Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hacı Dursun Yıldız, önceki gün katıldığı il genel meclis toplantısında ilimizde yaşanan yoğun kar yapışının ardında zarar gören seralar hakkında açıklama yaptı. “Bizim seralarımızın çoğu sera değil, yüksek tünel” diyen Yıldız, seraların sigortalaması için belli şartların gerektiğini ancak ilimizdeki seraların çoğunun bu şartları taşımadığını belirtti.

Yağış sonrası ilk iş olarak Ankara’ya bakanlığa afet ihbarında bulundukları ifade eden Yıldız, seralarda %70 zayiatın olduğunu, %40’ın üzerinde zayiatın olduğunda durumun afet kapsamına alındığını söyledi. İlimizdeki mevcut seraların 8’de 1’iin kayıtlı olduğunu ifade eden Yıldız, bölgemizin afet kapsamına alınmasının ardında çiftçinin borcunun 1 yıllığına erteleneceğini söyledi. Yıldız konuşmasında şunları söyledi:

“Bizim seralarımızın çoğu sera değil, yüksek tünel”

“Cuma günü Sayın Valimizle ve Tarım İl Müdürlüğümüzün diğer ekipleriyle, meclis Başkanımızla, genel sekreterimizle beraber gittik, yerinde incelemelerimizi yaptık. Şimdi beyaz kar berekettir deriz ama beyaz felakete dönüştü. Bunda yapılacak olan şu. Önce tedbir sonra tevekkül. Bir taraftan diyoruz ki kuraklık var, barajlarımız kurudu, kuruyor, barajlarımızdaki, sularımızdaki kirlilik oranı arttı. Niye? Su miktarı azaldığı için kirlilik artıyor, bir taraftan da buna seviniyoruz kar yağdı diye. Ama tabi 35 yıldır bu bölgeye böyle bir kar düşmediğinden ve ani bir yoğunlukta yağdığı içinde tedbirler zamanında alınmamış, sadece 10 dönüm serası olan ben bunu 20 dekara nasıl çıkartırım diye hesabını yapmış, derme çatma yaparak, üstüne naylonu çevirmiş bir sera olmuş. Bizim seralarımızın çoğu sera değil, yüksek tünel. Yani gerçek anlamda sera değil. Aslından baktığınız zaman seraların esasında tarım sigortasında sigortalanabiliyor ama o şartlara uygun şartlar sigortalanabiliyor. O şartlara uygunu olmayan seralarda sigortalanmıyor.

“Çiftçimiz kayıttan her zaman kaçtı”

Diğer taraftan ben bugün öğrendim.  8 dönümü aşan sigortalarda mal müdürlüklerine belli bir vergi ödemeleri gerekiyor. Bunu da mal müdürlüğümüzden öğrendim. Bu bin lirayla yetiştirdiği ürüne bağlı olarak 8 bin liraya kadar çıkabiliyor bu ödediği. Dolayısıyla bunu da ödememek adına kayıttan çiftçimiz her zaman kaçtı. Biz diyoruz ki 4 bin dekar seramız var diyoruz. Bu 4 bin dekar seranın işin açığını söylemek de fayda var. Şu anda OKS dediğimiz örtü altı sera sistemimize kayıtlı olan sera sayısı 51 işletmemizde 65 seramız ve toplam alanı da 545 dekar. Yani 8’de 1’i bir miktar kayıtlı var şu anda. Biz hemen bu kar yağdığında bizim ilk işimiz Ankara’ya bakanlığımıza afet ihbarında bulundum ve ilçelerimizden aldığımız rakamlara göre %70 zayiatın olduğunu bildirdim Ankara’ya ve bugün sabahtan ilk işimiz o oldu. Merkezden 3 ekip kurdum, Söğüt ilçemizden 2 ekip, İnhisar’dan 2 ekip kurularak hemen hasar tespitine başladık. Yerinde hasarlar tespit edilecek, kayıtlı kayıtsız biz bunları Ankara’ya bildireceğiz.

“Borçların ertelenmesi şu anda garanti gibi görünüyor”

Kaybımız, zayiat çok ve tabi ki bu konu da esas iş siyasilere düşüyor.  Biz tarım olarak yapabileceklerimiz önce tespitlerimizi sağlıklı bir şekilde yapıp bunların kayıtlı veya kayıtsız, altında ürün var veya yok. Yani ürünü olmayan da var bazı seralarımızda. Gittik onları da gördük. Hangi ürünler var ve ne kadar zayiatımız var? Bunların tespitini yapıp en kısa sürede Bakanlığımıza da bildireceğiz. Bakanlığa bildirmeden önce İl Afet ekibimiz, komisyonumuz ilde kurulacak, buradan geçecek. Bu gibi durumlarda ben hemen Antalya İl Müdürümüzü aradım, Antalya’da seralar çok biliyorsunuz ve zaman zaman orada da hem yağmur hem rüzgardan büyük zayiatlar vardı ki bu konuda devletin farklı bir desteği var mı diye. Maalesef sadece borçların ertelenmesi konusunda Bakanlar kurulumuzun bir kararı var. Bizimde bu felaket 31 Aralık yani 2014 yılında olduğu için bir yıllığına borçların ertelenmesi şu anda garanti gibi görünüyor ama onun dışında Başbakanlığımız afet kapsamına alırlarsa ki alınabileceğini çünkü %40’ın üzerinde bir zayiat olduğunda afet kapsamına giriyordu. Bizim zayiatımız %70’in üzerinde.

“Bundan sonra seralardaki taşıyıcı sistemlerin daha sağlam olması gerekir”

Yer yer %50-60 olanlarda var. Mesela Gölpazarı’nda 45 bin dekar bir seramız vardı, bunun sadece 32 bin 424 dekarında ufak tefek zayiatlar var 14 kişilik. Bu az olduğu için hemen tespiti yapıldı ama diğer tarafta İnhisar ve Çaltı’daki, Söğüttekilerin tespitleri devam ediyor. Benim vereceğim bilgi bu kadar. Normalinde tarım sigortalarında sigortalattırılabiliyor, seralarımızda, ürünlerde. Ama seraların teknik şartnameye uygun yapılmışlar ancak bunu yapabiliyor. Bu işte bizim için fırsat nedir? Bunun hesabını artık bundan sonra yapıp bu seralardaki taşıyıcı sistemlerin daha sağlam, seralar arasında belli bir mesafe bırakılması gerekir. Yani hepsi birbirine bitişik, bitişik yukarıdan gelecek yağmur veya karın gideceği, tahliye edileceği bir alan yok. Mümkün mertebe her alanı metrekareye kapatalım hesabı yapılıyor ama sonuçta da böyle şeylerle karşılaşabiliyoruz. Önce tedbir sonra tevekkül diyoruz. Tedbirimizi alacağız, ondan sonrada tevekkül edeceğiz inşallah. Allah bu tür afetleri bir daha bizlere göstermesin diyor, teşekkür ediyorum.”

 

Editör: TE Bilişim