Bilecik Belediyesi ile Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen Uluslararası Tarihte ve Günümüzde Bilecik ve Çevresi Sempozyumu dün gerçekleştirilen açılış programı ile başladı. 

Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Bilecik Belediyesi Mehteran Takımı’nın mehteran gösterisinin ardından sempozyumun açılış konuşmalarına geçildi. 



“Burası bize imkan ve umut verecektir” 

Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, yaptığı konuşmada sempozyumun Bilecik e insanlık için önemine dikkat çekti.Bilecik için büyük öneme sahip olan programa katılımın az olmasını ‘Hayatımızın merkezine güç ya da parayı koyuyorsanız o zaman bu tür toplantılar zaman kaybıdır. İnsanlığın buradan alabileceği bir ders de yoktur’ ifadeleri ile eleştirdi. Rektör Özcan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

“Bütün bileşenleriyle bizim için ülkemiz için değerler için önemli bir sempozyumun açılış anında birlikteyiz. Şüphesiz pek çok kuruluşun ortak emekleriyle vücut bulan bu program, bu tür bilgi şölenleri akademisyenlerin ve ilgililerin ulaştıkları sonuçların bilim âlemi ile paylaşmak için önem arz eden toplantılardır. 


Biz bu başlık adı altında tam zamanında, ülkemizin ve insanların ihtiyaç duyduğu değerleri gündeme getirebilmenin uygun olacağını düşündük. Şüphesiz Bilecik ve çevresi sempozyumunun bize verdiği önemli mesajlar arasında sadece bölgenin taşı toprağı değil insanlık ve tarih adına bu bölgeden bize kalan en önemli değerler olan umuda sarılmak, dünyaya meydan okumak, karanlığın ve zulmün bütün çevreleri kuşattığı anda dahi geleceğe dair ümitleri canlı tutabilme azmi, insanlığın ayaklar altına alındığı, zulmün egemen olduğu bir çağda bile yeniden ayağa kalkabilmenin yeniden insanlığa bir ümit olabilmenin özünü, közünü canlı tutabilme heyecanını bize sağlayacak olmasıdır. 

Bunların pek çoğunu yaptık. Haçlılar geldiği zaman, Moğollar bu coğrafyayı talan ettiği zaman, Yunanlılar her tarafı yakıp yıktığı zaman tam da burada canlı tuttuğumuz köz yeniden hem bizim hem insanlığın umut ateşi olarak bizi bugünlere kadar getirdi. Ama bugün çok ciddi bir tehlike altındayız. Çünkü, her şeyin değeri ne yazık ki para ile ölçülen bir seviyeye düştü. 

Burada bulunduğu 6-7 yıl içerisinde sadece Bilecik’in değil, insanlığın bütün değerlerinin ölçümünü kaç para eder, kaç para getirir cümlesi ile ifadelendirilmesi bizim hepimizin yüreğini çok sızlatıyor. Bunun bir başka ifadesi de kendi ellerimizle yaptıklarımıza tapmayındır. Hayatın merkezine ne koyduğumuzun sorusu çok anlamlı bir sorudur. Hayatımızın merkezine güç ya da parayı koyuyorsanız o zaman bu tür toplantılar zaman kaybıdır. İnsanlığın buradan alabileceği bir ders de yoktur. Kainatın merkezine insan olmanın onurunu, şerefini koyabilirsek o zaman Bilecik ve çevresinden öğrenecek çok şeyimiz var. Çünkü burası mekan, tarih ve burası bize imkan ve umut verecektir.”

“Türk dünyası sevdalılarına teşekkürlerimizi ifade ediyorum” 

Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Genel Başkan Vekili Merdan Hürmeydan, gerçekleştirdiği konuşmada Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği hakkında bilgi verdi. Hürmeydan, Faaliyet eksenimiz özellikle Kaşgar'dan Endülüs'e kadar uzanan Türk - İslam kültür coğrafyasıdır. Uçsuz-bucaksız Türk İslam coğrafyasında, aynı dili konuşan onlarca halkı kucaklayan, dört yüz milyona yakın insanı birleştiren, Türk soylu halkları birbirine sahip çıkmaya, paylaşarak zenginleşmeye çağıran bu yolun adı Türk Dünyası'dır. O halde bizler, isminde Türk Dünyası taşımanın sorumluluğu olarak; Türk âleminin manevi zenginliğini, ortak değerlerini, dilini, edebiyatını, tarihi ve kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma yolunda herkesten daha fazla çaba gösteren, geçmişimizin izlerini ve kimliğimizi yansıtan yeni eserler projelendiren ve hayata geçirenler olmak zorundayız. Sizlerden alacağımız güçle daha nice büyük projeler ve organizasyonlar üreteceğimize olan inancımız tamdır. Teşkilatımızın paydaşları ve bize destek veren Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Türk Dünyası Belediyeler Birliği, İpekyolu Üniversiteler Birliği, Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfına ve ismini unuttuğum Türk dünyası sevdalılarına teşekkürlerimizi ifade ediyorum” dedi. 

“Bilecik kurtuluşun topraklarıdır” 

Belediye Başkanı Selim Yağcı, Bilecik’in tarihi önemine dikkat çekerken şunları söyledi: “Bilecik, tarih olarak çok eski zamanlara dayanan, Milattan Önce 4000 yılına kadar dayanan bir yerleşim biriminin adıdır. Bilecik esas kimliğini ve kişiliğini, toprağının değerini belki asrı saadetten sonra kurulan en mükemmel yönetim şekillerinden birisi olan Osmanlı Devleti’nin kurulduğu topraklar olması ve Osmanlı Devleti gibi bir devlet yapısının 400 çadırdan dünyanın dört bir yanına 600 yılı aşkın hak ve adalet dağıtacak noktasına gelecek çınarın beslendiği topraklar olması Bilecik’e ayrı bir anlam ve değer kazandırmıştır. Aynı zamanda Bilecik kurtuluşun topraklarıdır. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda yapılan amansız mücadelelerin topraklarıdır. Şimdi amacımız, hedefimiz, gayretimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılında yeni Türkiye yolunda şahlanışın da toprakları olmasıdır. Bunun için çaba gösteriyoruz. Geleceğe emin adımlarla yürüyebilmek için geçmişimizi iyi anlamamız, iyi ders çıkarmamız ve gelecek hedeflerimize de bu doğrultuda yürümemiz son derece önemlidir. Bu süreç içerisinde geçmişimizi daya iyi anlayabilmemiz için şehrimizin bu noktadaki rehberi Şeyh Edebali üniversitemiz ile birlikte Bilecik’imizin dünü ve bugüne ilişkin olarak akademik seviyede bu çalışmaları da yapıyoruz.”

 

“Tarih, dev bir mirastır” 

Türk Tarih Kurumu Başkanı Refik Turan, tarihin insanlık için önemine dikkat çekti. Bilecik’in 13. Ve 14. Yüzyıla Anadolu’nun kaderini belirlediğini söyleyen Turan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

“Tarih büyük bir hazinedir. Tarih, dev bir mirastır. Tarih, olağanüstü bir varlıktır. Tıpkı ekonomik varlık gibi. Tıpki bizatihi yaşadığımız canlı bedenimiz gibi. Yalnız tarih gayretle elde edilemez, tarih parayla satın alınamaz. Tarih arzın herhangi bir yerinde bulunamaz. Tarih, kültür sahibi bir milletin yaşayarak uzun yıllar boyu biriktirerek elde ettiği ve geleceğine bıraktığı bir servettir. Amerikalılar tarafından yapılan ve bir Hollywood Klasiği olarak nitelendirdiği General Patton filminden bahsetti. Filmin içeriğini anlatırken bir toplumun tarihinin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapan Turan “ Filmin çevrildiği yıllarda Amerika’nın tarihi 200 yıllıktı. Ama filmde görüldüğü üzere o tarihte onlara yetmiyor. Bugün dünya askeri gücünün yarısını, ekonomik gücünün de yüzde 30’unu Amerika temsil eder ama bu onlara yetmiyor. Bu yetmeyişi Avrupa’ya uzanarak, eski Roma ve Yunan tarihine uzanarak doldurmaya çalışıyor. Bu bakımdan tarihin önemine atfediyor. Milletimizi büyük bir çınar ağacına benzetebiliriz. Bunun kökleri ve toprağı tarih unsuru olarak ele alınabilir. Su ve azot bugünü, güneş ise geleceğini ifade eder. Geleceksiz, topraksız ve susuz ağacın olmadığı gibi tarihsiz bir milletin de düşeceği durum kurumaktan başka bir şey değildir. Bu bakımdan Bilecik ve yöresi büyük bir tarihin doğduğu bölgedir. Bunun altını bir kez daha heyecanla çiziyorum. Osmanlı İmparatorluğu sıradan bir devlet değildir. İngiliz düşünür Arnold Toynbee’nin dediğine göre gelmiş geçmiş en büyük üç devletten birisi. Dünya ve Türk tarihinde çok büyük imparatorluklar var ama bunların siyasi hakimiyet ve askeri güç olarak en doruk noktasına çıkan Osmanlı Devleti’dir. O devletin doğduğu topraklar, bu topraklar. Tarihe vücut veren şehitler, gaziler ve kahramanlardır. Milletler şehitleriyle canlı kalır, gazileriyle ayağa kalkar, kahramanlarıyla da görür. Bu topraklar bunlarla da karılmıştır. Türk anası erkek çocuğuna daha çok düşküdür çünkü Türk anası şehitlik ve gazilik rütbelerine verdiği büyük önemden kaynaklanır. Osmanlı Devleti’nin doğuşu, günümüz Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu Kur’anda da belirtildiği gibi öldükten sonra dirilmedir. Bazı milletler için bunlar sadece ahrette değil dünyada da gerçekleşen şeylerdir. İşte 13. Ve 14. Yüzyıl Anadolu’su böyle bir Anadolu’ dur. Bilecik de bunun tohumunun atıldığı yerdir. Yani yeniden dirilişin sağlandığı yerlerdir. Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti ve milli mücadele de öldükten sonra dirilişin hikayesidir. Dolayısıyla burada şehitlerimize ve gazilerimize bir kez daha şükranlarımızı ve minnetlerimizi sunuyorum.” 

AK Parti Milletvekili Halil Eldemir, yaptığı konuşmada “Kuruluşun ve kurtuluşun beşiği Bilecik’e hakim olmak, bizim medeniyetimizce de bir taraftan hadimi olmak gerçekten çok önemli bir görev. Bu vazifeyi yapan zevat her zaman kendisine ışık tutacak birtakım kaynaklar arar. Bu kaynaklar da tarihte ve günümüzde Bilecik’in durumunu bilmekten geçer. Bunlar da bu hizmetleri yapanlara her zaman ışık tutacaktır. Az önce salona girerken Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği bir takım vizyon projelerini gördüm. Aklıma şöyle bir şey geldi; Eğer biz tarihimizde Söğüt’teki Kuyulu Mescit’in misyonunu bilmezsek, Ertuğrul Gazi’nin misyonunu bilmezsek şu anda Kıbrıs’a götürdüğümüz suyun önemini anlayamayız. Bunun için geçmişte yapılanları bilmek, tarihi bilmek gerçekten mühim. Bu sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen başta üniversitemize ve kıymetli hocalarımıza, belediyemize, belediye başkanımıza, Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliğine ve değerli yöneticilerine çok teşekkür ediyorum. Bu sempozyumun başarılı geçmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyor, tüm katılımcılara da katıldıklarından dolayı teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.

 

Vali Ahmet Hamdi Nayir, tarih bilgisinin milletler için büyük önem arz ettiğini söyledi. ‘Miletlerin sahip olduğu kendilerini güçlü kılan kaynakları vardır’ diyen Nayir, konuşmasında şunları söyledi:

“ Bu kaynaklardan en önemlilerinden birisi tarihidir. Hepinizin bildiği gibi tarihleri milletler yapar, şahıslar yazıp değerlendirir. Tarih yazmak da yapmak kadar önemli bir husustur. Ne güzel ki ecdadımız kendisiyle övünebileceğimiz bir tarih mirası bırakmışlardır bizlere. Türkler, göz kamaştıran tarih yapmışlardır ama aynı ölçüde maalesef tarih yazamamışlardır maalesef. Çoğu zaman geçmişimizi yabancı kaynaklardan öğrenmek zorunda kalmışızdır. Gelecek tasavvuru tarih bilinciyle oluşur. Tarih bilincine de ulaşmak için tarih bilgisine mutlaka ihtiyaç vardır. Geçmiş insan için yazılmaz, gelecek insanlar için yazılmaktadır. Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkûmdurlar. Dünü olmayanın yarınından da bir şey beklemek mümkün değildir. Doğru bir tarih, doğru bir gelecek demektir. Geleceğimize hizmet etmek üzere belediyemizin ve üniversitemizin ev sahipliğinde Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği’nin desteğiyle yapılan bu önemli sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

 

Sempozyumun açılış konuşmalarının ardından Bilecik’in tarihi fotoğraflarından oluşan sergi gezildi.

 

Editör: TE Bilişim