Kılıçdaroğlu, cumartesi günü partisinin il başkanlarıyla CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi. CHP Bilecik İl Başkanı Çağatay Karaahmet’in de katıldığı toplantıda, 30 Mart seçimlerinde alınan sonuçlar masaya yatırıldı.
Toplantıda, yerel seçimlerde CHP'nin il il oy oranlarının yer aldığı bir rapor il başkanlarına sunulurken, özeleştiri yapmaları istendi. Toplantı öncesi basın mensuplarının karşısına geçen Genel Başkan Kılıçdaroğlu,  partisinde bireysel çıkışlara, bireysel beklentilere asla izin vermediğini ifade ederken, “Ben ne olacağım anlayışı artık CHP'de yok. Artık, ‘biz ne olacağız’, ‘Türkiye ne olacak’ asıl düşünmemiz gereken nokta budur” dedi.

İl başkanlarına "yol arkadaşlarım" diye seslenen Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra ilk kez bir araya geldiklerini ve toplantıda güzel sonuçlar almayı umduklarını dile getirdi ve "Özeleştiriler ortaya çıkacak ve yeni bir dinamizmle illerimize dönmüş olacağız" diye konuştu.  Seçimleri değerlendiren Kılıçdaroğlu; "Bir yerel seçim süreci yaşadık. Oylarımızda bir artış var. Ama beklediğimiz oranda mı? Hayır. Sonuçtan memnun muyuz? Hayır. Ben memnun değilsem, inanıyorum ki sizler de memnun değilsiniz. O zaman oturacağız beklediğimizle, karşılaştığımız tabloyu masaya yatıracağız. Neyi hedefliyorduk, ne kadarı gerçekleşti. Bunu samimi olarak masaya yatıracağız" diye konuştu.

“Türkiye'de toplumsal muhalefetin önderi durumundayız”

CHP'de son dört yıl içinde önemli değişiklikler olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Üye sayımız 2010'dan 2014'e yaklaşık yüzde 46 arttı. 750 bin olan üye sayımız, 1 milyon 100 bine çıktı. Bu çok önemli gelişme. Üye sayısımızın artmasında sizlerin büyük katkısı var ama bu yetmiyor. Amacımız CHP'ye oy veren her değerli yurttaşımızı partiye üye yapmak olmalı. Daha güçlü bir yapı için. Almanya, İngiltere, Fransa buradaki sosyal demokrat partileri düşündüğümüzde üye sayısı itibarıyla en güçlü sosyal demokrat örgütlenmenin Türkiye'de olduğunu size söylemek isterim. En güçlü örgütlenme bizde. 2009'a göre oylarımızda da bir artış var, bize oy veren yurttaş sayısı 12 milyonu buldu. Yüzde 30 bandına yaklaştığımızı görüyoruz. Bütün hileleler, şaibeler, ne olursa olsun, her şeye karşı biz Türkiye'de toplumsal muhalefetin önderi durumundayız, daha kararlı, daha tutarlı, bir mücadele sürdürmek zorundayız. Herkes bizden bu görevi bekliyor."

“Totaliter rejim tehlikesiyle karşı karşıyayız”

"Artık, 'biz ne olacağız', 'Türkiye ne olacak' asıl düşünmemiz gereken nokta budur. İçinde bulunduğumuz şartlar sıradan demokrasiyi yaşayan bir ülkedeki şartlar değil. Demokrasi ayaklarımızın altından kalkıyor, totaliter rejime doğru giden bir yapı var. Bu nedenle hepimizin oturup düşünmesi gerekiyor. Halka anlatması gerekiyor. Biz bir totaliter rejim tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu asla unutmamalıyız. Türkiye son 5 yılda, hızla hukuk devleti olmanın dışına çıkıyor. Bu kaygı sadece CHP'nin kaygısı, entellektüellerin, aydınların kaygısı değil. Şu anda demokratik dünyanın ortak kaygısıdır. AB İlerlerleme Raporlarına bakın, oradaki tartışmalara bakın. O nedenle bizim sorumluluklarımız her zamankinden daha fazla ve daha ağır bunun bilincinde olacağız. Geldiğimiz noktada, kendi iradesini, halka milli irade diye dayatmaya çalışan bir zihniyet var. Çünkü milli iradenin ne olduğunu bilmiyor, ona göre kendi düşüncesi geçerli, bunun dışındaki hepsi hukuk dışıdır, demokrasi için tehlike de budur. Bir kişinin çıkıp kendi iradesini, milli irade diye halka satması. Bunu kabul edemeyiz. 

Sözde bir diktatörün yüzüne, bir diktatör özentisinin yüzüne, hukuk devletinin ne olduğu söylendi. Yargının siyasal iktidarın ya da egemen güçlerin arka bahçesi olmaması gerektiğinin altı özenle çizildi. Türkiye bu noktaya gelmişse hepimizin oturup yeniden düşünmesi lazım. Eğer hukuk savunmaya geçmişse bu ülkede bir şeyler var. Yargının en tepesindeki kişiler kaygılarını dile getiriyorlar. Bu sadece bir kişinin kaygısı değil, o da söylendi, Anayasa Mahkemesindeki görevli bütün yargıçların ortak kaygısı ve ortak söylemidir. Türkiye bu noktaya gelmişse hepimize düşen yeni ek görevler var demektir. Hukuk devleti önemlidir, barışı egemen kılacaksanız yolu hukuk devletinden geçer, bireylerin hak ve özgürlüklerini korumak istiyorsanız yolu hukuk devletinden geçer. Eğer dünyada saygın bir devlet olmak istiyorsak yolu hukuk devletinden geçiyor... Bizim verdiğimiz mücadele zor bir mücadele, zorbalara karşı özgürlük mücadelesi veriyoruz. Diktatörlere karşı demokrasi mücadelesi veriyoruz. Zalimlere karşı adalet mücadelesi veriyoruz. Kolay sıradan bir mücadele değil." 

 

Editör: TE Bilişim