Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası(Eğitim-İş) üyeleri düzenledikleri basın açıklaması ile hayat pahalılığına dikkat çektiler ve bu noktada enflasyon karşında maaşlarının eridiğine vurgu yaptılar.

Bilecik Cumhuriyet Meydanında toplanan eğitim emekçileri adına açıklamalarda bulunan Eğitim-İş Bilecik İl Başkanı Ali Yetkin, “Ülkemizin yaşadığı derin ekonomik krizler sonucunda ortaya çıkan aşırı zamlar, pahalılık, döviz kurlarındaki artış, yoksulluk emekçilerin artık tükenmesine neden olmuştur.” dedi.

“YAŞANAN EKONOMİK KRİZLER, ADETA ÜLKEMİZİN KADERİ HALİNE GETİRİLMİŞTİR”

Başkan Yetkin yaptığı basın açıklamasında şunlara değindi:

“Kuruluşundan itibaren “kimsesizlerin kimsesi” olarak adlandırılan Cumhuriyetimiz, bağımsızlık, laiklik ve sosyal devlet ilkelerine ters düşen politikalar sonucunda emperyalist odaklara bağımlı hale getirilerek hızla yoksullaştırılmıştır.

Küreselleşme politikaları adı altında yeraltı ve yerüstü kaynaklarımıza el konulması sonucunda yaşanan ekonomik krizler, adeta ülkemizin kaderi haline getirilmiştir.

“YOKSULLUK EMEKÇİLERİN ARTIK TÜKENMESİNE NEDEN OLMUŞTUR”

Ülkemizin yaşadığı derin ekonomik krizler sonucunda ortaya çıkan aşırı zamlar, pahalılık, döviz kurlarındaki artış, yoksulluk emekçilerin artık tükenmesine neden olmuştur.

Geldiğimiz noktada küçük bir ayrıcalıklı kesim dışında herkes mutsuz. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve spekülasyonlar sayesinde vatandaşın ekmeğine çökenler mutlu. Birileri bir gecede servetine servet katıyor, olan emeğiyle geçinmeye çalışan milyonlara oluyor. Milyonlarca emekçi her ay kirayı, artan faturaları nasıl ödeyeceğini, çocuklarının karnını nasıl doyuracağını düşünüyor.

“ZAMLARLA, KRİZLE, YOKSULLUKLA TÜKENİYOR MİLYONLAR”

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in Kasım ayı araştırması, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 13 bin 97 lira olduğunu ortaya koyarken, asgari ücrete yapılan zam, daha emekçinin eline geçmeden eridi.

Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar da yıl bitmeden çoktan eridi. Enflasyon ve artan vergi dilimi ile mevcut maaşlarımız yok olmuştur. Son bir yılda tüketilmesi kaçınılmaz olan temel gıda ürünlerine yüzde 50'nin üzerinde zam gelmişken, biz kamu emekçilerine yapılan zam, TÜİK'in yalancı enflasyon oranına bile yaklaşamamıştır. Zamlarla, krizle, yoksullukla tükeniyor milyonlar.

“MAAŞIMIZ ENFLASYON KARŞISINDA SÜREKLİ ERİYOR”

Biz eğitim emekçileri de tükenişten payımızı alıyoruz. Zaten yoksulluk sınırının altında olan maaşımız enflasyon karşısında sürekli eriyor.

Tüm eğitim emekçilerine sesleniyoruz;ülkede yaşanan yoksulluk ve sömürüden payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. Eğitim sisteminin üzerine çöken karanlığa karşı çocuklarımıza nitelikli eğitim vermeye çalışıyoruz. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, cumhuriyetimizin kazanımlarını korumaya çalışan eğitimciler olarak ülkemizin geleceği için endişe duyuyoruz. Biliyoruz ki, eğitimciye mutsuzluk, umutsuzluk, atalet yakışmaz. Tarihimiz şanlı mücadelelerle dolu. Tarafsızlığını korumayarak, rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza ekmeğimize el koyulmasına alet olan TÜİK’i yıllık enflasyon oranı açıklandığı gün dava edeceğiz.

“TÜM YAŞANANLARA KARŞI BİRLİKTE SES ÇIKARALIM”

Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz. Gelin gücümüzü kullanalım, tüm yaşananlara karşı birlikte ses çıkaralım.

Ulusal, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine, emeğimize, geleceğimize ve bağımsızlığımıza sahip çıkmak için 29 Aralık Çarşamba günü tüm eğitim emekçilerini 1 günlük iş bırakmaya çağırıyoruz.

İş yerlerimize gitmiyoruz, alanlarda buluşuyoruz!”

Basın açıklaması sonrası sendika üyesi eğitim çalışanları alkışlarla protestolarını sürdürdüler.

Editör: TE Bilişim