Demokrat Parti İl Başkanı Sezai Balta 27 Mayıs 1960 yılında gerçekleşen askeri darbesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi.
İl Başkanı Balta, gerçekleştirdiği yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Bizlere fikri bir miras bıraktılar
“Bugün ve yarın, bizler için, biz demokratlar için büyük bir acının, insanlık tarihi ve ülkemiz için de büyük bir utancın yıldönümüdür.
27 Mayıs’ta, iradesi ile bin yıllar boyunca yedi düvele galip gelmiş, çağ açıp çağ kapatmış bir milletin iradesi, o milletin güveni suistimal edilerek gasp edilmiştir. Apoletlerin arkasına sığınan zavallıların ve onlara alkış tutan kendini bilmezlerin gayretleri yılların emeği ve alın teri yağmalanmış, onlarca yıllık siyasi birikim ve demokrasi tecrübesi habis ruhlu kişilerce çiğnenmiştir.
Ancak daha da acısı, 27 Mayıs kendinden sonraki darbe ve anti-demokratik girişimlere örnek olmuş, Türkiye’de milletin iradesine layık olamayanların millete ve iradelerine hükmedebileceğine dair bir feci fikre zemin hazırlamıştır.
27 Mayıs, faninin, bakinin ve caninin ne olduğunu da bizlere elim bir şekilde gösteren olayların başlangıcıdır.
Caniler bizlerden, fani olduğu bilinci ile milletine hizmet için yaşamış başbakanımızı, bakanlarımızı almış, bizleri farkında olmadan baki bir fikrin mirasçıları yapmışlardır.
Birer gün arayla Başbakanımız Menderes’i, bakanlarımız Polatkan ve Zorlu’yu idama yollayan düzemece mahkemelerde kalemi kıranlar, ilahi bir kalemle bir destanın yazıldığını da fark etmemişlerdir. 10 yıl boyunca cesaretle adaletsizliğe siper olmuş demokrasi şehitlerimiz, darağacına giderken attıkları her cesur ve kararlı adımla bir destanın da ilk sözcüklerini yazmışlardır.
Bu destan şu dört kelime ile başlamaktadır; Demokrasi, adalet, hürriyet ve kalkınma!
Şehitlerimizin idam kararları yazan vesikalar aslında ölümsüzlüklerini kanıtlar birer delil haline gelmiştir.
Onların millet için hayal ettikleri elbet bir gün gerçekleşecektir, zira her zaman dediğimiz gibi; demokrasi ölmez bir mefkuredir!
Darbelerde el ovuşturanlar, bu ilmeklere de düğüm atmışlardır!
27 Mayıs’ta ve sonrasında darbelere ve darbelerin kendilerine göreceli olarak kazandırdıklarına sevinip el ovuşturanların da ellerine kan bulaşmıştır. Bu ilekklerin düğümleri onlar tarafından atılmış, idamlar ve şahadetler atılmayan naraların, olanı biteni, yağmayı, talanı kabullenmenin sonucunda gerçekleşmiştir.
Bilinmelidir ki ne tarih ne de hiçbir söz ellerinin kanı temizlemez, insanlık bu ayıbı örtemez!
27 Mayıs Darbesi Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı gerçekleşmiştir
27 Mayıs Darbesi yalnızca dönemin hükümetine, Demokrat Parti’ye karşı değil; evvela Demokrat Parti nezdinde temsil edilen insanımıza, Türk Milleti’nin refah ve huzuruna, Türkiye’nin bölgesel ve küresel kazanımlarına, özetle Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin kısa vadede yakaladığı sosyal ve iktisadi gelişimin içeride ve dışarıda verdiği rahatsızlık, yuları dışarıda olan bir eşkıya hareketi ile karşılık bulmuştur.
27 Mayıs ilk yumruktur
27 Mayıs’ta milletimiz o ilk yumrukla sersemlemiş, 12 Eylül’de ne yazık ki dermanını yitirmiş, ancak 15 Temmuz’da kendine gelmiş ve FETÖ hain girişimine ve mümessillerine dur diyebilmiştir.
15 Temmuz’da milletimiz yalnız demokrasiye karşı değil 27 Mayıs Darbesinin demokrasi şehitlerine de borcunu ifa etmiştir.
Yassıada artık daha da yaslı
Ne kadar acı ki kendilerini haksız bir biçimde Menderes'in varisi gören, demokrasiyi gidecekleri yer için araç olarak gördüklerini beyan ederek dahi demokrasiye bakışlarını beyan edenler,idam kararlarının da verildiği Yassıada'yı anlamını yitirecek şekilde neredeyse bir turizm sahası haline getirmişlerdir.
Ülkenin bugün girdiği darboğaza sebep olan beton hırsları ve imar rantlarından Yassıada da nasibini almış, bu acı idam kararlarının alındığı yer gerçek anlamda bir müze olabilecekken, nesillere darbelerin ne derece büyük acılara sebep olduğunu anlatacak bir merkez olabilecekken beton aşklarına yenilmiştir.
Bu duygu ve düşüncelerle, içimizdeki acı ve mücadelemiz konusunda kararlılıkla milleti için bedel ödemeyi göze alarak hizmet eden, şehadete yürüyen başbakanımız Ali Adnan Menderes’i, kıymetli bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yu, 15 Temmuz gecesi meydanlarda ve görevinin başında şehadete yürüyen kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum.
Ruhları şad olsun, Allah bizleri, milletimizi, devletimizi böylesine acı günlerden, yenilerinden korusun.
Hayallerini devraldık, milletimiz için kurduğumuz hayal gerçek olsun inşallah.”