CHP Milletvekili Yaşar Tüzün’ün kayınpederi Hüseyin Dilman’ın cenazesi için Bilecik’e gelen CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, ülkemizin içinde bulunduğu süreçle ilgili Genel Yayın Yönetmenimiz Cafer Elmas'ın sorularını yanıtladı.

İktidarın son günlerde yaptığı icraatları doğru bulmadığını belirten İnce, askeri okulların kapatılmasının yanlış olduğunu söyledi ve hafta sonu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düzenleyeceği mitinge, Cumhurbaşkanının tarafsızlığını korumadığını ve bir partili gibi hareket ettiğini belirterek katılmayacağını ifade etti.

İnce, Bilecik CHP İl Başkanı Metin Yaşar’ın Tarım İl Müdürlüğü’nde harita Mühendisi olarak çalışan kızının açığa alınmasını ise, FETÖ soruşturması kapsamında örgütle ilişkisi olmayan çok sayıda kişinin de açığa alındığını bildiğini söyledi ve “Sadece FETÖ’cüleri değil, AKP’ye muhalif olan bazı insanları da temizlemek için bu işi cadı avına dönüştürmek isteyenler var” ifadelerini kullandı.

Pazar günü yapılacak mitinge Cumhuriyet Halk Partisi de çağırıldı. Sayın Kılıçdaroğlu katılmayacağını fakat parti adına heyet göndereceğini söyledi. Siz bu miting hakkında ne düşünüyorsunuz?

 “Tarafsızlığını yitirmiş, partili gibi davranan bir Cumhurbaşkanı. Hala sıcak siyaseti damarlarında hisseden, hala damarlarında AKP kanı dolaşan, kendini partinin genel başkanı yerine koyan bir Cumhurbaşkanının, bu problemli günlerde, bu olağanüstü koşullarda bir iki davranışına bakarak her şeyi unutacak değiliz. Bugün bu ülke bu hale geldiyse “Ne istediler de vermedik?” zihniyeti sayesinde geldi. Bugün bu ülke bu hale geldiyse “Bitsin artık bu hasret” demeleri sayesinde geldi. Onları oralara kim yerleştirdi? Silahlı Kuvvetler içerisindeki üniforma giymiş bir takım teröristlerin bu darbe girişiminde bulunmaları memleketimiz açısından çok kötü oldu ama onları oraya kim getirdi? Sorumlular hesabını vermeyecek mi? Hesap görmeyecek miyiz? Tamam, darbeciler hesap versin ama darbecilerin önünü kim açtı? Onları oraya kim getirdi? Bunlar hesap vermeyecek mi? Yani sütten çıkmış ak kaşık mı olacak bunlar? Bu nedenle ben öyle bir mitinge gitmem. Gitmeyeceğim de. Parti yöneticilerimiz böyle bir karar almışlar, bir heyet gidecekmiş. Ona bir şey diyemem.

Askeri okulların kapanması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Kinle, nefretle, intikamla, öç almakla devlet yönetilmez. Tamam, doğrudur, bu ordu muhtıra vermiştir, darbe yapmıştır. Bu ordunun içerisinden üniforma giymiş terörist bir grup darbe girişiminde bulunmuştur. Bu bir terör hareketidir. Bütün bunlar doğru. Ama bütün bunlar doğru diye koskoca Silahlı Kuvvetleri yok edemeyiz. Onları itibarsızlaştıramayız. Bu ordu bize lazım. Biz problemli bir coğrafyada yaşıyoruz. Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya… Bu sorunlu coğrafyada bizim güçlü bir orduya ihtiyacımız var. Burnu sürtülmüş bir ordu geleceğimizi tehlikeye sokar. İntikam almamamız lazım. “Askeri okulları kapattım.” Niye? Milli Eğitimi de kapatman lazım o zaman. Tapu Kadastroyu da kapatman lazım. Yargıtay'ı da kapatman lazım. Danıştay'ı da kapatman lazım. Anayasa Mahkemesini de kapatman lazım. Her yerden, bütün birimlerden FETÖ'cü diye insanları gözaltına alıyorsun ama bir tek askeri okulları kapatıyorsun. Neden? O zaman diğerlerini de kapatacaksın. Milli Eğitimin içerisinde de on binlerce insanı görevden aldın, gözaltına aldın. E o zaman Milli Eğitimi de kapatman lazım. Bu doğru bir şey değildir. Bir problem varsa, o problemle ilgili doğru teşhis koyup doğru tedavi yapmamız lazım. Şu anda daha da ürküyorum ben AKP'nin bu yaptıklarından. Yani bu bitmeyecek. Şu anda FETÖ'cüleri görevden alıyorsun, yerine başkaları geliyor. Elini ovuşturan başka gruplar var. 20 sene sonra başımız yine belaya girecek. Bu yaklaşım doğru değildir.

Bunun doğrusu parlamentoyu devre dışı bırakmamaktır. Büyük Millet Meclisi'dir. Büyük Millet Meclisi bir tecavüze uğramıştır. Büyük Millet Meclisi'nin tepesine bombalar yağdırılmıştır. Çözüm, Meclisi devre dışı bırakıp 3-4 kişiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni yeniden şekillendirmek değildir. Bu onların haddi de değildir hakkı da değildir. Aklı başında acele etmeden, doğru sağlıklı bir yapılandırma yapmamız lazım. Öyle düzenlemeler yapmalıyız ki, bir daha hiç kimsenin aklına darbe teşebbüsü gelmemeli. Buna cesaret edememelilerdir. Kurallarımızı, hukukumuzu, anayasamızı, işleyişimizi, Meclisimizi, iç tüzüğümüzü her şeyimizi buna göre düzenlemeliyiz. Bu da aklıselimle olur. Muhalefetle tartışarak olur. Sadece parlamentodaki muhalefetle değil, parlamento dışında kalmış muhalefetle de, herkesi biraraya getirerek bir çözüm yolu üretebiliriz.

Jandarma İçişleri Bakanlığı'na bağlandı, askeriyede yeni bir düzenleme var. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Orada bir çelişki var. Kara, Deniz, Hava Milli Savunma Bakanına bağlanıyor, Genel Kurmay Başkanı Cumhurbaşkanına bağlanıyor. Bir çelişki var. Emir komuta zinciri kırılıyor orada. Sayın İlker Başbuğ bunları çok iyi açıkladı. “Oradan aldım seni buraya bağladım” demekle darbe teşebbüsü önlenmez. Orduyu zaafa uğratmamamız lazım. Bu ordu bize lazım. Terörle mücadele eden insanlar var, şu anda dağda olan askerlerimiz var. Subaylarımız var. Şu anda ölümü göze almış insanlarımız var. Onların morale ihtiyacı var. Bakın Türkiye'nin başı öyle bir belaya girecek ki 5 sene sonra, bugünkü bu idam tartışmaları, küfredilen, kelepçeli general görüntüleri, dayak yemiş general görüntüleri, 5 sene sonra Türkiye'nin başına ne işler açacak. Onlar işkence altında ifade verdiklerini söyleyecekler. Eziyet gördüklerini söyleyecekler. Belki de cezaları hafifleyecek bu yüzden. Bunlar ciddi bir devlete yakışan işler değil. İdam edemeyeceğini bal gibi de biliyorsun ama bu tartışmayı yapıyorsun. Niye? İçeride insanların gazını alayım, seçmene selam vereyim diye. Bilmiyor musun idam edemeyeceğini? Geriye yönelik işlemeyeceğini bilmiyor musun? Bunu Cumhurbaşkanı da biliyor, Başbakan da biliyor. Sırf insanlara mesaj vermek için, seçmeni mutlu etmek için uydurulmuş, yapay, suni gündemlerdir. Devlet adamı mantığıyla bakmak lazım. Sakin, sağduyulu ve geleceği okuyarak. Ve bir daha başımıza bu problemin gelmemesi için ne yapmalıyız diye düşünerek yapmak lazım. Ama ne yazık ki gördüklerim karşısında umudumu yitiriyorum biraz.

Cumhurbaşkanı, “Henüz meydanları bırakmayın, tehlike geçmedi” diyor. 14 Ağustos diye bir tarih veriliyor. Sizce tehlike geçti mi yoksa hala bir tehlike var mı?

Bu kafayla tehlike hep var olur. Biz bu iktidardan memnun değiliz. Ama bu iktidarı yenmenin yolu F-16'lar, bombalar değildir. Biz bu iktidarı sandıkta yenmek istiyoruz. Demokrasi içerisinde yenmek istiyoruz. Özgür yurttaşlar eliyle yenmek istiyoruz. Asla ve asla darbecilerden yana olmadık. Biz zaten darbelerden çok çekmiş bir partiyiz. Mallarımıza el konulmuş, genel başkanımız hapse atılmış, partimiz kapatılmış. Biz asla darbecileri tasvip etmedik. Onları şiddetle kınıyoruz. “Yeni tehlikeler var” demek çözüm değil. Yeni tehlikelerin olmaması için ne yapmamız lazım, bunu konuşmamız lazım. Bu konuda iktidarın yaklaşımını sağlıklı bulmuyorum.

Bilecik CHP İl Başkanı Metin Yaşar'ın kızı, Tarım İl Müdürlüğü'nde harita mühendisi olarak çalışıyor. Kendisi birkaç gün önce FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınıyor. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Çok yerde var böyle şeyler. Çok sayıda duyumum var. Asla bu terörist grupla ilişkisi olmayan pek çok insanın açığa alındığını, gözaltına alındığını biliyorum. Bu işi cadı avına dönüştürmek isteyenler de var. Sadece FETÖ'cüleri değil, AKP'ye muhalif olan bazı insanları da temizlemek için fırsat bu fırsat deyip bu konuda haksız işlemler yaptıklarını biliyorum. Özel durumu bilmiyorum ama bu şekilde kurunun yanında yaşın da yandığını, pek çok yerde bir cadı avı yaptıklarını biliyorum.”

 

Editör: TE Bilişim