Bilecikspor’un eski başkanlarına kesilen on binlerce liralık SSK prim borçlarını dün gündeme getirmiştik. Takımın zor günlerinde sorumluluk alan ve taşın altına elini koyan başkanlarından olan Ahmet Özünlü, gazetemize yaşananlarla ilgili açıklama yaptı. 2005 yılında yapılan kongrede başkan adayı bulunmaması nedeniyle kulübün kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirten Özünlü, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Esnaf Odaları Birliği Başkanı Halit Gölcan ve eski Vali yardımcısı Abdurrahman İnan’ın ısrarları sonucu görevi kabul ettiğini ve sadece 3 ay görev yaptığını söyledi. Ceza kesilen eski başkanları “Kahramanlar” olarak niteleyen Özünlü, borçların kulübe ait olduğunu ve kişilere fatura edilemeyeceğini ifade etti. Özünlü açıklamasında şöyle konuştu:

 “22 Ağustos Cuma günü gelen posta evraklarıyla şok geçirdik. 12 kadar zarf ve içerisinde Bilecikspor’un 2005-2006 dönemine ait SSK prim borçlarına ihtiva eden yaklaşık 42 milyarlık bir borç tutarı. Bugünkü gazetenizde çok güzel işlemişsiniz. Bu konuyu araştırmaya başladık. Dernekler masasıyla görüştük. Hangi dönemde ne kadar görev yaptığımızı öğrenmek için çalışıyoruz.

“Biz 4 kahramanız”

Bu arkadaşlar olarak biz 4 kahramanız. Biz olmasak, kimse Bilecikspor için bir şey yapmayacaktı. Benim dönemimde hatırladığım kadarıyla 16.09.2005 tarihinde yapılan kongre için Vali Yardımcısı, şu an Zonguldak Vali Yardımcısı olan Sayın Abdurrahman İnan, Belediye Başkanımız Sayın Selim Yağcı ve Esnaf Odaları Birlik Başkanımız Halit Gölcan’ın iki günlük ısrarları sonucunda kulübün kapanmaması için görevi kabul ettim. Bana, sezonda kendilerinin her zaman destek olacağını, kendileri müsait olmadıkları için bu görevi kabul etmediklerini söylediler, ben de inandım. Kulüp çalışmalara başladı, başarılı bir süreçti. 3 ay sonunda takım ligde 3’üncü durumdaydı. Baktım çok faydalı olamıyorum, işler istediğim gibi gitmiyor, ‘burada durmama gerek yok’ diye düşünerek 2 buçuk 3 ay sonunda istifa ettim. Ama gelen zarflara baktığımızda tüm sezonu kapsadığını görüyoruz. Bu nedenle hukuki süreç başlattık. İtirazımızı yapacağız.

“Demek ki Bilecik’te bir görev alırken çok iyi düşüneceğiz”

Diğer arkadaşlarda aynı benim durumumdalar. Mesela Mehmet Sınmaz arkadaşım rahmetli Valimiz Ayhan Çevik’in ricasıyla, yine başkan bulunamayan kritik bir dönemde kabul etmiş. O da 3 ay içerisinde istifa etmiş. Onunki benden daha karışık bir dönemde olmuş demek ki, ona 64 milyar borç geliyor. Hep iyi niyetle, Bilecikspor devam etsin kapanmasın diye düşünen ikinci bir arkadaş. 3’üncü arkadaşımız uzun yılar kulüp müdürlüğü yapan Cengiz Özer. O da son noktalarda görev almış, görev süresi bir ay kadar. Olağanüstü kongrede kongre sürecini tamamlamak için. Sonunda yeni gelen arkadaşa devrediyor. Onunki biraz daha az, 22 milyar. Bir de Erol Çim arkadaşımız var. O da 44 milyarlık bir borç altında. Şöyle düşünüyorum, demek ki Bilecik’te bir görev alırken çok iyi düşüneceğiz. Bunun arkasında sigorta borcu, vergi borcu var mı diye takip etmemiz gerekiyor. ‘Bilecikspor ister kapansın, ister ne olursa olsun’ diye düşünürsek o zaman kendimize zarar gelmeyecek.

“Borcu Yağcı, Gölcan ve İnan’a Bölüştüreceğim”

Bir de ben kendimi biraz daha şanslı buluyorum. Çünkü bana söz veren 3 kişi hayatta. Abdurrahman Bey’le görüştüm. Halit Gölcan Bey’le görüştüm. “Benim hesabım kolay. 42 milyarı 3’e böldüğümüz zaman 14’er milyar gerekli yere yatırırsınız” dedim. Şimdi onları bekliyorum. Sonuç ne olursa benim işim garanti. Ama diğer arkadaşlar nasıl yapacaklar bilemiyorum. Üzüntüyle düşündüğüm tek şey, bugün bu 4 tane kahraman gazetelere çıktı. Acaba Bilecik kamuoyu ne düşünüyor? “Bu delikanlılar hakikaten çok iyi yapmışlar” mı diyorlar, yoksa “Akılsızlar, almasalardı” mı diyorlar? Bunu üzülerek düşünüyorum.

“Borç Bilecikspor’un borcu”

Yeni yönetim için Batuhan Çolak Bey’e teşekkür ediyorum. Yönetimi aldığında tüm borçlarını ödeyeceğine, kulübün bütün pürüzlerini temizleyeceğini söylediğini duymuştum. Kendisini şahsen tanımıyorum, basından takip ediyorum. Sanırım büyük miktardaki vergi borçlarını yapılandırdılar. SGK ile görüştüklerini duyuyorum. SGK’nın da “torba yasa çıktıktan sonra yapılandırırız” dediğini biliyorum. Ama gazetenizde bugün okuduğuma göre Batuhan Çolak Bey böyle bir borcu ödemeyi düşünmediğini, herkesin kendi dönemini ödemesi gerektiğini düşündüğünü söylemiş. Üzüldüm. Borç Bilecikspor’un borcu. Eğer bugün Bilecikspor hayatta ve devam ediyorsa, bu borç yönetim kurulu başkanlarını ve yönetim kurulu üyelerinin borcu diye bir şey olacağını sanmıyorum. Bakalım süreç nasıl işleyecek? Sanıyorum düzelir. Bizim zaten bu borcu ödeyecek durumumuz olsaydı, döneminde bunları yapmış olurduk. Keşke yapmasaydık. Böyle bir borç da gelmezdi. Bilecikspor zaten küme düşecekti. 2005’te düşseydi, böyle bir karışıklık olmasaydı. Bu durumu üzüntüyle karşılıyorum. Bu durumun bu 4 arkadaş için de, varsa başkaları için de mutlaka bir çözüme kavuşturulmasını bekliyorum. Ama yeni yönetim, ama diğer kamu yönetimindeki arkadaşlar bu borcu kişilerin şahsına rücu edemezler.  Yasa ne söylerse söylesin. Ben bu görevi aldığımda hem arkadaşlarım hem ailem gerekli tepkiyi koymuştu ama yapılan ricaları kıramadım. Biraz yumuşak huyluyum, demek ki hata yaptım.” 

Editör: TE Bilişim