Cafer Elmas

7 Haziran seçimleri için partisi Ak Parti’den milletvekili aday adayı olan eski İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş, gazetemizi ziyaret etti ve adaylığıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Uzun yıllar kamu işçiliğinin ardından ticari hayata atıldığını, sendikacılık geçmişiyle birlikte 12 yıllık siyasi tecrübesinin olduğunu belirten Kurtulmuş, halkın içinden gelen bir siyasetçi olarak, tüm vatandaşlarımızın dertlerini anlayabilen ve sorunlarını Ankara’ya taşıyabilecek bir isim olduğunu söyledi. Uzun parti geçmişi nedeniyle siyasi camiadan çok sayıda önemli isimle yakınlığı bulunduğunun altını çizen Kurtulmuş, ilimizin sorunlarının çözümü noktasında büyük katkı sağlayacağına inandığını söyledi. 7 Haziran seçiminde en büyük hedeflerinin Bilecik’ten 2 milletvekili çıkarmak olduğunu söyleyen Kurtulmuş, 2 adayın Nisan ayı başında açıklanacağını söyledi.

“Bu defa hedefimiz 2 milletvekili”

Dışarıdan bakıldığı zaman, genel seçimlerde Bilecik’i önce ki seçimlerden çok farklı bir seçimin beklemediğini söyleyen Kurtulmuş, kendileri açısından ise çok farklı bir seçimin yaklaştığını söyledi. Kurtulmuş şöyle konuştu:

“Bizim açımızdan baktığımız zaman bu seçimler farklı olacak. 2015 seçimleri koyduğumuz hedefler açısından çok önemlidir. Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun da bu konu üzerinde açıklamaları var. Biz önümüzdeki süreçte yeni bir anayasa yapma düşüncesi ile yola çıktık ve parti olarak Başkanlık sistemine geçme düşüncemiz var. Bunu gerçekleştirmek için mutlaka 400 milletvekili sayısını yakalamamız gerekiyor. İl olarak bu zamana kadar 2 milletvekilini alamadık. 2002 seçimlerinde yüzde 24 oy oranı ile seçimden çıktık. 2007 seçimlerinde 2 milletvekilliğini 2500 gibi bir oy ile kaybettik. 2011 seçimlerin 5 bin oy ile kaybettik. Bu defa hedefimiz 2 milletvekilidir. Bu süreçte önce temayül yoklaması yapılacak. Temayül yoklamasından sonra bir değerlendirme kurulu olacak. Bu kuruldan sonra bir üst kurul olacak. Bu arada aday adaylığı müracaatları yapan arkadaşların kamuda yoklaması yapılacak. Bu süreç içerisinde 1 ya da 2 defa kamuoyu araştırması yapılır. Ön plana çıkan aday adayları arkadaşlar Başbakanımızla bir görüşme yapar ve Nisan ayının başında adaylarımız belli olur.”

“İlk defa aday adayı olan il başkanları temayül yoklamasına girmiyor”

Ak Parti’nin milletin oyunun yüzde 50’sini alan bir parti olduğunu belirten Kurtulmuş; “Biz de il olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 51 oy aldık. Seçmenimizin yüzde 50’den fazlası partimize oy veriyor. Seçim süreçlerinde aday olmayı düşünen arkadaşlar teveccüh göstererek aday adayı oluyor. Herkes kendi hür iradesi ile aday oluyor. Ben de bu süreç içerisinde daha önce il başkanlığı yaptığım sürede bu değerlendirmeleri yapmıştım ama ben de aday adayı olduğum için diğer aday adayı olan yol arkadaşlarım hakkında herhangi bir yorum yapmak istemem. Neticede takdir kendilerinindir. Bu bir süreçtir. Bu süreçte kendileri partimize müracaat edip, milletimizin önüne çıkarak aday olduklarını söyleyerek bir talepte bulunmuşlardır. Bu manada her arkadaşıma başarılar söylüyorum. 11 aday arkadaş arasında 2 kişi aday olarak gösterilecek ve seçimlere bu şekilde girmiş olacağız. Daha önceki seçim süreçlerinde milletvekilleri temayüle girmiyordu. Bu defa partimizin genel merkezinin almış olduğu karar doğrultusunda mevcut milletvekilleri tekrar temayüle girmeyecekler. Bununla birlikte ilk defa aday adayı olan il başkanı arkadaşlar Türkiye genelinde temayül yoklamasına girmiyorlar” diyerek temayül yoklamasına girmeyeceğini söyledi.  

“İlimizin her yerini tanıdığımı düşünüyorum”

Aktif siyaset hayatının 2003 senesinde başladığını hatırlatan Kurtulmuş, “Yıllardır parti teşkilatları içerisinde değişik kademelerde görev aldık. Bize verilen görevlerin hakkını verebilmek için bu zamana kadar mücadele ettik. Genel seçimler öncesi genel merkezimizin yapmış olduğu değerlendirmeler neticesinde; ‘siz artık il başkanı olarak 7. Yıla girdiniz. 7 yıl il başkanı yapan arkadaşın mutlaka aday adayı olarak partiye müracaat etmesi gerekir.’ diyerek bir tavsiyede bulunuldu. Benim gibi uzun süre il başkanlığı yapmış arkadaşların hepsi aday adayı oldu. Biz bu tavsiye neticesinde aday adayı olduk. Bu süre içerisinde bunca yıl teşkilatlarda görev yapmış kişi olarak ilimizi 2007 seçimleri dahil olmak üzere 6 seçim sürecinde 2 Cumhurbaşkanlığı, 3 tane seçim ve 1 referandum olmak üzere 6 defa ilimizi karış karış gezmiş bir kişi olarak söylüyorum. İlimizin her yerini tanıdığımı düşünüyorum. İlimizin eksiklerini, ileriye dönük hangi projelerin yapılmasının gerektiğini tek tek yerinde inceleyerek bildiğimi düşünüyorum. Bu zamana kadar yapmamız gereken projelerin çoğunu hayata geçirdik ama yarım kalan projeleri tamamlamak için ve önümüzdeki süreçte büyük projelerin altına imza atmak için sıradan değil sıra dışı milletvekili olmak için adaylığı talip oldum. Milletvekilliği görevi verilirse, halkın içerisinde yaşamış birisi olarak öncelikle milletin vekili olacağız. Daha sonra bu zamana kadar görmüş olduğumuz eksiklikleri, Bilecik’in makus talihini yenecek şekilde büyük projelerle buluşturmak için milletvekilliği yapmayı düşünüyoruz. Bu düşüncelerle yol çıktık” dedi.

 “Ankara’da pek çok tanıdığım var”

Yıllarca bu memlekette yaşamış biri olarak tüm tecrübelerini memleketi için kullanacağını söyleyen Kurtulmuş;  “Kayabeli Köyü’nde doğdum. 24 yıl kamuda işçilik yaptım. 12 yıl sendika başkanlığı yaptım. Bir müddet Avrupa’da iş hayatımız oldu. Dünyanın 20 ülkesine iş ve turistik seyahatte bulundum.  Bununla birlikte ticarete atıldık ve siyasetin içerisinde olduk. Normal yaşadığım hayatta çok değişik açılardan bakma şansımız oldu. İnsanlarımızı daha iyi anlayacağımı düşünüyorum. Milletimizi anlayan bir politikacı olarak çok farklı davranacağımı düşünüyorum. Bu zamana kadar edinmiş olduğu kamudaki tecrübelerim, gerek bireysel yaşantımdaki tecrübelerim, gerek iş hayatındaki tecrübelerimin hepsini, yıllarca siyasette edinmiş olduğum tecrübe ile birleştirdim. Ankara’da birçok tanıdığımız, eşimiz, dostumuz ve edinmiş olduğumuz bir altyapı var. Bunların hepsini göstererek bu tecrübelerle ilimize, insanımıza hizmet etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.   

“Hastanenin merkeze yapılması gerektiğini söyledim”

İlimizin en önemli sorunlarının başında Yenişehir yolu ve yeni devlet hastanesinin geldiğini söyleyen Kurtulmuş, “Hastane konusunu ilk defa Bakanımız Recep Akdağ ile görüşme yaptık. 200 yataklı tasarlanıyordu ama ben 300 yataklı olsun dedim. 250 yataklı olması konusunda karar verildi. Bakanımız ısrarla mevcut yerinde yapılması görüşünü bildirdi. ‘Çünkü biz Türkiye’nin değişik illerinde, il dışına yapmış olduğumuz hastanelerden randıman alamadık. Burada çalışan doktorlar ve halkımız oraya gitmek istemedi. Dışarıya yaptığımız illerde başarı sağlayamadık. Biz hastaneyi dışarı yaptık. Özel hastaneler şehir içine yaptı.’ dedi. Kendisi bu gerekçe ile hastanenin merkeze yapılması konusunda görüş bildirdi. Biz de tamam diyerek makamından ayrıldık. Daha sonraki süreçte hastane yerinde çalışma yapıldı. Bakanlık bünyesinde çalışan arkadaşlar gelerek çalışma yaptılar. Mevcut yerin sıkıntılı olduğunu söylediler. Bu görüş doğrultusunda yer arayışına girildi. Tarım İl Müdürlüğü’nün arkada tarafındaki ormanlık alan düşünüldü. Daha sonra il dışı sanayi tarafı gündeme geldi. Ama ben ısrarla hastanenin merkezde olması gerektiğini söyledim. Neticede bu yer arama çalışmaları noktasında gerek bürokrasiden, gerek siyasetten bu işe karşı çıkanlar, illa şehrin dışına çıksın diyenler oldu. Ben onlara karşı açık ve net söylüyorum, kendi görüşümü hep merkezden yana olsun şeklinde bildirdim ve o şekilde mücadele verdim. Siz de daha önce bu konuyla ilgili bir haber yapmıştınız. Özel idare'nin oraya olsun diye. Neticede en yakın yer olarak Özel İdare'nin orası şu an itibariyle olarak tespit edilmiş oldu” dedi.

“İleride tıp fakültesi kurulabilir”

Hastanenin şehir dışına yapılmasını isteyenler olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Bazı arkadaşlar görüş bildiriyor, illa şehrin dışına yaptırılsın diye. Şehrin dışına yaptırılsın ki şehri geliştirelim diyorlar. Ben de şunu söylüyorum, bakanımızın tavsiyesiyle, diyorum ki biz 20-30 yıl sonra şehrin dışına ya bir bölge hastanesi yada bir tıp fakültesi yapacağız. Bölge hastanesi nereye olabilir? Söğüt kavşağı olabilir, ana yola yakın. Tıp fakültesi nereye olabilir, üniversitenin içerisine yapılabilir. Şu anda hastane için ayrılan yeri de üniversiteye katarak oraya tıp fakültesi kurulabilir. Bunlar 20-30 yıl sonraki projeler olabilir ilimiz için. Neticede illa merkeze olsun diye ısrarımın nedeni halkın talebidir. Ben iktidar partisinin il başkanı olarak, halkın çoğunluğunun talebi ne ise onu yapmaktan yanayım. Bir de şunu söyleyeyim, şehri büyütelim ama şehri illa hastane ile mi büyüteceğiz? Şehri alışveriş merkezi ile de büyütebilirsiniz. Gelip eğer kurumları dışarı çıkaracaksanız Özel İdare'nin yerini dışarı çıkarın, Tarım'ın yerini çıkarın, Karayolları'nın yerinin çıkarın. İlla kurumları dışarı çıkaracaksanız bu şekilde çıkarın. Ama hastane olmazsa olmazdır” diyerek konuya verdiği önemi dile getirdi.

“Ulaşılabilen, dokunulabilen, Milletin vekili olacağım.”

"Allah bize milletvekilliğini nasip ederse, altını özellikle çiziyorum, dokunulabilen, ulaşılabilen, halkın içinde yaşayan, halkla birlik beraberlik içinde olan, halkın içinden çıkmış milletin vekili olacağım. Herkes bize ulaşacak. Hatta bize telefonla niye çok konuşuyorsun diye eleştirenler var. Telefon bende 18 yıldır var. 18 yıldır hiç değişmeyen bir numaram var. Her arayana bakmaya çalışıyorum. Bana “telefonda çok konuşuyor” diye eleştiride bulunanlar eleştirsinler, fakat telefona bakmıyor diye eleştiride bulunmasınlar. 18 yıldır telefonumuz devam ediyor. Neticede öncelikle halkın milletin vekili olmak isterim. Halkın içinde çıkmış bir kişi olarak söylüyorum. Çok hali yaşamış biri olarak söylüyorum. Bu il için en önemli gördüğüm konu, ilin mutlaka genel yatırımları ile ilgili sağlıktır, eğitimdir, alt yapıdır, ulaşımdır,  spordur, turizmdir, buna benzer birçok şey ile ilgili, üniversitenin önderliğiyle sivil örgütleri ile beraber bu konuda uzman olan kişiler ile birlikte bir çalıştay düzenlenmesi gerekiyor. İlin iletiye doğru yapılacak yatırımları ile ilgili bir çalıştay düzenlenerek hangi projeler hayata geçirilebilir, neler olabilir yani biz millete soralım, sivil toplum örgütlerine soralım, üniversiteye soralım, uzman kişilere soralım. Herkese fikrini soralım, önce bunu yapmak gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra milletimizin görüşünü, düşüncesini, isteğini, talebini aldıktan sonra ortaya çıkan fikirlerin hepsinin masaya koyalım, bunlardan proje üretelim ve bu projeleri hayata geçirelim. Üçüncü ve en önemli şey, bir defa kesinlikle yaşadığımız yeri zenginleştiremezseniz, kalkındıramazsanız insanları mutlu edemezsiniz. Bu çok önemli bir sorun diye düşünüyorum. Bunu aşmak için ne yapmak lazım? Bunu aşmak için öncelikle şunu yapmak lazım, elimizde en önemli değerimiz şu anda üniversite. Ben şu anda üniversite öğrencilerimizin sosyal-ticari anlamda alt yapıyı kurup da bunların burada para harcayacağı istedikleri şekilde yaşayacağı burada kalacakları burada mutlu olacakları bir alt yapının kurulduğuna inanmıyorum. Bunun yetersiz olduğunu düşünüyorum. Onun için üniversite için ne gerekiyorsa yapılması lazım. Üniversite bizim olmazsa olmazımız ve bu şehrin geleceği.”

“Esnafa destek olmak lazım”

“Bilecik şu anda konumu itibariyle hakikaten zor bir şehir, esnafımızın ticaretini daha rahat yapabileceği, dükkan kiralarının daha düşeceği, yeni ticaret alanlarının açılacağı, sokakların yayalaştırılacağı, buna benzer il merkezi başta olmak üzere, diğer ilçelerimiz dahil olmak üzere, mutlaka esnafı ticareti geliştirecek ne yapılabiliyorsa hepsini yapmak lazım. Ticari hayatı geliştirmek gerekiyor. İlimizin en önemli sorunlarımızdan bir tanesi bu ilde yaşayan insanlar alışverişlerinin buradan yapmıyor olmaları. Bir defa ilin sınırlarının dışına çıkan paranın önünü kesmek gerekiyor. Onun için de ticari alt yapıyı kurmak gerekiyor. Esnafımıza imkan sağlamak lazım. Esnafımızın alt yapısını kurmak gerekiyor.  Önce bu şehirden çıkan parayı önleyeceğiz, sonra da dışarıdan para getirmemiz gerekiyor. Yani ili bu şekilde geliştirmemiz lazım.”

“Gıda-Tarım Organize Sanayi Bölgesinin kurulması lazım”

“Tarım hakikaten bizim değerimizdir. Tarım noktasında ana yol kenarına büyük ve çok geniş kapsamlı bir halin kurulmasından yanayım. Biliyorsunuz bu İnhisar, Çaltı o vadide yetişen mahsullerimiz var, Gölpazarı tarafı biliyorsunuz, meyvecilik var, Osmaneli'de meyvecilik-sebzecilik var. Üreticilerimizin mallarını değerlendirebilecekleri bir hal kurulması gerekiyor. Bir de, çok önemli olduğuna inandığım diğer bir konu, Nihat Ergün zamanında başlatılan ancak  hayata geçirilemeyen, Gıda-Tarım Organize Sanayi Bölgesi'nin burada mutlaka kurulması lazım. Burada üretmiş olduğumuz ürünlerin orada değerlendirilip o şekilde pazarlanması lazım. Bu çok önemli. Bir de çok önemli gördüğüm ilimizin geleceği dediğim projelerden bir tanesi de tarih turizmi. Gerçekten ilimiz başlı başına bir tarihi mekan. Her neresine giderseniz gidin, tarih kokuyor tarihin her döneminin iziyle karşılaşabilirsiniz. Bunun için bu ili bir tarih şehri haline getirmek gerekiyor. Yani tarihi değerleri ortaya çıkarsak alt yapı hazır. Bunları yeter ki ortaya çıkaralım. Bununla ilgili en önemli konulardan biri, bizzat Başbakan'ımızın seçildikten sonra ilk ziyaret ettiği yer Bilecik ve Söğüt'tü. Bununla ilgili, son il başkanı değerlendirmesinde kendisiyle görüşmüştük. Bana “Bilecik'in ismini Ertuğrul yapalım mı?” demişti kendisi. Dedim “Yapalım, ama bunun bir karşılığının olması gerekiyor, bir defa bu ili Ertuğrul yapacaksak eski haline getirmek lazım, sınırları genişletmek gerekiyor. Bir de bizim sahip olduğumuz tarihi değerleri ortaya koyacak çok büyük bir projeyi Bilecik'te hayata geçirmemiz lazım.” Yani bu Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulduğu zamandan bu zamana kadar yaşanmış olan tüm dönemleri simgeleyecek tüm dönemleri gözler önüne serecek bir yapının kurulması gerekiyor. Buna bir Osmanlı Köyü mü dersiniz, İmparatorluk Şehri mi dersiniz? Yani çok geniş bir alana, ekonomik olarak karşılığının sorgulanmaksızın yapılması lazım. Bu proje hayata geçirilirse Bilecik'e de Ertuğrul isminin verilmesi gerektiğini söylemiştim. İşin özeti mutlaka tarihi değerleri ortaya çıkarmamız gerekiyor.”

“İnsanların düşüncelerini, taleplerinin iyi dinlemek lazım”

İlimizin sahip olduğu değerlerden biri de orman varlıkları. Şehrimizin %54’ü orman. Bundan da yararlanmalıyız. Turizm olabilir, spora yönelik, dağ turizmine yönelik faaliyetler olabilir. Yenipazar'da olan kanyona yönelik böyle çalışmalar yapılabilir. Sayabileceğimiz daha bir çok şey var mutlaka. Sanayi olarak da şunu söyleyebilirim. Mutlaka İstanbul'dan Bursa'dan başta olmak üzere sanayilerin sıkışması neticesinden bir göç var. Oradan özellikle sanayici kardeşlerimizin sorunlarıyla ilgilenilmek kaydıyla mutlaka onların gelip de burada üretim yapacakları alt yapıyı kurmak lazım. Ancak burada çalışan kardeşlerimize para verecek, devlete vergi ve KDV ödeyecek şekilde. Nitelikli sanayi kuruluşları getirmemiz lazım. Bir de çalışanlara biraz yüksek ücret ödeyen sanayi kuruluşu getirmek gerekiyor.  Yani burada 1500-2500 arası ücret verebilecek nitelikli sanayiler getirmek lazım. O alanda da seçici olmak lazım. Yüksek ücret alan kardeşlerimizi, parayı Bilecik ekonomisine katkı olarak harcayacaklar. Sonuç olarak şunu söylemeye çalışıyorum, il ile ilgili bir proje, yatırım yapılacaksa mutlaka bu ilde yaşayan insanların görüşünü almak gerekiyor. İnsanların düşüncelerini, taleplerinin iyi dinlemek lazım. İnsanlarla iyi istişare etmek gerekiyor. Netice itibariyle Bilecik hepimizin. Burada yaşayan herkesin mutlaka bir fikri var. Onlarla danışarak konuşarak istişare ederek ilimize yapılacak yatırımları da bu şekilde değerlendirmek lazım.”

 

Editör: TE Bilişim