Şeyh Edebali Üniversitesinin gurur kaynağı olan 100 bin kitaplı kütüphanesinin yapımı ve gelişimine katkıda bulunan kişi ve kurumlar için teşekkür programı düzenlendi. Hizmete girdiği günden bu yana öğrenciler için adeta ikinci bir yuva olan ve yaşayan bir mekan haline gelen Şeyh Edebali Üniversitesi Kütüphane ve Bilgi Merkezi, 8 yıl gibi kısa bir sürede ülkemizin önemli kütüphanelerinden biri haline geldi.

Teşekkür programında konuşan Üniversite Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, medeniyetin kitap demek olduğunu söyledi ve “Üniversiteye sahip çıkın. Ama özellikle kütüphaneye sahip çıkın. Bu kütüphanenin elektriği kesilmesin, suyu kesilmesin, çorbası kesilmesin. Burası hayatiyetin bir sembolü olarak devam etsin” dedi. Vali Ahmet Hamdi Nayir de, üniversite inşa edilirken Rektörlük binasıyla Kütüphanenin karşılıklı konumlandırılmasına ve birbirine eş iki binanın ortaya çıktığına dikkat çekti ve bu durumun üniversite yönetiminin bilgiye verdiği önemi gözler önüne serdiğini ifade etti.

“Kitaplar bizim namusumuz ve onurumuz”

8 yıllık görev süresinin sonuna gelen ve kısa bir süre sonra ilimizden ayrılacak olan Rektör Prof. Dr. Azmi Özcan, teşekkür programının açılışında yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Öncelikle, bu yolculuğun başından itibaren yanımızda olan herkese teşekkür ediyorum. Kütüphane neden önemli? Bizi farklı kılan en önemli değerimiz bilgi. Bilgi de ancak kaydedildiği zaman bir işe yarıyor. Biz insanlık tarihinde bunu sadece milattan önce 4000 yıllarında başarabilmişiz. Yani şu anda yeryüzünde medeniyet namına ne varsa onun en kıdemli süresi 6000 yıl. Bilgiyi sadece üretmek değil, o ürettiğimiz bilgiyi saklayabilmemiz de önemli ve onun saklanacağı yerler de kitaplar. O yüzden medeniyet kitap demektir. O yüzden bizim medeniyetimizin bütün kitapları son 200 yılda dışarıya götürülmüş.

Bütün yazmalarımız, bütün paha biçilmez eselerimiz dışarıya götürülmüş. Çünkü kütüphanelerimiz içeride talan edilmiş. İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in büyükşehirlerin sahaflarına gidin, talan edilen resmi kütüphanelerimizin damgalarını taşıyan kitapları görürsünüz. Hepimize ait olan o çık kıymetli eseler hem dünya müzayede sofralarında, hem de ülkemizin sahaflarında alınıp satılan metalar olmuş. Onlar bizim namusumuz ve onurumuz. Onları korumak zorundayız ve onların korunacağı yer kütüphaneler.

“Kitap sayımız 100 bine ulaştı”

Ne yazık ki bu ülkenin eğitim kurumlarının pek çoğunda kütüphaneler ardiye olarak hizmet görüyor. Halbuki üniversite kütüphane demek. Bu yüzden bu kurumda rektörlük eğer bir kurumsal beyin vazifesi görüyorsa kütüphane de kalbi. “Kalp mi önemli, beyin mi önemli?” sorusu olmasın istedik. Kalbimiz de önemli, beynimiz de önemli dedik ve ikiz bir mimari düşündük. Öyle tahmin ediyorum ki bu işi emek veren, gönül veren herkesin iftihar edeceği bir eser meydana çıktı. Kitap sayımız 100 bine ulaştı. Bu normal şartlarda 30 yılda ulaşılması gereken bir rakamdır. 30-40 yaşındaki üniversitelerimizin pek çoğunda bu sayıyı göremezsiniz.

“Kütüphanede okumalı, çalışmalı, uyumalı, yemeli, içmeli…”

Kütüphane bir depo olmaktan çok yaşayan bir yer olmalı, yani hayatı takip etmeli. Dünyayı takip etmeli. Dünyanın ve hayatın bilgisini buradaki öğrencilerimiz taşımalı. Ve öğrencilerimiz de hayatlarına devam etmeli. Uyumalı, yemeli, içmeli, yatmalı, okumalı ve çalışmalı. Bizler de onlara bu hizmetleri gece gündüz sağlamalıyız. Hayatım boyunca yapabileceğim en hayırlı iş nedir diye merak eden varsa; Kütüphaneye ve bilgiye yatırım yapmak diyebiliriz. Başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. “Güneş, yeryüzünde ilim ve ilimle uğraşanlardan daha hayırlı bir şeyin üzerine doğmamıştır” (Hadis-i Şerif)

“Taşınması en kolay silah da bilgidir”

Eskiden bizim geleneğimizde imkan sahiplerinin kitap bastırıp talep edenlerin hizmetine sunma geleneği vardı. Bunu yeniden ihya etmemiz gerek. Hem kurumsal anlamda, hem de kişisel olarak iyilik anlamında. Eğer yeryüzü yolculuğumuzda bu ateş çemberi ve tehdit denizinde bizi taşıyacak olan en önemli şey silahsa taşınması en kolay silah da bilgi. Biz ancak bilgiyle yolumuzu aydınlatabiliriz ve bilgiyle kendi geleceğimizi temin edebileceğiz. Raflar dolacak, çocuklarlımız burada sabahlayacaklar, üretecekler, bilgi bilgiyi tetikleyecek ve dünyadaki sahip olduğumuz konumumuza geleceğiz.

“Bu kütüphanenin elektriği kesilmesin, suyu kesilmesin, çorbası kesilmesin”

Üniversiteye sahip çıkın ama özellikle kütüphaneye sahip çıkın. Bu kütüphanenin elektriği kesilmesin, suyu kesilmesin, çorbası kesilmesin. Burası hayatiyetin bir sembolü olarak devam etsin. Son söz olarak emeği geçen bütün arkadaşlarımıza hem şahsi anlamda hem de kurumsal anlamda teşekkür ediyoruz. Bu ülkemizi ve Bilecik’i sevenlerin ortak değeri. Ülkemize çok güzel bir kurum hediye ettik. Arkadaşlarımız 100 kişilik işi belki 15-20 kişiyle devam ettiler. Müteahhitlik firmamız bizi hiç kırmadı.

Mimarilerimizi çizen arkadaşlar bizimle hiç para pazarlığı yapmadılar. Bilgi işlem daire başkanımız belki de dünyanın en zorlu daire başkanlığını yapıyor. Amerikalıların görüp kıskanacağı bir bilgi işlem üssü kuruldu ve Bilecik’imizin bütün kurumlarına hizmet veriyor. Bilecik’imizdeki ilgili ilgisiz herkes buraya hem alın terini hem de akıl terini yansıttı.”

Rektör Özcan, konuşmasının sonunda, Şeyh Edebali Üniversitesi Kütüphanesinin üzerinde oluşan gökkuşağı fotoğrafını gösterdi ve “Bu insanların emeğini tabiat takdir etti, inşallah tarih de takdir eder” sözleriyle sözlerine son verdi.

Katkısı bulunanlara teşekkür…

Törende, Kütüphane ve Bilgi Merkeziyle ilgili bilgi veren Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Mustafa Serin tarafından kütüphanenin dünü ve bugünü hakında bilgi veren bir sunum yapıldı. Sunumun ardından, kütüphaneye katkılarından dolayı; Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdülhalik Bakır’a, Hektaş Şirket Müdürü Hakkı Ekşi’ye, Proje Mühendisi Şebnem Genç’e, İnşaat Mühendisleri Mustafa Üçüncü, Mehmet Doğan ve Dr. Kasım Binici’ye,

Yordam Bilgi Teknolojileri adına Ramazan Kayalar’a, Tekofis adına Hüseyin İnan’a, İsam adına Birol Ülker’e, Osman Yıldırım’a Üniversite Genel Sekreteri Rüştü Mumcu’ya, Genel Sekreter Yard. Murat Işık’a, Strateji Geliştirme Daire Başkanı Alper Yıldırım’a, İdari ve Mali İşleri Daire Başkanı İsmail Akgün’e, Öğrenci İşleri Daire Başkanı Sezer Kuyucu’ya, Bilgi İşlem Daire Başkanı Murat Fidan’a,

Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı İlbay Vurdular’a, Personel Daire Başkanı İsmail Üzel’e, Sağlık, Kültür Spor Daire Başkanı Faruk Ural’a, il protokolü tarafından teşekkür plaketleri verildi.

Editör: TE Bilişim