Türk Eğitim-Sen Bilecik şubesi okul müdürlerinin değerlendirme sınav sonuçları ile ilgili bir basın açıklaması düzenledi. Türk Eğitim-Sen şube binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına Eğitim-İş Sendikası ve Aktif Eğitimciler Sendikası destek verdi.



Açıklamayı yapan Bilecik Türk Eğitim-Sen Başkanı Ömer Yel, görev süresi uzatılacak müdürlerin ilçe mili eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim şube müdürleri, öğretmenler, okul aile birliği başkanı ve başkan yardımcısı ile öğrenci meclisi başkanı tarafından değerlendirildiğini söyledi. Değerlendir sürecinin ve yönteminin hatalı olduğunu söyleyen Yel,” Böyle bir değerlendirmenin büyük bir hata olacağını, öğretmenlerin, öğrencinin, velinin sadece göstermelik etkisinin olacağını, asıl değerlendirmeyi büyük bir kısmının hak ederek o makamlara gelmediğini bildiğimiz siyasetin ve yandaş bürokrasinin kumandası altında olan kişilerin yapacağını açıklamıştık. Nitekim endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gördük.” ifadelerini kullandı.

 

Bilecik Türk Eğitim-Sen Başkanı Ömer Yel’in yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Okul yöneticilerini değerlendirme süreci sona erdi, okul müdürlerinin puanları açıklandı. Bilindiği gibi görev süresi uzatılacak müdürler; ilçe mili eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim şube müdürleri, öğretmenler, okul aile birliği başkanı ve başkan yardımcısı ile öğrenci meclisi başkanı tarafından değerlendirildi.


Değerlendirmeye etki eden puanlar çok önemliydi. Bu noktada puanlamaya dair ciddi endişelerimiz de vardı. Zira en kıdemli ve en kıdemsiz öğretmenin değerlendirmesi (aritmetik ortalaması) 10 puan, öğretmenler kurulunca seçilecek iki öğretmenin değerlendirmesi (aritmetik ortalaması) 10 puan, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısının değerlendirmesi (aritmetik ortalaması) 10 puan, öğrenci meclis başkanının değerlendirmesi 10 puan iken; ilçe milli eğitim müdürünün değerlendirmesi 25 puan, insan kaynaklarından sorumlu ilçe milli eğitim şube müdürünün değerlendirmesi 20 puan, değerlendirilecek eğitim kurumundan sorumlu ilçe milli eğitim şube müdürünün değerlendirmesi 15 puan idi. Böyle bir değerlendirmenin büyük bir hata olacağını, öğretmenlerin, öğrencinin, velinin sadece göstermelik etkisinin olacağını, asıl değerlendirmeyi büyük bir kısmının hak ederek o makamlara gelmediğini bildiğimiz siyasetin ve yandaş bürokrasinin kumandası altında olan kişilerin yapacağını açıklamıştık. Nitekim endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gördük.

 

Değerlendirme sonuçlarına göre; torpili olan, iktidara yakın duran,  malum sendikaya üye olan bazı okul yöneticilerine yüksek puan verilmiştir. Öğretmen, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısı, öğrenci değerlendirmesinden tam puan ya da yüksek puan alan okul yöneticilerinin büyük bir kısmı her ne hikmetse ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürlerinden çok düşük puanlar almıştır. Bunun tersi de yaşanmış, mesai arkadaşlarından düşük puanlar alanlara da- şayet yandaş ise- ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürleri tarafından yüksek puanlar verilmiş, bu kişilerin 75 puan almaları sağlanarak, görev süreleri uzatılmıştır.

20-25 yıllık okul müdürlerinin bilgisi, becerisi, kıdemi hiçe sayılmış ve bu yöneticilerin görevine son verilmiştir. Bu durum eğitimde büyük infiale, kutuplaşmalara, çatışmalara yol açacaktır. Okul yöneticiliği koltuğunda artık hak eden değil; torpili olan, kişisel ilişkilerini kullanan, siyasi ve ideolojik davrananlar oturacaktır.

Herkes takdir eder ki; bir ilçe milli eğitim müdürü ya da ilçe milli eğitim şube müdürünün, okul müdürünün yöneticilik vasıflarına sahip olup olmadığını bilmesi mümkün değildir. Üstelik 2-3 aydır şube müdürlüğü koltuğunda oturanlar, bu okul müdürleri ile hiç çalışmadan neye göre değerlendirme yapmıştır? Çok açık söylüyoruz ki; değerlendirmeler objektif değildir, siyasidir, usulsüzdür.

Milli eğitimde kadrolaşma operasyonu yapılmaktadır. Eğitimin her hücresinde kendi adamlarını görmek isteyen, kilit noktalara yandaşlarını getirmeyi hedefleyenler kapalı kapılar ardında iş çevirmiştir. “Benden olmayanı yok edeceğim” düsturuyla hareket edenler, farklı düşünenlere yaşama hakkı tanımamaya ant içmiştir. İş bilmeyen, emeği ve alın teri ile değil, siyasi hesaplarla, sendikal tercihleri nedeniyle makamlara getirilen okul yöneticileri devri başlamıştır. Okullar bir kısmı emir kulları tarafından yönetilecektir. Okullar siyasi iktidardan icazet alanların cenneti haline gelecektir. Okullar beceriksiz, yönetme kabiliyetinden yoksun kişilere emanet edilecektir.

MEB Yasası zaten kazanılmış hakları ve sosyal statüleri yok eden bir yasadır. Bu yasanın akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği’nin de ucube olduğunu ilan etmiş, yönetmelikte yer alan hususların eğitim hayatımızda ciddi bir kaosa yol açacağını belirtmiştik. Hukuku yerle bir eden, kazanılmış hakları bir gecede insanların ellerinden alan bu yasa ve yasanın getirdikleri Türk milli eğitim tarihi için utanç vesikasıdır.

Herkes emin olmalıdır ki; Türk Eğitim-Sen bu işin peşini bırakmayacaktır. Sendikamız, her türlü hukuki yola başvuracak, yanlı davranan ve tetikçilik yapan ilçe milli eğitim müdürlerini, ilçe milli eğitim şube müdürlerini tespit ederek, haklarında suç duyurusunda bulunacaktır. Bu makamlar kimsenin orta malı değildir. Kişiye özel davranan, arkası sağlam olanı koruyan, milimetrik hesaplarla yandaş ordusu kurmaya heveslenenler yargı önünde hesap verecektir.

Tüm okul yöneticilerimiz bilmelidir ki; gerekçesi olmadan verilen her puan hukuka aykırıdır. Bu noktada yapılan değerlendirmede görev süresi uzatılmayan okul müdürlerimiz, haklarını hukuk önünde aramalıdır. Yapılacak şey şudur: Görev süresi uzatılmayan okul müdürleri bu işlemin tebliği veya öğrenilmesi ile birlikte dava açma süresi olan 60 gün içinde iptal davası açabilecektir. İptal davası açma süresi içerisinde Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde değerlendirme formunun istenilmesi açılacak davanın gerekçelendirilmesi için büyük önem arz etmektedir. Sendikamız da bu konuda her türlü hukuki desteği sağlayacaktır.

Ayrıca Türk Eğitim-Sen’in eylemlilik süreci de devam edecektir. Biraz sonra buradan İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yürüyeceğiz ve Müdürlük önüne siyah çelenk bırakacağız. Ayrıca, 27 Ağustos 2014 Çarşamba günü Valilik Makamına ve Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Kimsenin kuşkusu olmasın ki gerçekten çalışan işini en iyi şekilde yapan yöneticilerin hakkını gasp ettirmeyeceğiz, haksızlık yapanlara, usulsüz uygulamalarla insanların hayatını cehenneme çevirenlere bunun hesabını en ağır şekilde soracağız.“


Bilecik Türk Eğitim-Sen Başkanı Ömer Yel’in yaptığı açıklama sonrasında Aktif-Sen Temsilcisi Selami Kurnaz söz alarak, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugünlerde gerçekleştirilen yöneticilerin görevleri sonlandırılması şeklinde bir olay cereyan etmemiştir. Bir anda 7 bin küsür okul müdürünün görevine son verilmesi ve değerlendirme kriterlerinin son derece sağlıksız olması, tarafsızlıktan uzak olması ve binlerce öğretmenin görevden alınması meselesi değildir.“ ifadelerini kullandı.

 

Aktif-Sen Temsilcisi Kurnaz’ın ardından Eğitim-İş Temsilcisi Mustafa Aksu, “Yaşadaığımız bu durum beni derinden üzdü. Ben müdür değilim ama müdür arkadaşlarımıza yapılanların bize yapılmış  gibi görüyoruz. Böyle haksızlıklar özellikle milli eğitimde olmaması gereken bir durumdur. Milli eğitim camiası yapısı gereği eğitimden sorumlu insanlara saygıyı, sevgiyi aşılaması gereken, dayanışması ile de Türk Milletine örnek olan bir kurumdur. Böyle bir kurumda haksızlık yapılması çok onur kırıcı bir durumdur. Bu durumun sadece milli eğitim müdürlerinden kaynaklandığını düşünmüyorum. Burada siyasi olarak bir kama sokma olayı var. Biz kurum olarak işini yapan herkesi seviyoruz. Ama burada siyasi iradeden kaynaklı bir kumpas var.“ dedi.

 

Türk Eğitim-Sen şube binasında gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından sendika temsilcileri Milli eğitim İl müdürlüğüne giderek bina önüne siyah çelenk bıraktı. Çelengin bırakılmasının ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunarak protesto sona erdirildi. 




Editör: TE Bilişim