup anlata anlata gidiyoruz. Mahallede herkes birbirini tanıyor. Biz bu yaştan sonra nereye gidelim? Bırak gitmeyi yüksek binalarda hapis gibi nasıl duralım? Biz oralara girersek ölürüz be oğlum” dedi ve “Hayırlısı bakalım” deyip birkaç kelime daha konuştuk ve ayrıldık. Fakat bütün gün konuşulanlar aklımdan çıkmadı ve akşam tekrar eve geldiğimde gece kafamı yastığa koydum uyuyamadım. Bu yazıyı yazarken de Allah sizi inandırsın saat tam gecenin 4’ü idi ve böyle bir şey yazıp en azından “Elimden bir şey gelir mi?” diyerek kalktım, oğlumun odasından bir kalem defter alıp yazmaya başladım.

Ben sadece haddimi aşmadan, kimseyi suçlamadan, kişileri yargılamadan tabii ki yanlış bir kelime kullanırsam affınıza sığınarak söze başlamak istiyorum.

İstiklal ve Cumhuriyet mahallesinde 2 yıldır söylentisi dolaşan ve o mahalle sakinlerinin 2012’nin 11 inci ayında tapularına kentsel dönüşüm şerhi konulan bu vatandaşların mağduriyetinin ve kaybının bırakın çektiği stres ve sıkıntıyı insanlar şu anda evlerine ısı yalıtımı yaptıracak yapamıyor, kalorifer döşettirecek yaptıramıyor, satacak satamıyor kredi kullanacak şerh den dolayı kullanamıyor, müteahhide verecek veremiyor. Peki bu işin sorumlusu kim ve ya kimler? Sadece Cumhuriyet mahallesinde kendi sokağımızda benim bildiğim düşünceden 2 kişi Felç geçirdi,1 kişi kalp krizinden rahmetli oldu ve diğeri kanser oldu ve rahmetlik oldu ben sebebi budur demiyorum fakat bu söylediğim hastalıklar hepsi stres, sıkıntı, düşünceden olan hastalıklar. Peki bu insanlar Milletvekili, Belediye Başkanı, İl genel ve Belediye meclis üyelerini seçerken neye göre seçiyorlar tabii ki haklarının, mallarının en iyi şekilde temsil edeceğine inandıkları en iyi hizmeti getireceğine inandıkları kişileri seçiyorlar, Peki o zaman bu vatandaşların hakkını savunan,onlara yardımcı olan,anlatan ,bu işi açıklayan kim var?Ben söyleyeyim kimse yok sadece kendi kendilerine dertleşen mağdur olan mahalle sakinleri var.Ben bir vatandaş olarak soruyorum Bilecik ilinde 4 yıldır inşaat sektörü çok hızlı 2 yıldır da bu mahallelere inşaat ruhsatı verilmiyor.Mademki kentleşme yenilik isteniyor çarşı merkezinde ve diğer mahallelerdeki yapılan yapılaşmaya bir bakalım çarşı merkezindeki yeni yapılan binaların otoparkları var mı çevre düzenlemesi var mı veya yollar ne kadar genişletilmiş bence kentleşme ile ilgili yapılan çokta bir şey yok bırakın yapılmamasını araç park edebileceğiniz park yeri bile yok yapılan kentleşme bumudur sorumluları kimler bu sorumlusu olan kişiler aynı zamanda bu iki mahalleyi yenilemeyi düşünen kişiler .Zaten bu mahallelere 2 yıldır inşaat ruhsatı verilmiş olsaydı bu eski yapılaşma otomatikman yenilenecekti ve şu anda Devletin çıkarmış olduğu deprem yasası zaten insanlara kolaylık tanıyor destekleme kredisi veriyor, otopark parası ,ruhsat harcı olmadan evini yenileme imkanı veriyor çoğu kişide bu yasadan yararlanmak için bekliyor fakat insanların elleri kolları bağlı kimse bir cevap alamıyor.Bu insanlara fırsat verilmiş olsa kişiler başkalarının isteklerine göre değil kendi düşüncelerine göre mallarını değerlendirebilirler,Şu anda bu mahallelerde oturanların %70 i yaşlı insanlar ve hayatlarının çoğu bu mahallelerde geçmiş bu kişilerin çoğununda böyle bir beklentisi yok beklentisi olanlarda diğer mahallelerle kıyasladığımızda uğradıkları zararı birde siz hesaplayın.yani herhangi başka bir mahallede 350 m2 arsasının içinde eski evi olan kişiler yerlerini iki üç yıl evvel 3 daire karşılığı verdi ise şu anda içinde oturuyor beklide satıp değerlendirdiler bile fakat aynı durumda İstiklal ve Cumhuriyet mahallelerinde yeri olan bir kişi yerini şu anda dilediği gibi değerlendiremiyor neden mi? Çünkü ruhsat başvurusuna gittiğinde karşısına kentsel dönüşüm şerhi çıkıyor . Peki, nerde kaldı eşitlik? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları herkes eşit haklara sahiptir fakat bu mahallede yaşayan insanların şu anda mülkiyet haklarına sınırlama getirilmiş durumdadır. Bizim yetkililerden ricamız niçin iki yıldır bu insanlar bekletiliyor şu anda insanlar evlerinde zindan hayatı yaşıyor herkes düşünce içinde bir an önce kentsel dönüşüm yapılacak, yapılmayacak ve ya yapılırsa şu şartlar olacak diye bir açıklama yapılmasını istiyoruz.

Benim bu yazdıklarım ilk defa duyduğum şeyler değil iki yıldır mahalle sakinleri olarak bu konuşuluyor, konuşan kişilerde tutunacak bir dal aradıkları için birbirlerine dert yanıyor. Ama benim ricam yetkililerden biran önce bu işin açıklanması ve bu insanların artık kabustan uyanmasıdır.

Ben sözlerime son verirken herkes in yaşlı, Anne, Baba ve ya yakınları olduğunu herkes inde bir gün yaşlanıp elden ayaktan düşeceklerini hatırlatmak isterim ve bu dünyada bazı dünyevi işler içinde Kimseyi üzmemek gerektiğini düşünürüm.

                                                                                                                   
Levent ATİKTÜRK

Editör: TE Bilişim