Türk Büro Sen üyeleri 1 günlüğüne iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
İl Temsilcisi Cüneyt Taşkesen, Türk Büro-Sen olarak bugüne kadar kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek, kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarında iyileştirme yapılmasını sağlamak için tüm gayretleriyle samimi olarak her türlü platformda mücadele ettiklerini belirterek, ancak, talepleri karşılanmadığı gibi mevcut olan haklarının da ellerinden alınması sebebiyle tüm ülkede olduğu gibi Bilecik'te de iş bırakma eylemi gerçekleştirdiklerini belirtti.
Taşkesen, sendika üyeleri ile birlikte yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi.
“Toplu Sözleşme masasında, Hakem Kurulunda sizler adına, sizlerden aldığımız güçle mücadelemizi sürdürdük. Ancak, taleplerimiz karşılanmadığı gibi mevcut olan haklarımızda elimizden alınmaya başladı. Bu sebeple bugün bütün Türkiye'de olduğu gibi ilimizde de iş bırakma eylemi gerçekleştiriyoruz.
KAZANILMIŞ HAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR
Hükümetin son 10 yıllık dönemi ve özellikle 12 Eylül Referandumuyla başlayan süreçte, 2 Kasım 2011 tarihinde TBMM'den kaçırılırcasına bir gecede çıkartılarak uygulamaya konulan 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasında kabul edilemez ücret farklılıkları oluştu. Bazı kazanılmış haklarımız da gasp edildi. İş yoğunluğu ve personel eksikliği nedeniyle özellikle Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü personelinin fiilen fazla mesai yapmalarına rağmen 666 Sayılı KHK ile fazla mesai ücretleri gasp edilmiştir.
Kamu çalışanları 01 Ocak 2013 tarihi itibariyle her ay 200 TL ile 700 TL arasında gelir kaybına uğratılmışlardır. Huzurunuzda buradan soruyoruz. Çalışanın alın terinin karşılığını vermeyenlere gasp edenlere inancımıza göre ne denir?
Başta SGK, Türkiye İş Kurumu olmak üzere, kurumların yıllardır kazanılmış hakkı olan ikramiyeleri, ilave ek ödemeleri kaldırılmıştır.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, şimdide kamu çalışanı Devlet memurlarının iş güvencelerine göz dikilmiştir.
Güvencesiz çalışma, taşeronlaşma, esnek istihdam, performansa dayalı ücret sistemi gibi kamu çalışanlarının asla kabul edemeyeceği yeni bir çalışma hayatı dayatılmaktadır.
Ülkeyi idare eden siyasi irade, devlet memuruna, yani hükümetin mesai arkadaşı olan bizlere hiçbir zaman kulak vermemektedir.
Kamu çalışanları ile ilgili çalışmalarda, asla onların temsilcileri biz sendikaların görüş ve önerilerini dikkate almamakta. Siyasi irade de “ben yaptım oldu” mantığı her daim hakim olmaktadır..
Ama unutmasınlar ki, bizler dün olduğu gibi, bugünde ve bundan sonra da sahaya inmekten, alanları doldurmaktan geri durmayacağız.
İşte şimdi;
         - Fazla çalışma ücretlerimizin ödenmesi için
         -Ücreti ödenmeden çalışmayacağımız için
         - Kesilen yol paralarımızın ödenmesi için
         - El konulan ikramiyelerimiz ve ek ödemelerimizin yeniden ödenmesi için
         - Gerçek anlamda iş tanımlarının yapılarak, eşit işe eşit ücret için
         - Taşeronlaşmaya son verilmesi için
         - 4/C'li, güvence-siz çalışmaya hayır demek için
         - Uluslararası normlarda, toplu sözleşme, grev hakkı, tam bağımsız hakem kurulu için
         - Her türlü ödemenin emekliliğe yansıtılması için
         - İş güvencemize sahip çıkmak için alanlardayız.
Biz alanların yabancısı değiliz. Gerekirse bundan sonra da genel grev için alanları doldurmaktan geri durmayacağız.
Değerli Basın Mensupları,
Tüm bu sorunlar karşısında sorumlu sendikacılık gereği hak arayışımız hep sürdü. Bilindiği gibi iş yavaşlatma, iş bırakma eylemleri dünyada ve ülkemizde sıkça başvurulan bir yöntem değildir. Sendikamız bu kararı almadan önce hükümet yetkilileri ile gerçekleştirdiği görüşmelerde kamu çalışanlarının sorunlarına çare üretilmesini defalarca talep etmiş ve yetkilileri eylem ve söylemleriyle uyarmıştır.
Ancak, siyasi irade kamu çalışanına gözlerini kapatmış kulaklarını tıkamıştır.
Bize de iş bırakmadan başka yol kalmamıştır. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, siyasi iradenin kamu çalışanlarının bu haklı taleplerini karşılayacağını, 666 Sayılı KHK’nin yarattığı hak kayıplarını biran önce telafi edeceği umuduyla hepinize saygılar sunuyorum.”
Editör: TE Bilişim