Türkiye Kamu-Sen üyesi memurlar hükümetin vermiş olduğu maaş zammını protesto ederek, bordrolarını yaktı.

Türkiye Kamu-Sen üyeleri Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak memur maaşlarına yapılan yüzde 4+4’lük  zammı protesto etti.  Türkiye Kamu-Sen Bilecik  İl Temsilcisi Hüseyin Altay’ın basın açıklaması sonrasında üyeler, maaş bordrolarını ateşe verdi.

Maaşlara yüzde 4 zam yapmak memurla dalga geçmek demektir”

İl Temsilcisi Hüseyin Altay’ın yaptığı basın açıklamasında;

 “ 3 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır.

Kamu görevlileri bugün, Ağustos ayındaki toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze kalmıştır. Buna göre memurlar ortalama 160 TL, emekliler ise 100 TL zamla 6 ay boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır.

TÜİK’in resmi rakamlarına göre geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama yüzde 10,9; mutfak tüpü yüzde 17,6, doğalgaz yüzde 22, elektrik yüzde 18,3 zamlanmışken maaşlara yüzde 4 zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle alay etmek demektir.

Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor, enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kâbusa dönüşmüştür. Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir.

“Zorunlu harcamalar enflasyonun üzerinde zamlanmıştır”

İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine göre maaşlara toplam yüzde 9,2 zam yapmıştır. 2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon ise yüzde 11,84 olmuştur. Buna göre memur maaşları enflasyonun gerisinden gelmektedir. Kaldı ki, bu oran TÜİK’in enflasyon sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 418 madde 895 çeşit ürünün ortalama artışını göstermektedir. Milletimizin tüketmek zorunda olduğu gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat artışları ise 2019’da gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat üzerindedir. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi harcamalar enflasyonun üzerinde zamlanmıştır.

       

“Memurun ve emeklinin beli iyiden iyiye bükülmüştür”

  1. zamanlar fakirin yemeği olan kuru fasulye, pilav lüks gıda maddesi haline gelmiştir. Kırmızı etin yalnızca adı kalmıştır. Sebze, meyve el yakmaktadır. İlaca yüzde 46, giyime yüzde 33, gazeteye yüzde 28, dergiye yüzde 51 zam gelmiş memurun, emeklinin beli iyiden iyiye bükülmüştür. Ekmeğimiz bile yüzde 13,5 zamlanmıştır. Buna rağmen memurlara 2020 yılı içinyüzde 4+4, 2021 için iseyüzde 3+3 zam yapılması öngörülmüş, adeta ekonomi ile maaş zamlarının ilişkisi tamamen kesilmiştir.

“Yüzde 4+4 zam yapmak hangi vicdanla, hangi adalet anlayışıyla bağdaşır?”

TÜİK’in bu rakamları aldığı yerleri doğrusu merak ediyoruz. Eğer TÜİK’in rakamları gerçekse TÜİK bir market açsın, hepimiz oradan alışveriş yapalım, bizim de enflasyonumuz TÜİK’in enflasyonu ile eşitlensin. Yeniden değerleme oranları yüzde 22,58 olarak belirlenirken memur maaşlarına  yüzde 4+4 zam yapmak hangi vicdanla, hangi adalet anlayışıyla bağdaşır?

Gerçekler ortadayken çocuk parası, aile yardımı, doğum, ölüm yardımları, ek ödemeler, ek dersler, fazla mesai ücretleri ve tazminatlara da ayrıca bir artış yapılmamıştır. Duruma bakıldığında bu yıl da maaşların eriyeceği, alım gücünün düşeceği açıktır. Toplu sözleşme tiyatrosuyla memurlarımız, 2021 yılı sonuna kadar devreden çıkarılmıştır.

“Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli gerçekleri dile getiriyoruz”

Memurların ekonomik ateşin ortasına atıldığı şu günlerde dahi malum konfederasyon memurların haklarını korumayı akıl edememekte, başını kuma gömmektedir.

Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve acı gerçekle yüzleştiler. Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli gerçekleri dile getiriyor, maaş zamlarının yetersiz olduğunu, verilen sözlerin tutulmadığını ifade ediyor, acil çözüm bekleyen sorunlar için bir memur paketi hazırlanmasını istiyoruz.

Malum konfederasyon ise durumdan hoşnut olacak ki, eriyen maaşlara, unutulan 3 bin 600 ek gösterge vaadine, yardımcı hizmetlilere, haksızlıkların kaynağı mülakata, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine, gelir vergisi mağduriyetine, bayram ikramiyesine ve emekli maaşlarına dair tek bir kelime etmiyor.

“Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı bugün de meydanlarda”

Bugün, memurlar maaşlarını aldılar. Yani takke düştü, kel göründü. Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı; bugün de meydanlarda. Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor.

“Memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar”

Memurların haklarının budanmasına seyirci kalan hatta pasif tutumuyla üstü örtülü şekilde destek olan malum konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler? Bugün, hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında saklanacak delik arıyorlar.

Memur maaşına yapılan yüzde 4 zam ortalama maaşlara 160,6 lira zam demek. Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları ortalama 730 lira, oransal olarak da yüzde 12,3 artmışken, yüzde 4 zamma yani 160 liraya tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Sözleşmeliyi, hizmetlileri yok sayanlar, vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar, postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar, emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, tek bir konuyu dahi müzakere etmeden 1 ayı heba edenler bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Memurlardan aldıkları yetkiyi kötüye kullananlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Kış soğuğunun bastırdığı günlerde oduna, kömüre, doğalgaza gelen zamları bile karşılamayan maaş artışına seyirci kalan bir eli yağda, bir eli balda tatlı su sendikacıları, soğuktan donan memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Elbette, sendikacılığın yüz karaları bir deliğe gizlenecek ve Türkiye Kamu-Sen’in mücadele etmesini bekleyecek. Gördük ki, memur ve emeklilerin bir 730 günü daha heba olmuştur.

“Biliniz ki, memurlar bir darbeyi daha kaldıramaz”

Kamu çalışanları ve emekliler bu 2 yılı da bin bir güçlük içinde, biraz daha borç batağına saplanarak, kredi kartına yüklenerek, yediğinden, içtiğinden keserek, çocuğunun harçlığından kısarak, soğukta üşüyerek geçirmesinler.  Geçtiğimiz yıl, bizleri yüzde 4+5’e mahkum edenler, bu yıl da yüzde 4+4’e mahkum ediyorlar. Memurları, emeklileri enflasyonun altında ezdiniz; biliniz ki, memurlar bir darbeyi daha kaldıramaz.

“Memurun bordrosunun ateşi tüm vicdanları yakacaktır”

Hak mücadelesi kutlu bir mücadeledir. Biz, yalnızca memurlarımız ve emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz. Türlü menfaatler için bu kutsal hedeften uzaklaşan çakma sendikacılara, şu dizeleri hatırlatmak istiyorum: “Karacoğlan der ki her sözüm haktır. Yiğit olmayanın yalanı çoktur. Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, Herkes ateşini burdan götürür.” Bu dizelerde olduğu gibi, milyonlarca memurun, emeklinin, masumun hakkının yenmesine göz yumanlar da kendi ateşlerini, milyonlarca memurun bordrolarında göreceklerdir. Memurun bordrosunun ateşi tüm vicdanları yakacaktır.”

Diğer yandan maaş bordrolarını yanlarında  getirdikleri tencerenin içinde yakan memurlar, ateşin karşısında ısınırken, el çırparak zamma tepki gösterdi.

Editör: TE Bilişim