Osmaneli İlçe teşkilatının açılış töreni için ilimize gelen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Şeyh Edebali'nin türbesini ziyaret ettikten sonra yaklaşan Söğüt Şenliklerine ve ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu.

Genel başkan Destici, türbede Kur’an-ı Kerim okuduktan sonra çıkışta yaptığı açıklamada; Söğüt şenliklerine ilişkin; "Bu ruhu yaşatmamız, o ruha sahip çıkmamız hepimizin boynunun borcudur" derken, ülke ekonomisine ilişkinde biran önce üretimi artırmamız gerektiğinin altını çizdi.

"Bu ruhu yaşatmamız hepimizin boynunun borcudur"

Genel Başkan Destici,küçük bir beylikten büyük bir cihan imparatorluğu yaratan o ruhu yaşatmamız gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:

"Bizim bugünkü ziyaretimizi öncelikle Osmaneli ilçe teşkilatımızın açılış programı vesilesi ile Bilecik'teyiz.Buralara gelince buranın manevi büyüğü Edebali hazretlerinin kabrinin bulunduğu bu mekanı ziyaret etmeden,ona Fatiha okumadan elbette buradan geçemezdik.Onunla birlikte burada bulunan aile yakınlarını da kabirlerini ziyaret etmiş olduk.Şeyh Edebali hazretleri başta olmak üzere onun bütün aile ferdine,onunla birlikte bu toprakların Türkleşmesinde,Müslümanlaşmasında emeği olan bütün büyüklerimizi,ecdadımızı,Ertuğrulgazi dedemizi,Osmangazi atamızı ve onun neslinden gelipte üç kıtada hüküm süren bütün ecdadımızı rahmetle anıyorum.Ruhları şad,mekanları cennet olsun.Onlar burada küçük bir beylikten,bir cihan devletini kurdular.İşte o azmin,o şevkin,o inancın izlerini bu topraklarda görüyoruz.Bu ruhu yaşatmamız,o ruha sahip çıkmamız hepimizin boynunun borcudur.

Bugünün Türkiye'sine baktığımız zamanda onlar bu kadar küçükken,büyük bir devlet kurmuşlar.Demek ki inanınca,her şey yapılabiliyor.İnsanın başaramayacağı hiç bir şey yok.Onun için buda bize müthiş bir örnek.Bugünün Türkiye'si açısında da müthiş bir örnek.Dolayısıyla bizim hiç kimseden,ne Emperyalistlerden, ne Siyonistlerden nede başka Batılı yada diğer dünya üzerindeki zulüm yapan,haksızlık yapan yada Türk ve ,İslam coğrafyasında kan akıtan ve Türkiye üzerinde kötü emeller taşıyan,Türk milletini parçalamak isteyenlere karşı,Söğüt ruhu ile, Şeyh Edebali'nin bütün o nesle aşıladığı ruh ile birlik içerisinde bütün hepsine galip geleceğimizin timsalini burada görüyoruz.Onlar bu topraklara geldiğinde buralarda kaleler vardı, buralarda sarayı olan komutanlar vardı.Ama inançları ve kararlılıkları ile birlikte yok ettiler ve büyük bir cihan devletini burada kurdular.Onun için bizim hiç kimseden korkmamıza gerek yok.Çünkü biz hala bu ruha sahibiz."

"Türkiye kararlı bir şekilde terörizme karşı bir operasyon yürütüyor"

Batman ve Hakkari'de şehit olan kahraman Mehmetçikler içinde Allah'tan rahmet dileyen BBP Genel Başkanı Destici, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Tabi şehitlerimiz var.Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.Ruhları şad olsun.Mekanları Cennet olsun.Bugünde Hakka uğurladığımız şehitlerimiz var.Tabi Türkiye şu anda teröre karşı ciddi bir mücadele sergiliyor.Burada da büyük başarılar elde ediliyor.Türkiye içerinde terörist gruplar çok minimize seviyeye getirildi ama tabi ki fırsat bulunca yine eylemlerine devam ediyorlar ve şehitlerimizi daha çokta operasyonlarda veriyoruz.Çünkü,Türkiye kararlı bir şekilde terörizme karşı bir operasyon yürütüyor.Hem içeride hem dışarıda yapılıyor bu.Tabi şehitlerimizin yanında yaralı gazilerimiz var.Onlara da Allah'tan acil şifalar niyaz ediyorum.Ve kahraman Mehmetçiklerimizin,güvenlik güçlerimizin,Polislerimizin rabbim yar ve yardımcısı olsun diyorum."

"Üretimi artıracağız,tasarruf edeceğiz"

Son bir yıl içerisinde döviz kurlarındaki artışa da değinen Genel Başkan Destici,bunun altından kalkmanın çarelerini üretimi artırmak ve tasarruf etmek olarak gördüğünü belirtti.

Genel Başkan Detici,Amerika gibi Emperyalist ülkelerin ambargolarına da boyun eğilmemsi gerektiğinin altını çizerek bu kararlılığın devam etmesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:

"Dövizde,Dolarda son bir yıl içerisinde neredeyse yüzde 50'ye varan bir yükseliş oldu.Dolayısıyla da biz enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz.Petrol ve gaz başta olmak üzere biz enerjiyi yüzde 90'ların üzerinde bir seviyede dışarıdan alıyoruz.Dolayısıyla da bunlarda döviz ile giriyor.Haliyle bu zamlar mutlaka zam olarak vatandaşımıza yansıyacaktır.Bunu da yavaş yavaş işte doğalgaza gelen zam,akaryakıta belli aralıklarla gelen zamlar.Onlar daha sonra yavaş yavaş diğer maddelere de yansıyacak.Çünkü maliyetler yükseliyor işin doğrusu bu.Yani bizin buna çözüm bulmamızın yolu şuradan geçiyor: kendimiz üreteceğiz.Üretimi artıracağız.Tasarruf edeceğiz ve burada cari açığımızı kapatmamız lazım.Bizim dış ticaretimizi mutlaka ama mutlaka dengelememiz lazım.Bizim şu anda ithalat-ihracat arasındaki farkımız 100 Milyar Dolar'ın üzerinde.Bunun yaklaşık 50 Milyar Dolarını da,turizm gelirleri ve özelleştirme ile kapatıyoruz ama; 50-55 Milyar Dolar her yıl cari açık olarak hanemize borç olarak yazılıyor.Bunu nasıl çeviriyorsunuz? Dış borç veya dışarıdan gelen yatırımcı ile bunu çeviriyorsunuz.Ama tabi Amerika gibi bir Emperyalizmin ve Kapitalizmin babası olan bir ülke ambargolar yürürlüğe koyduğunda bütün dünya piyasasını da etkiliyor.Bununda olumsuz sonuçları ile karşı karşıya kalıyorsunuz.Ama bütün bunlar bizi yıldıramayacak!Ben vatandaşın arasındayım.Vatandaşımız bu zamlarında,bu Doların yükselişinin de Türkiye ye karşı yapılan bir ambargodan,kötü niyetli birtakım yaptırımlardan kaynaklandığını biliyor.Burada biz ya istiklalimiz,bağımsızlığımız diyeceğiz yada bu ambargolara, bu tehditlere boyun eğeceğiz.Türkiye bugüne kadar boyun eğdiği dönemlerde daha fazlası ile karşılaştı.Onun için 'sarı öküzü verirseniz tüm sürüyü kaybedersiniz' Onun için ben bu tehditlere Türkiye'nin boyun eğmedi tavrın sonuna kadar devam etmesini,bedeli neyse de biz toplum olarak,ülke olarak bunun bedelini öderiz.Ama bunun sonucunun daha hayırlı olacağını inanıyorum.Milletimizin biraz sabretmesi gerekecek.Tabi devletimizi yönetenlere de bunu ifade etmek istiyorum.Tasarrufsa da bu en tepeden başlaması lazım,üretimse de bunun en tepeden teşvik edilmesi lazım.Ve üreten kesimlerin desteklenmesi lazım.Şimdi mesela; işte konutlardaki doğalgaza yüzde 9,sanayiye yüzde 14 zam yapılıyor.Bence sanayiye zam yapmamak lazım.Çünkü neden? Sanayici üretiyor.Üreten çiftçiye mazotu vergisiz vermek lazım.Bunun vergisini ürettikten sonra almak lazım.Biz üretmeden önce vergisini alıyoruz.Dolayısıyla da üretimi engelliyoruz,üretimiz zayıflatıyoruz.Yani konuta yüzde 9,sanayiye yüzde 14.Bence sanayiciye belli bir süre hiç zam yapmamak lazım.Ve sanayicinin üretimini teşvik etmek lazım.Gerekiyorsa da başka alanlarda da sanayiciyi,üreticiyi desteklemek lazım.Ben bugün çiftçi ile konuşuyorum; iki şikayetleri var; 1-mazot,2-gübre.Yani mazotun vergisini ürettiği üründen al.Gübreden keza öyle.Yani dolayısıyla mutlaka devletin üretimi teşvik edici tedbirler açıklaması lazım.Bakın şu anda bankalardaki faizlerin,kredi oranlarının yükselmiş olması; bunların hepsinin belli bir süre sonra bizim ekonomimize ağır maliyetlerini eksi yönde yakın zamanda göreceğiz.Onun için alınan tedbirlerin ivedilikle alınması lazım.Birde,sanayicinin,üreticinin mutlaka korunması lazım.Ama öbür taraftan hala bütün bu yaşadıklarımıza rağmen tasarrufa geçemedik.Bizim bir an önce ivedilikle tasarrufa geçmemiz lazım diyorum."

Başkan Destici daha sonra Osmanlı Padişahları Tarih Şeridini gezdikten sonra Osmaneli’ye gitmek üzere harekete geçti.

Editör: TE Bilişim