Kıymet Aslan-
 

            Bilecik İl Müftüsü Necati Akkuş,
  Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Hüseyin Şensoy’a iade-i ziyarette bulundu.

Müftü Akkuş tarafından oda binasında gerçekleşen ziyarette, MHP’den Bilecik Belediye Başkanlığı adayı olmasından dolayı görevi 1 ay sonra sona erecek olan Hüseyin Şensoy’u makamında ziyaret etti. Ziyarete yönetim kurulu üyelerinden Süleyman Kıral’da katıldı.

Müftü Necati Akkuş, Bilecik’in menfaatleri için aynı şemsiye altında toplamak gerektiği yönünde mesaj verdiği konuşmasında, özellikle Kamu kurumları, önde gelen Sivil Toplum Kuruluşları kendi aralarında istişareleri arttıracak zeminin hazırlanması gerektiğini    söyledi.

“Manevi dinamiklerini mutlaka canlı tutmak zorundayız”

İl Müftümüz Necati Akkuş ziyarette yaptığı sohbetinde şu ifadelere yer verdi. “Özellikle Kamu kurumlarımızın arasında, önde gelen Sivil Toplum Kuruluşlarımız arasında mutlaka istişareler olmalı, değerlendirmeler olmalı. Ümid ediyoruz Bilecik’te de öyle bir zemin oluşursa Cenab-ı Hakkın üzerimizde yeterince rahmeti var, daha da büyüyecektir.  Cenab-ı Hak bu ülke için, bu vatan için, bu millet için hayır düşünen, hayra yönelmiş olan bütün arkadaşlarımıza fırsat, güç kuvvet versin. Hep duamız budur, rabbim şer düşüncelere fırsat vermesin. Niyet Hayr, Akibet Hayr deniliyor ya, adamın niyetinde hayr varsa yanlışta yapsa neticede Allah’ü Teala ona bir istikamet verir. Şunu arzu ediyorum. Bilecik’te kaçtane sivil toplum kuruluşu var. İmkan olsa da kimin başkanlığında olursa olsun bir araya gelsek otursak, şöyle bir masaya meselelerimizi bir açsak. Çünkü enim gördüğümü siz, sizin gördüğünüzü ben görmeyebilirim. Balıklar suyun içinde olduğu müddetçe çok fazla suyun içinde olduğunun farkına varmazlar. Bizlerde içeriden baktığımız için çok fazla meselelerimizi kavrayamayabiliriz. Ama dışarıdan bakan birisi ben sizin için, siz de benim için çok daha farklı şeyler görür, ikazlarda bulunur, müspet, yapıcı tenkitlerde bulunabilir. Bundan da istifade edilir. O münasebetle gerek muhtarlarımızla, gerek cami derneklerimizle, gerekse STK’larla, Odalar, Esnaflar, cami hizmetleri, Kur’an Kursları hizmetleri vermeye çalışan gruplarımız var. Onlarla da bir araya gelip parça parça değilde, yapıcı projelerle toplu bir arada meselelere eğilmek gerekiyor.

Mesela Diyanet işleri Başkanlığımız bu gibi kuruluşların şemsiyesidir. En üst kurumudur, o şemsiye altında bir araya gelip  kenarda köşede kalmış cılız sesler olarak değilde gür sesler olarak, dini mübini temsil eden büyün kurumların islamın onuruna şanına vatanına yakışır bir misyon taşımalı. Bunun içinde bir araya gelmek gerekiyor.  Özellikle bu birliktelik konusunda sizlerin desteğini arzu ediyorum. Şöyle bir algı yanlış, bu din sadece diyanetin, müftülüğün değil, herkesin bundan alacağı çok şey var. Bizim dinimiz kucaklayıcı bir din, herkese o şemsiye altında kucaklayıcı bir yer var. Camide o vahdeti, o asgari müşterek paydasını tespit ederiz, edemesek camide sıkıntı başlar.

 Bu vatanın kalbi Camilerdir. İnsanoğlu dışarıdan herhangi bir taarruzla, tasarrufla karşı karşıya kaldığı zaman ilk önce kalp hemen hızlanmaya başlar. Bu memleketin başına gelebilecek her türlü sıkıntıda ilk harekete geçen camiler olmuştur.

İkinci bir şey daha var. Günün 5 vaktinde, haftada 1 defa, yılda 2 defa bu kalpler cemaati alır, dışarıdan bulaşmış kirleri, tozu temizler gider. Eğer camilerimizin bu görevi olmasaydı bu memlekette aslında çok büyük sıkıntılar olurdu. Bir çok ekonomik sıkıntılarda, bir çok ülkeler, çok büyük çalkantılara maruz kaldılar. Geçirmiş olduğumuz o büyük çalkantılarda bile, bilmiyorum çok mu iddialı konuşmuş olurum; belki de bu camilerimizin teskin edici, ikna edici tavrı yüzünden çok büyük nümayişler, keskin şeyler olmamıştır. Onun için mutlaka o konsensüs’ün sağlanması lazım. Asgari müşterekte çıta aşağıya inebilir, yukarıya çıkabilir önemli olan bütün karıncaların aynı istikamete doğru gidebilmesidir. Çok bilen çok yanılır, istişare onun için çok önemli. Bazı meseleleri müzakere etmek, mütealâ etmek yeri geldiğinde kırmadan dökmeden yapıcı tenkitlerde bulunmak gerekir.

Birde bizim şöyle bir vazifemiz var. Bu milletin manevi dinamiklerini mutlaka canlı tutmak zorundayız. İnsan için onu ayakta tutan beden, can ne ise, manevi dinamiklerimiz de odur.  Biz manevi dinamiklerimizi kaybettiğimiz an Merhum Akif’in ifadesiyle “yere serili leş gibi oluruz” onun için manevi dinamiklerimizi de ayakta tutacağız. Batı toplumlarının manevi dinamikleri yerine koyabilecekleri kural ve düsturları var. Biz manevi değerlerimizi kaybettiğimiz an her şeyimizi kaybederiz. Onun için mutlaka bu konuda hassas davranmamız lazım. Kişi farklı düşünceye sahip olabilir. Ama bunun bir ihtiyaç olduğunu mutlaka kavramalıdır.

 

Değer vermek önemli. İnsanın İnsana değer vermesiyle değer kazanıyoruz. Birbirimizi değersizleştirdikçe de kendimizi değersizleştirmiş oluruz. Çünkü İnsani hassasiyet en önemlisi. Bu bakımdan Bilecik’in bir oda’sı olarak önemli rol üstlenmiş durumdasınız. Tüm muhasebecilere çalışmalarında başarılar dilerim”dedi.

İnsanların fikri,  ortak akılda toplanırsa, istişarelerin önemi ortaya çıkar

Şensoy, “Biz Muhasebecilerin de, sizler gibi böyle değerli insanlarımızla görüşmek, konuşmak isteriz hatta sabaha kadar dinleriz. Bilgilenme anlamında olsun, tecrübelerinizden yararlanmak aynı zamanda çok önemli. Ben 1 Haziran 2010 yılından bugüne kadar oda başkanıyım. Bu süre içersinde başkanlığımız döneminde güzel işler yaptığımıza inanıyoruz. Özellikle odayla ilgili olarak yapılan işlerde. Bu bahsettiğiniz birlikteliğimiz meslek odalarıyla yapmakta mümkün. Sizin bu enerjinizle inşallah meslek odalarını bir araya getirmeye çalışacağız. Toplumsal olaylarda müzakerelerin, istişarelerin önemi daha da çok artıyor. Çünkü siz toplumsal olayla ilgili siz bir çalışma yapıyorsunuz o çalışmalarda ne kadar çok insanlara ulaşılırsa, ne kadar çok insanların fikri ortak akılda toplanırsa, istişarelerin önemi daha da ortaya çıkmış oluyor.”diyerek  ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

 

Editör: TE Bilişim