Vali Bilal Şentürk, basın mensupları ile Yeniköy Hayme Ana Otağı’nda Tarım İl Müdürlüğü’nce düzenlenen kahvaltı programında biraraya gelirken, ilimizdeki tarım projeleri hakkında geniş bilgiler sundu. Kahvaltı organizasyonuna;Tarım İl Müdürü Necmettin Yoldaş’ın yanı sıra İl Genel Meclisi Başkanı Osman Yılmaz ile İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halis Nalban da katılım sağladı.

Özellikle geçtiğimiz günlerde protokolü imzalanan ‘Ceviz Projesi’nin önemine değinen Vali Bilal Şentürk, bu çerçevede 1.709 aileye 170.000 ceviz fidanı dağıttıklarını belirtirken, Bilecik’te bulunan 245 köye 245 farklı proje üretmek için Tarım İl Müdürlüğü ile ortak çalışmaların yürütüldüğünün altını çizdi.

Ceviz Projesinden, bunun yapılmasıyla birlikte büyük illerden köylere tersine göçe, 245 köye 245 ayrı projeye, organik ve kaliteli tarım politikalarından, doğal köylü pazarlarına, Gölpazarı Gıda OSB’den, ortak işleme tesislerine ve ilimize özgü Çukurören Biberi gibi ürünlerin tanıtımına kadar birçok konu hakkında açıklamalar yapan Vali Bilal Şentürk, ilk olarak her köyün ayrı bir zenginliği olduğunu belirttiği konuşmasında şunları söyledi:

“HER KÖYÜMÜZÜN AYRI BİR ZENGİNLİĞİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Özellikle tarım ile ilgili olarak zaman zaman hafta sonları köylerimizi dolaşıyoruz. Dağlarımızı, bayırlarımızı, ovalarımızı, kanyonlarımızı dolaşıyoruz. Hemen hemen bu açıdan her köyümüzün ayrı bir zenginliği olduğunu biliyoruz. Bu yönüyle İl Tarım Müdürlüğü ve İlçe Tarım Müdürlüklerinde mühendis, veteriner hekim, teknik eleman boyutuyla güçlü bir kadromuz var. Bu kadrolarımızla beraber Özel İdaremiz ile her konuda bugüne kadar gelen hiçbir talebede bu kalsın demedik. Her yönü ile Özel İdaremiz İl Genel Meclisimizle bu konuda desteğini sağladı.

“GURBETE GİTMİŞ İNSANLARIMIZI TEKRAR TOPRAKLARI İLE BULUŞTURACAĞIZ”

Geçtiğimiz günlerde imzalanan ve hayata geçirilen Ceviz Projesi’ne ilişkinde değerlendirme yapan Vali Şentürk, bu proje ile üretimin hareketleneceğini ve gurbette olan vatandaşların boş atılolan arazileri değerlendirmek için köylerine tersine bir göç yapacağını aktardı. Ceviz projesi hakkında konuşan Vali Şentürk, “şimdi 245 tane köyümüz, 7 ilçe merkezimiz, 3 tane belde merkezimizle beraber bizim hemen hemen her karış toprağımızın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Buna ilişkin mesela birden fazla alana hitap eden projemiz var. Bunlardan bir tanesi ‘Ceviz Projesi’ 1.709 aileye 170.000 fidan dağıttık. Bu proje yaygın bir projedir. Bu proje ile o bölgeye özgün bir ürün ile gurbete göç etmiş insanlarımızı tekrar toprakları ile bağlarını tekrardan inşa etmek süreci olaraktan değerlendirmeliyiz. Yani İstanbul’daki bir hemşerimiz köyde atıl bıraktığı bir arazisine ceviz dikerek yılın belli dönemlerinde gelip memleketine gelmek suretiyle hem köyünü ziyaret etmiş olacak hem de oradan ekonomik olarak girdi elde edecek. Dolayısıyla köylerde yeniden üretime yönelik canlanmaya vesile oluyoruz.

“CEVİZ PROJESİ KAPSAMINDA FİDANLARI DAĞITMAKLA YETİNMİYORUZ”

Sadece ceviz üretimi noktasında fidan dağıtmadıklarını ayrıca bunların bakımı noktasında da sürecin takipçisi olduklarını söyleyen Vali Şentürk, “bunun dışında mikro ölçekli köylere dönük olarak o köyün kendi potansiyeline uygun orada üretilebilen katma değeri yüksek ürünler üzerinde de arkadaşlarımız çalışma yürütüyor. Yani, ‘245 köy 245 proje.’ Bunları yaparken de içi dolu somut çalışmalar olması gerekiyor. Tabiki her şeyin bir usulü var, usule uygun olması gerekir ki, yarın yasal anlamda toplumun sağlığına zarar verebilecek noktaya kaymadan ekiplerimiz aynı zamanda bunları denetleme işi de yapıyor. Yani tüm gıda üreten merkezler düzenli olarak denetleniyor.

Ceviz projesi kapsamında fidanları dağıtmakla yetinmiyoruz, dikiminden, bakımına kadar olan süreçleri de yine beraber yapıyoruz. Buna ilişkin verdiğimiz taahhütnamede fidanlara bakmayan vatandaşlarımızdan bunların dört katını geri alacağız. Hedefimiz fidanların bakımının sağlanması çünkü 170.000 ceviz fidanının 8-10 yıllık bir süreç sonrasında bize getireceği yıllık 150-200 milyon TL’lik bir gelir olacak” ifadelerine yer verdi.

GÖLPAZARI OSB YAKIN ZAMANDA KURULUYOR

Gölpazarı İlçesi’nde Bakanlık tarafından onaylanan Gıda OSB hakkında kuruluş aşamasına gelindiğini söyleyen Vali Şentürk, “Gölpazarı’na kurulacak olan Gıda İhtisas OSB’mizin de onayı geliyor. Şu anda bu proje Sanayi Bakanlığı tarafından onaylandı, dolayısıyla artık kuruluş aşaması devam edecek yer belirlendi, teknik olarak bu süreçte kamulaştırma süreçleri olacak, imar düzenlemeli satışlar ve yatırımcı Müteşebbis Heyeti’nin kurulması olacak” dedi.

VALİ ŞENTÜRK, SAĞLIKLI ÜRETİME DİKKAT ÇEKTİ

Tabi bu üretim aşamalarında insan sağlığının en birinci husus olduğunu söyleyen Vali Şentürk,

“bunları yaparken de tabi organik olmasına özen göstermemiz gerekiyor. İnsan sağlığı açısından belli bir standart düzeyinde kalan bir üretim yapalım istiyoruz. Bilecik, Bursa, İstanbul, Eskişehir gibi illerin ortak bir bağı olsun istiyoruz. Yoğunluktan, kirlilikten sıyrılıp gelip dinleneceği her şeyin doğalının ve uygun fiyatta olanın bulunduğu bir yer olsun istiyoruz Bilecik” ifadelerine yer verdi.

“YOL KENARLARINDA PAZAR YERLERİ OLUŞTURMAK İSTİYORUZ”

Bozüyük İlçesi’nden Osmaneli İlçesi’ne kadar Bilecik’e özgü ürünlerin yol kenarlarında oluşturulacak olan Pazar yerlerinde satışa sunulması noktasında çalışmaların devam ettiğini de belirten Vali Şentürk, “Bilecik’e ait bir pazarda şu noktada kaliteli olmasını istiyoruz. Bu çerçevede Özel İdare olarak biz Bozüyük’ten Osmaneli’ne kadar olan bölge üzerinde çiftçi vatandaşlarımızın ürettiği ürünleri doğrudan satabileceği köy pazarı gibi, kır pazarı gibi yol kenarlarında Pazar yerleri oluşturmak istiyoruz. Yani ürettiğimiz ürünü doğrudan pazara ve hak ettiği değer üzerinden pazarlamakta istiyoruz” dedi.

“AMACIMIZ ÜRÜNLERİN HAKETTİĞİ DEĞER ÜZERİNDEN SATIŞININ YAPILMASIDIR”

Bilecik’e özgü ürünlerin farklı ölçeklerde de olsa değerinde satılması gerektiğini söyleyen Vali Şentürk konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Bunu yaparken de her şeyden azar değil de o yöreye özgün bir ürün olması gerekiyor. Mesela Çukurören Biberi gibi. Bu bize özgü bir şeydir. Bunun üretimiz 100 ton da olabilir 1000 ton da olabilir. Burada amaç, bunun değerinin korunması ve hakettiği değer üzerinden satışının yapılmasıdır. Şunda önemli ilimizde farklı farklı küçük ölçekli ürünler var ama bunları bir merkeze toplayıp orada işlenmiş hale getirip bir elden satışının mümkün yapabilir miyiz bunu düşünmek lazım. Bizim tabi Şerbetçiotu ile ilgili olarak ta yine arayışlarımız var, ilimizde ıtırlı bitkiler denilen ve katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ile pazarlanması hususunda da çalışmalarımız devam ediyor çünkü bölge olarak bizim bitki çeşitliliğimiz çok fazla.

Bakın geçenlerde Ulupınar Köyü’nde Kasım ayı içinde gidip çilek topladık. Gerçekten aromasıyla, görselliğiyle, kalitesiyle parmak ısıttıracak bir güzellikteydi. Pek çok köyümüzde bu çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerine yer verdi.

“BİLECİK’İN KENDİ İÇİNDEKİ İNSANLAR BİR TARAFTAN YATIRIMCI OLSUN”

Bilecik’e tarım açısından yatırımcı çekmenin önemine de değinen Vali Şentürk, bundan önce kentin kendi dinamiklerini harekete geçirmenin önemli olduğunun altını çizdiği konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Biz alt yapıyı hazırlıyoruz ama yatırımcı insanımız olmalı. Dışarıdan da getiririz ama istiyoruz ki kendi dinamikleriyle ortaya çıksın. Bilecik’in kendi içindeki insanlar bir taraftan yatırımcı olsun. Alternatif bir kaç şey yapılabilir. Bir de şu var herkes kendisine ait olan bir şeylerin iltifat görmesini ister. Siz çocuğunuzu seviyorsunuz değil mi? Başkasının sevmesinden mutlu olur musunuz yoksa mutsuz mu olursunuz? Sizin bir değeriniz var değerinizin siz değerini biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz ama ona bir başkası değer verdiğinde çok daha değerli oluyor. Bizim köylerimiz çok göç veriyor ve boşalıyor. Ne zaman dışarıdan birileri gelip oradan yeralıp bir şeyler yapmaya çalışıyor işte o zaman köylü hemen burası bizim diyor o zaman gel kardeşim eğer o meraya sokacak hayvanın varsa orası senin olur, yok değilse o mera boş kalmaz, dışarıdan biri gelir orayı değerlendirir. Bilecik’in bu anlamda çok iyi bir potansiyali var yani bütün iş dünyasından gelenler, yatırımcılar, dışarıdan bakanlar görüyor. Bizde belki farkındayız ama elimiz başımıza vardığı için Bilecikliler olarak daha fazlasına zorlamıyoruz kendimizi ama öyle olmamalı çünkü bu ülke için, geleceğimiz için üretmemiz gerek, koruyarak üretmemiz gerekir.

ORTAK ÜRETİM SİSTEMİ

Yine arkadaşlarımızın farklı çalışmaları var aslında ortak üretim sistemleri kurabilir miyiz diye düşünüyoruz. Kurtköy’e bir fasulye hasat makinesi aldık, dedik ki bu fasulyenin toplanması çok zaman alıyor, bir makineyle bütün köyü toparlayalım, bu modeli biraz daha geliştirerek Danişment Köyü’nde şuanda arkadaşlarımızın girişimiyle bir şirket oluşturuluyor. Danişment Köyü’nde 5 bin dönüm arazi var tabi nüfus yaşlı. Vatandaşlar 3 tane 5 tane hayvan beslemekle uğraşıyorlar ama biz diyoruz ki böyle olmaz 3 tane hayvan için bir traktör tutulmaz, çalışmaları ciddi sonuç verdi. Bununla ilgili kaynak arayışımız olacak, 5 bin dönüm arazi bir kişininmiş gibi muamele yapacağız, 5 bin dönüm köyün arazisi bir köyün olacak. Köyde yaşayan 50 kişi varsa onları bir kişi olarak değerlendireceğiz. Bir şirket olacak onlar ve belki 5 bin dönüm araziyi bir iki traktör sürecek iş makinesi olarak, yem bitkisi ekeceklerse maliyet toplu olacağı için ölçek ekonomisi diye bir kavram var iktisatta yani optimal büyüklükte işletme, çok küçük olursa da zarar edebilir çok büyük olursa da zarar edebilir. Maliyeti denkleştiren çıktıları maksimum noktada birleştiren değer ölçek ekonomisinde o işletmenin boyutudur ve optimal ölçekte işletme oluşturmak babında maliyetleri düşürmek bakımından orada arazi toplulaştırması fiilen kişilerin rızasıyla sınırları ortadan kaldırıyoruz, bu bir model aslında ülkemizde de bir model olabilecek durumda.

İlimizde örnek olacak çalışmalar içerisindeyiz tabi bunların somutlaşanları var, yolda olanları var, fikir bazında olanları var ama burada yani vatandaşta karlı bu işte niye arazi miktarı düşük ama toplulaştırıldığı zaman aynı makineler giriyor, sürüyor, işliyor, hasadını yapıyor, kaç dönüm yeri varsa yapılan hasattan karını alıyor, hasılat paylaşımı şirketleşiyor, Kooperatifin ötesinde Kooperatiflerde çoğu zaman istediğimiz miktarı almıyoruz çünkü biraz güvene dayalı sistemler olduğu için. Güvensizlik söz konusu olduğunda istenilen sonuçlar alınamıyor ama bu profesyonel ticari bir işletme, şirket olacak. Şirket hissedarları da sermaye paylarına göre yani arazi miktarına göre, kaç tane hayvanı varsa ona göre olacak, bu anlamda yürüttüğümüz muhtelif çalışmalar var, cevizde bunu gördük arkadaşlarımız bütün köy muhtarlarına mesaj attılar. Bilecik’te cevizciliği yaygınlaştırma projemiz var, bu noktada fidan talebi olanlar bize başvursun dediler. Başvuran insanlara cevizi nereye dikeceği sorularak gidip arazilere bakıldı araziler iklim olarak, toprak yapısı olarak uygun mu değil mi diye bakıldı. Mesela Bozüyük’te iklim uygun olmadığı için 2 bin küsür civarında fidan verebildik ama merkezde çok daha fazla fidan verdik çünkü her biri incelendi şimdi diyoruz ki “bizde alsaydık” diyenler oluyor çünkü bir sinerji ortaya çıkıyor. İstanbul’da ki adam duyuyor ki köydeki komşusu almış, köye gidildiğinde komşusunu oraya bağlayan bir gerekçesi olacak ileride de çocuklarına miras bırakacak.

Tozman Köyü’ne gittiğimde vatandaşlarımız burada ceviz çok iyi yetişiyor fakat biz geçmiş yıllarda ceviz fidanı aldık, fidanlar kurudu fidanlar kalitesizdi dediler. Biz 6 tane firmayı davet ettik ceviz üreten, Türkiye’de hemen hemen ciddi üretim yapan firmaların tamamı geldi. Hepsiyle beraber pazarlık yaptık, Bir tane bile kırık fidan olursa geri iade edeceğimizi söyledik, arkadaşlarımız ceviz fidanlarının yetiştirildiği yerlere gittiler kendileri bizzat seçtiler. Dikim süreçleri takip ediliyor, biz de takip edeceğiz, dolayısıyla bilinçli yapıldıktan sonra güven oluşuyor.

Köy yollarının ağaçlandırılması köy tüzel kişiliğine ait bahçelerin meyve bahçesi olması için çalışma yaptık, 3 bin tane fidan diktik orada yine yol boylarını ağaçlandırdık, bunlar köyün tüzel kişiliğine ait gittik baktık çok önemli bir kısmı kurumuş, sahipsiz kalmış. Kameralar önünde çok güzel pozlar verdik ama arkası gelmemiş, bu sorumluluk duygusuyla ilgili önemli bir şey anadolu insanı irfan sahibidir, hayrına köyün fidanlığını sulamak çok mu zor, muhtarlarımızın biraz özen göstermesi gerekiyor. Kış mevsimine giriyoruz ama tarım teşkilatımız yine yatmıyor, kış mevsiminde de yine proje bazlı çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Valilik Whatsapp hattını devreye soktuk. Kent hafıza belleğiyle ilgili bir arşiv oluşturuyoruz, eski fotoğraflar, köylere dair fotoğraflar, kültüre dair halk tabirleri, deyimler, maniler, türküler, tarihi yapılar, mekanlarla ilgili bilgi belge bazlı bir şey oluşturacağız, sosyal medyadan da toplayacağız, her köyün bir hikayesi ortaya çıkacak. Biz köye gidince mesela Çukurören biberini değil de hikayesini de bileceğiz.

“BİLECİKLİLERİN BULUNDUĞU YERİN, TARİHİNİ VE HİKAYESİNİ BİLMESİ LAZIM”

Şimdi yeni bir çalışma yapılıyor, bir üniversite hocamız uğraşıyor. Şeyh Edebali Türbesi’ndeki diğer kabirlerde kimler yatıyor isimlerini belirlemeye çalışıyor, halk arasındaki bilgiyi ortaya koyuyoruz, diyoruz ki halk arasında kulaktan kulağa gelen bilgi en doğru bilginin özüdür. Bilimsel verileri bu bilgilerle birleştirdiğimiz zaman ortaya çok güzel veriler çıkacak. Bu turizmin önemli bir ayağıdır, insanlar oraya gidiyor manzaraya bakıyor ama bir de işin hikayesini anlatmak lazım.

Her ilçeden bir köyü makyajlayacağız. Bursa’nın Cumalıkızık’ı var, Bilecik’te Küplü ve Başköy’ü bir düşüneceğiz. Bir köyü bir makyajla 500 yıllık bir köy haline getirebiliriz, işte bu tarz dokunuşlarla ufak tefek işlemler yaparak bir takım mimari şeyleri ortaya koyarak örnek köyler oluşturalım istiyoruz. Yüzde 60-70 oranında köylerde bozulma yok, hala ahşap ve kerpiç yapılar bulunuyor, beton ile yapılanlar da şekil bozacak şekilde değil, yaşayabilir çalışmaları somutlaştıracağız. İlimiz bu yandan potansiyeli çok yüksek bir şehir, olgunlaştırıp somutlaştırmak istiyoruz, kalıcı olsun değeri bilinsin istiyoruz. Çilek mutlaka öne çıkarmamız gereken bir ürün kalitesiyle civar çevreden çok farklı üretim miktarı bakımından bakılınca kabak uzun ömürlü, kirazı da geliştirmemiz gerekir.”

Editör: TE Bilişim