Emine Türksoy

Tüketici Hakları Derneği Bozüyük Şube  Başkanı Hayrettin Sabırlı, tüketicilerin ceplerindeki parayı harcamaya kıyamadıklarını ama kredi kartı söz konusu olunca bankanın parasını "kendi tasarruflarıymış" gibi kolayca ve bilinçsizce harcadıklarını söyledi.

Sabırlı, tüketicilerin kredi kartlarını "itibar aracı" gördüklerini, bunun için mutlaka edinme ve kullanma ihtiyacı hissettiklerini anlattı.

"Kredi kartı, bilinçsiz ve kolay şekilde kullanıldığı zaman felakete dönüşüyor" diyen Sabırlı, şunları kaydetti:

"Olmayan paranızı, tasarrufunuzu harcamış oluyorsunuz. Harcamanızı gelirinizle mukayese etmeden yaparsanız bu da felakete dönüşüyor. Plansız kredi kartı kullanımının ödeme güçlüğü çekilmesine, ağır ödeme yükü altında kalınmasıyla birçok ailede sosyal faciaların yaşanmasına neden olduğunu biliyoruz. Bu açıdan tüketicilere 'kredi kartı size sağlanmış kredidir, tasarrufunuz, paranız değildir. Dolayısıyla kredi kartıyla yapacağınız harcamaları ihtiyaçlarınızı iyi belirleyerek, gelirinizi, ödemelerinizi hesaplayarak yapın, kendi paranız gibi harcamayın' diyoruz. Aksi halde geleceğinizi harcamış ve ipotek etmiş olursunuz. Tüketicilerimiz, özellikle buna özen göstermeli."

Tüketicilerin, kredi kartı harcamalarında daha cömert davranmasını insanların ceplerindeki parayı güvence görmesiyle ilgili olduğunu aktaran Sabırlı, kredi kartlarının tüketim çılgınlığına yol açtığını savundu.

Sabırlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüketiciler, ceplerindeki parayı harcamaya kıyamıyor ama söz konusu kredi kartı olunca bankanın parasını kendi tasarrufuymuş gibi kolayca ve bilinçsizce harcıyor. Burada özendirici reklamların da etkisi var. Vatandaşlar, tüketim çılgınlığına, eğilimine yönlendiriliyor. Dolayısıyla cebinde kredi kartı da olunca 'şöyle veya böyle bir şekilde ödenir' psikolojisiyle alışveriş yapıyor. Tabii tüketiciler, nakitle alışveriş yaptığında cebinden bir şeyin eksildiğini hissediyor ama kredi kartıyla bunu hissetmiyor. Yani nakit harcamada cimri, kredi kartında cömertiz.

Buradaki en büyük yanlışlık, bankanın parasını kendi parası gibi görme yanlışlığı. Aslında bu, sosyologlar açısından da araştırılması gereken bir konu."

Maaş bordrolarına yüksek tutar yazıldığı iddiası

Hayrettin Sabırlı, bazı işletmecilerin yanlarında çalıştırdıkları personele bordro verirken gerçek olmayan tutarlar gösterdiklerini söyledi.

Bunun önemli bir sorun olduğuna dikkati çeken Sabırlı, şu bilgiyi paylaştı:

"Aylık bin lira maaşla çalışan kişinin bankaya ibraz edeceği belgeye geliri 2 - 3 bin lira yazdılar. Dolayısıyla bankalar da bu belgelere itibar ederek insanlara yüksek limitli kredi kartları verdi veya ödeme gücünü aşacak bireysel kredi kullandırıldı. Bu da hesapsız-plansız harcamalara, ödeme güçlüklerine, kişilerin ekonomik açıdan zor duruma düşmesine neden oldu. Burada bankaların iyi araştırma yapması, gerekirse bir örneğini de Maliye Bakanlığına göndermesi gerekir. Tabii burada bütün işletmeleri töhmet altında bırakmayalım ama maalesef bunu yapanlar var. Bununla ilgili Maliye Bakanlığına sizin vasıtanızla da çağrıda bulunmuş olalım."

Kredi kartlarıyla alışverişin ülke ekonomisi, maliye ve vergi gelirleri açısından olumlu yanları bulunduğuna işaret eden Sabırlı, nakit alışverişlerde birçok firmanın fiş veya fatura vermediğini, kredi kartlarıyla alışverişte ise tam tersi durumun söz konusu olduğunu anlattı.

Editör: TE Bilişim