Gazete ve televizyonların kanun hükmünde kararnamelerle hukuksuz bir şekilde kapatıldığı, gazetecilerin cezaevine doldurulduğu, basın özgürlüğün yok edildiği, ülkenin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi haline getirildiği, organize ve sistematik bir sansürün uygulandığı, binlerce gazetecinin işsiz bırakıldığı bir dönemde yaşıyoruz.  

Bu karanlık tablo içinde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü, kutlanacak bir bayram olmanın ötesinde, anlama, anlatma, farkındalık yaratma günü haline gelmiştir.

Gazetecilerin işsiz kalma, cezaevine girme ve öldürülme korkusuna kapılmadan, otosansür uygulamadan, sadece haberi düşünerek özgürce yazıp, ekranlarda özgürce konuşabilecekleri günleri yaratmak bizlerin boynumuzun borcudur.

Her koşulda baskılara boyun eğmeden çalışan, tarafsız, özgür, cesur gazeteciliği kendine meslek edinen ve mesleğin etik ilkelerini savunmaktan geri durmayan “gazetecilerimizin” 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlar, gazetecilerin emeklerinin karşılığını maddi-manevi alabildiği güzel günler dileğimle sevgi ve saygılarımı sunarım.

Editör: TE Bilişim