Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Feyzi Köse’nin, Cumhuriyet Bayramı fener alayında havai fişek attığı gerekçesiyle kesilen 182 liralık para cezası mahkemece onandı. Köse, cezanın iptali için açtığı davada yaptığı yazılı savunmasında, milli değerlerin yok edilmeye çalışıldığını belirtti ve gerçekleştirdiği eylemden gurur duyduğunu söyledi.
  Milli ve manevi değerler söz konusu olduğunda cezalarda esneklik sağlandığını belirten Köse, örnek olarak Galatasaraylı siyahi futbolcu Drogba ve Eboe’nin Mandela’nın ölümünde formalarının altına giydikleri tişörtü ve Fethiyespor’un “Yüce Atatürk” pankartı sonrası ceza almamalarını gösterdi. İşte Köse’nin savunmasının tam metni…

Bilecik Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Feyzi Köse’nin, Cumhuriyet Bayramı’nda düzenlenen fener alayında havai fişek attığı gerekçesiyle kesilen para cezasına karşı açtığı davada yaptığı yazılı savunmanın tam metnidir:

SAYIN HAKİMİM;

Ben Atatürkçü Düşünce Demeği Bilecik Şube Başkanıyım, Atatürkçüyüm.

Kimdir Atatürk?

Osmanlı’nın küllerinden, tüm emperyal güçler ve maşalarına karşı dünyada ilk kez bağımsızlık mücadelesini kazanan liderdir.

İsteseydi padişah da halife de olurdu. O ise demokratik-laik-sosyal bir hukuk devleti yarattı. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Avrupa’nın medeni geçinen ülkelerinin yüzyıllar süren aydınlanma ve cumhuriyet mücadelesini 15 yıla sığdıran bir dahidir o. İşte bu dahiyi rehber kabul eden, devrimlerine yürekten bağlı bizler kendimizi Atatürkçü diyerek tanımlıyoruz.

İnsan toplumsal bir varlıktır. Toplumda tarihin her döneminde karanlıkla aydınlığı, gericilikle ilericiliğin mücadelesi olmuştur. Bu gün de geçerlidir bu. Ne hazindir ki 90 yıldır Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları da dini, etnisiteyi istismar ederek bu ülkeyi dönüştürmek istediler. Emperyal güçlerin yeşil kuşak teorisinden; ılımlı İslam anlayışından beslemen bu güçler saldırılarından hiç vazgeçmediler. Geçmiş yıllarda bu dönüşüm “kanlı mı olacak kansız mı?” diyenler bugün iktidarda anayasaya ters her türlü milli davranışı yok sayan bir süreç izliyorlar. Ulusal değerlerimizi yok etmeye çalışan bu güçler alıştıra alıştıra bölücü ve gerici çalışmalarında karşılarında biz Atatürkçüleri buldular. Örneğin yeni bir anayasa yapma çalışmalarını rafa kaldırmak zorunda kaldılar. İlkokullardan kaldırılan andımızı mahkeme karan ile tekrar okutmak zorunda kaldılar. İşte biz Atatürkçüler her yerde ve her şartta Atamızın devrimlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu nedenlerle “ kimsesizlerin kimsesi” Cumhuriyet Bayramımızda, bir adet havai fişek bataryası attım diye doğruyu değil de kusuru arayan zihniyeti kınadığımı bütün kamuoyu görsün diye mahkemenize itiraz ettim. Bir Atatürkçü olarak görevimi yaptığıma inanıyorum.

Bana emniyetin savunmasını getiren iki polis memuru “Biz sadece evrakı getirmekle görevliyiz” diyerek bu cezanın anlamsızlığıma vurgu yaptılar. Beni mahkeme önüne getiren zihniyet ise kendisi geleceğine, davaya karakoldan polis memurunu görevlendirmiştir. Halbuki 29 Ekim 2013 den önce Orman Ve Su İşleri Bakanı aynı meydanda güpegündüz onlarca havai fişek attığında beni suçlayan o zihniyet ortalarda yoktu. Ben bir Atatürkçü olarak bu eylemimden gurur duyuyorum.

24.10.2013 Tarihinde Valilik makamına 6 arkadaşımla birlikte oluşturduğumuz tertip komitesi olarak dilekçemiz ve ekleriyle müracaat ederek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde ‘Fener Alayı’ düzenlemek isteğimizi bildirdik.Valilik onay verdi. 29 Ekim akşamı stadyum önünde; her yaştan, her görüşten,kadın,erkek, çoluk,çocuk insan, ulusal bayramlarımıza sahip çıkmak için Cumhuriyet Bayramımız dolayısıyla Cumhuriyetin erdemine, değerlerine sahip çıktığını göstermek için toplandı. 1500’ ün üzerinde insan “Ne, Mutlu Türküm Diyene”, “Yaşasın Cumhuriyet” “Ne ABD ne AB, Tam Bağımsız Türkiye” sloganlarıyla Cumhuriyet Meydanına, Atatürk Anıtının önüne geldik. Yol boyunca ve meydanda en küçük bir olumsuz davranışla karşılaşmadık. Çocukluğumuzda her ulusal bayram törenlerinde gördüğümüz fener alayları ne yazık ki senelerdir yapılmıyordu. Atatürkçü, duyarlı yurttaşlar olarak devletin yapmadığı böyle bir güzelliği ben ve arkadaşlarım düzenledik.

Ulusal Bayramların yok edilmeye çalışıldığı, bunun ilk adımlarının da çelenk koyma kısıtlamaları ve öncesinde Valilik iznine balağlanması, andımızın okullarda okunmasının yasaklanması, “ Türk Milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım”, “2 ayyaşın sözlerine mi inanacağız” gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının sarf ettiği sözlerle, uygulamalarına tepkilerimizi, Cumhuriyetimize sahip çıkma adına demokratik-yasal yollarla göstermek istedik. Doğru yaptığımıza inanıyorum. Bu görüşler ışığında Atatürk Anıtı önünde toplanan büyük kitle, saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşı’nı hep birlikte söyledik. Çok kısa bir konuşma sonrası, Cumhuriyet Bayramımız ve kalabalığın birlikte verdiği duygusallıkla bir adet havai fişek bataryası ateşledim. Şu an Bilecik merkez ilçede havai fişek ateşleme belgeli tek kişiyim. Havai fişek ateşlemeden önce Atatürk anıtının çevresini tamamen boşalttırdım. Gerekli önlemleri alıp bizzat kendim ateşledim. Daha sonraki günlerde emniyetten 2 polis memuru bana bir tebligatla 182.00 tl para cezasına çarptırıldığımı bildiren 'evrak' getirdiler. Böyle bir cezayı hiç beklemiyorduk. Türkiye’mizin en büyük ulusal bayramında takdir beklerken ceza almayı içimize sindiremiyor, bu ceza işlemini başlatan zihniyeti kınıyoruz.

Emniyet Yetkilisi kabahatler kanununa muhalefeti gerekçe göstermiş, 5326 sayılı kanunun; 32. maddesi, emre aykırı,davranış olarak belirtiliyor. Bu madde “Yetkili makamlar,tarafından adli işlemler nedeniyle, yada kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla hukuka uygun olarak, verilen emre aykırı hareket eden kişiye 100.00 tl dari para cezası verilir. Bu madde ancak, ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir” diyor.

Sayın Hakim; Öneminden, büyüklüğünden dolayı sadece Cumhuriyet Bayramı iki gün kutlanır. Türkiye Cumhuriyeti devletimizin ey büyük bayramında bizlere cezayı gerektirecek bir hareketi yok hükmünde saymanızı bekliyorum. Bana yapılan tebligattan sonra şu anki İl Emniyet Müdürümüze ziyaretinde bu konuyu kendisine ilettiğimde çok üzüldüğünü, “Konuyu idari işlemlerden önce bilseydim derhal durdururdum” dediğini ADD Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımla beraber dinledik.

Savunmamı, spordan örnekle yapmak istiyorum. Genelde sporun tüm branşlarında, özelde futboldan örnek vermek istiyorum.

Uluslararası futbol federasyonu, oyuncular; slogan veya reklam içeriyorsa formalarının altındaki iç çamaşırlarını gösteremezler, giymek zorunda oldukları temel giysiler, her hangi bir politik, dini veya kişisel ifadeleri içermemelidir, der

Yine sporda takımlar sahaya izinsiz pankartlarla çıkamazlar, aksi halde disiplin cezalan uygulanır der.

Fakat Galatasaraylı Drogba ve Ebue 2 Afrika kökenli futbolcu, Güney Afrikalı ünlü lider Mandela’nın ölümü nedeniyle formalarının altındaki iç çamaşırlarına Mandela’ya saygılarını ifade eden slogan yazmışlar ve maç bitiminde formalarının altındaki slogan yazan çamaşırlarını seyircilere göstermişlerdir.

Yine Fenerbahçe ile oynadığı kupa maçında Fethiyesporlu futbolcular “Yüce Atatürk” yazan forma ile çıkmışlardır. Bu örnekler futbolda disiplin suçu kapsamındadır. Kamuoyu baskısı, medyadaki tepkiler ülkemizin imajı açısından disiplin suçu kapsamındaki bu olayları yok hükmünde sayıp bu konular kapatılmıştır.

Hatta Spor Bakanı Sayın Suat Kılıç, 9. Aralık 2013’te televizyonlara verdiği demeçte, bu disiplin suçlamalarını Türkiye’nin imajı açkından uygun görmüyorum” demek zorunda kalmıştır. Galatasaraylı 2 futbolcunun dururuna ise, kurullara aykırı olsa tepkileri doğaldır demiştir.

Kısacası, gerek Galatasaraylı futbolcular gerek Fethiyespor kulübü hakkında bir işlem yapılmamıştır.

Ben ve arkadaşlarım fener alayına kalan bütün Bilecikliler için Cumhuriyet Bayramı’na sahip çıkmamanın cezalandırılmak yerine onurlandırılması gerektiğine inanıyoruz.

Bahşedilen kabahatler kanunu ile hiç kimsenin sağlığına ve kamu düzenine aykırı bir davranışta bulunmadığımıza inanıyor ve verilen 182.00 tl para cezasının yok hükmünde sayılmasını talep ediyorum.

 

Bilecik Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Feyzi Köse

Editör: TE Bilişim