Biz gazeteciler, kamu görevi yaparken gördüğümüz yanlışlıkları ve kötü olanları nasıl gazetemizde yer verip eleştiriyorsak, yapılan iyi şeyleri ve güzellikleri de aynen vermekle mükellef olmalıyız. Benim kalemim biraz sert, haberlerimin, yazdıklarımın sertliğinden her ne kadar bazıları sitem etse de beni okumayı ve takip etmeyi bırakmıyorlar. Yazılarım rekor kırarak, internet sitemizde de en çok okunanlar kısmında en tepede yerini alıyor. Ben doğruyu, gördüğümü ve doğru bildiğimi her zaman cesaret ile yazmışımdır, en yakınım olan çok sevdiğim, değer verdiğim kişileri yeri ve zamanı geldiğinde kırmış olsam dahi, doğru yazdığımı kırdığım kişilerin de bildiğini iyi biliyorum.

Bu yazımda daha önce görmüş olduğum eksiklikleri dile getirerek ağır eleştirdiğim Bilecik Osmanlı Hamamını kaleme alacağım. Hamamın hizmete girdiği 14 ay oldu, 3 defa da açılışı yapılan bu hamama ilk açıldığı haftalarda gitmiş, çok soğuk olduğu için eleştirmiş, hatta hamamcının sitemlerini de haber yapmıştım. Haberimin ardından Belediye yönetiminden tepki almış olacak ki hamam işletmecisi gazetemizi, hatta beni arayarak sitem etmiş, söylediklerini inkar etmişti. Ben aslında haberimde hamamcının doğru sitemini dile getirmiştim, mühendislik harikası yapılan hamamın ne kadar yanlış  ve plansız yapıldığını hiçbir hamam gezilmeden, araştırmadan, her zaman olduğu gibi ben yaptım oldu düşüncesi ile yönetilen o dönemki belediyenin yaptığı hamam bizlerde hayal kırıklığı yaratmıştı. Oysa ki eski hamamı kapatılan ve 2 yıl hamamsız kalan Bilecik, beklediği hamama kavuşacağına, hamama değil adeta buzhaneye kavuşmuştu. Alt kattaki soyunma odalarına engelli veya yaşlı insanların nasıl inip çıkacağı kafalarda soru işareti bırakırken, doğalgaz ile ısıtılmaya çalışılan ve yalıtımsız yapılan, saunanın dahi buz gibi olduğu bir hamama kimseninde gitmesi beklemezdi sanırım. Bu arada işletmeci de zor durumda kalmış ve ihale ile aldığı hamamı devretmeye dahi çalıştığı konuşulmuştu.

Ardından hamamda yaşanan birtakım başka sorunları da haber yapmıştık, o günden beri yani yaklaşık 10 aydır  Bilecik Osmanlı Hamamına hiç gitmedim. Hamamın artık ısındığını söylemelerinin üzerine geçtiğimiz gün iftar sonrası babamı bu hamama götürdüm. Hamama girer girmez 3 tane delikanlı güler yüz ile karşıladılar,  üst kata alınan soyunma odalarına babamın zor çıkacağını düşünen işletmeciler, babamın o katta üzerini değiştirerek hamamı kullanabileceğini söylediler.  Ardından hamama girdik, içimde hep tereddüt vardı, acaba yine soğuk muydu? Hamama girer girmez o düşüncelerim kırıldı ve gerçekten sıcacık bir hamam ile karşılaştım, ardından hem saunaya hem de buhar odasına baktım 10 ay önce buz gibi olan hamamın hem saunası, hem de buhar banyosu gerçekten sıcaktı, diğer yandan çok da hijyenik bir ortamı vardı. Babam ve benimle ilgilenen gençlerin hamam işletmecisinin kardeşleri olduğunu öğrendim. Kese, köpük masajı derken ortanca kardeşi olduğunu öğrendiğim gençle biraz muhabbet ettikçe her şey ortaya çıkmaya başladı. Genç, benim gazeteci olduğumu, adımında haberleri yapan Cafer Elmas olduğunu bilmiyordu, hatta bir ara adımı sordu, sessiz kaldım, genç çok dertliydi. Hamam işletmeciliğini abilerinin almasından sonra işleri çok bozulmuş, 4 kardeş de hamama gelip abilerine yardımcı olmaya çalışmışlar. Birisi gazetecilik, diğeri bilgisayar bölümünden mezun olmuş ama hamamda kesecilik ve masörlük yaparak abilerine sahip çıkma derdine koyulmuşlar. Özel kurslara gitmişler, birtakım mallarını satmışlar, kredi çekmişler, hamamı yaşatmaya çalışmışlar, 4 kardeş birlik olmuşlar, kendileri çalışıyorlar.

Mühendislik harikası saçma sapan yapılan ve ısınmayan hamam için İstanbul’dan bir mühendis getirmişler ve hamam borularının yanlış bağlandığını öğrenmişler. 6 ayrı yere kombi takılmış, ayda  6 bin TL doğalgaz ödeyen hamam işletmecileri, artık hamamı ısıtmayı da başarmış, ayrıca yeni soyunma odası kabinleri ve hijyenik bir ortam sağlamışlar. Hem bayanlar, hem de erkekler tarafı devamlı hizmet veriyor ama işleri pek de iyi değil. Hamamın daha önceden gelen soğuk olduğu yönündeki algının halen yaygın olmasından muzdaripler, işin ilginci gerçekten hepsi güler yüzlü insanlardı. Beni tanıdıklarını da sanmıyorum, tanısalar sitem edebilirlerdi. Yeni seçilen Belediye Başkanı Semih Şahin’e dertlerini anlatmışlar. Semih Şahin, seçimden önce 2 defa hamamı ziyaret etmiş ve yapılan mühendislik harikası hamamın ne kadar yanlış yapıldığını kendi Mühendis gözüyle görmüş  ve hamamcılara gerekli düzenlemenin yapılacağına söz vermiş. Başkan Şahin, zaten seçim gezilerinde de yanlış yapılan hamamı sık sık gündeme getirmişti.

Önceki gün kendisi ile seçimlerden 1.5 ay sonra baş başa oturma ve uzun uzun konuşma imkanım oldu.   Başkan-gazeteci değil, adeta abi-kardeş gibi dertleştik. Konu hamama da geldi, Semih Başkan baştan sona yanlış yapılan, hatta 1 yılda çatısı dahi akmaya başlayan hamamı yeniden bir onarıma alacağını ve Bilecik halkını adam gibi bir hamama kavuşturacağını söyledi, çünkü Mühendis gözü ile hamamdaki aksaklıkları bizzat gidip görmüş.

Sonuçta hamam artık ısınıyor, hijyenik, güler yüzlü bir hizmet veriyor. Bir gazeteci olarak kendi adıma konuşayım; yanlış ve kötü olanı haber yapıp eleştirmesini biliyorsak, yapılan güzel şeyleri ve iyilikleri de yazıp tebrik etmek görevimizdir. O zaman hamam gerçekten soğuk ve kötüydü, eleştirdik şimdi gerçekten sıcak ve güzel, övmek de görevimiz, gitmeyenleriniz varsa hamamı bir denemenizi tavsiye ederim.

Editör: TE Bilişim