Cumhuriyet Halk Partisi Bilecik örgütü her milli bayramda olduğu gibi bu 30 Ağustos’ta da Atatürk anıtına çelenk sundu. İstiklal Marşı okuyan ve saygı duruşunda bulunan partililer daha sonra İl Başkanı Çağatay Karaahmet’in konuşmasını dinlediler. Hükümetin son 2 yıldır milli bayramlara kısıtlama getirildiğini hatırlatan Karaahmet, ülkenin durumunu 92 yıl önceki Osmanlı Devleti’nin durumuna benzetti. Konuşmasında Gençliğe Hitabe’den alıntı yapan İl Başkanı, Memleketin bütün kalelerinin zapt edildiğini, Cumhuriyet’in bütün değerlerinin peşkeş çekildiğini ve gaflet, dalalet ve hıyanet içinde bir iktidar güruhu olduğunu söyledi. Karaahmet konuşmasında şu ifadeleri kullandı:


“Değerli arkadaşlarım, bugün tekrar bir milli bayramı kutladık ve her zamanki gibi bir bayram sonrasında burada Cumhuriyet Halk Partisi alternatif bayram kutlama törenini gerçekleştirdi. Yaklaşık iki yıldır, çıkartılan genelgeyle bildiğiniz üzere milli bayramlarda kutlama törenlerinde bu iktidar kısıtlamaya gitmiştir. Ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ülkenin her yerinde ve ilimizde, o günden bu yana bütün milli bayramlarda kendi tepkimizi koymak üzere kendi kutlamamızı yapıyoruz. Bu kutlamayı bu töreni bu yurdu kurtaran Kuvayi Milliye Şehitlerine, bu yurdu kurtaran komutanlara saygımızı, Mustafa Kemal Atatürk’e saygımızı Cumhuriyet Halk Partisi örgütü olarak gösteriyoruz. Ve milli bayramları kendi coşkumuzla, kendi sevincimizle kendi mutluluğumuzla kutluyoruz. Bu genelge değiştirilene kadar, ki değiştirilmeyecektir ama milli bayramlar da unutturulamayacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi 10 kişi de kalsa, 5 kişi de kalsa, 1 kişi de kalsa gelip buraya bu çelengi koyacaktır. O yüzden, bu törene katılan siz değerli partililerime şükranlarımı sunuyorum.


“Memleket kansız işgal altında”

Arkadaşlarım şunu değerlendirmenizi istiyorum; 92 yıl önceki durum ve şimdiki durum. Aradaki farkı ben göremiyorum. Ciddi anlamda işgal edilmiş bir vatan toprağı, ciddi anlamda fakru zaruret içinde bir halk, ciddi anlamda kendi keyfine bulanmış bir iktidar veyahut da padişah, zenginleşen yönetici kisvesi, rüşvet, yolsuzluk… Geldiğimiz nokta nedir? İşte bakın, 92 yıl önce Osmanlı’nın durumu ve şimdiki Türkiye Cumhuriyeti’ndeki iktidar sahiplerinin durumu. Değerli arkadaşlarım, aynı! Hiçbir farkı yok. Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırmaca, insan ayırma. Fakirlik içerisinde, yokluk içerisinde, asgari ücretle geçinen bir halk. Ne farkımız var? Ama şunu söyleyeceğim; “iktidar sahipleri gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olabilir” diyordu. Hıyanet içinde olabilir diyordu. Bu şiarla, bu nutukla, bu seslenişle Cumhuriyet Halk Partisi yoluna devam ediyor. Memleketin bir fiil her köşesi işgal edilmiş olabilir, bütün tersanelerine girilmiş olabilir, bütün kaleleri zapt edilmiş olabilir diyordu Büyük Önder. Bakın aynı durumdayız. Memleket kansız işgal altında. Memleketin bütün kaleleri, bütün değerleri, Cumhuriyet’in bütün değerleri, hepsi peşkeş çekilmiş durumda. Gaflet, dalalet ve hıyanet içinde bir iktidar güruhu var. Bunlara destek veren başka bir yandaş güruhu var. Hiçbir fark yok.




“Kendi pirincimizin içindeki taşları ayıklayacağız”

Değerli arkadaşlarım, hiç merak etmeyin. O zaman bir Kemal çıktı bu vatanı kurtardı, şimdi de bir Kemal ver bu vatanı, bu toprakları, bu coğrafyayı, bu vatanı kurtaracak. Cumhuriyet Halk Partisi var değerli arkadaşlarım. Hiç yılmadan, usanmadan… Elbette bu coğrafyada ihanet edenler olacaktır. Elbette vatana ihanet edenler, elbette bu coğrafyaya bu halka ihanet edenler olacaktır. Elbette bir çuval pirinç içerisinde, bizim içimizde de olacaktır. Hiç korkmak, usanmak yılmak yok. Kendi pirincimiz içindeki taşları ayıklayacağız, hep beraber birlik içerisinde olacağız, ondan sonra Türkiye’nin başına gelen bu belayı def edeceğiz. İnancım sonsuz. Güvenim sonsuz. Dolayısıyla, buruk da olsa Zafer Bayramı’nı kutluyorum. Buruk da olsa, ordunun bayramı olan ama ne yazık ki sırf Kemal’in ordusu diye, sırf aydın, çağdaş bir ordu diye, sırf istedikleri emelleri engelleyecek dünya gücü bir ordu diye bu orduyu bu hale getirdiler. Bu ordunun çağdaş subaylarını, güvenilir subaylarını, vatansever, yurtsever subaylarını aldılar, sorgusuz sualsiz hapse attılar. Ömürlerini aldılar, çocuklarının ömürlerini aldılar. Ama yine güvencim tam. Ben Mustafa Kemal’in Ordusunun, şanlı Türk Ordusu’nun Zafer Bayramı’nı kutluyorum. Kahramanlık destanı yazan, Kemal’in Ordusunun Zafer Bayramı’nı kutluyorum. Ardından sizlerin ve tüm Bilecik halkının, Cumhuriyet Halk Partisi’nin aramızda şu an bulunan bulunmayan tüm yöneticilerinin, tüm üyelerinin, tüm Cumhuriyet Halk partisi mensuplarının Zafer Bayramı’nı kutluyorum. Arkadaşlar, gelecekten umudumuzu yitirmeyeceğiz. İlk günkü gibi, 92 yıl önceki gibi mücadelemizi sürdüreceğiz. Hiçbir güç hiçbir kuvvet, bizi bu mücadeleyi sürdürmekten alıkoyamayacaktır. Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.”

Cumhuriyet Halk Partililer, İl Başkanı Çağatay Karaahmet’in konuşmasının ardından Cumhuriyet Meydanı’ndan ayrılarak bayramlaşmak üzere parti binasına geçtiler.

 

Editör: TE Bilişim