İl Müftülüğü ve Diyanet Vakfı Bilecik Şubesi tarafından iftar yemeği düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim okunması ile başlayan iftar yemeğinde konuşan İl Müftüsü Necati Akkuş, rahmet, feyiz ve bereket ayı olan Ramazan ayında, manevi iklimde buluşulan iftar sofralarını paylaşmak, barışmak ve  görüşmek üzere biraraya geldiklerini belirterek, “Bilecik Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı Bilecik Şubesi olarak rahmet, feyiz ve bereket ayı olan Ramazan ayında, bu ayın manevi ikliminde buluşturduğumuz iftar soframıza paylaşmak üzere, barışmak üzere, görüşmek üzere ve birleşmek, bütünleşmek üzere teşrif ettiniz. Hepiniz hoş geldiniz.

Bu soframıza bugün toplumumuzun değişik katmanlarından katılımlar var. Müsadenizle ben sözü uzatmadan onlara teşekkür edip asıl şeref misafirimiz olan Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı Mazhar Bilgin hocamıza mikrofonu arz edeceğim. Hocam siz de tekrar Bilecik’imize hoş geldiniz, şeref verdiniz.


Bugün burada toplumumuzun farklı kesimlerinden, mültecilerden, vatanımıza sığınmış olan mültecilerden, huzur evlerinden, STK Sivil Toplum kuruluşları temsilcilerinden, dernek temsilcilerinden, Bilecik’li ailelerimizden, Bilecik’in genç sporcuları ve onların antrenörlerinden, sevgi evi çocuklarından, şehit ailelerinden, gazilerimizin kendileri ve ailelerinden, huzur evi sakinlerinden, engelli kardeşlerimizden, değişik kesimlerden, kadın sığınma evinden, siyasi temsilcilerimiz il başkanlıklarından, Kaymakamlarımızdan, ilçe müftülerimizden velhasıl şu anda belki tamamını zikredemeyeceğim değişik kesimlerden katılımlar var. Arzu ettik ki bu senenin konusu olan Diyanet İşleri Başkanlığımızın Ramazan ayı için seçmiş olduğu Kimsesiz hiç kimse kalmasan, bu Ramazan ve her zaman birbirimizle buluşalım, birbirimizle kaynaşalım, birbirimizle görüşelim, aynı sofrada Cenab-ı Hakk’ın bize vermiş olduğu rızıkları birlikte paylaşalım. Bu vesileyle ben katılımcıların her birisine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Özellikle bu programa yoğun mesailerinden vakit ayırarak ta Sakarya’dan ve Kocaeli’den buraya kadar teşrif eden İl Müftülerimize, onlarla beraber katılan değerli eşlerine, İlçe Müftülerimize ve değerli eşlerine ve diğer katılımcılara ayrı ayrı teşekkür ediyor, afiyet olsun, Allah kabul etsin, Cenab-ı Hakk daha nice güzel günlerde buluştursun diyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.


Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı Mazhar Bilgin de, “Diyanet İşleri Başkanımız Dr. Mehmet Görmez Bey adına en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hepinize hoş geldiniz diyorum. Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan mübarek ramazan ayımızın Bilecik’imize, ülkemize İslam Alemine ve bütün insanlık alemine hayırlara vesile olmasını Yüce Mevla’dan temenni ediyorum. Tabi kaç ramazandır, hep ramazanlara buruk giriyoruz. Yeryüzünde özellikle komşularımızdan, müslümanlar arası bu kavganın, savaşın devam ettiği, müslümanın müslümana Allhü Ekber diye saldırdığı, boğazladığı, yetimlerin, dulların, kimsesizlerin çoğaldığı, böyle iklimlerde ramazana girmek ramazanın güzelliğini, ramazanın hoşnutluğunu bir nebze de olsa azaltmakta. Ancak ramazanın verdiği merhamet duygularıyla bu insanlarımıza dua edelim. Canab-ı Allah’tan niyaz edelim. Yer yüzünde bu ramazan vesilesiyle, Ramazanda inen Kur’an vesilesiyle, ve ramazanda idrak edeceğimiz bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesi vesilesiyle, barış, sevgi, saygı ve esenlikler vermesini bize Mevla’dan dua edelim, niyaz edelim.


Vakfımız 1975 yılında kurulmuş. Türkiye Diyanet Vakfı derken aklımıza ilk gelen şey yeryüzünde iyiliği yapan, çalışan her kese, her kuruma yardımcı olan, destek olan bir misyon gelmelidir. Türkiye Diyanet Vakfı derken aklımıza hem ülkemizde hem de yedi kıtada din, dil, ırk farkı gözetmeden, nerede bir mağdur var, nerede bir mazlum var, onların yardımına koşan, bir gönüllü ordusu gelmelidir.

Türkiye Diyanet Vakfı derken Şeyh Edebali Hazretleri’nin manevi suyu ile ıslanan büyük insanlık çağının bütün dünya mazlumlarına, bütün dünya mağdurlarına dil, din, ırk farkı gözetmeden, rahmet, merhamet, şevkat gölgesinin yayılması demektir.  Türkiye Diyanet Vakfı derken bugün balkanlar, orta asya, afrika, güney amerika ve latin amerika olmak üzere dünyanın dört bir tarafında kelime-i tevhid getiren, ben müslümanım diyen, herkese kucak açan, eğitimde, kültürde onlara yardımcı olan, destek olan bir vakıf gelmektedir. Türkiye Diyanet Vakfı derken bugün bu gönül coğrafyamızdan, bu İslam coğrafyasından Türkiye’ye getirdiğimiz 2500 öğrenci gönderilmiştir. Türkiye Diyanet Vakfı derken yine bu coğrafyalardan onlarca okulumuzda, bu insanlarımıza dini eğitim veren, kültür veren, okullarımızda okuttuğumuz 2600 öğrenci gelmiştir. Lise seviyesinde, üniversite seviyesinde, yüksek lisans seviyesinde, doktora seviyesinde, ve bütün masraflarını hatta elektrik ve su masraflarını dahi karşılıyoruz.


Etopya’da kurban eti dağıttığımız sıralar bir adamın şu sözü çok önemliydi.  Gördük ki Canab-ı Allah kimine vermiş, kimine vermemiş, kimi zengin, kimi fakir. Bize de fakirlik nasip olmuş, biz elimizi açıp Allah’a dua ediyoruz. Ya Rabbi bize yardım gönder diyoruz, Cenab-ı Allah da sizi gönderiyor. Demek ki siz Canab-ı Allah’ın yardım elisiniz diyor. Bir başka Afrika üklesinde yaşlı garip bir cami imamı bizim gençleri görünce selamlamadan sonra diyorlar ki yavrum gezi olayları ne oldu, hocam Türkiye nersi, burası neresi, gezi olaylarından senin ne haberin var, seni ne ilgilendiriyor. Evladım dedi, biz senede bir defa sizin getirdiğiniz kurban etleriyle et görüyoruz, onları kurutup un yapıyoruz, bebeklerimizin mamasına katıyoruz, o gezi olayları olduğu zaman size bişey olacak diye camide bir hafta size dua ettik diyor. İşte dünya fakirlik coğrafyasından, dünya İslam coğrafyasından, müslüman Türkiye devletine, bu müslüman Türk Milletine böyle ümitler bağlandığı bir dönemde Allah’a çok şükürler olsun, Türkiye Diyanet Vakfı  bu milletin, bu devletin şevkat eli olmuştur.


Şu anda mübarek Ramazan ayı içerisinde balkanlarda, Afrika’da, Güney Amerika’da, 6 ülkede ellibirbin kişiye iftar vermekteyiz. 46 ülkede bugün otuzbinbeşyüz yardım kolisi dağıtılmaktadır. Bunların içerisinde Myanmar var, Gazze var, inşallah ayın yirmiüçünde ben de oruçlu olacağım ve İstaril’in bombaları altında müslüman kardeşlerimizle beraber iftar açacağım” dedi.

Yemeğe, Vali Ahmet Hamdi Nayir, 2. Jandarma Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Halis Zafer Koç, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Şeyh Edebali Üniversitesi Retörü Azmi Özcan, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Halil İbrahim Aktepe, Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti 2. Başkanı Mazhar Bilgin, daire müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, şehit ve gazi aileleri, huzurevi sakinleri ile müftülük personeli katıldı.

Editör: TE Bilişim