Tüm Türkiye gibi Bilecik’te yerel seçim heyecanlı bir şekilde atlatıldı ve ortaya çok farklı tablo çıktı. Ülke genelinde artık insanlar demokrasi ve özgürlük adına gerekli mesajı verdi, Türkiye haritası rengarenk boyandı. Bu haritada Bilecik kırmızı yandı ve 2004'te AK Parti’ye kaptırılan Belediye yine CHP’ye geçti. İlçe belediyelerinde AK Parti çok kan kaybetti. Bilecik merkezi, 3 ilçe ve 3 beldede Belediye Başkanlığı elinde olan AK Parti, bu seçimde sadece 2 ilçe ve 2 belde Belediye Başkanlığını alabildi. Burada kazanan partilerin ve bağımsız adayların başarıları unutulmamalıdır.

AK Parti’deki bu hezimetin faturasının şimdi kime kesileceği merak ediliyor. Ben sizin aklınızdan geçeni yazıvereyim Milletvekili Selim Yağcı'ya kesilmeli diyeceksiniz.

Milletvekili Selim Yağcı, bu seçimlerde adaylarını belirlerken adeta parti içinde iç hesaplaşmalar yaptı. Araları pek iyi olduğu söylenemeyecek eski Milletvekilleri Fahrettin Poyraz ve Halil Eldemir ile yakın olan kişiler ile hesaplaşma içerisine girdiği iddia edildi.

3 dönem Belediye Başkanlığı kazanan ve Başkanlık yapan Selim Yağcı’ya “3. Selim dönemi başladı” yakıştırması yapıldı. Son genel seçimde Milletvekilliğinde birinci sıradan adaylığı kapması çok süksesi olmuş ve Milletvekili olmuştu. Ardından Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Yağcı’nın adeta ayakları yere basmaz oldu. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olmasına rağmen insanlara “Bilecik’te adayları ben belirlemedim” diyecek kadar kendini kurnaz zanneden, karşısındakini saf sanan Selim Yağcı’nın adeta güç zehirlenmesi yaşaması kamuoyunda çok tepki almaya başlamıştı, bu güç zehirlenmesine oğlu Emin Yağcı da eklenince, hatta etkinliklere çakarlı lüks arabalarla gelmelere başlaması kamuoyunda farklı konuşmalara neden olmuştu. Fakat görüyoruz ki bunun meyvelerini de bu seçimlerde aldı, halk gereken cevabı verdi.

Bu yazımda sonda yazacağımı bu sefer başta söyleyeceğim, Bilecik'teki AK Parti’nin hezimetinin tek sebebinin Milletvekili Selim Yağcı olduğunu ve 3. Selim döneminin sallandığını açıkça söyleyebilirim. Neden mi bir siyasetçi halk ile inatlaşmayacağını bilmeli, bir siyasetçi hırsı uğruna bel altı siyaset yapmayacağını bilmeli, bir siyasetçi kendi ego ve hırsları için güç zehirlenmesi yapılmayacağını bilmeli, bir siyasetçi nereden geldiğini ve ne oldumcuk olunmayacağını bilmeli, bir siyasetçi ben yaptım oldu düşüncesi ile hareket edilmeyeceğini bilmeli, bir siyasetçi insanların hor görülmeyeceğini bilmeli, bir siyasetçi insanların ekmeği ile oynanılmaması gerektiğini bilmeli, bir siyasetçi halkı hiçe sayarak “ben istedim aday yaparım, onu yaptım, onu yapmadım” denmeyeceğini bilmeli, bir siyasetçi kendisine yapılanları unutup başkalarına aynı haksızlığın yapılmayacağını bilmeli. Sonuçta herkes ektiğini biçeceğini de bilmeli.

Kısaca hatırlarsak Selim Yağcı, Bilecik merkezinde Başkan Yardımcısı Nihat Can'ı aday yapmak konusunda direndi, çünkü herkes iyi biliyorki onu rahat yönlendirebilecek ve kurulu düzenin bozulmasını istemeyecekti. Hem Milletvekilliği, hem de Belediye Başkanlığı yapma arzusunda idi.

Herkesin kafasında soru işareti olan bu duruma bir de oğlu Emin Yağcı eklenince vatandaştaki antipati iyice artmıştı. Tüm yazılarımda buna değinmiştim, Milletvekili Selim Yağcı ve oğlu Emin Yağcı’ya olan tepki sadece diğer partilerde değil, vatandaşlarda, hatta ve hatta AK Parti’nin içinde bile artık ayyuka çıkmıştı.

Adeta güç zehirlenmesi yaşayan Selim Yağcı, etrafını göremez oldu. CHP’nin ve adayı Semih Şahin’in kazanmasındaki başarı elbette küçümsenemez haklı bir zaferdir, (onu ayrı kaleme alacağım) fakat Nihat Can’ın da kaybetmesinde en önemli faktörün Selim Yağcı’nın olduğu da bir gerçektir. Nihat Can'ın şahsını severim fakat o da bu sıkıntının farkındaydı bence.

Osmaneli’ye gelelim, mevcut Belediye Başkanı Münür Şahin aday gösterilmedi ve halk adeta ayaklandı, Başkanına sahip çıktı, bağımsız aday olması konusunda baskı yaptı.

Selim Yağcı, aday olmaması için önce sevimli davrandı, aday tanıtım toplantısı sonrası aldı yeni adayları Münür Şahin’i makamında ziyarete gitti sanki adama küfür ediyormuşcasına bu hareketi bile Münür Şahin olgunlukla karşıladı.

Siyasi gezilerde “Münür Şahin de yanımızda” imajı vermeye çalıştı, halktan beklenmedik tepkilerle karşılaştı o videoları yayınlamıştım. Herşeye rağmen Münür Şahin, halkını dinledi ve bağımsız aday olarak çıktı, Selim Yağcı, önce Şahin'i seçerseniz Osmaneli'ye hizmet gelmez diye tehdit etti, baktı olmadı kendisine yapılanları unutmuşcasına bel altı vurmaya başladı, çıktı meydanlara isteyenlere görüntü, mesaj gösterebilirim tarzı söylemlerle konuştu.

İnsanların özel hayatını deşifre etmeye kalktı, halk buna da aldırış etmedi ve Osmaneli evlatlarına sahip çıkarak Selim Yağcı’ya iyi bir ders vererek 651 farkla Münür Şahin seçimi kazandı. Hatta AK Parti, 3. partiye düştü, Osmaneli halkı demokrasi dersi vererek halkla inatlaşılmayacağını gösterdi.

9 ay önce yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği genel seçimlerinde AK Parti’den Belediye Başkanı olarak görevini sürdüren Münür Şahin ile ilçede 4.500 oy alınırken, 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’nin Başkan Şahin’i aday göstermemesi sonucu 1.518 oy alarak ciddi bir kan kaybı yaşaması da halkın cevabı oldu, rakamlar ortada.

Gelelim Vezirhan’a mevcut Başkanı aday göstermedi, gerçi yerine aday olan kardeşimizde iyi ve başarılı biriydi, mevcut Başkan Mehmet Duymuş, CHP’den başkanlığı kazanmış ardından AK Parti’ye geçmişti ve kendisine oy veren seçmenine sırt çevirmesine rağmen, Duymuş’un yaptığı çalışmalara rağmen Selim Yağcı tarafından yeniden aday gösterilmedi ve Vezirhan MHP’ye kaptırıldı. MHP’nin adayı Hüseyin Ocak, 122 oy farkla seçimi kazandı.

Pazaryeri’nde mevcut AK Parti’nin Başkanı Muzaffer Yalçın’a büyük tepki olduğunu defalarca yazdım ve onunla seçimin kaybedileceğini ben dahil herkes belirtmesine rağmen Selim Yağcı, yeniden onu aday gösterdi. Oysaki orada bir bayan cevher vardı. Zekiye Tekin, kendisine yapılan haksızlığı hazmedememiş, “liyakat öldü yaşasın hamili kart” misali Özel Kalem’de çalışırken görevden alınmış, Sekreterliğe gönderilirken AK Parti Meclis üyesinin kızı Özel Kalem’e işe alınmıştı. Buna içerleyen ve Başkan olmak için yola çıkan Zekiye Tekin, AK Parti’den aday adayı olmuştu.

Tüm halk arkasına kitlenmişti, Selim Yağcı, bunun bile farkına varamayacak bir siyasetçi olduğu için Muzaffer Yalçın da diretti. Zekiye Tekin, bağımsız aday olarak seçime girdi ve 577 oy farkı ile seçimi kazandı, tüm Türkiye şimdi Zekiye Tekin’in başarısını ve zaferini konuşuyor.

Diğer bir kaybedilen Belediye de Bozüyük oldu. Merkezde Selim Yağcı, kendisini kurtarmak adına Söğüt’ü vererek Bilecik merkezini Cumhur ittifakıyla kurtarmayı düşündü fakat evdeki hesap çarşıya uymadı.

Bozüyük’te, diğer ilçe ve beldelerde neden ittifaka gitmedi, hiç soran oldumu acaba Selim Yağcı’ya Bozüyük’te ittifaka gitse belki sonuç farklı olabilirdi. Gerçi Bozüyük’te de Talat Bakkalcıoğlu ile ekibinin de başarısı küçümsenemez. Acaba Selim Yağcı, Bozüyük’te ittifak yapmayarak Fahrettin Poyraz ve Halil Eldemir ile araları çok iyi olan Fatih Bakıcı’nın kaybetmesini mi istedi bu da kafalarda ayrı bir soru işareti?

Dodurga’ya hiçbirşey demeyeceğim çünkü bu seçim oraya giden bir parti yekilisi bile olmadı uzaktan kumanda ile yönetilen Dodurga’da Selim Tuna Başkan, kendi özverisi ve başarısı ile ipi yine göğüsledi.

İnhisar’da ise seçimin böyle olacağı belliydi çünkü CHP’nin adayı yaşadığı bazı olumsuzluklar ve davalardan dolayı zaten CHP’ye geçmeden önce yıpranmıştı. Siyasiler bazı davranışlarını yapmadan önce biraz daha dikkatli olmalıdırlar.

AK Parti Gölpazarı’nı aldı. Selim Yağcı, sakın burayı kendine maletmesin Gölpazarı’nı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez kazandı. Halk Bakanına sahip çıktı, son hafta adeta ilçeye bindirme yapan Bakan, verdiği vaatlerle seçimin kazanılmasına neden oldu, çok sevilen, sayılan ve hizmetleri ile öne çıkan Vedat Kazıcı maalesef kaybetti.

Genel anlamda bakıldığında bu seçim ülke genelinde olduğu gibi Bilecik’te de AK Parti’ye bir uyarı, bir hezimet yaşatmıştır ama Bilecik’teki bu hezimetin en önemli aktörünün Milletvekili Selim Yağcı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir de neymiş efendim seçmenin oyuna sahip çıkmak için seçim sonuçlarına itiraz ettiriyorsunuz.

Olgunluk erdemlik gösterinde mağlubiyetinizi kabullenin, sonucun değişmeyeceğini sizlerde biliyorsunuz. Neyin peşindesiniz anlayalım. Neden sadece Bilecik merkez ve Vezirhan diğer yerlere itiraz yok. Bal gibi seçimi kaybettiniz, her yerde eridiniz, kimseye suç atılmasın, bahane üretilmesin halk herkese zamanı geldiğinde gerekli cevabı verir. Halk size 15 yıldır o makamları vermesini bilirken indirmesini de, uyarmasını da iyi bilir.

Şimdi sanırım bunun hesabını Genel Merkez sorar, sormalıdır da zaten. Neden bu adaylarda direttin, neden kazanılan elinde olan yerleri kaybettirdin, eski Vekiller zamanında kazanılan ve bu zamana kadar AK Parti’nin elinde olan yerler senin 9 aylık Milletvekilliği döneminde neden kaybedildi?

Neymiş halk ile inatlaşılmayacakmış inatlaşırsanız böyle sonuçlar ile karşı karşıya kalırsınız. 3. Selim dönemi sallanır, şapkanızı önünüze koyun bir düşünün bence artık ayaklarınız yere bassın.

Bu arada 3. Selim dönemine sırtını dayayan bazı basın kuruluşlarına da halk seçimde gereken cevabı verdi sanırım. Kim nerelere kaçacak şimdi onlar düşünsün.

Kalın sağlıcakla...

Not: Bir sonraki yazımda Bilecik’te seçimi kazanan CHP’nin ve yeni Başkan seçilen Semih Şahin’in başarısını ayrı kaleme alacağım.

Editör: TE Bilişim