Tüm dünyayı, ülkemizi hatta ilimizi de saran Koronavirüs (COVID-19) nedeni pozitif vaka ve ölüm sayıları ise her geçen gün artıyor.

Her ülke kendince önlemler aldı bir de Türkiye olarak aldığımız önlemlerde en çok gündemi oluşturan konu maske oldu. Bir Prof. Çıktı, ‘maske takmayın virüs üzerine yapışıyor, nem yapıyor riskli’ dedi. Bir Prof. çıktı “maske mutlaka takılmalı” dedi. Herkes ne yapacağını şaşırdı. Ardından yavaş yavaş sıklaşan önlemler ile Bilim Kurulu tarafından maskenin takılmasının öneminin altı çizildi ve artık maskeyi herkes takmaya başladı. Marketlere, pazarlara, toplu taşıma araçlarına maskesiz girilmez oldu. Hatta ortak çalışma alanlarında bile maske zorunluluğu getirildi.

Koronavirüsün ülkemizde ilk görüldüğü andan itibaren medikallrde ve eczanelerde 50 kuruş olan maskeler tanesi 5 TL'den, 3 TL'den alınan filtreli maskeler 30 TL'ye satılmaya başlandı.Ardından maske çeşitleri türedi, kaçak merdiven altı maske dikenler ve şu anda tüm Türkiye’de birçok meslek liselerinde maske üretimi başladı. Belediyeler, hatta Devlet ücretsiz maske dağıtımına başladı. Önce “PTT ile” dediler olmadı, şimdi eczanelere döndüler fakat eczanelere henüz maskeler gelmedi ve eczanelerde bu işe karşı çıkarak virüsün bulaşma riskinin kendilerinde artacağını savundular. Büyük şehirler halen maske bulamazken, ilimizde böyle bir sorun Belediyeler sayesinde yaşanmadı. İlimizdeki tüm Belediyeler vatandaşlarına bir şekilde maske temininde bulundu. Bilecik Belediyesi maske dağıtım merkezi kurdu, evlere maske ve dezenfekte dağıtmaya başladı. Daha önceki gün Bozüyük Belediyesi 50 bin maske ihalesi yaptı. Diğer ilçe ve belde belediyelerde vatandaşlarına maske temini yaparak dağıttı.

Sonuçta maske bir şekilde ilimizde herkese ulaştı ve herkes tarafından takılma zaruriyeti ile sağlık ve virüsün bulaşmaması için önemli olduğu anlaşıldı. Fakat halen vatandaşların maske takmamakta direndikleri gözleniyor.

Bir maskeyi bile takmaktan rahatsız olan birçok kişi ortaya çıkmaya başladı. Maskesini boynunun altında gezdiren, yamuk yumuk takan, maskeyi reklam amaçlı özel marka ve resimler ile diken, maske takmaktan rahatsızlık duyduğunu belirten, “yok gözlüğümü buharlaştırıyor” diyen, nefes almakta zorluk çekiyorum diyen, yani bir sürü bahane bahane…

Takacakları şurada birkaç aylık maske tabi kurallara tam anlamıyla uyulursa. Peki sizlere şimdi sorarım hayatını bu maskeler ile daim eden kişileri bir düşünseniz, kanser hastalarını, Lösemi hastalarını, lösemili çocukları küçüklüğünden itibaren maske ile yaşamlarını sürdürmekte olan o çocukları düşünün biraz olsun onların yerine geçin ve empati yapın.

Kalın sağlıcakla ama evde kalın.

Editör: TE Bilişim