Cafer Elmas 
45 yıllık meslek hayatını Bilecik'te noktalayan İl Müftüsü Necati Tayyar Taş, doğum günü olan 2 Nisan’da yaş haddinden dolayı emekliye ayrılma kararı aldı.
Müftü Taş için 2 Nisan 2013 Salı günü Pamukçuoğlu Kültür Merkezi’nde İl Müftülüğü tarafından veda programı düzenlenecek.
Emekliliği öncesinde gazetemize röportaj veren ve Bilecik'lilere mesajlar ileten Necati Tayyar Taş, Bilecik'i çok sevdiğini, Bileciklilerin bundan sonraki kalan ömründe fahri hemşehrileri olacağını belirterek, Bilecik'le bağlarını koparmayacağını ifade etti.  
'2 Nisan 1948'de doğdum, 2 Nisan 2013 yılında emekliye ayrılıyorum'
2 Nisan 1948 yılında doğan Necati Tayyar Taş, 1 Kasım 1968 yılında göreve başladı. Doğduğu gün olan 2 Nisan 2013'te yaş haddinden emekliye ayrılacak olan İl Müftüsü Taş, '45 senede 15 kez tayinim çıkmış. Anlıyorumki rahat durmamışım. Bir idarecinin meslek hayatında bu kadar tayin çok. Bazı arkadaşlarım 1-2 yere tayin olmuş ve görev yapmış. Ben de artık bu güzide ilde yaş haddinden emekliye ayrılıyorum ' dedi.
'Cemaat değil, cemiyet adamı olmayı yeğledim’
Görev yaparken 3 maymunları hiç oynamadığını, tam bir görev adamı olmaya çalıştığını belirten Necati Tayyar Taş, 'herşeyi gördüm, söyledim, karıştım, elimi taşın altına soktum böyle olunca da bu hizmet ömrünüzü kısaltıyor. Yani duymayan, görmeyen, hissetmeyen bir kişilik olmadım. 45 senelik hizmet hayatımda cemaat adamı olmadım cemiyet adamı olmayı hep yeğledim. Bu yüzden hiç kimse Necati Tayyar Taş filan zihniyetin, filan grubun filanların adamıdır diyemez. Din görevlisi olarak şemsiye olmamın doğru olduğu inancındayım. Biz şemsiye olalım ki çünkü yaptığımız görev bunu icab ettiriyor, gölgelenmek ve yağmurdan ıslanmak istemeyenler bizim şemsiyemizin altına gelsin ve bizim şemsiyemizin altında herkes olsun' dedi. 
'Bilecik'te baş tacı edildim'
Bilecik'te 9 sene 9 gün çalışıp hizmet ettiğini, Bileciklilerin kendisini baştacı ettiklerini belirten Necati Tayyar Taş, 'Bilecik'te 24 Mart 2004 tarihinde göreve başladım. 2 Nisan 2013 tarihi itibariyle 9 sene 9 gün oldu. Bilecik Müftüsü Necati Tayyar Taş hakkında şucudur bucudur kimse demez diyemez. Bu görevin böyle yapılmasının ilahi bir talimat olduğu inancındayım. Ben karınca kararınca kendimi bu keyfiyete uyarlamaya gayret ettim' dedi.
'Bilecik kerhen geldiğim iki yerden biriydi'
Türkiye'nin farklı şehirlerinde görev yapan Necati Tayyar Taş, İskenderun'un Oğuzeli ilçesinin yanısıra Bilecik'inde kerhen atandığı il olduğunu belirterek, 'ilk İl Müftülüğüm Diyarbakır'da başladı.  1981'den 1985'e kadar Diyarbakır'da 4 sene kaldım. 1985-2013 aradan 28 yıl geçmiş hala Diyarbakırlılar beni unutmamışlardır, çok hizmetim oldu onlara. Diyarbakır'dan Bolu'ya geldim, 7 sene orada kaldım. Bir ara görevlendirmeden dolayı Kastamonu'da 2 ay kaldım, daha sonra Ankara'da 6 sene kaldım ve Ankara Müftülüğü yaptım. 1998'de İstanbul'a geldim 4 sene İstanbul Müftüsü olarak görev yaptım. Ankara ve İstanbul'da hasbelkader Müftülük yapmayı Allah bana nasip etti. Bu iki şehirde görev yapan tek kişiyim. İstanbul'da 2002 tarihinde Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına gittim. Burada 10 ay kaldım. Başkanlığın akademik kariyeri yapan arkadaşlarımızla çalışılmasını kararlaştırması ile akademik kariyerden mahrum olan ben ve benim gibi arkadaşlarım bir kadro hareketi olarak tasfiye edildik. Bizlere Ankara'dan ayrılmak düştü. Bilecik'e geldim. Bilecik benim 45 senelik meslek hayatımda kerhen atandığım 2 yerden birisidir. Birincisi İskenderun'dan Oğuzeli Müftülüğüne atandım. İskenderun'un nüfusu 120.000 bin Oğuzeli'nin nüfusu 10.000'di. Kendimi buraya atanınca boşlukta hissettim. Diğer atandığım ilde Bilecik oldu. Ama bütün samimiyetimle söylüyorum ki hayatımın en güzel günleri Oğuzeli ve Bilecik'te geçti. Bilecik'te çok rahat ettim. Bilecikliler bizi baştacı etti, kıymet verdiler, Bilecik'ten bir saniye üzüldüğümü söy-eyemem' şeklindeki görüşlere yer verdi. 
'En verimli zamanımda Bilecik'e atandım'
Yoğun bir hizmet temposunda sonra Bilecik'te hasbelkader daha hızlı çalışma imkanını elde edemediğini belirten Necati Tayyar Taş, 'çok hareketli bir ortamdan çok rahat bir yere gelince yapmam gerekenleri yapma imkanı bulamadım, biraz burukluk var. Sultanahmet Camii'nde, Süleymaniye Camii'nde, Hacıbayram Camii'nde, Kocatepe Camii'nde binlerce insana hitap ederken, bir avuç insana hitap etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu konudaki arz ve talep ister istemez burada olmuyor. Ben burukluğumu Bileciklilere hissettirmemeye gayret ettim. Ettirseydim vebal olurdu. Bilecik'in ne günahı var. Ama işte eti budu belli bir il. Onbinlerce cemaate hitap eden bu kardeşiniz öyle bir kitleye alıştığı için ister istemez rölantide oluyorsun. Halbuki ben yük çekmek isterdim. 15 ton yük götüren bir kamyona 2 ton yükle yola çıkarsan kamyona ayıp etmiş olursun. Hakkını vermek lazım' görüşlerine yer verdi.
'Burası çok aziz bir yer, buram buram tarih kokuyor'
Bilecik'te hizmet etmekten onur duyduğunu, 9 yıllık görevi süresince herkesle beraber olmaya çalıştığını belirten Necati Tayyar Taş, 'insanımı çok seviyorum. Keşke mümkün olsa da cenazelerde, acılarda, matemlerde herkesle beraber olsam. Ama hepsine yetişmeye vaktimiz yetmiyor. Gidebildiklerime gittim, gidemediklerime de telefonla taziye edip acılarını paylaşmışımdır. Bileciklilerin sevinçlerine ortak olmuşumdur. Bunu mümkün mertebe yapmaya gayret ettim. Ben köy çocuğuyum, toprak evde doğdum. Vatandaşımı bilirim, onları tanırım onlardan biri olmama lüksüm olamaz. Biz halk insanıyız. Bizim işimiz halkla, insanla bu dünyada onu kuramayıp hizmet edemezseniz olmaz. Ben kürsüde halkıma bakarım alıcıların kapasitesi neyse onu konuşurum. Bunu yapmazsanız kendi kendinizi aldatmış olursunuz. 45 senelik tecrübeler bizi bu şekilde hareket etmeye mecbur eyledi. Hizmet hayatında ilkler ve sonlar çok mühimdir hiç unutulmaz. İlk görev yerimi unutmadığım gibi son görev yerim olan Bilecik ve Bileciklileri unutmam mümkün değil. Bilecik Türkiye'de bir ildir ama çok farklı bir ildir. Bilecik bir kere Devleti Aliyeyi Osmaniye'nin otağı, ocağıdır, geçmişimizin çadır kurduğu yerlerdir. Burası çok aziz bir yer, buram buram tarih kokuyor. Bu koku bu yörenin insanlarında var ve ben bu kokuyu hep kokladım. Bilecik'i istesem de unutamam' ifadelerine yer verdi.
'Beni bu şehirde ne idarecilerim üzdü, ne de halk'
Bilecik'te kendisini bir saniye üzen ve Bileciklilerden kaynaklanan bir olayla muhatap olmadığını belirten İl Müftüsü Necati Tayyar Taş, çarşıda, pazarda tanıyan tanımayan herkesten saygı gördüğünü, Bilecik'te 9 yıllık görev hayatını dopdolu ve huzurlu geçirdiğini belirtti.
Taş, 'gel dedim geldiler, otur dedim oturdular, kalk dedim kalktılar, yürü dedim yürüdüler, samimiyetle belirtirim ki bir idareci için bu enteresan birşey beni kimse üzmedi. Ne idarecilerim üzdü, ne de halk üzdü. Burayı sevmemek mümkün değil. Buraya gelmek belki kimsenin iradesiyle değildir ama gitmesi de elinde değildir. Çünkü burada Şeyh Edebali Hazretleri var. Burasının manevi bir tapusu var.
‘Bilecik çok huzurlu bir il’
Necati Tayyar Taş, ‘ben tayin isteyerek Bilecik'e gelmedim, ama 9 sene dopdolu huzurlu bir hayat yaşadım. Burası çok huzurlu bir il.  Çarşıya pazara çıktık tanıyan tanımayan herkes saygı gösterdi, çok samimi olarak hocam deyince ağızlarından bal aktı. Geçmişimizi bildikleri için Bilecikli olmanız bizim için şereftir ama siz Bilecik'e fazlasınız diyenler oldu ve şımarttılar. Burada bir mesaj var. Halkımızın yetiştirdiği insan hakkında değerlendirmesi böyle. Ama bizim idaremizin bozuk çarkı bu, biz insanlarımızı çok çabuk harcıyoruz. 
Bir insan patates gibi yetişmiyor. Çok zor yetişen insanı biz çok çabuk harcıyoruz. Bu yüzden son yüzyılda çok ufuklu, kapasiteli insanımızın azlığı birazda bundan kaynaklanıyor. Çok zor yetişen insanımızı kendi kapasitesinde değerlendirmek lazım. Ben en verimli çağımda Bilecik'e geldim. Kapasitesi yüksek bir yerde tecrübelerimi sergiledim. Tecrübelerin kitabı, mektebi yoktur. Siz basın yayın okulundan mezun olunca iyi bir gazeteci olamazsınız,  pişerek yetişeceksiniz. Bu kadar değişik yörelerde hizmet eden birisinin böyle ufak bir yerde nöturilize edilmesi tabiri caizse elinin kolunun bağlanması,  işte siz gidin şurayı idare edin denmesi bize, milletimize, insanımıza çok getirisi yok' şeklindeki görüşlere yer verdi.
'Keşke daha çok yorulsaydım, terleseydim, yıpransaydım'
Bilecik'te çok rahat ettiğini, huzurlu yaşadığını, doya doya tadını çıkarttığı bir yer olduğunu belirten Necati Tayyar Taş, bunun yanısıra 'keşke daha çok yorulsaydım, terleseydim, yıpransaydım, didinseydim, çırpınsaydım, yoğun bir iş tempom olsaydı tecrübelerimi daha fazla insana ulaştırabilseydim. Burada her camiayla ilişkilerimizin başında ise basın geldi. Bilecik'e ilk atandığım günlerde 3 gazetemiz vardı onların gelmesini beklemeden bizzat yerlerinde ziyaret ettim. Ve onlara dedim ki siz bizim elimiz, gözümüz, zihnimizsiniz. Bizim lehimizde bizim gıdıklanacağımız cümleler yerine yaptıklarımızı çok rahatlıkla mıhına da malına da vurarak yapabilirsiniz demiştim. Basınla çok iyi günlerimiz oldu. Basın belki Necati Tayyar Taş hakkında yazıp çizmek istediği şeyleri acizane bizi gözlerinde çok fazla büyüttüğünden elleri aleyhimizde birşey yazmaya gitmedi gibi geliyor keşke yazsalardı. İlginize ve alakanıza teşekkür ediyorum, bunu hep hafızamda yaşatacağım' dedi.
'Akrabalarım İstanbul'da olmasaydı, Bilecik'e yerleşmeyi düşünürdüm'
2 Nisan 2013 tarihinde emekliye ayrıldıktan sonra Beylikdüzü'nde bir evi olduğunu ve İstanbul'a yerleşeceğini belirten Necati Tayyar Taş, 'Bilecik'i çok sevdim, akrabalarım İstanbul'da olmasaydı Bilecik'e yerleşmeyi düşünürdüm. Bilecik'le hiç irtibatımı kesmeyeceğim. İdareci olarak ölçüyü kaçırdığımın farkındayım çünkü 9 sene bir idarecinin görev yeri olarak çok fazla. Bu 3 yada 6 seneye denk gelmeli. Çünkü bir idareci çok iyiyse başka yerlerde bundan faydalanmalı. Kötüyse de bunun kahrını başka bir yerde çekmelidir. Ama biz kendi kendimizi aklamak durumunda değiliz. Benim içinde buradan başka bir yere gitmenin bir manası yok. Onlar bize değmedi, biz de talepte bulunmadık, bir itme zorlamada olmadı bu konuda. Görev yerimi burada noktalıyorum' dedi.
'Bilecikliler isteselerde, istemeselerde onların fahri hemşehrileri olacağım'
İl Müftüsü Necati Tayyar Taş, Bilecik'i ve Bileciklileri çok sevdiğini, bundan sonra hayatının kalan bölümünde Bilecikliler isteseler de istemeseler de onların fahri hemşehrileri olacağını belirterek, 'her yerde Bilecik'i anlatacağım. Taşını, toprağını, mermerini, ipeğini, seramiğini anlatacağım. Siz ne kadar Bilecikliyseniz, Bilecik'te doğmayan herkes o kadar Bilecik'lidir çünkü Bilecik hepimizin müşterek atayurdudur. İyi ki buraya atanmışız, bu güzelliklerle buluşmuşum. Ben Bilecik'e geleyim burada emekli olayım diye buraya geldim. 
Çünkü 9 sene önce emekliye ayrılsaydım  Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olarak emekli olacaktım. Burada aldığım maaştan 1000 lira daha fazla maaş alacaktım. Ben her ay 1000 lira az maaşla burada çalıştım. Derler ki maaş verilmezse devlet memuru çalışmaz işte çalışmışım. Buradaki 1000 liralık az maaşım senede 108 bin lira eder. Bileciklilerin bana 108 bin lira borcu var. Annemin ak sütü gibi helal olsun. Buradan asla kopamam. Ama 3 sene fazladan Bileciklilerin huzurunu işgal ettim, 3 sene önce 6 seneyi bitirince emekli olsaydım belki daha genç ve dinç bir arkadaşımızın yerime gelmesine de mani olmanın üzüntüsünü çekiyorum. Bilecikliler hoş görsünler, her zaman onlarla birlikte olmaya devam edeceğim' şeklindeki görüşlere yer verdi.
Editör: TE Bilişim