Korkmaz Kesik

Atatürkçü Düşünce Derneği Bozüyük Şubesi, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili basın açıklaması yayınladı. Atatürkçü Düşünce Derneği Bozüyük Şube Yönetim Kurulu Adına Şube Başkanı Mustafa Aksu’nun yayınladığı açıklamada Ermeni soykırımı yalanının Sevr Anlaşmasını dayatan ülkelerin dayattığı vurgulanırken soykırım yalanının tarihin çarpıtılması olarak nitelendi. Aksu, Ermeni İhtilal Komiteleri’nin 1. Dünya Savaşı yıllarında bugün PKK terör örgütünün yaptığı katliamlara benzer katliamlar yaptığının altını çizerken bu katliamların ardından tehcir kararı alındığını vurguladı. “Ermeni Soykırımı iddiası kocaman bir tarihi yalandır” diyen Aksu, açıklamasında şunlara değindi:

“ERMENİ SOYKIRIMI YALANINI DAYATANLARA BOZÜYÜK’TEN MEYDAN OKUYORUZ!”

“Bugün ülkemize Ermeni Soykırımı yalanını dayatanlar, geçmişte bize  SEVR’i dayatanlardır.

Onlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün dağılan Osmanlı’nın külleri üzerinde kurduğu ulusal egemenliğe, ulusal bağımsızlığa dayanan yeni-çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni içine sindiremeyip içimizi karıştırmaya çalışanlardır.

Onlar, dünyada insan kanı akıtan, halkları ve milletleri birbirine kışkırtan, terör örgütlerini besleyen sözde demokrat ülkelerdir. Dün onları dize getirdik. Bugün de dize getirmeliyiz. Ermeni soykırımı TARİHİN çarptırılmasıdır.

Çünkü:

Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasının yolunu açan 1878 Berlin Antlaşması sonrası, kendilerine Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni devleti kurma vaadi verilen Osmanlı Ermenileri:

Ermeni İhtilal Komiteleriyle devlete karşı 1888-1915 yılları arasında tıpkı bugün PKK’nın yaptığı gibi binlerce kişinin ölümüne sebep olan baskın ve katliamlar gerçekleştirmiş,

1. Dünya Savaşında Doğu Anadolu’yu işgal eden Çarlık Rusyası ordularında Osmanlı’ya karşı savaşmış, katliamlar yapmış,

Kurtuluş Savaşı’nda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu işgal eden Fransız ordularında yer almış ve dönemin hükümeti tarafından çıkarılan Tehcir (zorunlu göç) Yasası kapsamında askeri bir tedbir olarak olayların yoğun yaşandığı yerlerden, yine Osmanlı toprağı olan başka vilayetlere göç ettirilmişlerdir.

85.000 Osmanlı Ermenisinin yaşadığı İstanbul’da soykırım günü ilan edilen 24 Nisan 1915 günü, sadece 2345 Ermeni’nin tutuklandığı sabittir, belgelidir. Bu durum bile olayın bir soykırım olmadığının en basit kanıtıdır.

Yine 1914 yılı Osmanlı nüfus sayımında 1.229.000 Ermeni nüfusu olduğu, bunun yaklaşık 500.000’inin zorunlu göçe tabi tutulduğu, göç edenlerin geriye dönenleri, Kafkaslara, İran’a gidenleri bulunduğu devlet arşiv ve belgeleriyle sabittir.

Esasen bu döneme ait tüm devlet arşivleri işgal kuvvetlerince toplanıp İngiltere’ye götürüldüğü ve incelendiği halde herhangi bir suç delili bulunamadığı da bir tarihsel gerçektir.

İşte bu nedenlerle (Ermeni Soykırımı) iddiası kocaman bir tarihi yalandır.

(Ermeni Soykırımı) iddiasının hukuki dayanağı da yoktur.

Çünkü:

Soykırım; 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesinde: (Ulusal, etnik, ırksal, ya da dinsel bir gurubun kısmen yada tamamen gerçek kişiler tarafından, kasten ortadan kaldırılması) olarak tanımlamıştır.

Buna göre:     

a)Kişiler soykırımla suçlanabilir, devletler ve milletler değil.

b) Bu suç, (ortadan kaldırma) özel kastı ile işlenmelidir.

c) Soykırım suçu işlendiğine ancak, suçun işlendiği ülke yetkili mahkemesi, ya da yargılama yetkisine sahip olan uluslararası bir ceza mahkemesi karar verebilir.

Oysa (Ermeni Soykırımı) yalanı ile Türkiye ve Türkler suçlanmaktadır.

Olayda (Ermeni ırkını ortadan kaldırma) özel kastı olduğu iddiası gülünçtür. Bunu gösteren tek bir belge yoktur.

Soykırım konusunda Türkiye aleyhine verilmiş ulusal ya da uluslararası bir yargı kararı yoktur. Ama aksi yolda, yani soykırım iddialarını boşa çıkaran üç ayrı yargı kararı vardır:

Bunlar:           

a) 1915- 1916 Osmanlı Harp Divanlarında yapılan yargılamalarda, Ermenileri yok etme kastı bulunmadığı ortaya çıkmıştır.

b) İşgal kuvvetleri eliyle kurulan, 1919 Harp divanlarının mahkûmiyet kararları sonradan tanınan temyiz yolunda beraatlerle sonuçlanmıştır. (Aynı bugün Balyoz’da olduğu gibi)

c) İngilizlerce, Ermeni katliamı iddiasıyla Malta’ya gönderilen Türkler hakkında İngiliz kraliyet Başsavcılığı dava açacak delil bulamadığı için kovuşturmaya yer olmadığına karar verip tutukluları salıvermiştir.

Yani Ermeni Soykırımı yalanı hukuken de çökmüştür.

Bugünü değerlendirelim.

SEVR’le başlatılan oyun Lozan’la çökmüş, soykırım iddiaları, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması sonrasında kurulan güçlü Türkiye Cumhuriyeti karşısında tozlu raflara kaldırılmış, ne var ki 1970, özellikle 1980 sonrası, küreselleşmeye zorlanan yeni dünya düzeninde Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin emperyalist Batı tarafından yine hedef alınması sürecinde, PKK terörüyle birlikte yeniden önümüze konmuştur.

Amaç SEVR’i hortlatmaktır.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak barıştan yana olan tüm devletlere sesleniyoruz:

Yüzyıllarca bu topraklarda birlikte, kardeşçe yaşamış olan Türklerle Ermenileri;

 Osmanlı’nın paylaşılması sürecinde kendi emperyalist emelleri için birbirine düşman eden,

Birinci Dünya Savaşında 9 cephede ve Batı’da Çanakkale’de bize SEVR’İ dayatanlarla vatan için savaşan Türkleri, Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni devleti kurma vaadi ile kandırıp, Ermeni İhtilal Komiteleri eliyle arkadan vurduran,

 Ve bu trajedinin yaşanmasına neden olan,

HAÇLI zihniyetini,

Dünya barışını zedeleyen emperyalizmi,

Mahkûm edin.

Mahkûm edin ki Dünya Barışı doğsun.”

 

 

Editör: TE Bilişim