Osmaneli Belediyesinin 'Turizme açılış ve ağaç dikme' etkinliğine katılan Ankara İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Rüştü Karaman Osmaneli tarımı hakkında gözlemlerini gazetemiz ile paylaştı. Osmaneli'nin doğasını çok beğendiğini belirten Karaman, tarım uzmanlarından oluşa bir ekip ile Osmaneli'de çalışma yapacaklarını söyledi.

"SEBZE TARIMINA UYGUNLUĞU ANLAMINDA KEŞFEDİLMEMİŞ BİR ALAN İZLENİMİ BIRAKTI"

"Çok değerli Azmi hocamızın misafiri olarak bugün bu güzel etkinliğe geldik. Öncelikle çok mutlu olduk. Müthiş bir ev sahipliği, harikulade bir doğa, harika bir tarih, insanıyla, doğasıyla ve tarihiyle gerçekten çok etkilendiğimizi belirtmek istiyorum. Ülkemizin bir çok bölgesinde olduğu gibi ilk geçit kuşağı, mikro klima söz konusu. Ağaçlara bakıyorum narından incirine, dutuna, cevizine kadar ve Azmi hocamdan aldığım bilgilere göre özellikle sebze tarımına uygunluğu anlamında bence şuanda keşfedilmemiş bir alan izlenimi bıraktı. 

 Bu bölgeye ciddi anlamda AR-GE, bilimsel, biyoteknolojik yönden nitelikli çalışmalar ile ciddi bir tarımsal katma değer katılabilir diye düşünüyorum. Önümüzde günlerde çok ciddi bir ekiple biyoteknoloji uzmanı, tarım uzmanı ekibiyle buraya gelip net bir inceleme yapacağız. Bölge insanın bu ilgi ve sıcaklığı ile bir sinerji yakalayarak çok güzel bir çalışma yapabileceğine inanıyorum. Bu bölgede yaşayan insanlar bence çok şanslılar. Osmaneli'nin çok güzel bir doğası var. ama bu güzelliği katma değere dönüştürmek çok önemlidir. Aksi halde içe kapalı bir bölge olur. Artık küresel, global bir dünya var. Bu bağlamda burada güzel bir sinerji ile bir çalışma yapacağımızı düşünüyorum. "

"FLORA VE FAUNAYI DA YOK ETMEMEK LAZIM"

Osmaneli'nin hangi ürünlere ağrılık vermesi gerekir sorumuzu yanıtlayan Karaman, "Bu konuda yuvarlak cümleler kurmamalıyız diyerek konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: "Çok  detaylı bir rprak, iklim ve su durumuna, mikro florasına bakmak sureti ile bilimsel önerilerde bulunmak lazımdır. Bazı yerlerde yaparken yıkma söz konusu oluyor. Örneğin Türkiye'de endemik bitki çeşidi yani bulunduğumuz bölgeye has bitki çeşidi yönünden Avrupa'nın potansiyeline göre biz neredeyse 30 katına sahibiz. Dolayısıyla buraya yenilik getireceğiz diye binlerce yılda buraya adapte olmuş flora ve faunayı da yok etmemek lazım. Özellikle buna çok dikkat etmek gerekiyor. O yüzden çok dikkatli hareket etmek lazım. Burayı bir deneme yanılma tahtasına dönüştürmemek lazım. Benim akademisyen olarak prensibim budur. Çünkü bu tahribatı yaptığınız zaman geri dönüşü çok zordur. Çeşidi değiştiriyorsunuz,  genetiği, ırkı değiştiriyorsunuz. Bu konuda özellikle çok dikkatli olmak gerekir. Buraya adapte olan florayı korumak lazım. İleriki günlerde bu hususta çalışmalar yapacağız. 

Editör: TE Bilişim