Bilecik merkeze bağlı Deresakarı köyü sakinleri köylerinin yakınına kurulan hidroelektrik santrali (HES) yüzünden sulama yapamaz hale geldiklerini söyleyerek santrali protesto etti.
 Köylerinin yanından geçen Sakarya Nehri’nin yatağından çekilen kum sebebiyle su seviyesinin 8 metre aşağıya indiğini belirten köylüler sulama yapamadıklarını söylediler. Traktörleriyle konvoy oluşturan köylüler Sakarya kıyısında yapılan çalışmaların olduğu bölgeye gelerek basın mensuplarına sıkıntılarını anlattılar.



Deresakarı köylüsü adına basın açıklamasını okuyan köy muhtarı İsmail Çam; “Deresakarı köylüleri isyanda. Köyümüzün ve Gemici köyü sınırları içerisinde elektrik üretim santralleri yapılmakta. Ancak Deresakarı ve Gemici köyü çiftçileri mağdur durumdadır. Biz elektrik santrali yapılmasına karşı değiliz. Bu santral devlete, millete yararlı olacak bir hizmet. Ne var ki Sakarya yatağını devamlı aşağı indiriyorlar. Çiftçilerin bahçelerindeki su pompalarında sular çekildi. Çiftçi mahsulünü sulayamaz duruma geldi. Siz büyüklerimizden ve yetkili makamlardan bir çözüm üretilmesini bekliyoruz.” dedi.


“Deresakarı’nı öldürdüler”

 Köy halkı köyün ekonomisinin %70 meyve-sebze üreticiliğine dayandığını ve ırmak kenarında olan arazilerin en verimli toprakları olduğunu söylediler. “Burası giderse köy de gider” diyen köylüler Vali Halil İbrahim Akpınar’dan yardım istediler. Sulama yapamadığı için kirazlarının kuruduğunu, her sene 20 kilo olan karpuzlarının bu sene 5-10 kilo olduğunu söyleyen bir köylü, “Suyumuzu bitirdiler, bizi de bitirdiler. Buradan suyun çekilmesi demek Deresakarı’nın ölmesi demek. Çok zor durumdayız. Mahsullerimizin sulanması lazım, ama sulayamıyoruz. Böyle giderse ürünlerimiz yanacak. Bu baraj bizi öldürdü, Deresakarı’nı öldürdüler” şeklinde konuştu.


“İktidar Milletvekilinin yanına yaklaşamıyoruz”

TEMA Vakfı Bilecik temsilcisi Ferruh Erdovan, mayısın ilk haftasında burada olan sorunu öğrendiklerini, gelip fotoğraflarını çekip ve ilgili mercilere yazılar yazdıklarını söyledi. Erdovan, “İktidarda olan ulaşabildiğimiz Milletvekili Bahattin Şeker’in mecliste konuyla ilgili soru önergesi vermesini sağlamış olduk. Bilecik’in çevresel sorunlarını milletvekillerimize anlatmak istiyordum. Ancak, maalesef iktidardaki milletvekilimiz bu konularda hiç duyarlı davranmadığı gibi biz yanına dahi yanaşamıyoruz. Bu sebeple maalesef muhalefette olan milletvekili arkadaşımıza bu görevi verdik. Şu anda köyün durumu bakanlıkta soru önergesi olarak duruyor.” dedi.


“Asıl altın yumurtlayan tavuk bu araziler”

Valiliğe, Devlet Su İşleri Genel Sekreterliğine, İl Özel İdare’ye ve Çevr ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne olmak üzere 4 tane dilekçe verdiğini söyleyen Erdovan, projeden sadece Deresakarı’nın değil; Çaltı Borcak, Hamidabat, Geçitli, Selvi ve Küçük Yenice ve Gemici köylerinin etkileneceğini söyledi. Projeyle Sakarya Nehri’nin su seviyesinin 4-6 metre düşürüleceğini, bu durumun boru çakılarak oluşturulan su kuyularından arazi sulaması için su alımını ortadan kaldırdığını söyledi. Dilekçelerine cevap alamadığını söyleyen Erdovan, projenin altın yumurtlayan tavuk olarak gösterildiğini ancak asıl altın yumurtlayan tavuğun buradaki araziler olduğunu söyledi.


Bu topraklar 3000 yıldan beri ekiliyor, bundan sonra da ekilecek

Elektrik santraline karşı olmadıklarını söyleyen Erdovan, Sakarya Nehrinin tabanının oyulmayacağı sözünün kendilerine verildiğini ancak durumun su an böyle olmadığını söyledi. Projenin İl Genel Meclisi’nden oy birliğiyle geçtiğinin altını çizen Erdovan muhalefetin duruma sessiz kalmasına tepki gösterdi. Kimse giden bir şeyi yerine getiremez diyen Erdovan, “Asıl Altın madeni bu vadidir. Bu topraklar 3000 yıldan beri ekiliyor, bundan sonra da ekilecek.” dedi. Yetkililerin projenin basında bu suyun gideceğini bilmelerine rağmen projeye izin verdiklerini söyleyen Erdovan, “Ben bir ziraat mühendisi olarak bu suyun köylünün hakkı olduğunu iddia ediyorum” dedİ.


HES yetkilisi suçlamaları kabul etmiyor

Konuyla ilgili görüştüğümüz Bükor 2 Hidroelektrik Santrali şantiye şefi Ali Dilmaç, bölgeye 13.05 megavatlık bir tesis inşa ettiklerini ve yaptıkları tüm çalışmaların kanuni olduğunu söyledi. Deresakarı kıyısında yapılan çalışmanın kot çalışması olduğunu söyleyen Dilmaç, “DSİ’nin, Bilecik İl Özel İdarenin ve tüm devlet kuruluşlarının verdiği belli bir kot var. Biz, bu kotu uygulamak zorundayız.” dedi. Santralden verilecek suyun belli bir eğimde akması gerektiği için bu eğim verme çalışmasının yapılmak zorunda olduğunu belirten Dilmaç, “Şu anda köylülerin iddia ettiği gibi, yatağı 8 metre düşürme şansımız yok ve kesinlikle böyle bir şey yapmadık. Sadece 1,5 ve 2 metre kuyruk suyunda tarama yaptık. Suyun olmamasının sebebi de önümüzde Sarıyer, Gökçekaya gibi 3 tane gövde barajı var. Bu yüzden bu yıl su yok. Zaten kendiliğinden düşüyor su seviyesi.” dedi.


“Kuyular köylünün kendi problemi”

Kot seviyesini 8 metre indirmediklerini söyleyen Dilmaç köylülerin iddialarının yersiz olduğunu söyledi. “Şu an elimizde mevcut projelerimiz, kotlarımız var. Projeye başlanmadan önceki kotlarımız da var. Şu anda tarama yaptığımız kotlarımız da var. İkisinin karşılaştırmasını yapabiliriz. Gelin ölçelim. Eğer 8 metre varsa, hiçbir şey demeyeceğim. Şu anda 2 metre 1,5 metre yer yer, belki köprüden öbür tarafa doğru 3 metre indirdiğimiz yerler vardır. Durum bundan ibaret.” diyen Dilmaç kuyuların köylülerin kendi problemi olduğunu söyledi. Dilmaç, “Kuyular, köylülerin kendi problemi. Kuyuların zaten 10 metrenin üstünde, yasal olması gerekiyor. 10 metrenin altında vurdurdukları kuyular da dere yataklarının kıyısında olan kısımlarda kum seviyesi düşük olduğundan ve kil tabakasına denk geldiğinden dolayı suyu alamıyorlar. Yani, bizden kaynaklanan bir problem değildir. DSİ’den izin alınıp kuyu vurdurmaları lazım.” şeklinde konuştu.




Editör: TE Bilişim