Hasan Güner

Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen etkinliğe Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayir, MHP Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Halis Zafer Koç ve Bilecik Belediye Başkan Vekili Nihat Can başta olmak üzere kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri kişi katıldı.
Çelenk sunumuyla başlayan programda günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmayı Jandarma Üsteğmen Emre Çelebi yaptı. Çelebi konuşmasında şunları söyledi:
“Gurur ve minnetle kutladığımız bugün dünyanın en kuvvetli ordularının 100 yıl önce Çanakkale toprakları içinde kahraman Türk askerlerinin iman dolu göğsüne çarparak bütün ümitleriyle beraber Türk sularına gömüldüğü gündür.
Bugün büyük insan ulu önder eşsiz komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Anafartalar sırtında dünyaya komutanlık sanatını öğrettiği gündür. Bugün bu toprakların sonsuza kadar tek sahibi olan yüce Türk milletinin bağımsızlığı ve hürriyeti söz konusu olduğunda nasıl şahlandığının tüm dünyaya gösterildiği, Türk birlik ve beraberliğinin kudret ve kabiliyetinin nelere nüktedir olduğunun tüm dünyaya öğretildiği gündür. Bugün yurdumuza namusumuza birlik ve beraberliğimize kasteden düşmanın yok edildiği, her karış toprağımızın kanımızla yıkanarak düşmandan temizlendiği kutlu gündür. Vatanımıza ve istiklalimize kasteden hain düşmanlara karşı yurdumuzun her karış toprağını aziz kanlarıyla sulayarak şehit ve gazi olan dedelerimiz babalarımız analarımız kardeş ve evlatlarımız olduğu için onurlu ve gururluyuz.
Kahraman ecdadımızın şehit ve gazilerimizin sayesinde vatanımızın sahibi ve özgürüz. Bu anlamlı gün münasebetiyle şehit ve gazilerimizi bir kere daha saygıyla anıyor, kendilerine şükran ve minnetlerimizi sunuyoruz.
Mehmet Akif Ersoy, ölümsüz eseri İstiklal Marşı’mızda “Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ? Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.” diyerek vatan topraklarının kutsiyetini ne kadar güzel ifade etmiştir. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır diyen ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk gençliğine hitabesinde Her Türk gencinin birinci vazifesi Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafa etmek olduğunu söylemiş, Cumhuriyetimize ve vatanımıza kastedecek dahili ve harici bedbahtların olacağını işaret etmiştir.
Tarih boyunca Türk milletiyle her türlü zaman mekan ve şartlarda sinsice uğraşan dahili ve harici düşmanlar olmuştur. Ve aziz milletimiz her seferinde bu düşmanları alt etmeyi başarmıştır. Bundan sonra da Gaziantep Kuva-i Milliye Komutanı Şahin Bey’in Fransız komutana söylediği gibi, “Namus ve hürriyet için ölüme atılmak bize Ağustos sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelecektir. Bu bayrak dünya var oldukça mavi göklerde şerefle dalgalanmaya devam edecektir.”
Aziz şehitlerimiz, rahat uyuyun. Emanetiniz emanetimizdir. Ruhunuz şad olsun. Ne mutlu şehitlik ve gazilik mertebesine erenlere, ne mutlu kutsal vatan toprağı uğruna hayatını ortaya koyabilenlere ve ne mutlu Türk’üm diyene.”

Ardından kürsüye gelen Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Hayati Durak da konuşmasında şunları söyledi:
“Nedir bu 18 Mart? Çanakkale zaferinin öncülüğü ile vatanı, milleti, bayrağı, dini için yapılan savaşlarda hayatını kaybeden bütün şehitlerimizin anma günüdür. 18 Mart’ta Türk milleti Çanakkale destanını yazdı. Bu destan nasıl yazıldı bilir misiniz? Fakirlik içinde; buğday kırığından yapılmış çorba yemekleri, sağlıksız içilen sular, çamur içerisinde bulunan barınaklarda kalan askerlerimiz en modern silah ve araçlarla donanmış düşmanlarına karşı aslanlar gibi savaştı. Çünkü kalplerinde sadece vatan sevgisi vardı. Tıbbiyeli, mülkiyeli, Harbiyeli, adliyeli ve liseli öğrencileriyle ve kahraman askerleriyle ölüme gülümseyerek gittiler. Nurlanarak şehitlik mertebesine ulaştılar. Bizlere bu kutsal vatan topraklarını emanet ettiler. Anadolu’nun evlatlarını yedi bitirdi Çanakkale Savaşı. Bu savaş sadece cephede savaşanların savaşı değil. cephe gerisinde bekleyen anaların, bacıların, gelinlerin, yavukluların da savaşıydı. Hiç gelmeyecek kocasını hiç dönmeyecek babasını doyamadığı oğlunu ömrü boyunca özlemek beklemek nedir bilir misiniz? Bu bekleyenlerin babaları ağabeyleri dedeleri kocaları yoktur. Onların yerine acı vardır, hüzün vardır, yeniden yeşerecek toprakları için gözyaşı vardır, ıztırap vardır. Çanakkale Savaşı sırasında cephe gerisinde yaralıları tedavi eden onlara cephane taşıyan şehit ve gazilerin yetimlerine ailelerine sahip çıkan kadınlarımızdır bunlar.  Vatanı için, bayrağı için, milleti için, dini için gözünü kırpmadan canını seve seve vererek şehitlik mertebesine ulaşan ecdadımızı Çanakkale Savaşında büyük kahramanlık gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına minnet ve şükranlarımı sunuyorum, ruhları şad olsun.”
Bilecik 2’nci Jandarma Er Eğitim Tugay Bando Takımı konseri ile Cumhuriyet Meydanı’nda son bulan etkinlik, Bilecik Şehitliği’nde devam etti. Devlet erkanı tarafından şehit mezarlarına çiçek bırakıldı ve dua edildi.
Editör: TE Bilişim