Korkmaz Kesik

Saadet Partisi İl Başkanı İbrahim Meral, Haziran ayında gerçekleşecek olan genel seçim çalışmalarını başlattıklarını söyledi. Saadet Partisi İl Başkanlığı binasında gerçekleştirilen basın açıklamasında İl Başkanı İbrahim Meral, genel seçimler yaklaşırken ilçe kongrelerini yaptıklarını ve Şubat ayı içerisinde il kongresini gerçekleştireceklerini belirtti. Meral, gerçekleştirecekleri divan toplantısında milletvekili aday adaylığı için ilçe teşkilatlarından isim isteyeceklerini kaydederek 13-14 Şubat tarihinde isimleri genel merkeze ileteceklerini ifade etti.

12 kişinin katledildiği Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırıya üzülmediklerini belirten Meral, “Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırıyı ne kınıyoruz ne de üzülüyoruz.” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Gazetesi’ni, Charlie Hebdo Dergisi’ne verdiği destekten dolayı eleştiren Meral, “Cumhuriyet Gazetesi’nin basın özgülüğü adı altında bu gavurların terbiyesizliğini yayınlamak istemesi en basit şekilde kedinin duvara pislemesidir.” dedi. Meral, açıklamasında şunları aktardı:

“Ülke gündeminin siyasi ve ekonomik fırtınalardan sonra yavaş yavaş seçim gündemine oturmakta. 2015 Haziranda yapılacak olan seçimlerde partiler hazırlıklarını yapıyor ve eksikliklerini tamamlıyor. Seçime hazır bir şekilde girmeye çalışıyorlar. Bunlardan biriside biziz.

Saadet Partisi Bilecik İl teşkilatı olarak eksik olan kongrelerimizi yaptık. Söğüt ve Bozüyük kongrelerimizi yaptık. Sırada Osmaneli, Gölpazarı ve merkez ilçe kongremizi yaptıktan sonra Şubat ayında da il kongremizi yapıp, seçimlere hazır olarak girmiş olacağız. Genel merkezimizin bize verdiği takvim sırasına göre, bizim Ocak, Şubat da kongrelerimizi bitirmemiz gerekiyor. Şubat ayında Milletvekili adaylarımızı tespit etmemiz ve genel merkeze bildirmemiz, ardından Nisan ayında da seçim propagandalarımıza başlamamız gerekiyor. Şuan il teşkilatı olarak bunun alt yapısını oluşturduk.

Kongrelerimizi yapıyoruz, aday tespit çalışmalarımızı yapıyoruz. Yarın yine burada ilçelerimizin yan kuruluşlarımızın katılacağı divan toplantımızı da yapıp bu istişareyi geniş bir biçimde yapacağız. Milletimiz içeride hükümet, cemaat hükümet muhalefet tartışmalar yaşarken halkımız gerilmişken ekonomik sıkıntılar altında bunalmışken birde inançlarımızı hedef alan Batı kaynaklı olan bu saldırılar halkımızı germektedir.

Fransa’da olan basın saldırısını hepimiz ne kınıyoruz, ne üzülüyoruz ne de kızıyoruz. Çünkü basın özgürlüğü adı altında hiç kimsenin inançlarına, değerlerine kutsalına hakaret hakkınız yoktur. Şimdi orada iki kişi 12 kişiyi öldürdüyse biz bunun bir provokasyon olduğuna inanıyoruz. Bunun kesin böyle olduğuna inanıyoruz. Sen iki milyarlık bir insanlık aleminin peygamberine, kutsalına hakaret edersen işte biri de çıkar seni indirir. Papa, basın toplantısında bu konuyla ilgili diyor ki; “Evet biz fikir özgürlüğünden yanayız. Ama bunun da bir sınırı vardır. 4 kişi benim anneme küfür etse ben ona yumruğu çakarım.” Bu kadar basittir.

Basın özgürlüğü kimsenin inançlarına hakaret etme değerleri tanımaz. Dolayısıyla batı İslam âlemi niçin radikalleşiyor, niçin cihatlaşıyor, diye kendine boşuna sormasın. Hem insanları tahrik edeceksin, inancıyla ekonomisiyle sömüreceksin ondan sonra bu insanlar niye böyle diyeceksin.

Artık günümüzde ikinci dünya ülkeleri, üçüncü dünya ülkeleri ve gelişmiş ülkeler artık kolay kolay kendini sömürmeye izin vermiyor. Batı’nın eski bir hak koşturma meydanları daraldı. Onların huzursuzlukları, kaoslar yaratarak yeniden kendilerine alan açmak. Ama bu manada mescidi İslam bilinci batının bu planlarını devamlı sekte uğratacaktır.  Geçmişte bizleri sömürüp kendi rahat yaşayan Batı, bugün kolay kolay sömüremeyince o halkları da rahat değiller. “Kaos yaratacağız. Yine petrolümüzü garanti altına alacağız, yine birilerinin madenlerini sömüreceğiz, iş gücünü sömüreceğiz, emeğini sömüreceğiz.” diye çırpınıp duruyorlar. Ama o günler eskidi. Şimdi bilinçleşen bir dünya var, bilinçleşen bir Türkiye var, bilinçleşen bir Türkiye adı var. Biz burada Saadet Partisi ve milli görüşün katkısının çok büyük olduğuna inanıyoruz.

1960’lardan beri Türkiye’de sanayi, teknoloji namına sayfaları birer birer kaldırırsanız hepsinin altında bir Erbakan ve milli görüş imzasını görürsünüz. Bu milletin sanayileşmesinde milli görüşün imzası vardır. Bu milletin ahlak ve maneviyatında milli görüşün imzası vardır. Eğer milli görüşün son 40 yıllık Türkiye tarihinden çıkarırsanız elinizde sıfır kalır. Çünkü biz diğer partiler gibi bugüne kadar iktidar olmuş muhalefet olmuş partilerin neler yaptıklarını, bu ülkede neler yaptığını gayet iyi biliyoruz.

Millet olarak hafızamız biraz zayıf hemen unutuyoruz. Ama biz ne 80’leri, ne 90’ları ne de 2010’ları unutmayacağız. Bu milletimiz mecburen iktidar partisine tolerans tanıyorsa mecburen destek oluyorsa bu iktidar partisine çok ben buna oy kullanmak için değil, araba kredisi ev kredisi geçim kredisiyle insanların ekonomisinin ipotek altına alındığı içindir. Ya istikrar bozulursa, kaygısı iktidara desteğini devam ettirmek zorunda kalıyor.

Böyle muhalefet olduktan sonra bu AKP hükümeti daha devam eder. Bu seçimlerde Saadet Partisi mecliste olmazsa ülkenin geleceği vahim. Ne bu CHP’den ne bu MHP’den  bu millete hayır gelmeyecektir. Şimdi az önce bahsettiğim Charlie Hebdo Dergisi’ne yapılan saldırıda basın özgürlüğü dedik. Hadi onlar gavur, gavurluğunu yaptı . Cumhuriyet Gazetesi’ne ne oluyor. O da aynı karikatürleri basıyor.  Şimdi biri gidip patlatıcı koysa oraya ondan sonra provokasyona bak. Yazıktır, günahtır. Sonra da Cumhuriyet Gazetesi’nin sahipleri Cumhuriyet Gazetesi siyasi kişiler, partiler bu milletten oy isteyecek ve iktidara gelecek. Yarın seçim meydanlarında bu milletin önüne koyacağız bu gazeteleri. Bu da CHP’nin gazetesi diyeceğiz. Senin peygamberine inancına, tarihine küfür ediyor diyeceğiz. Sen kimden oy alacaksın. Laikler, Atatürkçüler vs. görüyoruz çapınızı. Bu millet açılmadıktan sonra bu milletin inanç değerlerine karışmadıktan sonra sizin iktidar olmanız hayal.

Biz 1991’de 40 kişiyle meclise girdik. O meclisin altına, üstüne getirdik. Refah Partisi olarak; 1994’de Belediye’yi 1995’de de genel iktidarı ele aldık. Biz 3 yılda 40 kişiyle Türkiye’yi değiştirdik. Yazıktır nasıl muhalefet ediyorsunuz. Bunların yaptığı muhalefet sadece iktidarın ekmeğine yağ, kaymak sürmektir başka bir şey değildir. Tayyip Bey boşuna demiyor; “Bu muhalefet herkesin başına” diye. Ama Saadet Partisinde 10 kişilik, 20 kişilik bir grup olsun  mecliste de görelim bakalım bu meclisimiz ne yapıyor. Çünkü bizim ayaklarımız yere basıyor. Biz neyi savunduğumuzu biliyoruz. Bizim ilkelerimizin bu dünya ya hem ekonomik, hem siyasi hem de huzur olarak barış getireceğini bu dünyanın bizim ilkelerimizde huzura ve refaha ereceğini biliyoruz. Biz öyle 100 yıllık, 50 yıllık, 80 yıllık alt yapımız yok. Biz insanlık tarihinden beri bu insanlara formül, denklem, sonuç her şeyi sunuyoruz. Bizim arka planımız güçlü, bizim inancımız güçlü. O yüzden bu seçimlerde Saadet Partisi’nin mecliste yerini alması için Bilecik’imiz de dahil, Türkiye’miz de dahil elimizden gelen en büyük çalışmaları yapacağız.” 

Basın açıklamasına Saadet Partisi Genel Merkezinden Bilecik sorumlusu Erdoğan Saran ve Muzaffer Demirkan, İl Başkanı İbrahim Meral, Merkez İlçe Başkanı Mehmet Turgut ve parti üyeleri katıldı. 

Editör: TE Bilişim