Cafer Elmas

Bilecik'te çalışan ve yaşayan daha sonra işsiz kaldıkları için Eskişehir'e göç eden Esen ailesinin başına gelenler Türk filmlerini aratmıyor.

Aile 7. kattan düşen ve temizlik işçisinin havada yakalayarak kurtardığı 4 yaşındaki kızları Ecrin Esen'i Sosyal Hizmetler’in elinden almak istediğini söylüyor.

Eşi seramik, kendisi ise bir mermer ocağında çalışan fakat Bilecik'te işsiz kalan Hüsnü Esen, Eskişehir'e yerleşti.

Kendisi ve eşi de birer iş bulup çalışmaya başladıktan sonra işe gittikleri sırada 4 yaşındaki kızları Ecrin Esen'i anne, Yaşar Esen'in özürlü kız kardeşine bırakıyor. O da dışarı çıkıyor evde kalan 4 yaşındaki Ecrin camdan dışarı çıktığını sanıyor. Ayakkabılarını giyen Esen, camdan sarkarken ayakkabısını düşürüyor. Düşen ayakkabılar tesadüfen aşağıda kaldırımları süpüren Odunpazarı Belediyesi’nde temizlik işçisi Şükrü Deniz'in önüne düşüyor. Ayakkabıların nereden geldiğine bakan Deniz, 7. kattan aşağıya sarkmış kız çocuğunu görüyor bağırıyor yardım istiyor ama o anda 4 yaşındaki Ecrin Esen kendini aşağıya bırakıyor. Çocuğun kendisine doğru düştüğünü gören temizlik işçisi Şükrü Deniz, ellerini açıyor ve çocuğu havada yakalayarak birlikte yere düşüyorlar. Düşmenin etkisi ile yaralanan fakat hayatı kurtulan küçük Ecrin  Eskişehir Osmangazi Tıp Fakültesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

Hastaneden taburcu olan fakat tam olarak iyileşemeyen Ecrin, ailesi ile birlikte yaşamaya devam ederken, Esen ailesi yılbaşını birlikte geçirdiler ne varki canlarını sıkan bir durum ile karşı karşıya kaldılar.

Ecrin'in 7'nci kattan düşmeden önce bir seramik fabrikasında işçi olarak çalıştığını ancak olaydan sonra işten ayrılmak zorunda kaldığını anlatan anne Yaşar Esen, ekonomik durumlarının iyi olmadığını belirtti.

Bu yüzden evde kendileriyle birlikte zihinsel engelli olan kardeşleri Nurcan Geyik, Münevver Geyik ve Ahmet Geyik'in de yaşadığını söyleyen Yaşar Esen, sosyal hizmetlerin kardeşlerini bakım evine göndermeyi istediklerini aksi halde kızı Ecrin'i elinden almakla tehdit edildiğini ifade etti. Kızları ile kardeşleri arsında tercih yapılmasını istediklerini aktaran Yaşar Esen, ne yapacağını bilemediğini belirtti.

Eskişehir’de 7'inci kattan düşerken temizlik işçisi Şükrü Deniz'in havada tutup kurtardığı 4 yaşındaki Ecrin Esen, yılbaşını evinde ailesiyle birlikte geçirdi. Anne Yaşar Esen, 3 engelli kardeşine de kendisinin baktığını söyleyerek "Sosyal hizmetler, kardeşlerimin bakım evine yerleştirmemi istiyor. Aksi halde kızım Ecrin'i elimden alacağı söyleniyor. Kardeşlerim ile kızım arasında bir tercih yapmamı istiyorlar" dedi.

Gökmeydan Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı'ndaki Şahin Sitesi'nde 28 Kasım 2014 tarihinde meydana gelen olayda kaldırımı süpüren temizlik işçisi 41 yaşındaki Şükrü Deniz, önce ayakkabıları, sonra da kendisi düşen minik Ecrin Esen'i havada tutup olası ölüm tehlikesinden kurtarmıştı.

Yaralanan minik Ecrin ilk olarak Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Hastanesi'nde yapılan tedavisinin ardından 9 Aralık'ta taburcu edildi. Henüz tam olarak iyileşemeyen ve yürüyemeyen Ecrin'in sağlık durumunun her geçen gün iyiye gittiği belirtildi.

Anne Yaşar Esen, "Ecrin'in durumu çok iyi. Ellerini ayaklarını oynatabiliyor. Yatakta oturabiliyor, ama henüz ayaklarıyla yere basamıyor ve yürüyemiyor. Doktorlar yakın zamanda kızımın yürüyeceğini söylüyor" dedi. Baba Hüsnü Esen de kızın iyileşip parkta arkadaşlarıyla oyun oynamak istediğini söyledi. Ecrin'in 7'nci kattan düşmeden önce bir seramik fabrikasında işçi olarak çalıştığını ancak olaydan sonra işten ayrılmak zorunda kaldığını anlatan anne Yaşar Esen, ekonomik durumlarının iyi olmadığını belirtti. Evde kendileriyle birlikte zihinsel engelli olan kardeşleri Nurcan Geyik, Münevver Geyik ve Ahmet Geyik'in de yaşadığını söyleyen Yaşar Esen, sosyal hizmetlerin kardeşlerini bakım evine göndermeyi istediklerini aksi halde kızı Ecrin'i elinden almakla tehdit edildiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Bir takım evrak işlemleri için Bilecik'e gitmiştik. Sosyal hizmetlerden evimize gelmişler. Döndüğümde yanlarına gittim. Bana 'Siz evde bulunan 3 engelli insanı nasıl evde bırakıp gittiniz?' dediler. Ben de onların o kadar ciddi bir durumlarının olmadığını, evde normal yaşayabildiklerini söyledim. Bana bir sürü seçenek sundular. 'Onları bakım evlerine yerleştirelim, şöyle yapalım, böyle yapalım' dediler. Ben de onlara '7 senedir böyle yaşıyoruz. Ecrin de 4 senedir kardeşlerimle birlikte kalıyor. Bana, 'Sizin ruh sağlığınız yerinde mi? Psikolojiniz yerinde mi?' diye bir takım sorular sordular. 3 kardeşimin de özel bakım evine yatıracaklarını söylüyorlar. Bunun başka çözümü yok mu diye sordum. 3 engellinin yanında benim çocuğumun kalamayacağını daha da diretecek olursam çocuğun dahi elimden alınacağı söyleniyor. Benim kardeşlerimle çocuklarım arasında sosyal hizmetler tercih yapmamı istiyor. Annem-babam vefat ettiğinden beri ben kardeşlerimle yaşıyorum. Bana 'Yeni yıla nasıl giriyorsunuz?' diye o kadar çok soran var ki. Dolabımı açın da bakın. Benim şu anda birilerini arayacak dahi ne bir kontörüm, ne cebimde bir liram, ne de evimde bir lokma ekmeğim var. Biz bir şeylerin olumlu yönde gitmesini isterken şu anda her şeyi tersine döndürmeye çalışıyorlar. Bir çıkmazın içine sürükleniyorum. Dolabım tam takır. Bunların çözümünü bulacakları yerde benden tercih yapmam bekleniyor. Bu süreç için gerekirse Başbakan ve Cumhurbaşkanının da duymasını istiyorum. Çünkü o kadar basit şeylerin altına girmiyoruz biz. Ben buradan Başbakana sesleniyorum. Kardeşinle evladının arasında bir tercih yapılması isteniyor, hangi canı parçalayıp da atabilirim. Ya onu atacağım ya da bunu. Benim kardeşlerimi buradan götürdükleri an Ecrin'in psikolojinin ne yöne gideceğini düşünsünler. Durumuyla çok ilgileniyor kardeşlerim. Babaannesi buradan gittiği gün, babaanne diye arkasından bağıran çocuk, bu kadar insanı götürdükleri zaman bu çocuktaki psikolojiyi oturup düşünsünler."

 

Editör: TE Bilişim