Bilecik Baro Başkanı Halime Aynur İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda İl Hıfzıssıhha Meclisi kararınca Bilecik Barosu’nun iptal edilen 15.olağan Kuruluna yönelik Yüksek Seçim Kuruluna “Tam Hukuksuzluk“ nedeniyle itirazda bulunduklarını, kararın iptali için yürütmeyi durdurma talepli olarak Sakarya İdare Mahkemesinde Baro adına dava açtıklarını belitti.

Baro Başkanlığında yapılan basın açıklamasında Başkan Aynur, “Malumunuz olduğu üzere Cuma gününden bu yana Türkiye tam bir hukuksuzluk yaşamaktadır.

Avukatlık Kanununda Temmuz ayında yürürlüğe giren değişiklikle, tüm baroların Genel Kurulları ve Seçimlerinin Ekim ayının ilk haftasında yapılması amir hüküm olarak düzenlenmiştir. Bu amir düzenleme doğrultusunda tüm diğer Barolarla birlikte, Baromuz Yönetim Kurulunca, Genel Kurul ve Baro Seçiminin 03.10.2020 tarihinde yapılması kararı alınmıştır. Bu doğrultuda hazırlık işlemleri tamamlanmış ve tüm meslektaşlara gerekli duyurular yapılmıştır. Merkez İlçe Seçim Kuruluna oy kullanacak meslektaşlarımızın listesi verilmiş, seçim kurulunca bunlar askıya çıkarılarak kesinleştirilmiştir. 139 meslektaşımız bu seçimde oy kullanacaktı. İçinde bulunduğumuz pandemi dönemi nedeniyle sosyal mesafenin korunabilmesi için ilimizin en büyük salonu olan Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde Genel Kurul ve Seçimlerimizin yapılmasına karar verildi. Sağlık ve hijyen anlamında her türlü tedbirimizi aldık. Avukatlarımıza dağıtılmak üzere hijyen setlerini, herkesin kendisine özel kalemlerini, maskelerini ve gerekli bütün malzemeleri hazırladık.

Durum böyle iken Genel Kurul ve Seçimimizden Bir gün öncesi Cuma sabahı İçişleri Bakanlığı’nın İl Valiliklerine gönderdiği bir genelge ile pandemi gerekçe gösterilerek Sivil Toplum Örgütleri ve Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının tüm etkinliklerinin 01.12.2020 tarihine dek ertelenmesi, bu konuda il ve ilçelerdeki Umumi Hıfzıshha Kurullarınca ivedilikle karar alınması istenilmiş ve bu doğrultuda Hıfzısıhha Kurulları karar almıştır.

İç İşleri Bakanlığının genelgesinin yayınlanmasından sonra Yüksek seçim kurulu da bir utanç tablosu olarak tarihe geçecek olan bir kararına imza atmıştır. Bu kararda; il/ilçe umumi hıfzıssıhha kurulunun karar alması durumunda baro seçimlerinin yapılamayacağına;

Siyasi partilerin kongrelerinin yapılmasında sakınca bulunmadığına karar verildiği belirtilmiştir.

Yaşanan bu hukuksuzluğu Bilecik barosu yönetimi olarak ilk saatlerinden itibaren titizlikle takip ettik, halen de etmekteyiz. bu süreçte neler yaptığımızı siz değerli meslektaş ve yurttaşlarımıza kısaca paylaşmak istiyorum.

İçişleri Bakanlığının genelgesinin yayınlanmasından ve il Hıfzısıhha Kurulunca karar alınacağını öğrenir öğrenmez, Bilecik Valiliği il Hıfzısıhha Kuruluna Baromuz adına yazılı olarak başvuruda bulunarak; Baro Genel Kurulu ve Seçimlerinin Ekim ayının ilk haftasında yapılması gerektiğini, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve 7249 sayılı Kanunun 22. Maddesinin amir hükümleri gereği yasal bir zorunluluk olduğunu, kanundan kaynaklanan yasal gereğin genelge ile değiştirilemeyeceğini ve kısıtlanmayacağını, bu nedenle Seçim ve Genel Kurulun genelge kapsamında sayılamayacağını belirterek, Genel kurul ve Seçimimizin ertelenme kararı dışında tutulmasını talep ettik. Aynı gün valilik tarafından bu talebimizin uygun görülmediğine dair karar tarafımıza bildirildi.Ve yine aynı gün Cuma günü, Merkez İlçe Seçim Kurulunun Baromuz Genel Kurul ve Seçimlerinin 1 Aralık tarihine kadar ertelendiğine dair yazısı Baromuza tebliğ edildi. Yönetimimizce vakit geçirilmeksizin kararın kaldırılması talebiyle İl Seçim Kuruluna itirazda bulunduk...

Yine Bilecik İl Hıfzısıhha Kurulu kararının iptali için yürütmeyi durdurma talepli olarak Sakarya İdare Mahkemesinde Baromuz adına dava açtık. Yürütmenin durdurulması kararı verilmesini bekliyoruz.

Bunlarla birlikte Yüksek Seçim Kuruluna “Tam Hukuksuzluk“ nedeniyle itirazda bulunduk. Bu itiraz dilekçemiz de;

Verilen bu karar ile siyasi partilerin kongrelerini yapmalarına izin verilirken Baromuzun iradesinin oluşacağı Genel Kurulun yapılmasına izin verilmeyerek AY 10/ son maddesinde düzenlenen “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” İlkesinin açıkça ihlal edildiğini,

Yine Avukatlık Kanunu’nun amir hükümleri hiçe sayılarak, normlar hiyerarşisine aykırı bir şekilde, bir genelgeden yola çıkarak biz avukatların kanuni haklarının kullanılmasının engellendiğini ve,

Kanunla düzenlenmiş bir konuda Yüksek Seçim Kurulunun veya Bilecik İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun genelge ile seçimleri erteleme/iptal etme hakkı bulunmadığını, bu durumda aksine yapılan tüm iş ve işlemlerin yok hükmünde olduğunu, tam kanunsuzluk oluşturduğunu belirttik.

Sadece Hukuka değil akla ve mantığa da uymayan Yüksek Seçim Kurulunun bu kararını asla kabul etmiyoruz ve kınıyoruz.

Zira bu kararda açıkça bellidir ki; korku korona virüs korkusu veya virüsün yayılması korkusu değildir.Virüsün yayılması korkusu olmuş olsaydı Yüksek Seçim Kurulu kararında siyasi parti kongrelerinin de ertelenmesine karar verilirdi.

Yüksek Seçim Kuruluna buradan soruyorum ;

COVİD 19 virüsü sadece avukatlara mı bulaşıyor, siyasi parti üyelerine bulaşmıyor mu ?

Avukatların hür iradelerinin tecelli ettiği Genel Kurul ve Seçimlerinden neden korkuluyor?

Bizce korku; bağımsız savunmadandır;

Korku ses çıkarılmasındır;

Korku konuşulmasındandır;

Korku itiraz edilmesindendir;

Korku demokrasiden;

Korku hukuk devletinden;

Korku Adaletten ve Bağımsız Yargıdandır.

Yine Baro olarak Sağlık Bakanlığına bir yazı gönderdik. Yazı içeriğinde özetle; şu soruları sorduk.

Sayın Bakanlığınızın ve Korona virüs bilim kurulu üyelerinin seçimlerin ertelenmesi hususunu siyasi partileri ayırarak yalnızca sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sınırlı tutup tutmadığı,

Şayet sadece STK ve Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sınırlı tutulmuş ise Ülke genelindeki istisnasız tüm seçimlerin neden bir genelleme yapılarak ertelenmediği, siyasi partilerin kongrelerinin ve kurultaylarının bu süreç içerisinde yapılmasının uygun olup olmadığı,

3-Uygun ise Baroların Genel Kurullarından hangi farklılıklar bulunması sebebiyle siyasi partilerin kongrelerini yapmalarının uygunluğunun düşünüldüğü ve buna benzer soruları sorduk.Bakanlıktan henüz tarafımıza bir cevap gelmedi, gelince bu bilgiyi de sizlerle paylaşacağız.Bu süreçlerin yürütülmesi ile ilgili olarak başından beri yönetim kurulumuzla birlikte sürekli toplantı ve görüşme halindeyiz.

Hukuk Devletini hayata geçirmek amaçlı faaliyet gösteren bir meslek örgütü olarak bu hukuksuzlukla ilgili tüm mücadelemizi gene hukuk içerisinde ve hukuktan ayrılmayarak siz değerli meslektaşlarımız ve halkımızla dayanışma içinde sürdürmeye devam edeceğimizi bildiriyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Editör: TE Bilişim