Billas Lastik ve Kauçuk Fabrikası, Subaşı Cafe Restaurant’ta çalışanları ile birlikte yaptığı yemekli toplantıda 2016 yılının değerlendirmesini yaparken, 2017 yılına yönelik hedeflerini açıkladı.

Fabrika Müdürü Muammer Öztürk, yaptığı sunum ile 2016 yılında fabrikanın durumunu anlattı ve 2017 yılında neler yapılması gerektiğini, fabrika bünyesinde çalışan personelinin bilgisine sundu.


Fabrika Genel Müdürü Mustafa Tunca Dingiloğlu, ülke ve fabrikanın ekonomik durumunu değerlendirirken, çalışanlardan özveri istedi.


Kendilerinin de her türlü özveride bulunacaklarını, genel anlamda ekonominin kötü olduğunu fakat sanayicilerin bu süreçte risk alması gerektiğini belirten Dingiloğlu, sanayiciler için bu süreçte ya frene basma, ya da gaza basma zamanı olduğunu söyledi.  


Billas olarak gaza basmayı ve üretimi arttırmayı hedeflediklerini belirten Tunca, dolardaki yükselişe de değinerek malzemeleri dolar üzerinden aldıklarını ve mal alımlarında zarar ettiklerini buna rağmen Billas ailesinin bu süreçte ayakta durmayı hedeflediğini de belirterek, “eskiden yüzde 15’lerde hükümetler düşerken, yüzde 30 doların değer kazanmasında tık yokdedi.


Tunca, yatırımlara ve hedeflere ilişkin çalışanlarına ve ayrıca gazetemize yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti:

“ESKİDEN YÜZDE 15’LERDE HÜKÜMETLER DÜŞERKEN, YÜZDE 30 DOLARIN DEĞER KAZANMASINDA TIK YOK”


“Ben 2017’nin zor olduğunu görüyorum.2016 benim yaşadığım en zor yıllardan birisi oldu ama Türkiye biraz geç hissetti. 2015 Mart’ında biz Romanya’da buram buram terledik. Volkswagen 10.000 tane adam çıkarttı. Dolar hareketlenmeye başlamıştı, burada Ağustos’un son haftası itibariyle dolar 2.09’du biz maliyetlerin detayına girip bakarken, 3.01’i gördük aman maliyetleri bu dolara göre yapalım derken biz 3.30’u geçmiştik. 3.30’u mu yapsak derken, 3.50’yi gördük sonra bir yılbaşı geldi 3.90 bizim maliyetler şu anda 3.50’de korkuyorum, 3.90’na göre 3.85’e göre ayarlayın diyeceğim 4 kusura gidecek. Maliyetlerle beraber ürünlerin kırılımına biz yetişemeyerek bugüne geldik dolar kendi içerisinde sadece 2.09, 3.00’dan 3.90’ı görüp yüzde 30 kendi içerisinde değer kazandı. Eskiden yüzde 15’lerde hükümetler düşerken yüzde 30 doların değer kazanmasında tık yok. Türkiye’de ben bunu anlayamıyorum.

Hammaddeye gelelim 1.260 dolardı normal standart kauçuğun fiyatı şu anda 3.200 dolar böyle bir şey var mı? Bu şartlarda biz ve benzer şirketler nasıl mücadele edecek. Bakın 1.260 dolar nerede son bağlantı 3.200 dolar. Yüzde yüze yakın maliyet artışı var. Piyasaya bakıyorsunuz taş çatlasa yüzde 20 zam yapılabildi lastik şirketlerinde onlarda uygulayamıyorlar eski listeden gidiyorlar ve ıskonto istiyorlar. Hergün 10-15 tane Türkiye’nin değişik yerinden eski liste üzerinden 30 artı 15, yüzde 15 ıskonto yaptığımızda mal satılamıyor deyip beş on puan daha isteyen cemiyet var. Bu neye döndürüyor bizi; fabrikanın içinde çok dikkatli çalışmaya yönlendiriyor. Benimde çok basit bir anlayışım var evinde nasıl yaşıyorsan, çoluk çocuğunla iş yerinde de öyle yaşa diyorum. Bunu yaptığınız anda ben teşekkür ederim size. Domates alıp yarısını çürütüp buzdolabına atıyor musunuz? En pahalı girdi mutfağa etse bu etin 300 gramını bir şekilde çöp tenekesine atıyor musunuz? Elektriğinizi açık bırakıp işe geliyor musunuz? Bakın bütçenizi çok iyi idare ediyorsunuz değil mi? Hepimiz sonunda ücretliyiz belli standartlarda yaşıyoruz. Evinizde başardığınızı niye iş yerinde başarmıyorsunuz? Bu bizim Türk çalışanın zafiyeti. Bizim evlerimiz kadar temiz ev ben görmedim. Dört kıtada çalıştım bizim gibi ev yok kimsede fakirin de, zenginin de. Ama eşiğin dışında bizim kadarda pis bir millet yok. Bahane ben işimi doğru yapıyorum o yapmıyor. Bizim bu anlayışı düzeltmemiz lazım. Evinizde nasılsanız işyerinde de öyle olun. İzmit’te ki fabrikalar günde 20.000 lastik yapıyor. 80-90 bin lastiği stoğunda bir iki gün tutuyor. Hep söylüyorum burada bir daha söyleyeyim, dünyanın en büyük otomobili sizce hangisidir? İşte Ferrari, Porsche en baba dediğimiz BMW’nin yüzde 3 piyasası var. Demek ki 50 veya 500 bin satmak büyüklük göstergesi değil. Önemli olan ürün satışı değil bakın önemli olan itibar. O zaman birbirimizi doğru anlamamız lazım. Nereye gideceğimizi görmemiz lazım şartlar çok zor ama verilen rakamlar özellikle son iki üç ayda görülen performans bu elde edilir şekliyle bize bir ümit veriyor. Bende gittiğim her yerde başarının şöyle geldiğini gördüm; Türkiye’de 4 tane lastik fabrikasında çalıştım  işçi ile, mühendisle, memurla, yönetim el ele verirse başarı geliyor. Biz idari binada ahkam kesersek, siz makine başında çalar, söylerseniz hiçbir şey olmaz, zaten 5 senedir de olmamış. Burada yapılan en büyük hata çalışanla yönetimin uyum içinde nereye gittiğini görmemesi.Ben bunu yapabileceğinizi düşünüyorum. Zaten başarısız olduğumuz bir projede olmadı. Bizim eksikliğimiz yeteri kadar birbirimizle konuşmamak açık ve dürüst olarak konuşmamak. Bizler ve sizler genç kardeşlerimize sahip çıkmamız lazım çok kolay hata yapıyoruz ama neyin hata, neyin hata olmadığını bilmiyoruz. Çok basit bir şekilde tekrar ediyoruz hataları. Bunları önlediğimiz anda biz özellikle kalite grubu ile görünmeyen bir duvar ördük 5-6 aydır ürettiğimiz lastiklerden bir tane geriye dönmüyor. Çok sıkı bir kontrol yapıyoruz ama buna arkaya doğru yaymamız lazım. Kaliteniz çok kötü diyen bir yer şu anda övgü ile bahsediyor. Beş bölgede satışa başlıyoruz. Eğer satışımız artarsa Ağustos’ta bu fabrika 4. Vardiyaya geçer birçok yerde 3. Vardiyaya geçtik evet  bazı sıkıntılar var sanıyorum 3-4 sene sonra PTT Birinci Ligi’ndeyiz diyorum. Lassa, Goodyear gibi bu liginde şampiyonu oluruz başarılar diliyorum hepinize.
“KANINA GİRER SANAYİCİLİK İNSANIN. BU BAKKAL DÜKKÂNINI KAPATMAK GİBİ BİR ŞEY DEĞİLDİR”

Aslında lastik sektöründe dönemsel hammadde dalgalanmaları olur ve kötüdür bunlar. Bunun pekte böyle ticari konjonktürle ilgisi yok. Stoklar var, petrolün fiyatı var. Büyük borsa çünkü bu mesela 5.000 dolarları bilirim ben sonra 900 dolarlara  indi şimdi 3.000 lerdeyiz şimdi böyle deniz dalgası gibi inip çıkıyoruz. Ama tabi doların böyle spekülatif kimi ülkeden, kimi dışarıdan kaynaklanan artışıyla ciddi anlamda sanayici hemen hemen hammaddesinin tamamını dışarıdan getiren sanayici çok zor bir durumda. Eğer çevirip sokakta birini bu işi bu kadar kar ile yapar mısınız? diye sorsak siz deli misiniz derler. Ama sanayicide bir toplumsal sorumluluk vardır. Kanına girer sanayicilik insanın. Bu bakkal dükkanını kapatmak gibi bir şey değildir. İşçi var arkanızda,tedarikçiniz var, müşterileriniz var buna alıştığınız anda terketmeniz mümkün değildir. Ölürseniz de iflas ederek ölüyorsunuz. Yani ben bu işten çıkayım sanayicilikten çıkayım gideyim başka bir işi yapayım denmiyor. Burada da söyledim burada 180 kişi olduk. Ele ele olmamız lazım. Ben yöneticiyim, ben çalışanım, ben işçiyim, ben köylüyüm diyerek hiçbir şirkette başarı gelmez. Yani bu toplantının amacı çocuklar bakın 2016 bu 2017’de bu ne diyoruz? İyi misiniz? İtirazınız var mı? gibi bir zorlama yapılmadı kimseye. Bu bir taahhüttür kim imzaladı, kim imzalamadı diye bakmayacağız kimseye. Büyük şirketler yapar bunu hedeflerini paylaşır. Ondan sonrada gönül ve fikir birliğinde imza attırır. Ben hem şirket sahiplerinin özverilerine hayranım 30 yıllık arkadaşımdır kendileri. Küçücük bir yerden koca bir sanayi şirketi yapıldı ve özkaynak ile yapıldı. Fabrika müdürümüzde dedi 1 vardiyadan 3 vardiya ya çıkmak bu istihdamı yaratmak Bilecik gibi bir şehirde adam bulamazken çalıştırmaya, bugün reddettiğimiz konuma geldiysek kısa sürede burada önemli bir şeyler oluyor. Tabi halktan biraz daha ilgi bekleriz. Burası Billas’ın evladı, malına daha fazla sahip çıkması lazım. Mülki erkanlar sağolsunlar ellerinden gelen bütün desteği gösteriyorlar.


“EKONOMİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE DAHA KÖTÜ

YA FRENE YA GAZA BASACAĞIZ”

Bütün maliyetlerimizi tek tek yeniden gözden geçirmemiz lazım. Dolar sokağa yansıyor kusura bakmasın kimse benim hammaddeme yansıdı ben yüzde on zam yaptım yarın siz yüzde on zamlı alacaksınız. Ama bir kısmını fedakarlık edip bünyemizde tutuyoruz banka kredileri alıyoruz. Banka kredileri ile borçlanıp hammadde alıyoruz. Faizi ile bankaya para ödüyoruz. Bunu müşteriye yüzde 5-10 yansıtıyoruz. Bilecik’in Organize Sanayi’nin anlamını çok iyi yakalaması lazım. Tercihlerinde buranın ürününü kullanmaları lazım. Bu alüminyum olabilir, seramik olabilir, lastik veya gıda olabilir. Zamanında fındıktan başka bir değeri olmayan Kocaeli çok büyük bir sanayi şehri oldu. 2017’nin 2016’dan daha zor geçeceğini görüştük iki yol olabilir ya frene ya gaza basarsınız benim deneyimlerim, tecrübelerim gaza basmakla kurtulduğunu söylüyor. Frene basarsak önce bize sonra Bilecik’e sonrad a Türkiye’ye zararı olur. Hani yaralanacaksak, öleceksek te savaşarak ölelim. İnanılarak girilen hiçbir savaş kaybedilmez. Sanayicinin istiklal savaşı yapılıyor. Halkımızın da bunu bilmesi lazım. Buna rağmen hem üretim, hem satış, ham de istihdamı artırdık. Savaşmak bu her alanda savaşmak lazım sağolsunlar bizden önceki bir beş yılda var. Oda bir altyapı oluşturdu. Billas olarak sanayi performansı olarak kesinlikle zaten bir başarı var. Temmuz ve Ağustos’ta 300 ton yapan bir fabrika Aralık’ta 450 ton yaptı.Ama ekonomik durumdan ümitli değilim.Yinede zorlukları bir fırsata çevirmenin dönemi, çok zorlanacağız ama yarınlara bir şeyler bırakmak istiyoruz.”

Editör: TE Bilişim