Gelişen Bilecik’in en önemli projelerinden biri olan katı atık entegre tesisinin hafriyat çalışmaları başladı. Bilecik ve ilçelerinin evsel atıklarının elektriğe ve organik gübreye dönüştürüleceği tesis, çöplerin doğaya ve insan hayatına zarar vermesinin önüne geçecek. Atıkların toplanmasını, ayrıştırılmasını ve dönüştürülmesini bir arada yapacak olan Biosun Bilecik Katı Atık Tesisi, bu yönüyle dünyanın en büyük entegre tesisi olma özelliğini taşıyacak. BİOSUN Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Hakan Alkan ve Bilecik Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Ay, 2015 yılı sonunda hizmete girmesi düşünülen tesisle ilgili basın mensuplarına bilgilendirmede bulundular.

Hexagon Katı Artık şirketinin kurucu ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hakan Alkan, yapım çalışmaları geciken projeyle ilgili olarak kamuoyunda çeşitli spekülasyonların yapıldığını söyledi ve konuya açıklık getirdi. Projenin hayata geçmesi için İçişleri, Çevre, Tarım ve Enerji Bakanlıklarının yanı sıra Danıştay’ın da onayının alındığını belirten Alkan, gecikmelerin bürokratik işlemlerin uzamasından kaynaklandığını söyledi. İddia edildiği gibi yabancı sermayeli bir şirket olmadıklarını belirten Alkan, tamamıyla yerli sermayeli bir şirket olduklarını vurguladı. Alkan şöyle konuştu: 


 “İddiaların tamamı yanlış tamamı yalan!”

“Biosun Bilecik Katı Atık tesisini 2 yıl kadar önce yapılan bir ihale neticesinde firmamız kazandı. Ve görmüş olduğunuz bu alanda bu tesisi yapmak üzere uzun hazırlıklar yaptık. Çünkü tesisin arazisini gördüğünüz gibi oldukça zor şartlarda, çok ciddi çalışmalar gerektiren bir arazi. Çünkü buraya yapacağımız tesis Türkiye’nin ikinci ama dünyanın en büyük katı atık entegre tesisi olacak. Türkiye’de ilki size çok yakın, komşu Pamukova’da yine bizim firmamız tarafından yapıldı. Ancak o kapasite olarak çok daha küçük. Bilecik’teki tesis çok daha büyük bir tesistir. Ve içerisinde Pamukova’da olmayan bazı birimler de bulunmaktadır. Şunu söylemek istiyorum, biz bu yapılan ihaleye girdiğimizi zaman, Bilecik’e, Bilecik’teki çevreye aynı zamanda ülkemizin ihtiyaç duyduğu enerji katkısını sağlamaya ve tabiata zarar veren vahşi depolamadan Osmanlı’nın bu ilk kurulduğu topraklar üzerinde bizim de dünyadaki en büyük entegre tesisi yapma idealimiz ve isteğimizle girdik. Aynı istekle devam ediyoruz. Süresi içerisinde tamamlayacağız. Ancak bu güne kadar bazı spekülasyonlar yapıldığını biliyoruz. Bir cümle olarak şunu söyleyeyim; tamamı yanlış ve tamamı yalan. Bunların hiçbiri doğru değil. Yabancı sermaye yok. Dünya Bankası, Avrupa Birliği desteklerinden bahsediliyor, bunlar yok. Tamamen yerli sermayelidir. Firmamız Türk firmasıdır. Teknolojimiz Alman teknolojisinden faydalanmakla birlikte, kendi sistemimizdir. Almanya’da dahi böyle bir tesis yoktur. Dolayısıyla güzel ve başarılı bir iş yaptığımızı biliyoruz. Kısa zaman içerisinde, yani gelecek sene bu zamanlar sizlerle tekrar toplandığımızda siz de göreceksiniz ki, burada mükemmel bir tesis Bilecik’in hizmetine girmiş olacak. Ve hepimizi de mutlu edecek.

 “Proje defalarca kez incelendi ve hiçbir sıkıntı yok”

Konuyla ilgili çok sayıda spekülasyon yapıldığını ifade eden Bilecik Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Ay da, gerek ihale safhasında, gerek sonraki çalışmalar sırasında firmayla en ufak bir sıkıntılarının olmadığını söyledi. Ay, “İçişleri Bakanlığının onayıyla, müfettişlerini kontrolüyle, Danıştay’ın onayıyla, defalarca kez incelendi ve hiçbir sıkıntı yok. Süreçle alakalı da, gerek firmamız olsun, gerek Bilecik Belediyeler Birliği olsun hukuki prosedür konusunda, mevzuat konusunda hiçbir sıkıntı yaşanmaması için çok titiz bir çalışma yapmıştır. Belki biraz gecikme yaşandı ama her anlamda sağlıklı sıkıntısız bir çalışma yapıldı. Şu an arkamda gördüğünüz gibi hummalı bir çalışma var. İnşallah çalışmalar süresi içinde tamamlanacak ve ilimize, bölgemize böyle hayırlı bir tesisi kazandırmış olacağız” diyerek spekülasyonlara cevap verdi.


 “Bilecik Belediyeler Birliği elinden geleni yapacak”

Bilecik Belediyeler Birliği Müdür  Vekili Burhan Sağlık da projedeki gecikmelerin Danıştay ve İçişleri Bakanlığının olurlarını almak için geçen süreler olduğunu söyledi ve tesisle ilgili başka sebepten kaynaklı bir gecikme olmadığını belirtti. Sağlık önlerinde uzun bir süre olduğunu ve bu süre zarfında Belediyeler Birliği olarak ellerinden gelen çalışmaları yaparak tesisi Bilecik’e kazandıracaklarını söyledi.

“Bakanlıklar da bu projeye yabancıydı”

İçişleri Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Enerji Bakanlığında EPDK ve Tarım Bakanlığının bu tesisin ilgili olduğu bakanlıklar olduğunu belirten Alkan, dünyada eşi benzeri olmaması nedeniyle bütün bu bakanlıların da projeye yabancı olduklarını söyledi. Alkan; “Türkiye’de böyle bir iş daha önce yoktu. Dolayısıyla biz bunu yaparken onlar da bir öğrenme süreci içerisindeler. Gerçekten ciddi katkıda bulunuyorlar. Ellerinden geleni yapıyorlar. Buna rağmen bazı şeyler, alınması gereken bazı izinler onların da ilk defa verdiği izinler olduğu için zaman alıyor. Tabi bundan dolayı da belki biraz spekülasyon yapılıyor ama buraya çok büyük bir değer kazandırılıyor. Yaklaşık 45 milyon avroluk bir yatırım yapılacak. Bunun tamamı bizim tarafımızdan yapılacak. Bunda hiçbir yabancı kaynak yok, belediyenin herhangi bir katkısı yok. Birliğin de yok. Tamamını Biosun Bilecik şirketi olarak biz yapacağız. Dolayısıyla onların da yapmış olduğu bu incelemeler bizi de mutlu ediyor. Çünkü yanlış bir iç yapmak istemiyoruz. İnşallah hep beraber göreceğiz” dedi.


“Proje 120 bin kişiye hizmet edecek”

Projeyle ilgili teknik bilgiler veren Proje Direktörü Akman Atılgan şunları söyledi: “Tesisimiz Bilecik merkez ve çevre ilçelerinin hepsine hizmet edecek bir tesis. Arkamda bulunan yamaca yerleştireceğiz. İstimlak duvarlarıyla basamaklı bir yapısı olacak. Aşağısı da çöp depolama bölümü olacak. Bilecik ve çevre ilçelerdeki bütün çöp tarafımızca toplanacak, ayrıştırılacak. Hane hane dolaşacağız. Tüm hanelerde insanlara ‘kaynağında ayrıştırma eğitimi’ vereceğiz. Çöp poşetleri dağıtacağız. Bu ciddi bir eğitim sürece anlamına geliyor. Daha sonra da, mümkün olduğunca kaynağında ayrıştırılmış çöpleri kendi yerleştirdiğimiz konteynırlara alacağız. Yine kendi kamyonlarımızla tesisimize getireceğiz. Tesisimizde ayrıştırma bantlarında son ayrıştırma işlemine tabi tutuktan sonra geri dönüşüm işlemleri olacak. Daha sonra da çöpün organik kısmını ayrıştırarak bu organik kısmından metan gazı ve elektrik elde ediyoruz. Ve geri kalan posasıyla da kompost üretimimiz olacak. Dolayısıyla çöpü her türlü şekilde ekonomiye yeniden kazandırmaya, bir katma değer elde etmeye çalışacağız. Tesisimiz yaklaşık 120 bin kişiye hizmet edecek. Yani Bilecik, Bozüyük ve çevre ilçelerin tümünü kapsayacak bir proje. Şu anki planımıza göre, tesisi içinde 3 vardiya çalışacak toplam 250 kişi istihdam edeceğiz. Aynı zamanda çöp toplama ekiplerimiz var. Yaklaşık 100 kişi de çöp toplama ekibimizde olacak. 12 ay içinde tesisimizin inşaatı bitecek. İhale sürecinden bu yana geçen süreyi de değerlendirdik. Bilecik içinde çalışan ekiplerimiz çöp konteynırlarımızın nereye yerleştirileceğine varıncaya kadar belirlediler. Çöp kamyonlarının güzergahları belirlendi. Kaç kişi çalışacağı belirlendi. Biz de bu süreci en azından toplama açısından faydalı bir şekilde değerlendirdik. Tesisimiz hazır olduğunda çöp toplamaya hazır olacağız. Tabi bir de eğitim sürecimiz var. Çöp toplamadan birkaç ay önce eğitimlerimiz başlayacak ve devam edecek. Burada faaliyet göstereceğimiz 29 yıl boyunca da eğitimlerimiz devam edecek. Pamukova’da yaşadığımız tecrübeler, eğitim sürecini aksattığımız zaman kaynağında ayrıştırmanın veriminin düştüğünü gösteriyor. Dolayısıyla biz eğitimlerimizi 3’er aylık periyotlarla devam ettireceğiz. Özellikle okul çocuklarının eğitimine önem veriyoruz. Çünkü onlar ebeveynlerini de eğitiyorlar. Bu noktaya ağırlık vereceğiz. Aynı zamanda hane hane eğitimlerimiz de devam edecek.


“Önemli olan Yahudi, Ermeni, Rum veya Türk olmak değil, yatırım yapmaktır”

Kamuoyunda Biosun’un bağlı olduğu Hexagon Katı Atık şirketinin sahiplerinin Musevi bir aile olmasından ötürü bir takım spekülasyonlar yapıldığının hatırlatılması üzerine Hakan Alkan şu açıklamayı yaptı: “Birincisi bilgiler tam olarak doğru değil. Bunu düzeltelim. Hexagon ile Hexagon Katı Atık ayrı firmalardır.  Hexagon Katı Atık Türkiye’de ilk defa 2006 yılında benim kurduğum bir şirkettir. O zamanki adı Biosun Katı Atık’tı. Daha sonra, yaklaşık 600 yıllık Ankaralı bir aile olan Nahum Ailesi’nin ve yine Kıraça Grubu’nun ortaklığıyla Hexagon’la ortaklık yaptık. Şunu söyleyebiliriz, Nahum Ailesi Musevi bir ailedir. Ancak şu ana kadar söylenen akrabalıklarından bahsettikleri ve bir çok suçlamalarda bulundukları şeyleri biz yalnızca dışarıdan izliyoruz. Çünkü söylenen akrabalıklar yok. Soyadı benzerliği var. Örnek olarak benim soyadım Alkan. Ve eminin Bilecik’te Alkan soyadlı çok kişi vardır. Bundan kaynaklı yorumlar yapılıyor anladığım kadarıyla. Ayrıca Türkiye’de Yahudi, Ermeni, Rum veya Türk olmak değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Türkiye’ye yatırım yapmak, Türkiye’nin kalkınmasına hizmet etmek, bunlar önemlidir bence. Yapılan bu ayrımı doğru bulmuyorum. Zaten ceza kanununda bu ayrımcılık suçuna giriyor. Bunu neden yaptıklarını arkadaşlara sormak lazım. Buraya yapılacak olan yatırımın, hem bu bölgeye faydası olacak hem de burada çalışacak yaklaşık 350 aileye kazanç sağlayacak. Aynı zamanda bizim yaptığımız yerde yan sanayi de oluşuyor. Fırınından tutun da restoranlarına, benzin istasyonundan mazot alımına kadar, tamircisine kadar birçok esnaf bu tesisin faaliyetinden dolayı para kazanacak. Ayrıca unutmayalım ki, bu tesisi baştan itibaren bizim değil. Tamamen Belediyenin bir tesisi. Biz buranın 29 yıllık kiracısıyız. Ne arazi bizim, ne tesiste yaptığımız binalar bizim. Başından itibaren Danıştay’ın ve ardından İçişleri Bakanlığının vermiş olduğu izinlerle biz bu tesisi buraya Belediye adına kuruyoruz. Belediye istediği an denetlemeye, her türlü kontrolü yapmaya haiz. Ayrıca Pamukova’da görüldüğü gibi düzenli olarak Çevre İl Müdürlüklerinin denetimine açığız. Tarım bakanlığının denetimine açığız. Çünkü burada organik tarım gübresi de üreteceğiz. Dolayısıyla biz tesisin sahibi değiliz. Tesisin sahibi Bilecik Belediyeler Birliği dolayısıyla Bilecik halkı. Bilecik’teki bütün belediyelerin de katılımıyla yapılan bir iş. Şunu öncelikle düzeltelim, buranın sahibi biz değiliz. Biz burada elimizden geldiğince bu önemli kamu hizmetini başarıyla yapmak istiyoruz. 29 yıl sonra, ki bu süre biz imtiyaz aldığımız tarih itibariyle başladı, inşaat bittikten sonra tahmin ediyorum 26 buçuk yıl bir süremiz kalacak. O süreden sonra bu tesis olduğu gibi çalışır vaziyette devredilecek. Sürekli teknolojisi de yenilenerek güncel bir tesis olarak devredilecek. Bunlar için yapılanlar ilk aşamada yapılacak 45 milyon avroluk yatırımın da üstüne konulacak olan yatırımlardır. Dolayısıyla, biz rahatsız olmuyoruz. Ayrıca söylenen yalan yanlış şeylerin neden bu kadar çok söylendiğini bilmiyoruz. Anlayamıyoruz. Biz bu işi yalnız burada da yapmıyoruz. Bu tesis gibi iki tesisi daha Türkiye’de yapıyoruz. Biri Aydın’ın Söke ilçesinde, diğeri İzmir’in Ödemiş ilçesinde. Bunun ne önemi var bilmiyorum ama, bu bölgelerin belediyelerinin partileri de farklı farklı. CHP’si var, Ak Partisi var, Milliyetçi Hareket Partilisi var. Dolayısıyla bizim için burada vatandaşa hizmet önemli. Ve biz bunu yapıyoruz. Yine de her platformda arkadaşlar bize soru sorabilirler. Biz de cevaplarız.”

Bilecik’in yarısının elektriği karşılanacak

Ne kadar elektrik üretileceğini de cevaplayan Alkan, tesisin saatte 2 megavat elektrik üreteceğini söyledi. “Yaklaşık 10 bin hanenin her türlü ihtiyacını karşılayacak kadar elektrik üreteceğiz. Bilecik merkezinde 25 bin hane olduğu düşünüldüğünde hemen hemen yarısına yetecek kadar elektrik üreteceğiz. Bunu yalnız elektrik olarak düşünmeyin. Burada ciddi bir hata yapıyoruz. Elektrik bu işin prestijidir. ‘Çöpten elektrik’ diye çok da öne çıkartılıyor ama, bizim burada yaptığımız çok daha önemli bir şey var. Sizin alıp dağ başına döktüğünüz, çevreye ve dolayısıyla insan sağlığına ciddi zarar veren bir atığı kıymete çevirdikten sonra, en son kalan kısmı dahi, her şeyden arındırılmış ve hafriyat atığı olarak kullanılabilecek sağlıkta çok büyük bir temizlikten, arıtmadan geçerek size sunulmuş oluyor. Bunun da en son kalan kısmı organik tarım gübresi ki, bu bölge ve Pamukova havzası Bilecik, Osmaneli, bütün buralarda çok ciddi tarım yapılıyor. Ve biz bu tarıma ciddi katkıda bulunmuş olacağız. Elektrik bu işin yalnız bir kısmı. Ve küçük bir kısmı. Diğer kısımları da var, onlar da görmek lazım.”

Çok kaliteli gübre üretiyoruz

Ürettikleri gübreyle ilgili de açıklama yapan Alkan, “Bu güne kadar bizim Pamukova’da ürettiğimizi gübreyi Sakarya Üniversitesi, İstanbul teknik Üniversitesi, TÜBİTAK, Edirne Tarım enstitüsü ve çeşitli benzer yerler, hatta gübrede şuan Türkiye’nin en büyüklerinden biri olan Gübretaş tahlil etti. Tahlil sonuçlarının tümü sitemizde var. Bu kurumların hepsi bizim gübremizin, ürünü çok ciddi oranda kıymetli hale getirdiğini ve ihtiyaç duyduğu organiği çok rahatlıkla sağladığını ortaya koyuyor. Kimyasal gübrenin toprağa vermiş olduğu zararları ortadan kaldırdığını ve çok başarılı olduğunu söylüyorlar. Bunu biz değil bu enstitüler söylüyor. Sitemizde bu kurumların raporlarını düzenli olarak yayınlıyoruz”  diyerek tesiste elde edilecek gübrenin kalitesiyle ilgili açıklamada bulundu.

“Eski çöplük ortadan kalkacak”

Son olarak söz alan Bilecik Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Ay, tesisin ilimize yapacağı en büyük katkının, mevcut çöp depolama alanının ortadan kalkacak olması olduğunu söyledi. Ay şöyle konuştu: “Bu tesisin ilimize en büyük katkılarından biri şu olacaktır; şu an her gün dumanların çıktığı, yangınların olduğu, kötü kokuların yayıldığı vahşi depolama alanımız tesisi faaliyete geçtikten sonra, gerekli tedbirler alınarak, gaz sıkışması veya diğer tehlikelere karşı gerekli önlemler alınacak ve üstü toprakla kapatılacak. Ağaçlandırılacak. Bu alan sağlıklı bir hale getirilecek. Bundan sonra da bu tür olaylarla bir daha karşılaşmayacağız. İlimize en büyük katkısının da bu olacağını düşünüyorum.” 

Editör: TE Bilişim