Korkmaz Kesik

Türkiye Kamu Sen Bilecik İl Temsilciliği tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaparak memurlara ek zam talebinde bulundular. Türkiye Kamu Sen Bilecik İl Temsilcisi Ömer Yel, “2014 ve 2015 yılı maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmelerinde sözde yetkili konfederasyon, memurları masada yüz üstü bıraktı.” diyerek toplu sözleşme sonunda kamu görevlilerinin hakkı olan enflasyon farkı ödemesi gasp edilerek memurların kaderine terk edildiğini söyledi. Memurların aylık zararı ortalama 200 lirayı aştığını belirten Yel, “Tarih, böyle bir rezalet, böyle bir ihanet görmedi.  Tarihte hiçbir sendika, işverenin teklifinden daha düşük zam istemedi. Bunun adına ne sarı sendikacılık, ne de memuriyet sendikacılığı denir. Bunun adı olsa olsa memnuniyet sendikacılığı, bu sendikanın adı da Memnun-Sen olur.” diyerek Memur-Sen’e yüklendi.


“Tüm kamu görevlilerinin ekonomik sorununu çözecek bir çalışma yapılması için iktidarın kaçacak yeri, geçerli bir mazereti yoktur.” Sözleriyle AKP iktidarına yüklenen Yel, “Cumhurbaşkanlığının bütçesini iki katına çıkarıyor, %100 zam yapıyorsunuz. Atatürk’ün emaneti Orman Çiftliğini talan edip, milyarlarca liraya saray yapıyorsunuz. Milletvekili maaşlarına tam 1000 lira zam yapıyorsunuz.  PKK’yla terör pazarlığı yapıyorsunuz. Apo’yla ihanet pazarlığı yapıyorsunuz. IŞİD’le rehine pazarlığı yapıyorsunuz. PYD’yle yardım pazarlığı yapıyorsunuz. Memurla maaş pazarlığı yapmaktan kaçamazsınız.” dedi.

Türkiye Kamu Sen Bilecik İl Temsilcisi Ömer Yel yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Öncelikle tüm milletimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, bizlere bu vatanı ve bu Devleti hediye eden ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Yaşanan son ekonomik gelişmelerle birlikte 2,6 milyon kamu görevlisi ve 1,9 milyon emeklinin çileli geçim mücadelesi tam bir ekonomik savaşa dönmüş durumdadır. Memurlarımız 9 aydır, toplu sözleşme görüşmelerinde uğradığı ihanetin bedelini ödemektedir. Bilindiği gibi iktidar ve malum konfederasyon iş birliği ile memurlar 123 TL, emekliler ise 140 TL zamma mahkûm edildiler. 2014 ve 2015 yılı maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmelerinde sözde yetkili konfederasyon, memurları masada yüz üstü bıraktı. Kanuna göre 30 gün sürmesi gereken toplu sözleşme süreci 7 günde, 2 toplantı sonunda anlaşmayla sonuçlandırıldı. Toplu sözleşme sonunda kamu görevlilerinin hakkı olan enflasyon farkı ödemesi gasp edildi, yok sayıldı; memurlar kaderine terk edildi. Bütçede memurlara ayrılan kaynağın 2,97 milyar TL’si Hükümete peşkeş çekildi ve masada bırakıldı. Maaşlara yansıyan 123 TL’lik net artış, tarihi başarı olarak yutturulmaya çalışıldı. Hâlbuki 123 liralık zam aslında toplu sözleşme görüşmelerinde Hükümetin ilk teklifi olan %3+%3 maaş zammından bile daha düşük bir zam demekti.  123 TL en düşük memur maaşına %6,6; ortalama memur maaşına %5,2 artış anlamına geliyor. Ayrıca, enflasyon farkı unutuldu; ek ders ücretleri, nöbet ücretleri, ek ödemeler, aile yardımı, çocuk parası, özel hizmet tazminatı, fazla mesai ücretleri de artmadı.

 

Hal böyle olunca, memur maaşları Hükümetin ilk teklifinin bile altında kaldı, memurların aylık zararı ortalama 200 lirayı aştı. Ne yazık ki bu eziyet 2014 yılıyla da sınırlı değil. 2015 için de %3+%3 zam kabul edildi. Bütün bu yaşananlara rağmen toplu ihanete imza atan konfederasyon hala durumdan son derece memnun. Allah için çıkıp bir açıklama dahi yapamıyor. “Memur maaşı eridi” diyemiyor.  Hala elindeki ihanet hançeriyle memuru sırtından vurmak için gün sayıyor. Malum konfederasyon o zaman “Tarihi toplu sözleşme imzaladık.” dediğinde inanmamıştık. Meğer doğruymuş: Tarih, böyle bir rezalet, böyle bir ihanet görmedi.  Tarihte hiçbir sendika, işverenin teklifinden daha düşük zam istemedi. Bunun adına ne sarı sendikacılık, ne de memuriyet sendikacılığı denir. Bunun adı olsa olsa memnuniyet sendikacılığı, bu sendikanın adı da Memnun-Sen olur.

Yaşanan ekonomik gelişmeler üzerine enflasyon farkı ödenmesi yolundaki tüm girişimlerimiz “Toplu sözleşme hükümlerinin dışına çıkamayız” gerekçesiyle geri çevrildi. 9 aylık enflasyon %6,43 oldu. Doğalgaza, elektriğe, suya %9 zam yapıldı. Gıda fiyatları son 9 ayda %11 artarken, et ve ekmek %11, ulaşım %20, meyve %38 zamlandı. Ailenin zorunlu harcamaları 9 ay içinde tam 363 lira yükseldi. 2014 yılı enflasyon hedefi %5,3’ten %9,4’e çıkarıldı. %5,3 enflasyon hedefine göre maaş zammı verilen memurlar, %9,4 enflasyona mahkûm edildi. Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak 2013 Ağustos ayından beri, gerçekleri dile getirdik, imzalanan toplu sözleşmenin defolu olduğunu, memurların haklarının gasp edildiğini ifade ettik. Memnun konfederasyon ise 123 lirayı anlata anlata bitiremedi. Bugün, memurlar gerçekleri gördüler. Takke düştü, kel göründü. Akla kara açığa çıktı. Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı; bugün de meydanlarda… Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor. Memurların haklarını masa başı oyunlarıyla budayan memnun konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler? Şimdi tatlı su demokratları ile hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında saklanacak delik arıyorlar. Memuru unutup, yolsuzluğa, hırsızlığa destek verenler, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? 9 ay içinde ailenin zorunlu harcamaları 363 lira artmışken, 123 lira zamma “Evet” diyenler, memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Hizmetlileri yok sayanlar, TÜİK çalışanı dahil tüm 4/C’lilere; vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar, Postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar, Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, 2 gün içinde memuru masada satıp kaçanlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Bize toplu sözleşmenin dışına çıkamayız diyenler, toplu sözleşme dışında hâkim ve savcıların maaşlarına 1155 TL, akademik personele de 725 ile 835 lira arasında zam yapılmasına karar verdiler. Hâkim ve savcılarımızın, bilim adamlarımızın maaşlarının yükseltilmesi elbette hepimizin isteğidir. Akademisyenlerimizin yıllardır ihmal edildiğini her zaman söyledik. Yapılacak zamdan da büyük memnuniyet duyuyoruz. Ama bizim talebimiz, bütün memurların ve emeklilerin sorunlarının çözülmesi yönündedir. Memurların özellikle 2014 yılında yaşadıkları ekonomik hak kayıplarının ele alınıp değerlendirilmesi gerekirken, yalnızca bir kesimin sorunlarına eğilmek, doğru bir yaklaşım değildir. Demek ki istenildiğinde toplu sözleşme hükümlerinin dışına çıkılabilinmektedir.

Ekonomik planlarda yapılan değişiklikler ve artan fiyatlar dikkate alındığında, memurların aylık 240 lira zararda olduğu görülmektedir. Memurun yalnızca 2014 zararı yüzde 12 olmuştur.  Artık enflasyon farkı da memurların eriyen maaşlarını kurtarmaya yetmemektedir. O halde 2014 ve 2015 yıllarını kurtarmak için memur ve emeklilerimize yüzde 12 ek zam yapılması zorunlu hale gelmiştir.  Hâkime, savcıya, akademisyene veriliyorsa, diğer memurlara ve emeklilere neden verilmesin? Üstelik onlara verilen kadar da istemiyoruz.

Biz de eriyen maaşların telafisi için, Artmayan nöbet ücretleri, fazla mesai ödemeleri, ek ders ücretleri, ek ödemeler, özel hizmet tazminatları, sosyal yardımlar nedeniyle oluşan mağduriyetlerin giderilmesi için, 4/C’lilere, yardımcı hizmetlilere verilen sözlerin tutulması için,  Belli kesimlere verilecek maaş zammının, bütün memurları kapsayacak şekilde genişletilmesi için, Kamu görevlilerinin dağ gibi biriken ekonomik sorunlarının çözülmesi için; YÜZDE 12 EK ZAM istiyoruz.

Tüm kamu görevlilerinin ekonomik sorununu çözecek bir çalışma yapılması için iktidarın kaçacak yeri, geçerli bir mazereti yoktur. Cumhurbaşkanlığının bütçesini iki katına çıkarıyor, %100 zam yapıyorsunuz. Atatürk’ün emaneti Orman Çiftliğini talan edip, milyarlarca liraya saray yapıyorsunuz. Milletvekili maaşlarına tam 1000 lira zam yapıyorsunuz.  PKK’yla terör pazarlığı yapıyorsunuz. Apo’yla ihanet pazarlığı yapıyorsunuz. IŞİD’le rehine pazarlığı yapıyorsunuz. PYD’yle yardım pazarlığı yapıyorsunuz. Memurla maaş pazarlığı yapmaktan kaçamazsınız.”

 

Editör: TE Bilişim