Korkmaz Kesik

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bilecik Kadın Kolları , “Birlik ve Dayanışma  Toplantısı”nda kadın üyeleri ile bir araya geldi. Pazar günü 14.30’da özel bir düğün salonunda gerçekleştirilen toplantıya; CHP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Hilal Dokuzcan, Parti Meclis Üyeleri Didem Gültekin ve Yasemin Öney Cankurtaran, İl Başkanı Çağatay Karaahmet ve kadın kolları üyeleri katıldı.

Etkinlikte ilk olarak  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bilecik İl Başkanı Çağatay Karaahmet söz aldı. Karaahmet konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“SİZLERE ÇOK FAZLA GÜVENİYORUZ”

“Değerli hanımlar önümüz seçim, 2015 genel seçimleri yaklaşıyor. Biz bu seçimlerin bir ön hazırlığı olarak, bu seçimlerde başarılı çıkmanın bir ön koşulu olarak partimizde bir toplantı fikri düzenleme oluştu; ama bu toplantının elbette öncelikle kadınlarla yapılması gerektiğini düşündük. Sizler, siz CHP'li kadınlar, siz değerli analarımız, bacılarımız, kız kardeşlerimiz. Sizler, bizler için, CHP için, Türkiye için çok önemlisiniz. Bakın her türlü birleştirici, partinin bütün dağınıklığını, sözde denilen dağınıklığını, partinin eyleme kalkmasını gerçekleştirecek olan sizlersiniz. Çünkü sizler Tanrı’nın kadına bahşettiği analık vasfını taşıyorsunuz, çünkü sizler doğurganlık vasfını taşıyorsunuz, çünkü sizler evlatlarınızı yetiştiriyorsunuz. Dolayısıyla Tanrı’nın siz hanımlara bahşettiği bu kudret elbette CHP'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin birleştiriciliğinin tek unsurudur. Dolayısıyla biz sizlere çok fazla güveniyoruz, dolayısıyla bu toplantının da önce kadınlardan başlamasının sebebi de işte budur.

“ÜLKEMİZ ÇOK CİDDİ ANLAMDA SIKINTI YAŞIYOR”

Değerli hanımlarımız bakınız ülkemiz çok ciddi anlamda, bu coğrafya çok ciddi anlamda sıkıntı yaşıyor. Tıpkı 1923 öncesi gibi. Şu anda ülke bir devşirilme, bir değiştirilme, bir biçimlendirilme çalışması içerisinde, yapmamız gereken 12 yıldan bu yana bu ülkede artık dikta rejimi haline gelmeye başlamış bu siyasi iktidarı alaşağı etmek. Bizim birincil görevimiz budur; fakat bunları öncelikle sizlerle başaracağız. Bakın Cumhuriyet öncesindeki mücadeleyi emperyalizme karşı, dünyada eşi benzeri olmaya o mücadeleyi veren Türk kadınıdır, bu mücadeleyi veren sizlersiniz. Bakın kurtuluş yolunu yapan sizlersiniz, cephede erkeğin yanında mücadele eden, gerekirse mermi sıkan sizlersiniz. Dolayısıyla bunları sizler gerçekleştirdiyseniz Türkiye'de 2.devrimi de, 2015'te CHP devrimini de, CHP iktidarını da sizler gerçekleştireceksiniz.

DOKUZCAN: “BİLECİK’TEN GELEN GÜÇ TÜM TÜRKİYE’Yİ ETKİLEYECEK”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bilecik İl Başkanı Çağatay Karaahmet’in ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Hilal Dokuzcan bir konuşma gerçekleştirdi. Dokuzcan konuşmasında şunları kaydetti:

“Bilecik’in güçlü anaları, bacıları, sevgili kardeşlerim sizleri Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları adına sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.

Öncelikle sizlere 2015te Başbakan yapacağımız Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Selmalarını iletiyoruz. Genel Başkanımızın değerli eşleri bugün annesini kaybetti. Biz taziyeden buraya geldik. O da buraya geldiğimizi biliyor. Selvi Hanım’ında size en kalpten sevgi ve saygılarını iletmek de bizim boynumuzun borcu. Aileye buradan başsağlığı diliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi çok büyük bir aile, hepimizin başı sağolsun.

Sevgili kadınlar, il başkanımız ne demek istediğini çok net anlattı. Bilecik’te bizim iktidar olmamız gerekiyor. Bilecik’ten gelen güç tüm Türkiye’yi etkileyecek. Peki, o gücü kim yaratacak? O gücün enerjisini ve gücünü biz kimden bulacağız? Tabiki öncelikle buraya gelme nezaketini gösteren buradaki kadınlardan bulacağız.  Sizler iyi ki varsınız, sizlerin önünde bu konuşmayı yapmaktan onur duyan bir kardeşiniz olarak birlikteliği ve beraberliğin aydınlık Türkiye’yi bize daha kolay getireceğini düşünüyoruz. Türkiye’de kadın olmak kolay değil. Her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bizler kadın kimliğimizi korurken Cumhuriyet kazanımları ile elde ettiğimiz hakları korumak kadar aslında bizden onu almaya çalışan zihniyete karşı da mücadele vermek zorundayız.

“ÇOK ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ”

Analarımızın, bacılarımızın, kız kardeşlerimizin bugün Türkiye’de çok zor şartlarda yaşayan çok insani şartlar dışında ekmeğini kazanmaya çalışan, kadın ve erkek emekçilerin yanında olmak zorundayız. Çok zor bir süreçten geçiyoruz sevgili arkadaşlar. Sizler evinizde, işinizde, tarlada, fabrikada her nerdeyseniz, hangi alanda mücadele ediyorsanız bilin ki kadınlar Türkiye’de sizlerle aynı şartlarda mücadele veriyor. Fazla değil son bir senede Türkiye’de olanlara baktığınızda kadınlar açısında, sadece kadın açısından da değil yaşlı, genç, kadın, erkek Türkiye’de yaşayan herkes açısından koşullar gittikçe zorlaşıyor. Birileri saraylarda oturabilir, birileri o saraylarda binlerce odada bazı şeylerin keyfini çıkarmaya çalışabilir ama bugün bu coğrafyada bir odanın içerisinde ısınmaya çalışmak için kırılan ya da olmayan camını naylonla kaplayan, bir parça ekmek parası için 10-15 kişinin ancak sığacağı minibüse veya kamyonete 30-40 kişi binip hayatlarını kaybeden, ayda 1000 liradan ötesine para kazanmak için yerin binlerce kilometre altında hayatını kaybeden. O anneyi hatırlamanızı istiyorum. ‘Oğlum yüzme de bilmezdi’ diyen anneyi hatırlamanızı istiyorum.  Soma’da, Ermenek’te, Zonguldak’ta, Türkiye’nin her yerinde sadece madenlerde değil, her gün iş kazalarında ki onlara kaza demek de doğru değil, iş cinayetinde hayatını kaybeden insanlar adına her gün kendi kadın kimliğiyle insan olma mücadelesini veren, insan olma mücadelesini veren, aynen bu salonda bütün kadın kardeşlerimiz gibi ve kendileriyle ilgili bir karar alma hakkına geldiğinde, hem de sevdikleri tarafından öldürülen kadınlar için, çocuğuna verecek ekmek bulamayan ve onunla intiharı seçen onlarca kadın için bizim artık yapacak bir tek şeyimiz var, o da mevcut iktidarı oradan göndermek. Saraylara karşı kendi gönül sarayımızda birliği ve bütünlüğü kuracağız.

“BU İKTİDARIN DA KADINA BAKTIĞI FALAN YOK”

Kadın olmak zor. Sizler buraya gelirken bile bir sürü şeyi halledip gelmek zorunda kaldınız, evde belki hastalarınızı bıraktınız, belki kendiniz çok yorgun ve rahatsızsınız, belki akşam yapacağınız yemeğin alışverişin yemeğini dünden yaptınız. Bunları düşünerek buralara geliyorsunuz, bu ciddi bir emektir. Hepimizin kadın olmaktan kaynaklanan çok önemli sorunları var, bu iktidarın da kadına baktığı falan yok; çünkü onlar kadından yana değiller. Onlar insandan yana değiller. Bizim anlatacak ve bir araya gelecek çok fazla şeyimiz var. Kadına yönelik her türlü baskı ve zulme karşı gerekirse birlikte göğüs göğüse mücadele vereceğiz.

2015 seçimleri çok önemli sevgili kadınlar bunu unutmayacağız. Sevgili başkanım da söyledi komşunuz, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız kim varsa doğruları anlatacağız. doğruları anlatacağız ve bu coğrafyada kimin insanlıktan yana, kimin hırstan, nefretten ve kinden yana olduğunu iyi anlatacağız. Evet o sevgi kadınlardan gelecek. Elinizi yüreğinize koyduğunuzda, yanındaki arkadaşınızla o birlik ve bütünlüğü yakaladığınızda bizim aslında çok doğal bir davranış biçimi olan komşun açken tok yatmayacaksın, sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek anlayışıyla herkese kucak açacağız, el uzatacağız. Bunu gücünün sizin yüreğinizden ve aklınızdan,vicdanınızdan geldiğini asla unutmayın. Çünkü bütün bunları yapan ve şu an Türkiye'nin sınırlarında yaşanan dramları yaratanların kim olduğu çok net belli. Bizler gönülden gönüle bağ kurmuş kişiler, her gün bir can daha çoğalacağız ve onunla yakalayacağız. Bulunduğumuz şu 1 hafta 10 gün kadınlar açısından çok değerli ve çok önemli. 20 Kasım çocuk hakları günüydü. Bizim çocuklarımız öldürülüyor, bizler anayız. Bizim evlatlarımızın değerini bizden daha iyi düşünen kim var? Bunu iyi görmek zorundayız.

“BİLECİK'TE OLMAKTAN ÇOK BÜYÜK MUTLULUK DUYUYORUZ”

Bugün Bilecik'teyiz, Bilecik'te olmaktan çok büyük mutluluk duyuyoruz. Daha önce Bilecik'e geldim, çok kez geldim. Buranın bir kültürü var, buranın topraklarında aslında kadın gücü var. Kadınların artık yandan, sağdan, soldan, arkadan değil öne çıkma zamanı, önde birlikte yürüme zamanı ve o güç birliğini iktidara taşıma zamanı. Kadın gücünü ve emeğini görünür kılma zamanı. CHP kadın kolları olarak bu süreçte bir kampanya başlattık. Sevgili kadın kolları başkanım ifade etti, kadınlar yaşasın diye yaşasın kadınlar diyoruz. Türkiye genelinde 81 ilde 23 Kasım 28 Kasım tarihleri arasında her yerde çalışma yapacağız. Herkese bunu anlatacağız. Biliyorum ki bu salonda herhangi bir şiddete ve tacize maruz kalmayan hiçbir kadın arkadaşım yok. Bu işler bu kadar kolay olmamalı. Çocuk gelinleri düşünerek, ensesti düşünerek, kimlikleri yüzünden her türlü ayrımcılığa uğrayan kadınları düşünerek birlikte bir güç birliği oluşturacağız. İşte o kampanyanın başlangıcını bugün Bilecik’ten yapıyoruz ve bundan onur ve gurur duyuyoruz.”

 Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Hilal Dokuzcan’ın konuşmasının ardından CHP Parti Meclis Üyesi Yasemin Öney Cankurtaran konuşma gerçekleştirdi. Cankurtaran konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

 “AKP NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?”

Geldik AKP yönetimine, araları geçelim yüzde 4 buçuk oran, yüzde 14 buçuğa geldi. AKP ne yapmaya çalışıyor? AKP, Türkiye’de kadının gücünü fark etti. Aslında çok da güzel kullandı. Kadını nasıl kullanacağını bildi. Ama baktı ki kadın hareketi aslında ayağa kalkarsa AKP, AKP olamayacak. Gizli ajandasını ortaya çıkartamayacak. Bir bakın AKP döneminde neler oldu. Kadın cinayetleri yüzde bin 400 arttı. Kadına şiddet olağanüstü şekilde arttı. Kadının toplum dışına atılması için müthiş bir algı operasyonu yapıldı. Sevgili kadın arkadaşlarım, bugün Türkiye’de siyaset algı yönetimiyle götürülüyor. Biraz size algıdan bahsedeyim algı ne demek? Çok konuşuyorlar ya televizyonda. Tayyip Erdoğan bağırıyor, “Dış güçler bize algı yönetimi yapıyorlar. Gezi olaylarında bize yardım ediyorlar” diye bağırıyor. Algı yönetimini kim yapıyor biliyor musunuz? Kendisi. Kime karşı yapıyor? En çok korktuğu Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı yapıyor. En çok da korktuğu Cumhuriyetin kadınlarına karşı yapıyor.

“KEMAL KILIÇDAROĞLU NE DEDİYSE DOĞRUDUR”

Algı, gerçek dünyanın duygularımız yoluyla bilinçaltına aktarılmasıdır deriz. Bütün dünya bu şekilde yönetilir. Yönetim için iki unsur vardır; bilinenler bir de bilinmeyenler. Bildiğiniz bir şeyle sizi kimse yönetemez arkadaşlar. Bunu size hiç kimse kardeşim bu bardaktır diyemez. Bildiğinizle kimse sizi aldatamaz. Ama bilmediğiniz şeyler üzerinde sizin bilincinize aktarma yaparlar çok profesyonel bir şekilde. Neyin üzerinden yaparlar bunu? İnsan doğasıyla ilişkin olan, insanın kendi doğasında olan bir takım duygularıyla. En önemli duygular doğuştan bizimle gelen ve öğrendiğimiz duygular. Nelerdir? En önemlisi korku. Bir bilinmeyeni size doğruymuş gibi aktarabilmenin en önemli yolu korkutmaktır. Sindirmektir. Yıldırmaktır. Bıkkınlık yaratmaktır. Asla bu yanılgıya düşmeyeceğiz. Korkmayacağız, yıldırılmayacağız. İkinci duygu güvendir. İnsanların en çok hissetmek istedikleri şey, güvendir. Güven duygusu üzerinden bizim değerlerimizi yıkmalarına asla izin vermeyeceğiz. Bildiğimiz şeyi dahi bize siyah propoganda yoluyla gördüğümüz de bize farklı yansıtmaya çalışan bu AKP’nin algı yönetimine tabi olmayacağız. En önemlisi,  bunların yaptığı en önemli şey, bizi bölmeye çalışmak arkadaşlar. Yaptıkları en önemli operasyon CHP’yi bölmeye çalışmak. Her yerde şu söylemi duyuyorsunuz, ‘Bu CHP’den bir şey olmaz’, ‘bu genel başkan gitmeli’, ‘CHP ne yapıyor ki’, ‘CHP örgütleri çalışmıyor’. Arkadaşlar bunlar bizim kendi aramızdan çıkmıyor. Bunlar bizim farkında olmadan içimizdeki duygularımızı bize kara propogandayla, siyah ve gri propagandayla onlar yansıtıyorlar. Algı yönetimi dediğimiz şey tek sesliliktir. Biz önce şunu yapmalıyız; Partimize güveneceğiz arkadaşlar. Size inanın söz veriyorum, partinize güvenin AKP geldğinden beri en kötü dönemde ve CHP geldiğinde şu son 12-13 yılın en kuvvetli zamanında. Eğer birlik olursak, birbirimize inanırsak şu kendi aramızda bizden bir şey olmaz, çalışmıyoruz, onun da gitmesi lazım, bir de şu gelsin algısını ve kaygısını bitirdiğimizde size söz veriyorum CHP iktidar olacak. En başta sayın genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ne dediyse doğrudur. Onun üzerine söz yok arkadaşlar. Onların üzerine laf getirmek yok.

“TARTIŞMAK YOK”

Bilecik il başkanımız hangi politikayı söylüyorsa, neyi yapıyorsa doğrudur. Onu tartışmak, onu tartıştırmak yok arkadaşlar, bitti. Seçime kadar hiç kimse onu getirelim, bunu götürelim, yönetimi değiştirelim, bitti. Evde hepiniz eşlerinizle tartışıyorsunuz değil mi, hep tartışıyorsunuz. Biz bir anlaşma yaptık son 5 yıldır. Her kavgayı perşembe gününe ayarlıyoruz. Evde kavga bitti çünkü Perşembeye kadar unutuyoruz. Ya da kaçıyoruz. Bu kavgayı seçimden sonraya kadar erteliyoruz arkadaşlar. Geçmişi unutalım. Birbirimize ne söyledik, ne yaptık unutalım. Önümüzde 7-8 ayımız var. Hepimiz birbirimize sarılmak zorundayız. Aslanlar gibi bir kadın kolları başkanımız var. Maalesef ki bu çalışkan kadının arkasında yeterince duramıyoruz. Evet, hepimiz gönül veriyoruz ama yeterince duramıyoruz. Tüm kadınlar olarak Bilecik’ten başlatın. Başkanımızın başlattığı bütün kampanyaların arkasında nasıl Kıpçaklar döneminde arkasında, önünde askerler yürümüş, taşıtın onu. En önde taşıyın. Bütün politikalarını bütün Türkiye’ye yayın. Ancak tek olarak, bir olarak, tek ses olarak bu adamları indireceğiz. 2015’ten sonramız yok arkadaşlar. O adam çıkacak 2015 seçimlerinden sonra diyecek ki, ‘seçim yapmaya hiç gerek yok, ben bir anket yaptım. Masraf yapmayalım diyecek. Seçim de yapmayacak bunlar. Ben bunların nereye götürdüklerini görebiliyorum. Siz de görebiliyorsunuz. Artık Türkiye kadın cinsiyet ayrımcılığında Katar’la, Tanzanya’yla aynı seviyeye gelmiş inanabiliyor musunuz? Her geçen gün geriye gidiyoruz.

“FEMİNİST OLMAK ÇOK AYIP BİR ŞEY…”

Bunlar bizi eve kapatarak, 4+4+4, yok üç çocuk, bir sürü politika. Veysel Eroğlu’na biri ‘iş istiyorum’ demiş, ‘evdeki iş yetmiyor mu sana’ demiş. Söylediğine bakar mısınız. Tayyip Erdoğan , ‘Kadın dediğini koruyan feministtir’ demiş. Feminist olmak çok ayıp bir şey ayrıca öyle değil mi. Daha bir sürü örnek çıkartım size özellikle. Nasıl algı yönetiyor bakın. Kürtaj konusunda tüm Türkiye ayağa kalktı ya hemen. Ne yaptı? Bütün kadın konfederasyonları, dernekleri aldı devletin bünyesine kattı. Bir yolunu bulup kadını susturmak peşindeler. Sakın buna düşmeyelim arkadaşlar. Bugünden ötesi yok. Mahalle mahalle, sokak sokak gezeceğiz ve Cumhuriyet Halk Partili olmak ne demek, Cumhuriyet kadını olmak ne demektir anlatacağız. Son söz olarak şunu söyleyeceğim; Dün aslında bizim içindir. Ama tam olarak bizim olamamasının sebebi bugün bize boyun eğdirmeye çalışmalarıdır. Bugün bize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Eğilmeyeceğiz. Yarın ise bilinmezdir. O bilinmezi asla bizim korku, güven ve inanç duygularımızı kullanarak bize yarına diz çöktürtecek hale getirtmeyeceğiz. Bizler yarın diz çökmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman diktatörlüğe diz çökmemiştir. Bundan sonrada çöktürmeyeceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında hepinize saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Söz veriyorum, 2015 bizimdir.”

CHP Parti Meclis Üyesi Yasemin Öney Cankurtaran’ın konuşmasının ardından etkinlik basına kapalı olarak devam etti. 

Editör: TE Bilişim