Dünya Sağlık Örgütü, ABO kan sistemini bulan bilim insanı Karl Landsteiner’ın doğum günü olan 14 Haziran’ı Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü olarak ilan ederek, verdikleri kanlarla tanımadıkları insanların hayatlarını kurtaran milyonlarca isimsiz kahramana teşekkür etme imkanı veriyor.

Ülkemizde yaklaşık 1 Milyon 800 Bin ünite kana ihtiyaç duyulmakta. İhtiyaç duyulan kanın güvenilir kaynaklardan temin edilmesi, hem ihtiyaç sahipleri hem de meslek hayatlarında kanı bir tedavi aracı olarak kullanan doktorlar açısından hayati önem taşıyor.

Bu nedenle ilimizde katkılarıyla ihtiyaç duyulan kanların karşılanmasında gönüllü olan kan bağışçıları da altın, gümüş ve bronz madalyayla ödüllendirildi.

Kent Ormanı'nda düzenlenen törende Vali Ahmet Hamdi Nayir kan bağışçılarını ve Türk Kızılayı'nı kutlayarak kan bağışında gelinen durumun iyi olduğunu belirtti.


Nayir, “Kan gibi önemli bir konuda ve bağış gibi önemli bir hususta beraber bir toplantıda olmanın zevkini ve mutluluğunu yaşıyorum. Biraz önce anlatılan hususlarda büyük bir farkındalığın oluştuğunu anlamış oldum. Şahsen kendimi şanslı hissettim. 1900’lü yılların başına kadar bilinmeyen bir kan grubu ve RH faktörünü burada bulunan nesil o bilgisizliğin getirdiği sıkıntıların hiçbirini yaşamadı. Söylendiği gibi 1500’lü yıllarda başlamış olan bir çalışma ama kan grubu ve RH faktörü belli olmayınca verilen kanın öldürecek mi yaşatacak mı olduğu şüpheliydi. Hatta belirli dönemlerde bu sıkıntılardan dolayı yasaklandığını da biliyorum. Ne zaman ki Nobel ödüllü Karl bunu bulunca kan grubunun ve Rh faktörünün artık kan nakledilebilir bir organ olarak, kaynağı tek insan olan bir tıbbi ilaç olarak hayatımıza girmiş oldu.  Bu bilgilerden ve teknolojilerden yararlanmaktan şahsım adına haz duydum.  Bağış çok önemli bir görev.  Yardımlaşmanın, dayanışmanın ve bir başkasının derdiyle dertlenmenin en güzel ölçülerinden biri kan verebilmek. Geldiğimiz nokta iyi dilerim artarak devam etsin. Henüz açığımız olduğunun söylenmesine rağmen tarihler itibariyle kıyasladığımızda da geldiğimiz noktanın iyi olduğunu gördük. Bu da bize gelecek hakkında biraz daha ümitli olma görevini verdi. Tekrar kan bağışçılarımıza teşekkür ediyorum, bu programı düzenlenerek  marifet iltifata tabidir hükmü gereğince sizin yaşmış olduğunuz bu işin takdir edilmesini sağlayan bu güzelliklerin devamına vesile olacak bu toplantıların devamını diliyor hepinize saygılarımı sunuyorum” görüşlerine yer verdi.


Türk Kızılay’ı Eskişehir Kan Bağış Merkezi Müdürü Doktor Mustafa Sabri Akaoğlu da, 14 Haziran Dünya Gönüllü Kan Bağışçılar Günü’nü kutlamak ve çok kıymetli kan bağışçılarına madalyalarını takdim etmek üzere toplandıklarını belirterek, “hepimizin bildiği üzere kan yapılamayan yaşamsal bir ilaç. Türkiye’mizin kan ihtiyacı yaklaşık 2 Milyon 100 Bin ünite olduğu hesaplanmaktadır. Buna adım adım yaklaşıyoruz, çok kısa sürede bunu tamamlayacağımıza inanıyoruz. Bölge olarak baktığımızda ise sizlerin sayesinde ihtiyacımızın tamamını karşılar vaziyetteyiz. İnsanlarımız artık anons duymak zorunda kalmıyorlar, bundan ötürü hepinize teşekkür ediyorum. Bireysel olarak teşekkürün yanında kurumlarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Başta Garnizon Komutanlığımız olmak üzere tugayımız, milli eğitim  bakanlığımıza bağlı okullarımızda kampanyalar düzenliyoruz. Bütün bu kurumlarla birlikte el ele vererek bölgedeki kan ihtiyacımızı karşılıyoruz. Hepinize şahsım e Türk Kızılay’ı adına bağışlarınız kanlar ve kurtardığınız hayatlar için çok teşekkür ediyorum ve saygılarımı sunuyorum” dedi.


Türk Kızılayı Batı Anadolu Bölge Kan Merkezi Müdürü Erkan Ergen de her ülkenin düzenli kan bağışçılarına ihtiyacı olduğunu ifade ederek, “biraz evvel Doktor Sabri Bey hem bireysel bağışçılara hem kurumsal bağışçılara teşekkürlerini iletti. Elbette ki bizlerde teşekkür ediyoruz ama zannediyorum heyecandan dolayı üniversitemizi, polis okulunu, Bilecik’teki bütün kurumlarımızın çok büyük desteği var. Kan kaynağı sadece insan olan bir üründür. Henüz kanı fabrikalarda üretebilir teknoloji mümkün değil, yakın zamanda ise pek olabilecek gibi görünmüyor. Kanı gönüllülerden almaya devam edeceğiz. Sizlerin desteğiyle de bu görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. 14 Haziran Dünya Gönüllü Kan Bağışçılar Günü tüm dünyada 2004 yılından beri kutlanıyor. 14 Haziran olmasının sebebi ise kan sistemini bulan bilim insanı Karl Landsteiner’ın doğum günü olmasıdır. Dünya sağlık örgütü o tarihi uygun gördü ve tüm dünyada bu tarihte kutlanmaya başlandı. Kan transfüzyonu, insandan insana kan nakli 1500’lü yıllardan beri deneniyor. Hayvandan insana, insandan insana birçok denemeler yapıldı ama tabi hep ölümle neticelendi. 1900’lü yılların başlarına geldiğimizde ancak insanların kanlarının birbirinden farklılıklar gösterdiği ilk defa ortaya çıktı. Bu farklılıkların kan grupları dediğimiz sistemlerden kaynaklandığı gösterildi. Dolayısıyla kan grupların tespitiyle insandan insana kan transfüzyonu güvenli bir şekilde yapılabilir hale geldi. Kan gruplarının keşfini yapan bu ünlü bilim adamına ithafen kan bağışçıları tarafından kabul edildi.  Türk Kızılay’ı olarak biz 1957 yılından beri kan hizmetleri faaliyetleri yürütüyoruz. Bu grafik 1957 tarihinden itibaren geçen sene sonuna kadar topladığımız kan miktarını gösteriyor. 1957 yılında 3 bin ünite ile başlayan kan bankacılığı serüvenimiz, 2013 yılı sonuna geldiğimizde 1 Milyon 700 Bin ünite gibi oldukça ciddi rakamlara ulaştı. Özellikle 2005 yılından sonra Türk Kızılay’ının kan bankacılığında çok büyük bir başarı gösterdiğini düşünüyorum. 2005 yılı öncesinde bir hastaya kan lazım olduğunda genellikle hasta yakınları kan bulmakla görevlendirilirdi. Ellerine reçete verilirdi, gidip askerimizden ve polisimizden kan bulmaları istenirdi. İnsanlar hastaları varken bir de bu işlerle uğraşmak zorunda kalırdı. Etik açıdan ve tıbbi açıdan doğru bir durum değildi. 2005 yılında Sağlık Bakanlığımız himayesinde ‘Ulusal Güvenli Kan Temin Projesi’ adında bir proje başlattık. Kan toplama işi tek elde yani Türk Kızılay’ı tarafından yapılması ve bölgeselleşmesi gerekiyordu.  205 yılından sonra süratle bölgeselleşmeyi oturttuk, hastanelerin kan ihtiyaçlarını karşılamaya başladık. 2005 yılında 300 bin ünite gibi bir kan bağışı toplarken, bugün 1 Milyon 700 bin ünite civarında kan toplar hale geldik. İstanbul ve Ankara dışındaki illerimizin hemen hemen hepsinde kan ihtiyaçlarımızı Türk Kızılay’ı olarak karşılayabiliyoruz. İstanbul ve Ankara’da biraz eksiğimiz var ama önümüzdeki bir iki yıl içerisinde orada da bu eksiğin tamamen kapanacağını biliyoruz. Türkiye’de 16 bölge kan merkezi var. Bizim kan bölgemiz Batı Anadolu  Bölge kan merkezi olarak geçiyor. Merkezi Eskişehir’de olan Afyon, Kütahya, Bilecik illerinden oluşan bir bölgedir.  Bu bölgede biz 2 Milyon 200 bin nüfusa hitap ediyoruz. Bu bölgede 55 hastane bulunuyor. Bu 55 hastanenin 35 tanesi kan transfüzyonu yapabilen nitelikteki hastanelerdir. Bu hastanelerin kan ihtiyacının tedariği sorununu  Batı Anadolu Bölge Kan merkezindedir. Baktığımızda ne kadar kan bağışı topladığımızda, 2013 yılı sonu itibariyle bölge olarak 66 bin ünite kan bağışı topladık. Kan kullanımı ise bölgede 63 bin ünite civarındadır. Biz bölgenin tamamının kan ihtiyacını karşılıyoruz. Bağış oranları olarak değerlendirdiğimiz zaman Bilecik’in yüzde 2,63 gibi kan bağışı oranına sahip olduğunu görüyoruz. Bu gerçekten iyi bir oran olarak görülüyor. Diğer rakamlar kimseyi aldatmasın çünkü o oranlar Türkiye ortalamasının üstünde olan rakamlardır. Bizim bölgemiz kan bağışı olarak Türkiye’de en hassas bölgelerin başında geliyor. Batı Anadolu  Bölge kan merkezi 2009 yılında Eskişehir’de faaliyete geçti. 2013 yılına kadar 11 bin üniteden 66 bin ünite kan bağışı toplar hale geldik. Bu yıl içerisinde ise 72 bin ünite olacağı görülüyor. Eskişehir ve Bilecik olarak 31 bin 500 ünite kan bağışı aldık bu rakamın 5 bin 400 ünitesini Bilecik’ten sağladık. Kan bağışı yaptıktan sonraki süre ile ilgilide kısa bir bilgi vermek istiyorum. Sizlerin bağışladığı kana bizler tam kan diyoruz. Tam kanı aldıktan sonra bütün bölgedeki kanlar Eskişehir kan merkezimize geliyor. Bölge kan merkezinde toplanan kanları biz bileşenlerine ayırıyoruz. Eritrositlerini, alyuvarlarını, plazmasını, sıvı kısmını ve trombositlerini katılaşmadaki hücrelerini ayırıyoruz ve üç ayrı ürün elde ediyoruz. Bir kan üç can gibi sloganların özünde yatan olay budur. Bir ünite kandan üç farklı ürün elde edilebiliyor ve üç farklı hastada bunu kullanabiliyor olmamızdır. Biz ürünlerimizi elde ettikten sonra test tüplerimiz aynı gün Ankara’ya yolluyoruz. Buradaki merkez laboratuarda testler yapılıyor, mikrobiyolojik tarama testlerimiz var. Hepatit b, c, hiv ve frengi hastalığına yönelik olarak ve kan gruplama testleri gerçekleşiyor. Bunlar otomasyon olarak hemen ertesi gün bizim sistemimize düşüyor. Dolayısıyla hangi kanları hastanelere gönderebiliriz belli oluyor ve kanları ayırıyoruz. İmha edilmesi gereken kanlar varsa onları da imha ediyoruz. Her gün saat 12.00’ye kadar bahsetmiş olduğum 35 hastanenin tamamı günlük taleplerini otomasyon üzerinden yapıyor. Bizde her gün rutin olarak ürünleri hazırlıyoruz ve kanları il ve ilçe hastanelerine teslimatını yapıyoruz. Geçen yıl hastanelere kan bileşeni miktarı 111 bin kan ünitedir, bu oldukça yüksek bir rakamdır.  Burada sadece Bilecik ve Bozüyük hastaneleri kan kullanımı yapıyor. Kanları hastane kan merkezlerine teslim ediyoruz. Artık hasta yakınları hastalarına kan takıldığından bile haberdar olmuyorlar. Geçmişte yaşadığımız sıkıntıları aşmış bulunuyoruz. Bu konuda en büyük katkıyı sizler yapıyorsunuz. Bizler sadece sizlerle hastalar arasında köprü vazifesini görüyoruz. Sizler bize kan bağışı yaptığınız sürece bizde görevimizi layığıyla yerine getirme imkânı bulacağız.  Şu anda burada bulunan tüm bağışçılarımıza ve kurumsal bağışçılarımıza çok teşekkür ediyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi.

Türk Kızılayı Bilecik Şube Başkanı Selami Çınar da, yılda 5 bin üniteyi geçen kan bağışından dolayı kente kan merkezi kurulmasını talep ederek, “Tüm dünyada hayat kurtaran değerli kan bağışçılarına şükranlarımı sunmak istiyorum. Bilecik ilinde bugüne kadar artarak devam eden kampanyalarda bizlere destek veren kurumların hepsine çok teşekkür ederim. 2006 yılında Bilecik Kızılay Şube başkanlığına geldiğimde merkez ilçede toplanan sayısı 230 üniteydi. Şuanda merkez ilçede toplanan kan bağışımız 2600 üniteyi buldu.



Bu kampanyalarda en çok üniversitemiz, polis okulumuz destek verdi. Şunu da belirtmek istiyoruz bu sayı içerisinde tugay komutanlığımızdan alınan bağışlarımızın dışındadır. Bizim Bilecik Kızılay Başkanlığı olarak kurumsal olarak yaptığımız en önemli şeylerden bir tanesi daha önce hiçbir personeli olmayan Türk Kızılayına bir personel kazandırdık ve bir araç temin ettik. Bizim bir tek eksiğimiz kaldı, Bilecik’e kan alma birimi kazandıramadık. Bu dönemde Sayın Valim ve Belediye Başkanımızın desteğiyle bu eksiğimizi kapatacağımızı umuyorum. Bugün burada madalya lamaya hak kazanan bağışçılarımızla birlikte bizleri yalnız bırakmayan değerli protokol üyelerinin hepsine saygılarımı sunarak teşekkürlerimi iletiyorum” görüşlerine yer verdi.

Konuşmaların ardından 35, 25 ve 10 üzeri kan bağışında bulunanlar, altın, gümüş ve bronz madalya ile ödüllendirildi.

Törene, Vali Ahmet Hamdi Nayir, 2. Jandarma Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Halis Zafer Koç, İl Jandarma Komutanı Albay Alper Sır, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, İl Emniyet Müdürü Eyüp Özüdoğru, daire müdürleri ve Türk Kızılayı Eskişehir Kan Bağışı Merkezi Müdürü Mustafa Sabri Akaoğlu da katıldı.

 

Editör: TE Bilişim