Korkmaz Kesik

İç Güvenlik paketini protesto eden kurumlar giderek artıyor.  Geçtiğimiz günlerde Bilecik Barosu tarafından yayınlanan açıklama ile “İç Güvenlik Yasası”na tepki gösterilirken Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bilecik Şube Başkanı Feyzi Köse de konu ile ilgili bir açıklama yayınlayarak Meclis Genel Kurul’da görüşülen İç Güvenlik yasasına tepki gösterdi.

Meclis Genel Kurul’da görüşülen İç Güvenlik yasasının sıkıyönetim rejimine yol açacağını söyleyen Köse, “Cumhuriyete, Vatana sahip çıkan tüm Demokratik Kitle Örgütlerini, Sivil Toplum Kuruluşlarını, Siyasi Partileri, Meslek Odalarını ve halkımızı tüm ön yargılarımızı ve ayrıntıları arkada bırakıp bu paketin yasalaşmaması için birlikte mücadeleye çağırıyoruz.” dedi. Köse, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“13 yıllık AKP iktidarı döneminde Cumhuriyetimizin temel nitelikleri birer birer hedef alınmış, ulusal birliğin, bütünlüğü tehlikeye girdi. İç güvenlik yasa tasarısını meclise sunan iktidar partisi paketin amacının terör eylemleri nedeniyle vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması olduğunu söylüyor. Buna kargalar bile güler. AKP iktidara geldiğinde Apo hapiste, PKK ise bitmişti. Terörü büyütüp bugün  Doğu ve Güneydoğu bölgesini PKK'ya teslim eden, orada devleti fiilen yok eden bu iktidardır.

PKK terör örgütü ile Oslo'da masaya oturan, "Demokrasi ve çözüm süreci" ve "Açılım Paketleri" adı altında teröre destek veren, Türkiye'nin bölünmesinin yolunu açan bu iktidardır. Bu süreçte en önemli ortağı BDP ve HDP'dir. Teröristlerin çiçeklerle karşılanmasına göz yuman ve çadırdan bozma mahkemeler kurarak onları serbest bırakan bu iktidardır. Terör örgütünün fiili egemenlik alanları kurmasına, Atatürk heykellerini yakıp yıkmasına karşın, askeri, polisi görev yapamaz kılan bu iktidardır. 

Suriye halkına karşı emperyalistlerin taşeronluğunu üstlenen, sonrasında "Büyük Osmanlı" kurma hayaliyle Suriye'ye karşı yürütülen emperyalist savaşta dinci terör örgütlerinin yanında yer alıp kendi ülkesinin güvenliğini tehlikeye atan bu iktidardır. O halde PKK ile anlaşarak ülkemizin belirli bölgelerinde egemenliği terör örgütüne devreden, Anayasa değişikliği için onlarla birlikte hareket etmek isteyen, kısacası Cumhuriyeti yok etme amacında PKK ile el ele veren AKP, İç Güvenlik Paketini gerçekten teröre karşı mücadele için çıkarıyor olabilir mi? Hayır! Aslında bu yasa ile iktidar, bir yandan seçim öncesi kendisine PKK ile pazarlık alanı açmayı hedefliyor. Ama asıl hedefi yurtseverler bu yasa; yasaklara rağmen ADD öncülüğünde Ulus meydanında toplanıp barikatları yıkan kar, kış, yağmur, çamur demeden Silivri önlerinde toplanan, Tandoğan meydanında milyonlarca olup Anıtkabir'e koşan, gezi direnişinde bağımsızlık ve özgürlük istemiyle ayağa kalkan milyonlarca yurtseveri sindirmek için çıkarılmak isteniyor.

Bu yasa, ülkeyi ancak savaş koşullarında uygulanabilecek bir sıkıyönetim rejimine sokarak, bu rejimin hukuk tanımaz ortamında her türlü yetkiyi siyasette toplayarak 2023 hedefine varmak için çıkartılmak isteniyor. Bu yasa, Türkiye'nin NATO'dan bağımsız, NATO komutasında olmayan tek silahlı gücü jandarmayı sivilleştirerek, dört bir yanı terör tehdidi altındaki ülkemizin terörle mücadele de en iyi yetişmiş, en deneyimli ve mobil birliklere sahip olan tek gücünü polis gibi siyasetin emrine sokmak ve teröre karşı etkisiz kılmak için çıkartılmak isteniyor.

Yurttaşlarımızı uyarıyoruz, bu torba yasa tasarısının meclisten geçerse, Demokrat Parti döneminde mecliste kurulan ve yargı yetkisini gasp eden Tahkikat Komisyonu'na verilen yetkilerin benzerleri bu yasa ile yürütmeye (valiye, emniyet müdürlerine ve kolluk amirlerine) verildiğinden herhangi bir hâkim ve savcı kararı olmadan gözaltına alınabileceksin, avukat dahi çağırmayacaktır. “Yine hakim ve savcı kararı olmadan, sadece polisin seni "makul şüpheli" bulması ile üstün, eşyan, aracın aranabilecek, fişlenebilecek bir bakanın isteğiyle dinlenebileceksin. Hatta anayasal bir hak olan ve şiddet içermeyen toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılman halinde dahi olması, "durumu değerlendirerek" doğudan seni yakalayabilir, yürüyüşünü engelleyebilir ve oradan uzaklaştırabilir.

Kısacası can ve mal güvenliğin "birilerinin" insafına kalmış olacak. Sonuç olarak, bu yasa ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olarak, her türlü kişi hak ve özgürlükleri kısıtlanmakta, yeni suç ve cezalar oluşturulmakta, yargı yetkisi yok sayılmakta, güvenlik güçlerine orantısız ve yargı denetiminden uzak yetkiler, hatta adam öldürme yetkisi dahi verilmekte, anayasal ilkeler ortadan kaldırılmaktadır. Amaç, iktidarın 2023 yılı hedefi önündeki engelleri kaldırmaktır. Bu nedenle ülkemizde Demokrasi ve Hukuk Devleti İlkelerini yeniden hakim kılmak için, Cumhuriyete, Vatana sahip çıkan tüm Demokratik Kitle Örgütlerini, Sivil Toplum Kuruluşlarını, Siyasi Partileri, Meslek Odalarını ve halkımızı tüm ön yargılarımızı ve ayrıntıları arkada bırakıp bu paketin yasalaşmaması için birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Biz varız, ya siz.”

Editör: TE Bilişim