Geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da gerçekleşen Cumhuriyet Halk Partisi’nin 18’inci Olağanüstü Genel Kurulu’na Bilecik’ten de çok sayıda partili katıldı. Kongre atmosferini yaşamak ve tarihe şahitlik etmek üzere Ankara’ya giden kafilede, 2014 Yerel Seçimleri CHP Bilecik belediye başkan aday adayı Nevin Tan’da yer aldı. Partinin en aktif isimlerinden olan Tan’dan kongreye ilişkin izlenimlerini aldık.

Nevim Hanım, geçtiğimiz hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi’nin 18. Olağanüstü Genel Kurulu gerçekleşti. Öncelikle, parti olarak buna neden gerek duyuldu?

“Yerel secimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra seçim sonuçları da dikkate alındığında, temsil yetkisinin yeniden değerlendirilmesi için kurultaya gitme kararı alınmıştır. 5-6 Eylül tarihlerinde 18. Olağanüstü Kurultay gerçekleşmiştir.”

“CHP kurultay partisidir” söylemine siz de katılıyor musunuz?”

“Cumhuriyet Halk Partisi sosyal demokrat bir partidir. Bundan dolayıdır ki katılımcı demokratik yöntemle, özgürce konuşmak herhangi bir birimde çalışma isteğini ortaya koymak benim partimde anormal bir durum olmasa gerek. Sosyal demokrat partilerde yani Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu kurultayların yapılması doğaldır. Muhalefetin sesine kulak vererek Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu çalışmak isteyenleri göreve davet etmiştir. Katılımcılığı sağlamak esastır. Bundan ötürü “CHP kurultay partisidir” söylemini siyaset bilimi açısından geçerli bulmuyorum. Merkez sağdaki kurultaysız, muhalefetsiz tek adama dayalı particiliği benimseyenlerin bu eleştiriyi yaptıklarını düşünüyorum. Bu durum benim partimde geçerli değildir. Demokratik değildir. Demokrasinin ne olduğunu, Kurultayların korkulacak bir şey olmadığını Cumhuriyet Halk Partisi tüm Türkiye’ye bir kez daha başarı ile göstermiştir.”

“Kurultaya ilişkin gözlemleriniz neler?”

“5-6 Eylül tarihlerinde kurultay yapılacağı kararı ile kurultayın 10.30’da başlayacağı gündem gereği biliyorduk. Bilecik ilinden il başkanı, ilçe başkanları ve delegelerin dışında üyeler olarak biz de katıldık. Kurultay havasını teneffüs etmek ve tanık olmak, görmek, duymak istedik. 5 Eylül günü sabah 06.00’da ATO Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nın kapısındaydık. Bizden önce daha erken saatlerde gelenler de vardı. 06.30 da kapılar açıldı ve 3.250 koltuk sayılı salonda yerlerimizi aldık. Tabii ki koltuk aralarına ve yan taraflara da oturanlar vardı. Diğer yerlerde de büyük ekranlar konmuştu. İçerde yer bulamayanlar buralardan izleme olanağı buldular.

Salona önce Muharrem İnce geldi. Daha sonra Bakırköy Belediyesi oda orkestrasının çaldığı “çav bela” müziği eşliğinde Kemal Kılıçdaroğlu salona girdi. Her iki adayımıza da alkış ilgi büyüktü. Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu yan yana oturdular. Yine eşleri de yan yana oturarak kardeşlik ve dostluk mesajı verdiler. Uludere’de, Soma’da, Gezi olaylarında yakınlarını kaybedenler “Onur konuklarımız”dı.

Kurultayı Genel Başkanımız açtı. Divan Başkanı grup başkan vekili Engin Altay oldu. Genel Başkan adaylarının konuşma sırası kura ile belirlendi ve ilk konuşmacı Muharrem İnce’ydi. Muharrem Bey bir ara çok terledi ve divan başkanı ile aralarında bir diyalog geçti. “ Sayın Divan Başkanım, ben de grup başkan vekilliği yaptım. Peçete gönderin de terimi sileyim” dedi. Bu samimi ve sıcak diyalog partililerimizin çok hoşuna gitti gülüşmeler oldu.

İkinci olarak partililerimize hitaben konuşmayı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Kendisine yapılan eleştirilerle ilgili açıklamalar yaparken “Avrupa’da kabul edilen yerel yönetimlere özerklik anlaşması” ile ilgili bir cümle dikkatimi çekti. Bunun ayrıntılarından bahsedeceğim. Çünkü bu cümle farklı mecralara çekilmeye müsait. Doğru bilgilenmek gerek. Bu tüm partilerin programında olan bir şey, zaten 21 Kasım 1988’de imzalanmış bir şartnameymiş.

Sıcak, samimi bir ortam vardı. Partililerimiz gayet ağırbaşlı ve CHP’li olma bilinciyle coşkularını yaşadılar. Bir taşkınlık olmadı.

Konuşmalar bitiminde ara verildi. Biz Bilecik’ten giden arkadaşlarımızla birlikte Anıtkabir ziyaretimizi yaptıktan sonra yine hep birlikte geri döndük. Arkadaşlarımızla keyifli bir yolculuk yaptık ve birbirimizle daha fazla sohbet etme, durum değerlendirmesi yapma olanağı bulduk.

Seçim sonuçları hakkında söylemek istedikleriniz nedir?

Kurultay delegeleri ile yapılan oylama sonucu 1.218 kayıtlı delegeden 1.181 delege oy kullanmış, 1.155 geçerli oy sayılmıştır. 60 kişilik Parti Meclisi üyelerinden 8 isim Bilim Yönetim ve Kültür Platformundan seçilmiştir. Ha bu arada Parti Meclisine seçilenlerde cinsiyet ve geçlik kotası uygulanmış olması bizim ayrıcalıklı olduğumuz yanımızdır. 20 kadın, 6 genç PM de söz sahibidirler. Bilecik İl Gençlik Kolu Başkanı Didem Gültekin de başarı göstererek Gençlik kotasından Parti Meclisi’ne girmiş olması sevindiricidir. Kendisini kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Muharrem İnce 415, Kemal Kılıçdaroğlu 740 oy almışlardır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olarak yeniden seçilmiştir. Kapanış konuşmasında Muharrem İnce’nin konuşması dikkat çekicidir. “Rakibimdiniz. Artık genel başkanımsınız” Bu kurultaydan çıkan sonuç kardeşlik, birlik, beraberlik ve umuttur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin amacı insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına, çağdaş, cumhuriyetçi, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye dayanan hakça bir düzen oluşturmaktır. Yeni stratejiler ile bu hedeflere ulaşmak için daha çok çalışacağız. 2015 yılındaki genel seçimlerine hazırız. Biz ne için mücadele ediyoruz bunu halkımıza en iyi şekilde anlatacağız. Bu ülkeyi yönetmeye talibiz. Hedef iktidar.”

Yine bu kurultayda parti üyelikleri ve yönetim kurulu görevlendirmelerini kapsayan tüzük değişikliği yapıldı. Bunu da gözden kaçırmayalım. Sadece Üyelikle ilgili kısmını burada açıklamak istiyorum ki partililerimiz de bilgilenmiş olsunlar.

•          Parti üyesi herhangi bir partiden adalık başvurusunda bulunursa disiplin işlemine başvurmaksızın kaydı silinecek.

•          Bir sandık çevresinde partiye oy çıkmaması halinde, ilçe yönetim kurulu o sandık çevresinde kayıtlı tüm üyeleri silebilecek.

Bu söyleşi vesilesi ile şunu da söylemek istiyorum: Dün partimizin kuruluşunun 91. Yıldönümünü kutladık. M. Kemal Atatürk tarafından kurulan sosyal demokrasiyi benimsemiş olan ve asla bu anlayıştan vazgeçmeyecek olan bir siyasi partiyiz. Gücünü halktan alarak ülkemizin ve Cumhuriyetimizin zarar görmemesi için çalışmalarına devam etmektedir. Partimiz çağdaş, laik, demokratik ve sosyal adaletin üstünlüğüne inanan, ırkçılığa dayanmayan Atatürk milliyetçiliğinin, tüm halkın eşitliği ilkesi ile hiçbir dinin ön plana çıkmadan din ve devlet işlerinin ayrı yürütülmesinin, hukukun ve yargının bağımsızlığının, insan haklarını gözeterek kadın erkek eşitliğinin, hoşgörünün, huzurun ve barışın savunuculuğunu yaparak çalışmalarını sürdürmektedir. Ülke yönetimine talibiz. Ve savunduğumuz ilkeleri yaşama geçireceğimizden hiç kuşkum yoktur. Bunu sağlayacak tek parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu duygu ve düşüncelerle Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Türkiye’yi bu güne taşıyan Cumhuriyet Halk Partisine, partimize inancı doğrultusunda emek veren tüm partililerimize saygı, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum. Partimizin kuruluşunun 91. Yıl dönümünü birlik beraberlik ve umut dolu duygularla kutluyorum. Saygılarımla.

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi

Nevin Tan’ın açıklamalarında dikkat çektiği, CHP’nin de altına imzasını attığı “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi”ni Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hakkari mitinginde gündeme getirdi.Kılıçdaroğlu’nun Kurultayda da telaffuz ettiği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Türkiye tarafından 1988'de imzalandı

Türkiye’nin söz konusu şartla ilgili geçmişi 23 yıl öncesine dayanıyor. Türkiye şartı 21 Kasım 1988’de imzaladı. Şart, 1991 Mayıs ayında, DYP-SHP koalisyonu hükümeti döneminde TBMM’de onaylandı. Ancak Ankara, şartın 7 maddesi ve 10 paragrafına çekince koydu. İşte o çekinceler:

- Yerel makamları doğrudan ilgilendiren konulara ilişkin planlama ve karar alma süreçlerinde kendilerine olanaklar ölçüsünde zamanında ve uygun biçimde danışılacak. (Madde 4, paragraf 6)

- Kanunla düzenlenmiş daha genel hükümlere halel getirmemek koşuluyla, yerel makamlar kendi iç idari örgütlenmelerini bunları yerel ihtiyaçlara uyumlu kılmak ve etkin idare sağlamak amacıyla kendileri kararlaştırabilecek. (Madde 6, paragraf 1)

- Yerel olarak seçilmiş kişilerin görevleriyle bağdaşmayacak işlev ve faaliyetler kanunla veya temel hukuki ilkelere göre belirlenir. (Madde 7, paragraf 3)

- Yerel makamların idari yönetimi denetleyen makamın müdahalesinin korunması amaçlanan çıkarların önemiyle orantılı olarak sınırlandırılmasını sağlayacak biçimde yapılmalı. (Madde 8, paragraf 3)

- Yerel makamlara sağlanan kaynakların dayandığı mali sistemler, görevin yürütülmesi için gereken harcamalarda ki gerçek artışların mümkün olduğunca izlenebilmesine olanak tanımaya yetecek ölçüde çeşitlilik ve esneklik taşımalı. (Madde 9, paragraf 4)

- Yeniden dağıtılan kaynakların yerel makamlara tahsisinin nasıl yapılacağı konusunda kendilerine uygun bir biçimde danışılacak. (Madde 9, paragraf 6)

- Yerel makamlara yapılan hibeler belli projelerin finansmanına tahsis edilme koşulu taşımayacak. Hibe yerel makamların yetki alanları içinde kendi politikalarına ilişkin olarak takdir hakkı kullanmadaki temel özgürlüklerine halel getirmeyecek (Madde 9, paragraf 7)

- Her devlet yerel makamların ortak çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için birlikte üye olma ve uluslararası yerel makamlar birliklerine katılma hakkını tanıyacak. Yerel makamlar kanunla muhtemelen öngörülen şartlar dahilinde başka devletlerin yerel makamlarıyla işbirliği yapabilirler. (Madde 10, pa ragraf 2 ve 3)

- Yerel yönetimler kendi yetkilerinin serbestçe kullanımı ile Anayasa veya ulusal mevzuat tarafından belirtilmiş olan özerk yönetim ilkelerine riayetin sağlanması amacıyla yargı yoluna başvurmak hakkına sahip olacak ( madde 11)

Editör: TE Bilişim