AKP iktidarının başlattığı yeni anayasa çalışmalarına tepki olarak ortaya çıkan Milli Merkez oluşumunun Bilecik İl Temsilciliği, ADD Başkanı Feyzi Köse önderliğinde kuruldu. Geçen ay gerçekleşen 2’nci toplantılarının ardından 11 Kişilik yönetim kurulunu belirleyen Milli Merkez Bilecik, siyasi parti ayrımı yapmadan, tüm vatansever güçleri mevcut iktidara karşı Atatürk’te birleştirmeyi amaçlıyor.

Bilecik Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve Milli Merkez Bilecik İl Temsilcisi Feyzi Köse, Milli Merkez’in ortaya çıkışını ve amaçlarını gazetemize anlattı. Geçen Temmuz ayında ilk toplantılarını gerçekleştiren Bilecik Milli Merkez temsilcileri, geçen yapılan toplantılarında yönetim kurulu üyelerini belirlediler. Buna göre Milli Merkez Yönetim Kurulu; Feyzi Köse, Yusuf Özcan, Sezai Cıvgın, Necati Yıldırım, Mehmet Dedeoğlu, Halil Şahin, Ahmet İşlek, Hatice Ay, Aylin Karaçay, Korkmaz Kesik, Rıfat Yılmaz ve Cüneyt Taşkesen’den oluştu.

Milli Merkez’in, Türkiye’de AKP iktidarının parlamentoda grubu olan 4 partiyle birlikte anayasa komisyonlarını oluşturmasıyla kendiliğinden doğan bir tepki hareketi olduğunu belirten Köse, Milli Merkez gönüllülerinin halkı bölünmeye karşı bilinçlendirmek için bir araya gelen gönüllülerden oluştuğunu söyledi.

Köse, açıklamasına şu ifadelerle devam etti: “Hüsamettin Cindoruk, Yekta Güngör Özden, Sabih Kanadoğlu, Kemal Alemdaroğlu gibi Türkiye’nin hukukta duayen olan isimleri, bir iktidarın tek başına milli irade yerine geçemeyeceğini, dolayısıyla bütün bir anayasayı yapamayacağını, bunun ancak kurucu meclislerle olabileceğini, ancak mevcuttaki anayasada değişiklikler yapabileceklerini söylemek ihtiyacını duydular. Ve bunu anlatmak için Milli Anayasa Forumları adı altında il il ilçe ilçe gezdiler. Bilecik’e de 13 Nisan 2013 tarihinde geldiler.


Türkiye genelinde 170 farklı yerde gerçekleşen bu panellerin sonunda 23 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da Milli Merkez oluşturuldu. Milli Merkez, parti ayrımı gözetmeksizin, ülkenin yüz akı bilim insanları, akademisyenler, hukukçular, gazeteciler, siyasiler tarafından kuruldu ve ilk toplantısını 26 Mayıs 2013’de İstanbul’da yaptı.

Şunu özellikle vurgulamak istiyorum; Milli Merkez ne bir dernek, ne bir vakıf, ne bir siyasi partidir. Sadece ve sadece bir düşünce kulübüdür. Türkiye’nin gidişatının ileri demokrasi olmadığını, laik Cumhuriyet’i yıkmaya yönelik bölücü ve gerici hareketlerin gündemde olduğu bir dönemde, ki son dönemlerde yolsuzluklarla buna ekonomi çarkı da eklendi, Türk Halkı’nı bilinçlendirme amacıyla örgütleniyor. Bizler gönüllü olarak bu örgütlenmeyi sağlıyoruz. Burada parti farkı yoktur. Bizim Ankara temsilcimiz, eski bakanlarımızdan Ufuk Söylemez’in belirttiği bir söz var, diyor ki; “Artık Türkiye’de sağ-sol ayrımı yok. Gayri milliyle millinin mücadelesi var.” Yani Türkiye’nin ulusal bütünlüğünden yana olanlarla, Türkiye’yi yıkmak isteyenlerin mücadelesi var diyor. Ben de buna katılıyorum.

Milli Merkez’in bir tane sloganı vardır; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütünlüğü, Milletimizin birliği için, Atatürk’te birleştik. Bizi bir zamk gibi bir araya getirecek unsur Atatürk ve ilkeleridir. Milli Merkez de siyasi partiler için bir bölen olmamak için, parti olmamıştır. Her partiye eşit mesafede, her vatandaşa eşit mesafede, Türkiye’nin çıkarlarını savunan, Milletin bütünlüğünü savunan görüşlerini paylaşmaya devam edecektir. Biz de bu amaçla Bilecik’te kafa kafaya verdik, 2 kez gerçekleştirdiğimiz toplantılar sonucu, 11 gönüllüden oluşan yönetim kurulumuzu oluşturduk. Bu 11 kişi içinde CHP’li var, MHP’li var, İP’li var, DSP’li var. Biz tüm partilere birleşin çağrısı yapıyoruz.

Biz, mevcut siyasi iktidardan şikayetçi olanları birleşmeye davet ediyoruz. Önümüzde yerel seçimler, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri, ondan sonra da genel seçimler var. Siyasi partiler bunu beceremezse, biz vatandaşlar olarak sandıkta birleşmenin yollarını arıyoruz. Tek bir kıstasımız var, bu aday, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bütünlüğünü savunan Atatürkçü bir aday olacak. Tek istediğimiz budur. Bunu sağlayan herkesle kol kola girmeye hazırız.”



23 Nisan 2013 tarihli Milli Merkez Kurultay Bildirisi’nde, oluşumun manifestosu şu şekilde açıklanıyor: 

Kurultayımız,

Ülkemizin tehlikeli ve sorunlu bir dönem yaşadığını,

Milli birliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün bölünmesini hedef alan sinsi bir baskı, dayatma ve yoğun propaganda ile karşı karşıya bulunduğumuzu,

Tüm halkımızdan temel gerçeklerin, oluşların ve hedefin saklandığını,

İçinde yaşadığımız dönemin en belirgin özelliğinin yürürlükteki anayasanın açıkça çiğnenerek hukukun ortadan kaldırılması olduğunu,

Yeni anayasa adı altında rejim değişikliği niteliğinde bir başkancı ve örtülü diktatörlüğün pazarlandığını,

Milli egemenliğe dayalı, kuvvetler ayrılığı ilkesini amaçlayan cumhuriyet kazanımlarının silinmek istendiğini, Adil yargılamanın, ceza hukuku disiplininin, savunmanın kutsal haklarının, yargıç ve savcı bağımsızlığının sona erdirildiğini,

Başbakanın tek başına genel af anlamı taşıyan uygulamalara yönlenerek anayasaya aykırı davranmaktan çekinmediğini,

Başta Silivri ve Hasdal cezaevleri olmak üzere pek çok infaz kurumunda haksız, süresiz tutukluluk baskısının siyasal nitelikli sürdürüldüğünü,

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, aydınlara, yazarlara, gazetecilere, avukatlara başbakan odaklı yargılama baskısı yaşandığını,

Toplantı ve göster haklarını kullanmak isteyen sanatçıları, işçileri, memurları, sağlık personelini, gençlerimizi, polisin orantısız güç kullanarak dövdüğü, ıslattığı, biber gazıyla eziyet ettiğini,

Yerel basında ve televizyon yayınlarında görevli sunucu, yorumcu, düşünce adamlarının ifade hak ve özgürlüklerinin başbakan talimatı ile önlendiğini, bir devlet adamına yakışmayacak bir biçimde çapulcular diyerek alenen sövüldüğünü,

İşçi ve emekçilerin, ekonomik, demokratik, politik hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engellerin kaldırılmadığını saptıyor.

Kurultayımız,

Dış güçlerin desteği ile sivil halkımıza, güvenlik güçlerimize otuz yıl saldıran, silah sıkan, mayın döşeyen, on binlerce evladımızı şehit eden ve gazimizi sakat bırakan, al bayrağımızı yırtan bir terör örgütü ile uzlaşan, bir özür bile dilemeden kurumsallık kazandırtan başbakanın, bilgi vermeden, danışmadan, iznimizi almadan, yasalara ve anayasaya aykırı olupbittisini, akil adamlar aracılığı ile terör örgütü ile sürdürmesini ve barış çığırtkanlığı yaparak bu söylemleriyle daha büyük ve bölgesel bir savaşa malzeme taşımayı amaçlıyorlarsa, böylesi sahte bir barış söylemine karşıdır.

Mecliste, içtüzük hükümleri ihdas ederek kurulan araştırma komisyonu ile terör örgütüne güvence verildiğini, böylece kuvvetler ayrılığı yaptırımının çiğnendiğini bilen, izleyen ve farkında olan, ifade eden, yurdumuzun dört bir köşesinden bu kurultaya koşarak katılan yurtseverler Türk milletini göreve çağırmaktadır.

Bütün bu olumsuzlukları ancak milletimiz çözebilir. İç barışın yapıcısı, güvencesi, milli iradenin sahibi Türk Milletidir.

Bu nedenlerle;

-          Milletin ezici çoğunluğunu Milli Merkez çerçevesinde Atatürk'te birleştiriyoruz.

-          Cumhuriyetimiz, demokratik, laik, tekil bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.

-          Bağımsızlık ve Milli Egemenlikten vazgeçilemez.

-          Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesi (TC), devletin dili Türkçedir. Başkenti Ankara'dır.

-          Vatan bir bütündür, bölünemez.

-          Seçim hukuku, rekabetçi demokrasiyi geçerli kılmak için gerekli düzeneklerle donatılmalı, baraj, ittifak, devlet finansmanı, parti içi demokrasi koşulları anayasal güvencelerle bağlanmalıdır.

-          Anayasanın ilk dört maddesi, 174. Maddesi, Türkçe dili, Türk Milleti, laiklik kavramları tartışılamaz.

-          Bütün Türk vatandaşları her alanda ve her bölgede hür ve eşittir. Din, mezhep, inanç, köken, siyasi ve ekonomik ayrımcılık anayasada, herhangi bir yasada yer alamaz.

-          Adalete hızlı erişme hakkı, özel yetkili mahkeme yasağı, bağımsız tarafsız adil Cumhuriyet yargısı, milletlerarası hukuka uygun ve saygılı, güvenceli bir niteliğe kavuşmalıdır.

-          Meclise dayalı yerleşik başarılı parlamenter sistemin başkanlık macerasına, diktatörlüğüne dönüşmesi kesinlikle önlenmelidir.

-          Halkın refahı için, kamu öncülüğünde planlı karma ekonomi, köylü, memur, işçiyi ezmeyen, hakça gelir dağılımını sağlayan, sendikal hakları güvence altına alan bir milli düzen kurulmalıdır.

-          Komşularımızın iç işlerine karışmayan, bölgemizde yayılmacı izlenim bırakmayan barışçı geleneksel ve bağımsız dış politika yeniden inşa edilmelidir.

-          Sınırlarımızın güvenliği derhal sağlanmalıdır.

-          Milli hukukumuza katılan Milli üstü hukukun insan haklarına ilişkin kural ve kararları hemen uygulanmalıdır.

-          Özel yetkili mahkemelerin tüm kararları, bu mahkemenin görevlerine son verilerek yeniden doğal yargılanmaya sunulmalıdır.

-          Silivri Cezaevi kapatılarak yerine bir Adalet Üniversitesi açılmalı, bir bölümü ibret için müze olarak düzenlenmelidir!

-          YÖK kaldırılmalı, üniversitelere bilimsel bağımsızlık verilmelidir

-          RTÜK yeniden demokratik bir yapıya kavuşmalıdır.

-          Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, değerli adalet mensupları tarafından tek dereceli seçimle oluşmalı, bakanın görevine son verilmelidir.

-          Her zaman, her alanda son ve geçerli söz milletimizidir.

-          Bütün bu olumsuzlukları aşma iradesi ile aziz Türk Milleti’ne saygı ile duyurulur.


Milli Merkez Kuruluş Amacı ve Çalışma Programı:

1-         Millî Merkez Kuruluş Amacı

Millî Merkez, Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğü ve Türk (Aletinin birliğini savunmak, siyasal, sosyal ve toplumsal alışmalar yürütmek için, “Atatürk’te Birleştik" ilkesiyle tüm vatansever güçleri bir çatı altında birleştirmek amacıyla kurulmuştur.

2-         Milli Merkez Çalışma Programı

a- Milli Merkez, bir Dernek, Vakıf veya Siyasi Parti değildir, b- Milli Merkez, Kuruluş Amacında belirtilen ilkeleri doğrultusunda Yurt sathında “Milli Anayasa Forumları” ve gerektiğinde Açık Hava Toplantıları düzenleyerek Bölünme anayasasına karşı direnişini sürdürecektir.

c- Millî Merkez, siyasî, sosyal, kültürel, ekonomik, idari ve adlî Ülkemizi ve Milletimizi ilgilendiren her türlü konuda düşüncelerini ve önerilerini kamuoyu ile paylaşacaktır.

ç- Millî Merkez, Açılım ve Çözüm sürecine terörü durduramayacağı, ülkemizin bölünmesine fırsat vereceği düşüncesi ile karşı çıkmaktadır.

d- Millî Merkez; Atatürk’te Birleşen, Meslek Odaları, Sendikalar, Sivil Toplum Kuruluşları, Kadın Örgütleri, Gençlik Örgütleri, Medya Mensupları ve Aydınlar, Sanatçılar, Akademisyenler ile birlikte yürütecektir.

e- Millî Merkez önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde tüm yurtta adaylar arasında Atatürk devrim ve ilkelerine inanan en güçlü adayın seçilebilmesi için çalışmalar yapacaktır.

f- Atatürk devrim ve ilkelerine inanan tüm vatanseverler, parti, demek ayrımı gözetmeksizin Millî Merkez içinde görev alabilirler.

Millî Merkez, tüm vatansever güçleri birleştirerek, ortak mücadeleyi yürütmek üzere kurulmuştur. Türkiye gündemi ve mevcut siyasi partilerdeki gelişmeler Ülkemizin önüne her türlü seçeneği koyabilir. Bu durumda Millî Merkez bütün organlarıyla bir araya gelerek her türlü seçeneği değerlendirmeye alacaktır.

 

 

Editör: TE Bilişim