734'ncü Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri kapsamında düzenlenen “Tarih Boyunca Söğüt ve Kültürü” isimli sempozyumun açılışında konuşan Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, ülkemizin ve coğrafyamızın içinde bulunduğu duruma yönelik uyarılarda bulundu. Anadolu topraklarının her zaman zulme uğrayanların sığınacağı bir yer olduğunu söyleyen Özcan, “Herkesin aklını başına alma zamanı. Bu coğrafyayı da kaybedersek bizim gidebilecek hiçbir yerimiz yok” ifadelerini kullandı. Özcan yaptığı çarpıcı konuşmada şunları söyledi:

“Anadolu'nun bir ana kucağı gibi dünyanın neresinde olursa olsun baskı ve zulme uğrayan her inanç, kültür ve kimlikten insanların sığınacağı yer olmuşuz. Coğrafyada akla gelebilecek neresi varsa, nerede zulüm, baskı, insanlık suçu işlenmişse, hiç ayrım gözetmeksizin herkesi kucaklamışız. Tam 500 yıl sonra Balkanlar vatan olarak kaybedildikten sonra yine son çare olarak Anadolu'ya sığınmışız. Tam 800 yıl sonra Ahıska ve Türkistan coğrafyası kaybedilince yine buraya sığınmışız. Tam 1000 yıl sonra Kırım düşünce yine insanlar buraya sığınmışlar. Bu imtihanların çok ciddi ve ağır bedellerle ödenen acıların bir kez daha hatırlanma zamanı olmalı. Bu coğrafyayı da kaybedersek bizim gidebilecek hiçbir yerimiz yok. İşte Irak düştü, buraya sığındılar. Suriye düştü, kucağımızı açtık, 2 milyondan fazla kardeşimize. Ama Allah korusun eğer burası karışırsa ne bizim çalabileceğimiz bir kapı var, ne de bize kucağını açacak bir coğrafya var. O yüzden herkesin aklını başına alma zamanı. Söğüt ve Söğüt kültürü esas itibari ile bizim gelecekte geçmişteki acıları yaşamamamız için sürekli bir hatırlatıcı olarak karşımızda durmalı. O yüzden tarihe sık sık müracaat etmeli ve gelecek nesillerin benzer acıları yaşamaması için bunlardan dersler almalıyız. Söğüt, baş maya ve en önemli mayadır. Eğer bu maya hayatiyetini korur ise gelecekte de yine muhteşem hikayeler yazılabilme ihtimali her zaman mevcut olacaktır. Bize düşen bu mayayı bir arkeolojik değer olarak korumak yerine canlı bir miras olarak korumak ve onu bu tür vesilelerle yaşatmak.”

Editör: TE Bilişim