Hasan Güner
AK Parti Bilecik Milletvekili Adayı Halil Eldemir, gazetemizi ziyaret etti. Ziyarette Eldemir’e, AK Parti İl Başkanı Kadir Bayrak ile Merkez İlçe Başkanı Fikret Karabıyık da eşlik etti.
AK Parti Bilecik Milletvekili Adayı Halil Eldemir, Yenişehir yolu ve yeni hastane yeri olmak üzere birçok konuda değerlendirmelerde bulunmanın yanı sıra, milletvekili seçilmesi halinde gerçekleştirmek istediği projelerinden de bahsetti.
Eldemir, Bilecik’e gelen öğrencilere hizmet anlamında, nargile kahvelerinden öteye geçilemediğini ifade ederek, “Bu bizim için çok olumlu bir tablo değil. Daha farklı şeylerin önünü açmamız lazım. Bu konuları da gerek öğrenci kardeşlerimizin taleplerini dinleyerek, gerekse de akademisyenlerimizle istişare ederek bir mesafe alacağımızı düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
30-40 kilometrelik Yenişehir-Bilecik hattının yapılmamış olmasının kendileri üzerinde bir yük olduğunu belirten Eldemir, “Bu yolu bizden başka yapabilecek de yok.” değerlendirmesinde bulundu. Yeni hastanenin şehir içerisinde yapılmasının ulaşım açısından faydalı olacağını dile getiren Eldemir, “Proje biraz vakit alacak. Muhtemelen önümüzdeki yılın ortalarına kadar ihale edilip başlar.” dedi.
Sanayi, eğitim ve turizm olmak üzere üç ana konuda projeler geliştirilmesini söyleyen Eldemir, şu cümleleri kurdu:
“Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner Yıldız’ın ziyareti sırasında, enerjiyle ilgili Bilecik’in sorunları görüşüldü. Bunlardan bir tanesi 2. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki elektik problemi. İkincisi de; Gölpazarı tarafında maden ocaklarına ruhsat vermişiz. Kurulu gücümüz var, talep güçleri var, rezervasyon yapılmış ama işlemeyen ocaklar var. Bunların rezervasyonlarının iptal edilmesi veya başka çalışır ocaklara kaydırılması noktasıydı. Bu konuda sanayicimiz gelip taleplerini iletti. Üçüncüsü de doğalgazla ilgili; gerek Osmaneli’nin yeni yatırım bölgesine alınması, gerekse Gölpazarı’nın doğalgaz talebi.

GÖLPAZARI’NA DOĞALGAZ İZNİ ÇIKMIŞ DURUMDA
Mesela Gölpazarı’nın doğalgaz talebiyle ilgili Bakanımız bu konunun takipçisi olacağını söyledi ve şu anda Gölpazarı’nın doğalgaz izni de çıktı. Şu anda özel sektör işletiyor buradaki gaz dağıtımını. Bu konuyla alakalı takvim belli olmadığı için, o takvim belli olduktan sonra şu tarihte başlıyoruz diyecek Bakanımız. Kesin bir şekilde Gölpazarı’na doğalgaz izni çıkmış durumda.

MADEN OCAKLARININ ELEKTRİK SORUNU ÇÖZÜLECEK
Bizim Gölpazarı’ndaki mermer ocaklarımızla alakalı konu şu. Farklı farklı noktalarda çok ocağımız var orada. Güzel de taş çıkartıyorlar ve çıkardıkları taşı da ihraç ediyorlar. Şimdi biliyorsunuz Bilecik’te son yılda ilk ona giren firmalara baktığımız zaman birçoğu yeni firma. Daha önce isimlerini duymadığımız firmalar. Bunun anlamı şu; orada güzel bir ocak açmış, güzel bir damar bulmuş, bu damarı güzel bir şekilde de ihraç edebiliyor. Onun için burada hemen iş hacmi artmış, bu sefer de katma değer üretmeye başlamış. Netice itibariyle de enerji ihtiyacı var, yurt dışı bağlantıları kurmuş. Enerji olmadığı için oralarda jeneratörle çalışan fabrikalar var. 15 katına mal oluyor deniyor, normal elektriğe kıyasla jeneratörle elde edilen elektrik. Sayın bakanımız bunlara 15 gün gibi bir süre verdi. 15 günlük süre içerisinde bunların sorunlarını çözün diye bürokratlarımıza da talimat verdi.

SANAYİCİMİZ YENİŞEHİR YOLUNU SORDU
Sayın Bakanımızın buradaki ziyaretinde konuşulan konulardan bir kaçı da genele yönelik konulardı. Genele yönelik derken, kendi bakanlığını alakadar etmeyen, orada da ciddi anlamda sanayicimiz Yenişehir yolumuzdan bahsetti. Çünkü biliyorsunuz bizi limana bağlayan yol Yenişehir yolu. Yenişehir yoluna şu anda gelip giderken, biz de oradaki köy ziyaretlerimizde gördüğümüz tablo şu, her on araçtan 2 tanesi binek aracı, 8 tanesi çimento, hammadde, mermer, seramik kamyonu. Böyle olunca ne yapılması lazım. Bu yol niye yapılmıyorun karşılığının sorulması lazımdı. Şimdi ben geçenki basın toplantımızda da ifade etmeye çalıştım. Bizim aslında 2000’li yılların başından beri konuşulan bir yol. Hatta Bursa-Yenişehir arası ayrı bir ihale edilmişti, Yaşar Topçu’nun Bayındırlık Bakanı olduğu dönemdi, yanlış hatırlamıyorsam 98 ya da 99 yılı. Daha sonra 2002 yılından itibaren de Yenişehir yolu gündemde.
Şimdi bizim duble yollarla ilgili devrim niteliğinde bir çalışmamız var. Bunu kimse inkar etmiyor. Muhalefetin de farklı görüşleri olanların da hepsi duble yollar konusunda hükümetimize hak veriyor. Burada sadece 30-40 kilometrelik Yenişehir-Bilecik hattının yapılmamış olması da bizim üzerimizde bir yük. Ama bu yükün sebebine bakmamız lazım. Ben dedim ki hükümetlere ne düşer? Hükümet bir işi yapmaya karar verir, planlar projelendirir, ihale eder ve ödenek ayırır bunun ötesinde yapacağı başka bir şey yoktur. Biz orayla alakalı plan proje yapmış mıyız? Arkasından ihalesini yapmış mıyız? Ödeneği ayırmış mıyız? Eğer biz burada sonraki süreçte bu ihale yapıldıktan sonra tutup da ihale mahkemelik durumlara düşüp sonra müteahhitlerin birbirleriyle veya müteahhitlerin idareyle birbirleriyle mücadelesi haline dönünce burada iktidar olarak veya siyasi irade olarak yapacağımız şey, mahkemelere ayar vermek, mahkemeleri bu konuda yönlendirmek asla olamaz. Çünkü bizim zaten temel prensibimiz kuvvetler ayrılığı ilkesine sahip çıkmak. Yani yürütmeyle burada yargının birbirine müdahil olmamasını sağlamak.

MAHKEME SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Orada bu mahkeme süreci devam ediyor. Mahkeme süreci bittiği an, yol çok hızlı bir şekilde bitecek. Parası hazır, projesi hazır, ihalesi yapılmış. Mahkeme şunu yaparsa, ihale iptal ederse, biz oranın en kısa süre içerisinde KİK’ten tekrar ilanı yapılıp, yaklaşık bunun süresi de 40 gündür, 40 gün içerisinde yeni ilan tarihini alıp ihaleye çıkıp, arkasından tekrar sözleşme, yer teslimi vesaire ihale onay süresini tamamlatıp yapacağız. Yani bunu bizden başka yapabilecek de yok. 
Şu andaki yeni ihale KİK’te, mahkemeye henüz intikal etmedi, KİK incelemeleri tamamlayıp kararını verecek, bu karar giderse mahkemeye gidecek ya da KİK neticesini taraflar bu konuda mutabık kalmış olacak. Bu yolla ilgili bir talihsizliğimiz var. İşin tarafı tamamen biz olsak çözümü kolay. İşin tarafı tamamen biz değiliz.

EKONOMİK KAYIPLARIMIZ VAR
Bizim burada bir mağduriyetimiz var. Ekonomik olarak kaybımız var kabul ediyoruz. Sanayicimiz rahatlıkla ürününü ulaştıramıyor. Türkiye’nin dört bir tarafında 7 yüz 80 bin kilometrekarede, neredeyse ulaşacağı her noktaya bilhassa iller arasında duble yollar ile ulaşıyor, biz 2 vilayet arasında ulaşamıyoruz. Bu konudaki eksiğin farkındayız ama bu konuyla alakalı siyasi irade olarak da şu anda geldiğimiz noktada yapabilecek bir şeyimiz yok. Bekleyeceğiz, ondan sonra en kısa sürede de bunu tamamlayacağız.

HASTANE KONUSUNU YEREL DİNAMİKLERLE KARAR VERİP BİR NOKTAYA GETİREMEMİŞİZ
Hastanedeki durum ile Bursa yolu durumu farklı. Birisi ihalesi ödeneği vesaire her şeyi yapılmış, projeleri belli, bir tanesinde biz ödeneğini aktarmışız hastane yeriyle ilgili, hastane yapacağımızı da biz söylemişiz, bu konuyla ilgili projeyi 2011 yılında bizim seçim programımız esnasında söyledik. Ben de biliyorsunuz 2. sıra adayıydım, demiştik ki biz burada yeni bir hastane ihtiyacı hissediyoruz bunu yapmak zorundayız. Biz söylemişiz. Biz mesafe kat etme noktasında yerel dinamiklerle karar verip bir noktaya getirememişiz. Burada getirememişiz derken suçu kendi üzerimize almak anlamında söylemiyorum. Şu anlamda söylüyoruz, bir şehrin genel planı programı belediye başkanımızın yetkisindedir. Belediye başkanımız planlar der ki burası hastane yeri, burası okul alanı, burası park alanı… Belediye başkanımız bu konuyla alakalı bir yer belirlemiş. Biliyorsunuz Selim Başkanımızın da yıllardır bir hayali var. Diyor ki ben kamu kurumları yerleşkesi oluşturmayı arzu ediyorum. Şehri bu noktada biraz daha ufkunu açmak istiyorum. Yani zihinlerimizin Hamsu Köprüsü’nün öbür tarafına geçmesini bekliyorum şeklinde.
Şimdi bizim bununla ilgili çalışma yapılmış bir alan belirlenmiş, hemen üniversitemizin yanında. Bu alanı çok iyi biliyorum, adım adım da gezdiğim bir alan. Burayla ilgili planlama yapılmış kamulaştırma yapılırken burada da kamulaştırmada önüne bir takım sıkıntılar çıkmış. O arada da acaba biz kamulaştırmada problem yaşar mıyız, farklı alternatifleri konuşalım denmiş. Mevcut hastane yerini falan söylüyor muhalefet. Böyle bir şeyin olması mümkün değil. Yani sizin hastaneniz 2-3 sene kapatılacak, yıkılacak, tekrar yerine yer yapılacak… Böyle bir şey yok. Hizmetin devam etmesi lazım. 

UFKUMUZUN ARTIK DAHA ÖTEYE GEÇMESİ LAZIM
Biz ondan sonra şöyle bir tabloyla karşılaştık. Farklı yer alternatifi neresi olabilir. Bizim özel idaremiz artık araç parklarıyla teçhizatıyla yaptığı işler olarak biraz daha şehrin ortasında atölye görünümlü, oradaki görünümü bu noktada rahatlatmamız lazım, şehre yakışır hale getirmemiz lazım. Şantiyemizi şehrin muhtelif farklı bir köşesine Organize Sanayi Bölgesi’nin arkasına alalım. Buradaki alanı da hastane yeri olarak değerlendirelim diye bir düşünce oluştu. Bununla alakalı da arkadaşlar bir takım yazışmalar yaptı.
Hastanenin şehir içerisinde yapılmasını ulaşım açısından bir faydası olduğu söyleniyor. Diğer bir taraftan da söyle bir noktadayız. Hastanenin şehir dışında yapılmasında şöyle bir problem var. Şehir dışı değil bizim buradaki üniversitenin yanı, şehir içi artık. Burayı şehir dışı olarak görmek mümkün değil. Ufkumuzun artık daha öteye geçmesi lazım. Ama şöyle bir durumdan bahsedildi, eğer sağlık sektöründe biliyorsunuz çok ciddi özel müteşebbislerin yani özel sektörlerin yatırımları var. Eğer yarın öbür gün bizim hastanemiz rekabet edemeyiz, dışarıda kalır.

YIL SONUNA KADAR PROJE İŞLERİ BİR NOKTAYA GELECEK
Yıl sonuna kadar proje işleri bir noktaya gelecek. Bu arada da Özel İdare taşınmış olacak 9. ay civarında. Alan projesi de 9. ay civarında bitmiş olacak. Ondan sonra da uygulama projesine geçilecek. Şimdi biz yaptığımız bütün ihaleleri AK parti döneminde anahtar teslimi yapıyoruz. A’dan Z’ye bütün binanın projelendirilmesi uzun zaman alıyor. Kapı koluna varıncaya kadar her türlü teçhizatına varıncaya kadar tek tek belirlenmiş oluyor ki kamu bu konuda zarara uğramasın. Proje biraz vakit alacak, muhtemelen onun süresini de önümüzdeki yılın ortalarına kadar gibi Allah izin verirse kısa sürede ihale edilip başlar.

ÜÇLÜ SAC AYAĞI OLUŞTURACAK YATIRIMLAR YAPMAMIZ LAZIM
Benim Bilecik ile alakalı şu anda üçlü sac ayağı oluşturacak bir takım yatırımlar yapmamız lazım projeler üretmemiz lazım. Birincisi bunlardan sanayiyi daha çeşitlendirip güçlendirmemiz lazım. İstihdamın önünü açıp biraz daha bu konularda farklı alanlarda da sanayi oluşturabilecek çalışmalar yapmamız lazım 3. Organize Sanayi’yi bu açıdan önemsiyoruz. 3. Organize Sanayi ile ilgili ufak tefek  çalışmalar başladı. Diğer taraftan eğitim anlamında fevkalade iyi bir noktaya geldik. Üniversitedeki öğrenci sayımızı şu anda 15 bine yaklaştı. 2011’deki kendi seçim programımla alakalı yazdığımız vaatler kısmına baktım, 15 bin öğrenci demişiz, şimdi çıtayı yükseltiyoruz 25 bine yakın öğrenci hedef, yaklaşık 7-8 sene içerisinde de 25 bin öğrenciye ulaşmamız lazım.

ÜNİVERSİTEYE 185 MİLYON LİRALIK ÖDENEK AKTARILDI
Üniversitemizin fiziki alt yapısı belli şeyleri bayağı ciddi anlamda tamamlandı, çok ciddi yatırımlar yapıldı. Yaklaşık 185 milyon liralık bugüne kadar ödenek aktarmışız. Bilecik’i eğitimde bir model il haline getirmemiz lazım. Şu anda sanayicilerle yaptığımız toplantıda da onlarla görüşmelerimizde de şunu görüyoruz, ara eleman ihtiyacı noktasında çok eksiğiz. Nitelikli eleman noktasında çok eksiğiz. Bir tarafta işsizlik bir tarafta da eleman arayan bir işveren kitlesiyle karşı karşıyayız. Meslek liselerini bu anlamda güçlendireceğiz. 
Buradaki de İmam Hatip’in ihtiyacını çözebilmek adına öğretmen lisemiz kademeli olarak İmam Hatip Lisesi’ne dönüşümü sağlandı. Oradaki öğrenciler hiçbir şekilde mağdur edilmedi. Öğrenciler devam ediyor. Tamamlayıncaya kadar devam edecek. Bundan sonra Bakanlığımız öğretmen liseleriyle ilgili karar almış. Bundan sonra öğrenci alınmayacak. Çünkü öğretmen zaten olamıyorlar. Belli bir noktada da burada sosyal bilimler lisesi anlamında ihtiyaç hissedilse de açılacağını da taahhüt ediyorlar. Bu konuda rahatlar.
Şunu yapmamız lazım; bir kere bu puanları tabanda tutacak gibi iyi öğrencilerimizi sosyal bilimler alanında Bilecik genelinde tek okul, Fen Bilimleri alanında da Bilecik genelinde tek okul oluşturmamız lazım. Yani okul sayısını arttırdığınız zaman bu taban puanları ister istemez düşüyor. Benim kastettiğim proje okulu meselesi de bundan ibaret. Yani bizim Bilecik’in en iyi çocuklarını Bilecik’in dışına kaçırmamamız lazım. Bilhassa ortaöğretimde. 

İÇ VE DIŞ TURİZMDE PAY ALAMIYORUZ
Sanayi alanında dedik, eğitim alanı dedik, üçüncü alan da kültürel ve sosyal aktivite, turizm… Biz potansiyelimizi bu kadar tarihi geçmişimiz olmasına rağmen, bu kadar geniş coğrafyamızda kuruluşun ve kurtuluşun beşiği olmamıza rağmen gerekli olan bilhassa iç turizm sonra dış turizmde pay alamıyoruz. Bununla alakalı bizim aslında daha önce birkaç sefer benim dile getirdiğim ama bu konuyla alakalı hem yatırımcı anlamında hem de kamu yatırımı anlamında bir türlü üzerimizden ataleti atamadığımız konu şu, Fetih 1453 diye bir müzemiz var İstanbul’da. Bunun görselleri sadece İstanbul’un fethi ile alakalı. Aynı şekilde şu anda milli parklarımızı  yapıp Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın Milli Parklar Genel Müdürlüğümüze yapılan şu anda Kültür ve  Turizm Bakanlığımıza devir edilen Çanakkale’deki bir müzemiz var. Simülasyon merkezimiz var. Buna benzer bir şehrin her açıdan canlandırıldığı bir müze, bununla beraber bir Osmanlı obasını, bu tarzda bir turizm mekanı oluşturmamız lazım. 
Kültür hattı oluşturulması, bizi daha ileriye dönük ve tesisler açtıkça günü birlik yaşam alanları ve günü birlik öğrencilerin aktivite yapabilecekleri alanların artması anlamına gelecek. Çünkü ihtiyaç. Öğrenci kardeşlerimiz Bilecik’e geliyor. Bilecik’te sadece, üzülüyorum bu konuda, nargile kahvelerinden öteye geçemiyoruz.  Bu bizim için çok olumlu bir tablo değil. Ama onlara daha farklı şeylerin önünü açmamız lazım. Bu konuyu da üniversitede rektör hocamızla beraber bir takım projeler üretip geliştirip hem kendilerini geliştirebilecekleri, hem de bununla birlikte eğlenebilecekleri alanlar oluşturmak, kültür ve gençlik merkezleri oluşturmak gibi projelerimiz olması lazım. Bu konuları da gerek öğrenci kardeşlerimizle taleplerini dinleyerek, gerekse de akademisyenlerimizle istişare ederek bir mesafe alacağımızı düşünüyorum.”
Editör: TE Bilişim